İletişimin Sihirli Gücü
Çoğumuz insan ilişkilerinde sıkıntılar yaşıyor, kavga ediyor, öfkeleniyor, kırıyor, parçalıyor sonra da mutsuz ve üzgün oluyor ve sonra da sevdiklerimizi üzüyor, etrafımıza kötülük saçıyoruz. Bu böyle bir kısır döngü olarak devam ederken dönüp baktığımızda aslında yaşadığımız sorunların ne kadar anlamsız olduğunu görüyor ve pişman oluyoruz. Peki ama bu sorunları yaşamamak mümkün mü? Her zaman sakin, her zaman mutlu, her zaman pozitif olabilir miyiz? Ya da normal olan bu mudur?…
“İletişim”, çağımızın en önemli kelimesi. Gün içerisinde sürekli iletişim halindeyiz. Gerek yüzyüze gerek telefonlarla gerekse mailler ya da sosyal medyayla sürekli birbirimizden bilgi almaktayız. Durumsal olarak bu iletişim sonucunda mutlu olmakta, sinirlenmekte, heyecanlanmakta veya belki üzülmekteyiz. Peki doğru iletişim nasıl olmalı? Nasıl iletişim kurarsak sorun yaşama ihtimalimiz daha az? İşte tüm bu soruların cevabı aslında öncelikle “empati”den geçiyor. Empati, kişinin, bir başkasının duygularını veya içinde bulunduğu durum ya da davranışlarındaki motivasyonu anlaması ve içselleştirmesi demektir. Evet, yanlış duymadınız “içselleştirmek”! Yani empati sadece karşımızdaki kişiyi düşünerek konuşmak değil, tam anlamıyla o kişinin hislerini de hissetmek demektir. Günümüzde çoğu insan empati kurduğunu sanarak iletişim kuruyor fakat karşısındaki kişinin hislerini tam olarak hissetmeye çalışmadığı için iletişimde sorunlar yaşanıyor. Elbette her zaman bunu hissetmemiz mümkün olmayabilir ama kendimizi bu konuda pratik yaparak geliştirebilir ve bunun sonucunda daha sağlıklı iletişim kurmanın mümkün olduğunu gözlemleyebiliriz. Peki “empati” nasıl kuracağız?
Bir insanla empati kurabilmemiz için bu insanın, duygularını ve düşüncelerini doğru anlamış olmamız gerekir. Ha bu arada, empati kurarken “sempati” ile karıştıranlar da çok fazla… “Sempati” karşımızdaki kişiyle aynı fikirde olmamız, O’nun bakış açısıyla aynı bakış açısını paylaşmamız demektir. Yani “empati” kurduğumuz kişiyle aynı düşüncede olmak zorunda değiliz ama O’nu çok iyi anladığımızdan emin olmamız gerekir. Anladıktan sonra empati kurmaya çalıştığımız kişinin hayatı, geçmişi, yaşadığı olaylar, yaşadığı ortam, ailesi, arkadaşları vs hepsini hesaba katarak konuya o kişinin gözlüğünden bakmaya çalışmalıyız. Yani empati kurduğumuz kişiye hak vermek “sempati”dir. Empati kurarken “anlamak” esastır ve empati bu kişiyle aynı konuda aynı bakış açısında olmamızı gerektirmez… Böylece empati kurarak kişiyi daha iyi anlayabilir ve “yargılama” konusunda daha anlayışlı olabiliriz. Örneğin, bir arkadaşınız üzgün ve siz o anda üzgün değilsiniz. Durumunu sizinle paylaştığında empati kurarak kendinizi arkadaşınızın yerine koyup O’nun gözlüğüyle bakmaya ve hissetmeye başladığınızda siz de üzgün hissedersiniz. Eğer üzgün hissetmiyor ve bu arkadaşınıza “Takma Kafana ,Aman bu muydu derdin? Boşver O kadarda üzülecek bir durum yok!” diye tepki veriyorsanız bu noktada tam olarak empati kurduğunuzu söyleyemeyiz. Yani, empati kurarken karşınızdaki kişinin hislerini hissetmek çok önemlidir. İşte günümüzün sorunlarını incelediğimizde, maalesef çoğu olayın derininde bir yerlerde iletişim kurduğumuz kişiyle aramızdan en az birimizin doğru empati kuramamasından kaynaklandığını görüyoruz… Sağlıklı bir