2007'den Bugüne 92,232 Tavsiye, 28,206 Uzman ve 19,964 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Sınav Başarısı
MAKALE #16566 © Yazan Uzm.Psk.Ayşegül COŞKUN | Yayın Nisan 2016 | 2,781 Okuyucu
BAŞARIYA ULAŞMAK İÇİN

Başarı değişken bir kavram olduğu için genel geçer bir tanımını yapmak mümkün değildir; ancak başarı genel bir çerçeve içinde “uyumlu ve doyumlu” yaşamak olarak tanımlanabilir.

Başarılı olmak için çok çalışmak değil, etkili çalışmak gereklidir. Etkili çalışmak ise zamanı, belirlenmiş amaçlar ve saptanmış öncelikler doğrultusunda programlı olarak kullanmaktır. Başarılı olmak için amacın açık ve net tanımının yapılmış olması ve bu amaca yönelik yıllık, aylık ve haftalık programların yapılması temel şarttır.

Çeşitli ölçüler kullanılarak başarılı oldukları belirlenmiş kişiler üzerinde yapılan araştırmalar, başarılı kişilerin şu özelliklere sahip olduklarını ortaya koymuştur:

Kendini tanıma özelliği: Başarılı olan insanlar, becerilerinin, ilgilerinin ve sınırlarının farkında olan insanlardır. Böylece ilgi duymadıkları alana yönelmedikleri gibi, kendilerini “yeterli” hissettikleri alanlardan da en “iyi” olduklarına yönelirler. Böyle bir tutum, herhangi bir işi, “Başladık bir kere…” diye sürdürmenin “Ne yapalım, önümüze bu iş çıktı…” diye bağlanmanın tam tersi bir durum dur. Çağdaş başarının yakalanması da seçici olmakla ve nüansların hakkını vermekle mümkündür.

İlgi duyduğu alanda, becerebileceği konuya yönelen kişinin kendine güveni ve saygısı artar, kişi kendinden hoşnut olur. Kendilerinden memnun olan insanlar, iyi sonuçlar yaratırlar.

Durumunu değerlendirme özelliği: Bu kimseler güçlerinin, niteliklerinin sınırlarını bilen ve sahip oldukları imkanlar dan haberdar olan insanlardır.

Zamanı iyi kullanma özelliği: Bir çok kimsenin şikayet ettiği gibi, zaman “çok hızlı” değil, sabit bir hızla geçer. Başarılı ve başarısız insanlara eşit ve demokratik olarak verilmiş tek şey zamandır. Herkesin günü 24 saat, haftası 7, ayı 30 gümdür.

Başarılı olanlar, Zamanlarını kendi seçtikleri amaçlar doğrultusunda planlı ve düzenli olarak kullananlardır. Başarılı insanlar, önemli olanla önemsiz olanı birbirinden ayırır, zamanlarını daha az önemli işler ve ayrıntılar ile değil; ”olmazsa olmaz” niteliğindeki öncelikli işlerden başlayarak kullanırlar.

Amacı belirleme özelliği: Amaç, belirli bir zaman dilimi içinde ulaşılması istenen noktadır. Bunun için –daha önce de belirtildiği gibi amacın açık ve kesin olarak tanımlanması ve yazıya geçirilmesi gerekir. Ayrıca bu amaca giden yolun bölümlere ayrılması ve belirli zaman dilimleri içinde ne kadar mesafe geçildiğine bakılması yararlıdır. Bu değerlendirmede sebepler ve mazeretler üzerine değil, somut sonuçlar üzerinde durmak gerekir.

Dinleme ve gözleme özelliği: Etkili konuşmak hiç şüphesiz çok önemli bir niteliktir; ancak dinleyecek ve müdahale etmeden sükûnetle gözleyecek sabra sahip olmak, kişiye birçok durumda etkili konuşmaktan daha önemli avantajlar sağlar.

Dinlemek ve gözlemek, sorulacak birçok sorunun cevabının kendiliğinden ortaya çıkmasına neden yardımcı olduğu gibi olayların doğal akışının bozulmamasına ve böylece edinilecek bilginin geçeğe daha yakın olmasına imkan verir.

