Yeşil Çay ve Sağlık Üzerine Etkileri
YEŞİL ÇAY VE SAĞLIK ÜZERİNE ETKİLERİ
ÇAY
Çayın ilk sözü edildiği zaman, 5000 yıldan öncedir. Orta sıcaklıkta ve belirli miktarlarda tüketilen çay her şeyden önce, herhangi bir akut veya kronik toksik etki göstermemesinin yanı sıra, sağlığı daha iyiye taşıyan bir içecek olarak tanımlanabilir.
Günümüzde sudan sonra en çok tüketilen içecek olan çay, güneybatı Çin ve kuzeydoğu Hindistan kökenli çay bitkisinin (Camellia sinensis) tepe tomurcuğu ve yapraklarının işlenmesiyle elde edilir. Farklı yöntemlerle üretilen çay, yeşil, siyah ve oolong olarak 3 ana kategoriye ayrılmaktadır. Yeşil çay fermente edilmemiş, siyah çay tam fermente edilmiş ve oolong çay ise, yarı fermente edilmiş bir özelliktedir.
Yeşil çay, Camellia sinensis yapraklarının toplanır toplanmaz hızla kurutulması ile elde edilen ve aynı bitkiden elde edilen siyah çaydan farklı olarak kurutulurken oksijenle tepkimeye girmesine izin verilmeyen bitkisel çaylardandır. Hem siyah hem de yeşil çayda kafein ve antioksidan bulunmasına rağmen yeşil çaydaki kafein oranı daha düşük ancak daha az işlem gördüğü için antioksidan miktarı daha fazladır. Yeşil çaya herhangi bir fermentasyon işlemi uygulanmadığı için, siyah çayın içerdiği uçucu yağ bileşenleri oluşmaz. Bu nedenle yeşil çayın aromatik özelliği daha azdır. Yeşil ve siyah çay karşılaştırıldığında ise, büyük ölçüde aynı etkiye sahip olduğu görülür.
Yeşil Çayın Sağlık Üzerine Etkileri
Yapılan çalışmalar yeşil çayın antioksidan, antienflamatuar, antimutajenik, antikanserojenik, obezliği önleyici, hipolipidemik (kolesterolü düşürücü), antiarteriosklerotik (damar sertliğini önleyici), antidiabetik, antibakteriyel, antiviral ve yaşlanmayı geciktirici etkilere sahip olduğunu göstermiştir. Bu araştırmalarda yeşil çayın sağlık üzerine yararlı etkilerinin, özellikle bileşiminde bulunan kateşinlerden kaynaklandığı belirtilmektedir. Yeşil çayın ve bileşiminde bulunan kateşinlerin kanser oluşumuna karşı koruyucu etkisi; hücre çoğalmasını engelleme, hücre döngüsünü durdurma, etken reseptörleri baskılama, sitokinlerin salınımını azaltma, mutajeniteyi ve genotoksisiteyi önleme, detoksifikasyon enzimlerini etkinleştirme, serbest radikal temizleme, kanser hücrelerinin apoptosisini (ölümünü) hızlandırma gibi mekanizmalarla açıklanmaktadır.
Aşırı derecede şişman fareler üzerinde yapılan çalışmalar, farelerin 10 haftadan daha uzun süre yeşil çay tüketmeleri durumunda obezitenin ve yağlı karaciğer sendromunun daha az görüldüğü saptanmıştır. Bu durum artan enerji tüketimine rağmen yeşil çay kateşinlerinin etkisiyle azalan besin maddesi emiliminden kaynaklanmaktadır. Yine fareler üzerinde yapılan çalışmalarda yeşil çaydaki kafein ve tanen kilo artışını önlediği, kateşin ve kafeinin sinerjik etki ile antiobesite etkisi olduğu belirlenmiştir.
Yeşil çay antibakteriyal etkisiyle, dişlerde tartar ve çürük oluşumuna neden olan Streptococcus mutans ve Streptococcus sobrinus gibi bakterilerin biyolojik aktivitelerini baskılamakta, bunların diş minesine yapışmasını engellemekte ve ağız kokusunun önlenmesine yardımcı olmaktadır. Yeşil çay ekstraktları metisiline dirençli Staphylococcus aureus'un metisilin direncini düşürmekte, ayrıca gastrik, mide ve on iki parmak bağırsağı ülseri gibi hastalıklara neden olan Helicobacter pylori'nin gelişimini de engellemektedir.
