Kısaca Eğitim Psikolojisi
Eğitim psikolojisi, gelişim ve öğrenme psikolojisinin konularını temel alarak bu süreçler hakkında araştırma ve geliştirme çalışmaları yapan bilim dalıdır. Gelişim psikolojisi ise bireyin doğumdan ölümüne kadar olan sürecin biyolojik ve psikolojik konularını inceler. Gelişim psikolojisi konusu içerisinde insan yaşamı belirli dönemlere ayrılmıştır ve bu dönemler içerisinde insanların ortak bilişsel ve fiziksel gelişimleri hesaba katılarak oluşturulmuştur. Gelişim psikolojisi dönem-yaş ilişkisi içinde bireyi inceler, kişinin bireysel özelliklerini de hesaba katarak sorunlara belirli yapıcı yanıtlar verir. Öğrenme psikolojisi, bireyin nasıl öğrendiğini ve bireye nasıl öğretilebileceğini inceler. Öğrenme en basit tanımıyla davranışın değişmesidir, bilinmez birşeyi bilinebilir hale getirmektir. Öğrenmenin sınırı yoktur ve yaşam boyu devam eder. Bu alanda en etkin çalışmaları Biyolojik, Bilişsel ve Davranışçılık ekolleri gerçekleştirmiştir.
Sizlere burada eğitim psikolojisi adına sayfalarca yazı sunmayacağım. Eğitimdeki en temel parçacıklar üzerinde duracağım.. Buyrun efendim.. Hayatınızda geçirdiğiniz her saniye, her gün yeni birşeyler öğrenerek ilerliyoruz. Her gün okulda, işte, sosyal medyada, TV'de, gazetelerde, sağdan soldan duyumlarla bilgiler ediniyoruz. Bunların kimisi bize fayda sağlarken kimisi zihninizde boş bir yer kaplamaktan hatta ve hatta bildiğiniz şeylere zarar vermekten öteye gidemiyor. İşte bizler günlük yaşamda karşılaştığımız bu bilgileri öğrenirken farkında olarak ve ya olmayarak öğrenme psikolojisindeki süreçleri kullanıyoruz: Birleştirme, ayırt etme, seçicilik, bilgi işleme, anlamlandırma, kayıt etme, kaydı geri getirme, asimilasyon, akomodasyon, koşullanma, şekillendirme, uyarıcı maddeler, hormonlar, vitaminler ve daha nice kavramlar...
Eğitimde verim ve hedeflere ulaşma çoklu etkenlerin bir araya gelmesiyle sağlanmaktadır: Kalıtım, Aile (ailenin tutumu, kardeş sıralaması, aile içi olaylar), Çevre, Zaman gibi... Kimi zaman bazı etkenler kolayca kontrol edilebilirken kimi zaman bu pek kolay olmamaktadır. Burada kişinin bireysel özelliklerine vurgu yapmak yerinde olur. Yani her bir bireyin öğrenme reçetesi farklıdır. Kimi ezberi sever, kimi analitik konuları, kimi herşeyin matematiğini arar. Peki neden böyle farklıyız? Dedim ya; kalıtım, aile, çevre gibi durumlar bunun üzerinde etkin olur.
"Ağaç yaşken eğilir" atasözümüzden yol çıkarsak öğrenme tarzının, eğitim psikolojisinin en etkili şekillendirilebileceği dönem hepinizin tahmin ettiği gibi Çocukluk Dönemi'dir. Buna göre doğumdan öncesinde başlayan ve yaşam boyu devam eden altı adet gelişim alanı vardır:
Bedensel
Bilişsel
Kişilik
Benlik
Ahlak
Duygu
Eğitim süreçlerinde problemleri olan bireylerde bu altı alanda problemler olabileceği için terapide bu alanlar üzerinde durulur. Öğrenme psikolojisindeki süreçler ile bu problemler giderilmeye çalışılır. İşte işin tüm özeti budur. Dünyada sık görülen öğrenme ve gelişim bozukluklarından bazıları şunlardır:
Disleksi (okuma bozukluğu)
Disgrafi (yazma bozukluğu)
Diskalkuli (matematik)
Afazi (konuşma bozukluğu)
Asperger Sendromu
Otizim
Rett Sendromu
Yaygın Gelişimsel Bozukluk
Son olarak D.L. NOLTE'nin sözleriyle bitirmek istiyorum:
Eğer bir çocuk sürekli eleştirilmişse; kınama ve ayıplamayı öğrenir.
Eğer bir çocuk kin ortamında büyümüşse; kavga etmeyi öğrenir.
Eğer bir çocuk alay edilip, aşağılanmışsa; sıkılıp utanmayı öğrenir.
Eğer bir çocuk devamlı utanç duygusu ile eğitilmişse; kendini suçlamayı öğrenir.