iletişim için sorunları doğru analiz edip, karşımızdaki kişiyle konuşurken doğru kelimeleri kullanmalı, birbirimize hislerimizi belirtmeliyiz. Seçtiğimiz kelimeler, yüz ifademiz ve beden dilimiz de sağlıklı bir iletişim için çok önemlidir. Karşımızdaki kişiyi önce iyi bir şekilde dinlemeli, daha sonra o kişiyle empati kurmaya çalışmalı ve tepki verirken bunları göz önünde bulundurmalıyız. Aynı fikirde değilsek veya karşımızdaki kişinin davranışından dolayı incinmişsek, bunu, seçtiğimiz doğru kelimelerle ifade etmeli, karşımızdaki kişinin biz bir şey söylemeden anlamasını beklememeliyiz. Çünkü, bazen karşımızdaki kişinin ifademizden nasıl olsa anladığını sandığımız hislerimiz yanlış anlaşılabiliyor. Yani, karşımızdakinin bizi anladığından emin olmak istiyorsak o kişiye sakin bir şekilde önce konuyu sonra hislerimizi kelimelerle anlatmalı ve bunu beden dilimizle desteklemeliyiz. Örneğin, bir arkadaşınız size farkında olmadan alaycı bir tavırla bir şeyler söyledi ve siz bu duruma çok üzüldünüz. O kişiyle artık konuşmuyor, telefonlarını açmıyorsunuz. İşte bu sağlıklı bir iletişim olmaz. Sağlıklı bir iletişim için, karşınızdaki kişiye açık ve nazik bir şekilde uygun kelimeleri seçerek “söylediklerinin” ( kişinin değil) sizi incittiğini ve bu yüzden üzgün olduğunuzu söylemelisiniz. Hislerinizi belirtirken kişilere yönelik değil durumlara yönelik açıklamalar yaparsanız, bu, daha sağlıklı bir yol olur. Çünkü “Sen beni üzdün!” yerine “Sana çok değer veriyorum bunu biliyorsun fakat geçen gün benimle ilgili paylaştığın sözler beni çok incitti.”demek okurken bile ne kadar da farklı hissettiriyor değil mi?
İletişimin sihirli gücünü empati ve empati gibi birkaç küçük ve önemli detayla yakalayabilir, insanlar tarafından daha iyi anlaşılabilir biri olabilir, iletişim kurarken sorunları minimuma indirebiliriz. Elbette her zaman pozitif, her zaman mutlu, her zaman sakin olamadığımız durumlar olacaktır, zaten normal olan da budur fakat bence önemli olan bu durumları en aza indirmek, daha iyi yönetmek ve daha mutlu, daha pozitif bir yaşam için kendimizi geliştirmek…
Uzm.Psikolog İpek BERTAN
“İletişim”, çağımızın en önemli kelimesi. Gün içerisinde sürekli iletişim halindeyiz. Gerek yüzyüze gerek telefonlarla gerekse mailler ya da sosyal medyayla sürekli birbirimizden bilgi almaktayız. Durumsal olarak bu iletişim sonucunda mutlu olmakta, sinirlenmekte, heyecanlanmakta veya belki üzülmekteyiz. Peki doğru iletişim nasıl olmalı? Nasıl iletişim kurarsak sorun yaşama ihtimalimiz daha az? İşte tüm bu soruların cevabı aslında öncelikle “empati”den geçiyor. Empati, kişinin, bir başkasının duygularını veya içinde bulunduğu durum ya da davranışlarındaki motivasyonu anlaması ve içselleştirmesi demektir. Evet, yanlış duymadınız “içselleştirmek”! Yani empati sadece karşımızdaki kişiyi düşünerek konuşmak değil, tam anlamıyla o kişinin hislerini de hissetmek demektir. Günümüzde çoğu insan empati kurduğunu sanarak iletişim kuruyor fakat karşısındaki kişinin hislerini tam olarak hissetmeye çalışmadığı için iletişimde sorunlar yaşanıyor. Elbette her zaman bunu hissetmemiz mümkün olmayabilir ama kendimizi bu konuda pratik yaparak geliştirebilir ve bunun sonucunda daha sağlıklı iletişim kurmanın mümkün olduğunu gözlemleyebiliriz. Peki “empati” nasıl kuracağız?