Susmasını bilme özelliği: Bu özellik dinlenmek ve gözlemekle bir çok açıdan benzerlik gösterdiği halde bütünüyle aynı değildir. Susmak insanı sonradan pişman olacağı ve telafi etmek için çaba harcayacağı durumlardan kurtarır. Özellikle problem sırasında ve gerginliğin yaşandığı durumlarda, kişinin ağzından kaçırdıkları sebebiyle sonradan güç durumda kaldığı bilinir. Bir düşünürün söyledikleri, bu konuya ışık tutmaktadır: “Söylediğim bir çok söz yüzünden başım çok derde girmiştir; ancak şimdiye kadar söylemediğim herhangi bir söz sebebiyle pişmanlık duyduğumu hatırlamıyorum.”

Yardım isteme özelliği: Başarılı insanların önemli özelliklerinden birisi de gerekli olan yer ve zamanda yardım istemeyi bilmeleridir. Çok basit ve doğal göründüğü halde, yardım istemeye cesaret etmek, bunun yerini ve zamanını doğru olarak seçmek ve uygun kişiden yardım istemek, gerçekten çok önemli bir niteliktir.

Bazı kimseler, “yardım istemeden başarıya ulaşmayı” önemli bir meziyet olarak görürler. Bu kimselerin unuttukları nokta, başarının tek bir sabit nokta olmadığıdır. Yardım isteyen kişi yolunu kısaltır ve var olan enerji ve becerisini daha ileriye gitmek için kullanır. B u sebeple yardım istemek ve hiç şüphesiz karşılığında çıkacak faturayı beklemek ve kabullenmek başarıya ulaşmış insanların ortak özelliklerinden biridir.

BAŞARI İÇİN GÜÇLÜ YÖNLERE ODAKLANMAK

Hiçbir insan her alanda iyi olamaz. Herkesin güçlü ve zayıf yönleri vardır. “Güçlü yön”, belirli bir konuda veya işte, sürekli olarak kusursuza yakın performans demektir.

Öte yandan “mükemmel”, “kusurlu”nun karşı kutbu anlamına gelmemektedir. Bir başka deyişle, “olumsuzlukla” tan ya da “kötü” den uzaklaşmakla “iyi” ye ve “olumlu”ya ulaşamayız. “Güçlü yönler” in ve “mükemmel”liğin, kusurludan farklı, kendine özgü kalıpları vardır. Ne var ki çoğumuzun zihin haritası, olumsuza odaklanma, olumsuzu bertaraf etme temeline dayanmaktadır.

Odaklandıklarımız gerçeğimiz olur. Yanlışa odaklanmak yanlışları yakalamamıza yol açar, güçlü yönlerimizi zedeler ve performansımızı olumsuz yönde etkiler. Başarı, güçlü yönlerimizi bulmaya ve geliştirmeye bağlıdır, sürekli olarak eksikleri telafi etmek için çalışmaya değil.

KENDİNİ DOĞRULAYAN KEHANET

Psikoloji tarihinde dönüm noktası olan araştırmalardan bir tanesi Rosenthal ve arkadaşlarının yaptığı bir çalışmadır. Bir grup psikolog çeşitli ilkokullarda ders yılı başında sınıflarda sınıflarda zeka testi uygulanır. Bir süre sonra öğretmenlere, her sınıfta 4 öğrencinin üstün zekalı olduğunu, ancak bunu çocuklara aktarmamalarını söylerler. Gerçekte öğretmenlere isimleri bildirilen çocuklar üstün zekalı olmayıp isimleri kurayla saptanmış olan çocuklardır.

Ders yılı sonunda bu çocukların başarılarının yükseldiği görülmüştür. Bu araştırma büyük yankılar yapmış ve Rosenthal buna “kendini doğrulayan kehanet” adını vermiştir.