Eğer bir çocuk hoşgörü ile yetiştirilmişse; sabırlı olmayı öğrenir.
Eğer bir çocuk desteklenip, yüreklendirilmişse; kendine güven duymayı öğrenir.
Eğer bir çocuk övülmüş ve beğenilmişse; takdir etmeyi öğrenir.
Eğer bir çocuk kabul ve onay görmüşse; kendini sevmeyi öğrenir.
Eğer bir çocuk aile içinde dostluk ve arkadaşlık görmüşse; mutlu olmayı öğrenir.
Sizlere burada eğitim psikolojisi adına sayfalarca yazı sunmayacağım. Eğitimdeki en temel parçacıklar üzerinde duracağım.. Buyrun efendim.. Hayatınızda geçirdiğiniz her saniye, her gün yeni birşeyler öğrenerek ilerliyoruz. Her gün okulda, işte, sosyal medyada, TV'de, gazetelerde, sağdan soldan duyumlarla bilgiler ediniyoruz. Bunların kimisi bize fayda sağlarken kimisi zihninizde boş bir yer kaplamaktan hatta ve hatta bildiğiniz şeylere zarar vermekten öteye gidemiyor. İşte bizler günlük yaşamda karşılaştığımız bu bilgileri öğrenirken farkında olarak ve ya olmayarak öğrenme psikolojisindeki süreçleri kullanıyoruz: Birleştirme, ayırt etme, seçicilik, bilgi işleme, anlamlandırma, kayıt etme, kaydı geri getirme, asimilasyon, akomodasyon, koşullanma, şekillendirme, uyarıcı maddeler, hormonlar, vitaminler ve daha nice kavramlar...
Eğitimde verim ve hedeflere ulaşma çoklu etkenlerin bir araya gelmesiyle sağlanmaktadır: Kalıtım, Aile (ailenin tutumu, kardeş sıralaması, aile içi olaylar), Çevre, Zaman gibi... Kimi zaman bazı etkenler kolayca kontrol edilebilirken kimi zaman bu pek kolay olmamaktadır. Burada kişinin bireysel özelliklerine vurgu yapmak yerinde olur. Yani her bir bireyin öğrenme reçetesi farklıdır. Kimi ezberi sever, kimi analitik konuları, kimi herşeyin matematiğini arar. Peki neden böyle farklıyız? Dedim ya; kalıtım, aile, çevre gibi durumlar bunun üzerinde etkin olur.
"Ağaç yaşken eğilir" atasözümüzden yol çıkarsak öğrenme tarzının, eğitim psikolojisinin en etkili şekillendirilebileceği dönem hepinizin tahmin ettiği gibi Çocukluk Dönemi'dir. Buna göre doğumdan öncesinde başlayan ve yaşam boyu devam eden altı adet gelişim alanı vardır:
Bedensel
Bilişsel
Kişilik
Benlik
Ahlak
Duygu
Eğitim süreçlerinde problemleri olan bireylerde bu altı alanda problemler olabileceği için terapide bu alanlar üzerinde durulur. Öğrenme psikolojisindeki süreçler ile bu problemler giderilmeye çalışılır. İşte işin tüm özeti budur. Dünyada sık görülen öğrenme ve gelişim bozukluklarından bazıları şunlardır:
Disleksi (okuma bozukluğu)
Disgrafi (yazma bozukluğu)
Diskalkuli (matematik)
Afazi (konuşma bozukluğu)
Asperger Sendromu
Otizim
Rett Sendromu
Yaygın Gelişimsel Bozukluk
Son olarak D.L. NOLTE'nin sözleriyle bitirmek istiyorum:
Eğer bir çocuk sürekli eleştirilmişse; kınama ve ayıplamayı öğrenir.
Eğer bir çocuk kin ortamında büyümüşse; kavga etmeyi öğrenir.
Eğer bir çocuk alay edilip, aşağılanmışsa; sıkılıp utanmayı öğrenir.
Eğer bir çocuk devamlı utanç duygusu ile eğitilmişse; kendini suçlamayı öğrenir.
Eğer bir çocuk hoşgörü ile yetiştirilmişse; sabırlı olmayı öğrenir.
Eğer bir çocuk desteklenip, yüreklendirilmişse; kendine güven duymayı öğrenir.
Eğer bir çocuk övülmüş ve beğenilmişse; takdir etmeyi öğrenir.
Eğer bir çocuk kabul ve onay görmüşse; kendini sevmeyi öğrenir.
Eğer bir çocuk aile içinde dostluk ve arkadaşlık görmüşse; mutlu olmayı öğrenir.
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Kısaca Eğitim Psikolojisi" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Vedat DEMİRAL'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Vedat DEMİRAL'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
15 Beğeni
Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.