4 fincan veya daha az çayın kronik hastalıkları önemli derecede korumada yeterli olmadığı gösterilmiştir. Günde tüketilen 6-10 kupa bardağı çay kronik hastalıklardaki riski azaltmaktadır. Yetişkinlerde toplam önerilen sıvı miktarı 2.5 litre, bu miktarın 0.9-1.4 litresi çay olmalıdır.
Antioksidan Etki
Çevresel etkilerden oluşan serbest radikaller, DNA veya hücre zarları gibi duyarlı biyolojik yapılarda oksidatif hasara yol açar. Bu durum, daha sonra kanser, kalp hastalıkları, multipl skleroz ve otoimmün hastalıkların oluşmasına neden olur. Metabolik aktivite nedeniyle de serbest radikaller oluşur. Bu reaksiyon nükleik asitler, hormonlar, proteinler ve çok sık olan katalizörlerin (demir, bakır, mangan, molibden) sentezlenmesinde gerekli ve kullanışlı bir süreçtir. Serbest radikaller aynı zamanda, mikrop ve virüslerin çoğalmasını engellemek için üretilirler. Bazı serbest radikal türleri ise hücrelere zarar verir. Hücreler, bu serbest radikallerin toksik aktivitelerinden antioksidan mekanizmaları ve bölünme yolu ile korunurlar. Antioksidanlar reaktif oksijen, reaktif nitrojen türleri veya her ikisine ait normal fizyolojik fonksiyonlara ilişkin ters etkileri önemli ölçüde azaltır. Çayda çok güçlü antioksidan içeren flavonoid bileşiği olduğu ve antioksidan içeren bu bileşiğin hücreleri serbest radikal hasarlarından, C ve E vitaminlerinden çok daha iyi koruduğu gösterilmiştir. Çok güçlü bir antioksidan aktiviteyi sağlayan flavonoller, C vitamininden 20 kez daha etkilidir.
Güçlü bir antioksidan olan yeşil çay polifenolleri reaktif oksijen ve nitrojen türlerini bağlar, ayrıca antioksidan enzimlerin sentezini tetikleyerek de dolaylı olarak antioksidan aktivite gösterir. Bu etkileriyle yeşil çay lipid peroksidasyonunu ve DNA yapısında oluşabilecek hasarları engeller. Lipoproteinlerin oksidasyonunu engelleme yoluyla, damar tıkanıklığını ve sertliğini engelleyebileceği ve şeker hastalığında dolaylı olarak tedaviyi destekleyebileceği bildirilmiştir. Yapılan araştırmalarda, yeşil çay düzenli olarak tüketildiğinde, kalp hastalıkları ve kanser riskinin azaldığı görülmüştür.
Yan Etkiler
Çay kateşinlerinin sindirim sisteminde demirle çözünmeyen kompleksler oluşturmak suretiyle, demir emilimini kısmen engelleyebileceği, ancak çaya süt veya askorbik asit ( C vitamini) eklenerek veya demir içeren ilaçları ya da yiyecekleri çayla birlikte tüketmeyerek bu olumsuz etkinin önlenebileceği belirtilmiştir. Yapılan bir araştırmada, günlük 3-4 fincan çay içimiyle, demir eksikliğine bağlı kansızlık probleminin gözlenmediği bildirilmiştir.
Yeşil çayın içinde kafein olmasından dolayı çok içilmesi uykusuzluk gibi sorunlara neden olabilir. Çayın içeriğinde bulunan kafein bileşiğinin aşırı miktarda tüketildiğinde toksik etkiler yaptığı göz ardı edilmemelidir. Yine emziren kadınlar ve gebelerde, içeriğindeki kafeinden dolayı yeşil çayı fazla tüketilmemesi önerilmemektedir. Yeşil çay folik asitin yararlarını olumsuz yönde etkileyebileceğinden hamilelerin kullanmaması gerektiğini belirten uyarılar vardır.
Sonuç olarak, çay sağlıklı beslenmenin bir parçası olan iyi antioksidan kaynaklardan biridir. Su, günlük sıvı tüketiminin önemli bir parçasıdır. Bilimsel araştırma sonuçlarına göre, günde 5-7 fincan taze demlenmiş yeşil veya siyah çayın günlük alınan sıvı miktarının bir bölümünü oluşturması gerektiği belirtilmekte ve önerilmektedir.