Bu önemli araştırmada çıkartılması gereken en önemli sonuç, çocuklarımıza ne söylüyorsak, öyle olma ihtimallerini araştırdığımızdır. Çocuklarımıza “tembel, savruk, haylaz, dağınık, sorumsuz, yaramaz, düşüncesizler, sakar” gibi sıfatlarla sıfatlar la yaklaştığımız takdirde, gerçekte de “tanımladığımız gibi” olma ihtimallerini artırırız. Kısacası çocuğumuza olumsuz olarak ne dersek “öyle” olmasını kolaylaştırırız.

Gerçek ne yazık ki buna uygun değildir`; çünkü çocuğumuza olumsuz bir sıfatla yaklaştığımız zaman, ortada daima bir sebep vardır. Bu sebeple çocuğumuzun kafasındaki olumsuz benlik imajını pekiştirmiş oluruz; ancak ortada bir sebep yokken olumlu benlik imajını pekiştirmemiz mümkün değildir. Bu konuda temel ilke esas olarak çocuğu değil, davranışı övmektir.

Genel olarak eğitimde, özel olarak yeni bir davranışın kazandırılmasında temel ilke yanlışların görülmesi ve düzeltilmesi değil “doğruların fark edilmesidir”. Bir başka ifadeyle söylersek, eğitimde esas amaç, “yanlışların yakalanması” olmayıp “doğruların yakalanması”dır.

TÜM SINAVLAR İÇİN GEÇERLİ KURAL “GİRECEĞİNİZ SINAVI TANIYIN”



Okul içinde ders öğretmeninin hazırladığı sınavlarda, öğretmenin kaç soru sorduğunu, ne tür bilgiler istediğini araştırın. Bazı öğretmenler sorulara, kısa ve ayrıntılardan arınmış cevaplar, bazıları ayrıntılara kadar inilmiş cevaplar isterler. Bu incelikleri sınav sırasında öğretmeninize sorarak değil, sınavdan önce araştırarak öğrenin.
Soruların puan ağırlıklarını bilin ve yazmaya ve yazmaya başlamadan önce cevaplayacağınız sırayı ve bunlara ayırdığınız süreyi belirleyin.
Gireceğiniz sınavın bütünüyle bir provasını yapın. Eğer 20-40 dakikalık bir sınava girecekseniz, kendi kendinize muhtemel sorularda oluşan ve bu süreyi içine alan bir deneme sınavı yapın.
Sizi bekleyen bir giriş sınavı ise, sınav süresini tam olarak temsil eden en az iki deneme sınavına mutlaka katılın. Bunun için dershanelerin veya başka kurumların yaptıkları sınavları öğrencileri olmayacaksanız bile antrenman amacıyla kullanın.
Sınava hazırlanırken veya sınav sırasında aklınıza başarılı olamayacağınız, başkalarının sizden daha iyi çalıştığı, önceki bir başka sınavda daha çok çalıştığınız halde başarılı olmadığınız gibi düşünceler gelebilir. Böyle durumlarda kendi kendinize şu soruları sorun, ‘‘Bu düşünce biçiminin bana faydası var mı?” Bu düşünce biçimi benim ders çalışmamı kolaylaştırıyor mu? Bu sorulara “hayır” diyorsanız, bu düşünceleri bir yana bırakın ve çalışmaya devam edin.
Sınav başlamadan önce kendinizi heyecanlı ve fazla gergin hissediyorsanız, sınıf içinde veya koridorda yürüyüş yapın.
Yerinize oturduktan sonra ve sınav sırasında heyecanınızı kontrol etmekte zorlanıyorsanız, “nefes egzersizleri’’ uygulayın.

Kaynak: Üstün Başarı, Prof. Dr. Acar Baltaş
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Sınav Başarısı" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Ayşegül COŞKUN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Ayşegül COŞKUN'un izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Ayşegül COŞKUN'un Makaleleri
► Yaşam Başarısı Psk.Namık ACAR
► Evlilik Başarısı Psk.Namık ACAR
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,964 uzman makalesi arasında 'Sınav Başarısı' başlığıyla benzeşen toplam 20 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Kaygı Bozukluğu Nisan 2016
► Anaokuluna Başlarken Aralık 2015
► Şiddet,televizyon,internet Aralık 2014
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


14:30
Top