Bir insanla empati kurabilmemiz için bu insanın, duygularını ve düşüncelerini doğru anlamış olmamız gerekir. Ha bu arada, empati kurarken “sempati” ile karıştıranlar da çok fazla… “Sempati” karşımızdaki kişiyle aynı fikirde olmamız, O’nun bakış açısıyla aynı bakış açısını paylaşmamız demektir. Yani “empati” kurduğumuz kişiyle aynı düşüncede olmak zorunda değiliz ama O’nu çok iyi anladığımızdan emin olmamız gerekir. Anladıktan sonra empati kurmaya çalıştığımız kişinin hayatı, geçmişi, yaşadığı olaylar, yaşadığı ortam, ailesi, arkadaşları vs hepsini hesaba katarak konuya o kişinin gözlüğünden bakmaya çalışmalıyız. Yani empati kurduğumuz kişiye hak vermek “sempati”dir. Empati kurarken “anlamak” esastır ve empati bu kişiyle aynı konuda aynı bakış açısında olmamızı gerektirmez… Böylece empati kurarak kişiyi daha iyi anlayabilir ve “yargılama” konusunda daha anlayışlı olabiliriz. Örneğin, bir arkadaşınız üzgün ve siz o anda üzgün değilsiniz. Durumunu sizinle paylaştığında empati kurarak kendinizi arkadaşınızın yerine koyup O’nun gözlüğüyle bakmaya ve hissetmeye başladığınızda siz de üzgün hissedersiniz. Eğer üzgün hissetmiyor ve bu arkadaşınıza “Takma Kafana ,Aman bu muydu derdin? Boşver O kadarda üzülecek bir durum yok!” diye tepki veriyorsanız bu noktada tam olarak empati kurduğunuzu söyleyemeyiz. Yani, empati kurarken karşınızdaki kişinin hislerini hissetmek çok önemlidir. İşte günümüzün sorunlarını incelediğimizde, maalesef çoğu olayın derininde bir yerlerde iletişim kurduğumuz kişiyle aramızdan en az birimizin doğru empati kuramamasından kaynaklandığını görüyoruz… Sağlıklı bir iletişim için sorunları doğru analiz edip, karşımızdaki kişiyle konuşurken doğru kelimeleri kullanmalı, birbirimize hislerimizi belirtmeliyiz. Seçtiğimiz kelimeler, yüz ifademiz ve beden dilimiz de sağlıklı bir iletişim için çok önemlidir. Karşımızdaki kişiyi önce iyi bir şekilde dinlemeli, daha sonra o kişiyle empati kurmaya çalışmalı ve tepki verirken bunları göz önünde bulundurmalıyız. Aynı fikirde değilsek veya karşımızdaki kişinin davranışından dolayı incinmişsek, bunu, seçtiğimiz doğru kelimelerle ifade etmeli, karşımızdaki kişinin biz bir şey söylemeden anlamasını beklememeliyiz. Çünkü, bazen karşımızdaki kişinin ifademizden nasıl olsa anladığını sandığımız hislerimiz yanlış anlaşılabiliyor. Yani, karşımızdakinin bizi anladığından emin olmak istiyorsak o kişiye sakin bir şekilde önce konuyu sonra hislerimizi kelimelerle anlatmalı ve bunu beden dilimizle desteklemeliyiz. Örneğin, bir arkadaşınız size farkında olmadan alaycı bir tavırla bir şeyler söyledi ve siz bu duruma çok üzüldünüz. O kişiyle artık konuşmuyor, telefonlarını açmıyorsunuz. İşte bu sağlıklı bir iletişim olmaz. Sağlıklı bir iletişim için, karşınızdaki kişiye açık ve nazik bir şekilde uygun kelimeleri seçerek “söylediklerinin” ( kişinin değil) sizi incittiğini ve bu yüzden üzgün olduğunuzu söylemelisiniz. Hislerinizi belirtirken kişilere yönelik değil durumlara yönelik açıklamalar yaparsanız, bu, daha sağlıklı bir yol olur. Çünkü “Sen beni üzdün!” yerine “Sana çok değer veriyorum bunu biliyorsun fakat geçen gün benimle ilgili paylaştığın sözler beni çok incitti.”demek okurken bile ne kadar da farklı hissettiriyor değil mi?
İletişimin sihirli gücünü empati ve empati gibi birkaç küçük ve önemli detayla yakalayabilir, insanlar tarafından daha iyi anlaşılabilir biri olabilir, iletişim kurarken sorunları minimuma indirebiliriz. Elbette her zaman pozitif, her zaman mutlu, her zaman sakin olamadığımız durumlar olacaktır, zaten normal olan da budur fakat bence önemli olan bu durumları en aza indirmek, daha iyi yönetmek ve daha mutlu, daha pozitif bir yaşam için kendimizi geliştirmek…
Uzm.Psikolog İpek BERTAN
|
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "İletişimin Sihirli Gücü" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.İpek ERDEM'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.İpek ERDEM'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
2 Beğeni 
Yazan Uzman
|
| Makale Kütüphanemizden | ||||
|
iletişim, iletişimde psikoloji, iletişimde kavga, iletişimde öfke, iletişimde empati, pozitif iletişim, doğru iletişim
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.