ÇAY
Çayın ilk sözü edildiği zaman, 5000 yıldan öncedir. Orta sıcaklıkta ve belirli miktarlarda tüketilen çay her şeyden önce, herhangi bir akut veya kronik toksik etki göstermemesinin yanı sıra, sağlığı daha iyiye taşıyan bir içecek olarak tanımlanabilir.
Günümüzde sudan sonra en çok tüketilen içecek olan çay, güneybatı Çin ve kuzeydoğu Hindistan kökenli çay bitkisinin (Camellia sinensis) tepe tomurcuğu ve yapraklarının işlenmesiyle elde edilir. Farklı yöntemlerle üretilen çay, yeşil, siyah ve oolong olarak 3 ana kategoriye ayrılmaktadır. Yeşil çay fermente edilmemiş, siyah çay tam fermente edilmiş ve oolong çay ise, yarı fermente edilmiş bir özelliktedir.
Yeşil çay, Camellia sinensis yapraklarının toplanır toplanmaz hızla kurutulması ile elde edilen ve aynı bitkiden elde edilen siyah çaydan farklı olarak kurutulurken oksijenle tepkimeye girmesine izin verilmeyen bitkisel çaylardandır. Hem siyah hem de yeşil çayda kafein ve antioksidan bulunmasına rağmen yeşil çaydaki kafein oranı daha düşük ancak daha az işlem gördüğü için antioksidan miktarı daha fazladır. Yeşil çaya herhangi bir fermentasyon işlemi uygulanmadığı için, siyah çayın içerdiği uçucu yağ bileşenleri oluşmaz. Bu nedenle yeşil çayın aromatik özelliği daha azdır. Yeşil ve siyah çay karşılaştırıldığında ise, büyük ölçüde aynı etkiye sahip olduğu görülür.
Yeşil Çayın Sağlık Üzerine Etkileri
Yapılan çalışmalar yeşil çayın antioksidan, antienflamatuar, antimutajenik, antikanserojenik, obezliği önleyici, hipolipidemik (kolesterolü düşürücü), antiarteriosklerotik (damar sertliğini önleyici), antidiabetik, antibakteriyel, antiviral ve yaşlanmayı geciktirici etkilere sahip olduğunu göstermiştir. Bu araştırmalarda yeşil çayın sağlık üzerine yararlı etkilerinin, özellikle bileşiminde bulunan kateşinlerden kaynaklandığı belirtilmektedir. Yeşil çayın ve bileşiminde bulunan kateşinlerin kanser oluşumuna karşı koruyucu etkisi; hücre çoğalmasını engelleme, hücre döngüsünü durdurma, etken reseptörleri baskılama, sitokinlerin salınımını azaltma, mutajeniteyi ve genotoksisiteyi önleme, detoksifikasyon enzimlerini etkinleştirme, serbest radikal temizleme, kanser hücrelerinin apoptosisini (ölümünü) hızlandırma gibi mekanizmalarla açıklanmaktadır.
Aşırı derecede şişman fareler üzerinde yapılan çalışmalar, farelerin 10 haftadan daha uzun süre yeşil çay tüketmeleri durumunda obezitenin ve yağlı karaciğer sendromunun daha az görüldüğü saptanmıştır. Bu durum artan enerji tüketimine rağmen yeşil çay kateşinlerinin etkisiyle azalan besin maddesi emiliminden kaynaklanmaktadır. Yine fareler üzerinde yapılan çalışmalarda yeşil çaydaki kafein ve tanen kilo artışını önlediği, kateşin ve kafeinin sinerjik etki ile antiobesite etkisi olduğu belirlenmiştir.
Yeşil çay antibakteriyal etkisiyle, dişlerde tartar ve çürük oluşumuna neden olan Streptococcus mutans ve Streptococcus sobrinus gibi bakterilerin biyolojik aktivitelerini baskılamakta, bunların diş minesine yapışmasını engellemekte ve ağız kokusunun önlenmesine yardımcı olmaktadır. Yeşil çay ekstraktları metisiline dirençli Staphylococcus aureus'un metisilin direncini düşürmekte, ayrıca gastrik, mide ve on iki parmak bağırsağı ülseri gibi hastalıklara neden olan Helicobacter pylori'nin gelişimini de engellemektedir.
4 fincan veya daha az çayın kronik hastalıkları önemli derecede korumada yeterli olmadığı gösterilmiştir. Günde tüketilen 6-10 kupa bardağı çay kronik hastalıklardaki riski azaltmaktadır. Yetişkinlerde toplam önerilen sıvı miktarı 2.5 litre, bu miktarın 0.9-1.4 litresi çay olmalıdır.
Antioksidan Etki
Çevresel etkilerden oluşan serbest radikaller, DNA veya hücre zarları gibi duyarlı biyolojik yapılarda oksidatif hasara yol açar. Bu durum, daha sonra kanser, kalp hastalıkları, multipl skleroz ve otoimmün hastalıkların oluşmasına neden olur. Metabolik aktivite nedeniyle de serbest radikaller oluşur. Bu reaksiyon nükleik asitler, hormonlar, proteinler ve çok sık olan katalizörlerin (demir, bakır, mangan, molibden) sentezlenmesinde gerekli ve kullanışlı bir süreçtir. Serbest radikaller aynı zamanda, mikrop ve virüslerin çoğalmasını engellemek için üretilirler. Bazı serbest radikal türleri ise hücrelere zarar verir. Hücreler, bu serbest radikallerin toksik aktivitelerinden antioksidan mekanizmaları ve bölünme yolu ile korunurlar. Antioksidanlar reaktif oksijen, reaktif nitrojen türleri veya her ikisine ait normal fizyolojik fonksiyonlara ilişkin ters etkileri önemli ölçüde azaltır. Çayda çok güçlü antioksidan içeren flavonoid bileşiği olduğu ve antioksidan içeren bu bileşiğin hücreleri serbest radikal hasarlarından, C ve E vitaminlerinden çok daha iyi koruduğu gösterilmiştir. Çok güçlü bir antioksidan aktiviteyi sağlayan flavonoller, C vitamininden 20 kez daha etkilidir.
Güçlü bir antioksidan olan yeşil çay polifenolleri reaktif oksijen ve nitrojen türlerini bağlar, ayrıca antioksidan enzimlerin sentezini tetikleyerek de dolaylı olarak antioksidan aktivite gösterir. Bu etkileriyle yeşil çay lipid peroksidasyonunu ve DNA yapısında oluşabilecek hasarları engeller. Lipoproteinlerin oksidasyonunu engelleme yoluyla, damar tıkanıklığını ve sertliğini engelleyebileceği ve şeker hastalığında dolaylı olarak tedaviyi destekleyebileceği bildirilmiştir. Yapılan araştırmalarda, yeşil çay düzenli olarak tüketildiğinde, kalp hastalıkları ve kanser riskinin azaldığı görülmüştür.
Yan Etkiler
Çay kateşinlerinin sindirim sisteminde demirle çözünmeyen kompleksler oluşturmak suretiyle, demir emilimini kısmen engelleyebileceği, ancak çaya süt veya askorbik asit ( C vitamini) eklenerek veya demir içeren ilaçları ya da yiyecekleri çayla birlikte tüketmeyerek bu olumsuz etkinin önlenebileceği belirtilmiştir. Yapılan bir araştırmada, günlük 3-4 fincan çay içimiyle, demir eksikliğine bağlı kansızlık probleminin gözlenmediği bildirilmiştir.
Yeşil çayın içinde kafein olmasından dolayı çok içilmesi uykusuzluk gibi sorunlara neden olabilir. Çayın içeriğinde bulunan kafein bileşiğinin aşırı miktarda tüketildiğinde toksik etkiler yaptığı göz ardı edilmemelidir. Yine emziren kadınlar ve gebelerde, içeriğindeki kafeinden dolayı yeşil çayı fazla tüketilmemesi önerilmemektedir. Yeşil çay folik asitin yararlarını olumsuz yönde etkileyebileceğinden hamilelerin kullanmaması gerektiğini belirten uyarılar vardır.
Sonuç olarak, çay sağlıklı beslenmenin bir parçası olan iyi antioksidan kaynaklardan biridir. Su, günlük sıvı tüketiminin önemli bir parçasıdır. Bilimsel araştırma sonuçlarına göre, günde 5-7 fincan taze demlenmiş yeşil veya siyah çayın günlük alınan sıvı miktarının bir bölümünü oluşturması gerektiği belirtilmekte ve önerilmektedir.
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Yeşil Çay ve Sağlık Üzerine Etkileri" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dyt.Gizem ELBAY'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dyt.Gizem ELBAY'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
1 Beğeni
Yazan Uzman
|
yeşil çay, yeşil çayın faydaları, yeşil çayın yan etkileri, yeşil çayda antioksidan, yeşil çayın yararları, beslenmede yeşil çay, yeşil çay tüketimi
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.