Okul Korkusu, Çekingenlik, Sosyal Fobi ve Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu Üzerine
“İlkokul, ortaokul ve lise hayatım boyunca hep sessiz sakin ve çekingen biri olarak nitelendirildim. Sanki insanlar varlığımı bile fark etmiyor gibiydi. Ne bir sohbete katılır, ne bir konuyla ilgili görüşlerimi paylaşır, ne de girdiğim ortamlarda fark edilirdim. İnsanlar ismimi bile zar zor hatırlar, beni görmezden gelirlerdi. Maalesef insanların ezik olarak tanımladığı bir tiptim yani. Ama esas sorunlarım ilkokula başladığımda ortaya çıktı. Haftalarca annemi yanımda istemiş, sırada yanımda oturtmuş, çok ağlamış, okula bir türlü alışamamıştım. Çok iyi hatırlıyorum ilkokul öğretmenim anneme “X çok içekapanık ve çekingen bir çocuk, soruyu bilmesine rağmen derslere katılmıyor, parmak bile kaldırmıyor.” demişti. Annem dahil bütün ailem daha sonra beni “pasif,utangaç ve içekapanık” bir çocuk olarak etiketlemişti. Ama aileme ve çok yakın arkadaşlarıma karşı utangaç ve çekingen değildim. Okula gittiğim zaman sanki bambaşka bir kişiliğe bürünüyor, bir şey söylersem insanlar hakkımda ne düşünür, acaba yanlış bir şey yaparmıyım, ya küçük düşersem, ya aşağılanırsam diye düşünmeye başlıyordum. Öğretmen sınıfta bir şey okumam için ismimi söylediğinde adeta kalbim duracak gibi oluyor, zangır zangır titremeye başlıyor, bayılacak gibi oluyordum. Okul hayatım boyunca bu böyle devam etti. Her ders inşallah öğretmen sınıfta sesli bir şeyler okumam için ismimi söylemez diye dua ederdim. Bu korkum yüzünden okula gitmek istemiyor, okuldan nefret ediyordum. Bu korkumu lise ve hatta üniversite hayatım boyunca da kimseyle paylaşamadım. Üniversitede okuduğum bölümden dolayı sürekli sunum yapmam gerekiyordu ve ben türlü bahanelerle sunumlardan kaçıyordum. Bir keresinde kaçamadım ve sunumda panik atak yaşadığımı farkettim. Ellerim ayaklarım hatta bütün bedenim titriyor heyecandan sesim titriyor ve ne dediğimi, ne anlattığımı bile bilmiyordum. Küçük düşme ve alay edilme korkusu heyecanımın bu bedensel dışavurumuyla daha da artıyordu. Artık bu durum hayatımı iyice etkisi altına almaya başlamıştı çünkü sunum yapmaktan kaçışım yoktu ve durumum bir şekilde derslerden düşük not almama sebep oluyordu. Ben bu durumun heyecandan ve özgüven eksikliğinden kaynaklandığını düşünüyor, kendi kendimi motive etmeye çalışıyordum ama her seferinde denemelerim hüsranla sonuçlanıyordu. Bu durum için bir şeyler yapmam gerektiğini farkettim ve internette yaşadığım sorunla ilgili araştırma yapmaya başladım. Meğerse yıllardır yaşadığım durum sosyal fobiydi!… Kendimi toparlayıp durumu kabullenip psikiyatriste gitmem yaklaşık iki senemi aldı. Bu sırada okulumu bitirmiş iş hayatına başlamıştım. Doktorumla bu durumları paylaştım. Bana ufak bir test uyguladı. İnsanların içinde topluluk içinde konuşmaktan çekinip çekinmediğimi, sürekli insanlar beni izliyormuş gibi hissedip hissetmediğimi, yanımda insanlar varken telefonla konuşmaya çekinip çekinmediğimi ve buna benzer sorular sordu. Daha sonra benim sosyal fobi yaşadığım netleşti. Sosyal fobimin yanı sıra dikkat eksikliği baskın tip hiperaktivite yaşayan bir çocuk olduğumu öğrendim. Şimdiye kadar yaşadığım bu korkuların asıl nedeni dikkatim dağınık olduğu için söyleyeceklerimi bile organize edemediğimden sosyal fobiye dönüşüymüş aslında… Hemen tedaviye başladım şu an çok mutluyum. Düzenli bir şekilde ilaçlarımı alıyorum ve psikoterapi görüyorum. Artık topluluk içinde konuşmaktan çekinmiyorum ve kendime güvenim çokça arttı. Artık insanlar ismimi çok iyi biliyor ve beni daha iyi tanıyorlar. Zararın neresinden dönülürse kar ama keşke bu tedaviye daha erken, okul yıllarında başlasaydım o zaman çok daha başarılı ve kolay bir okul hayatım olurdu diye düşünmekten kendimi alamıyorum… “
İşte tamda bu yüzden ailelerin ve öğretmenlerin farkındalığı çok çok önemli. Eğer çocuğunuz okulda “içekapanık, sessiz, çekingen veya utangaç” olarak nitelendiriliyorsa lütfen çocuğunuzu etiketlemek yerine O’nu daha iyi analiz etmeye çalışın. Belki çocuğunuz Dikkat Eksikliği Baskın Tip Hiperaktif ve Sosyal Fobi yaşayan bir çocuk olabilir. Sosyal Fobi günümüzde çok yaygın bir durum ve insanlar bu durumu paylaşmaktan çekiniyor ve bunu utanç verici bir durum olarak nitelendiriyorlar. Oysa bu durumun tedavisi çok kolay. Yaşınız kaç olursa olsun benzer bir durum yaşıyorsanız mutlaka bir psikologla görüşün ve destek alın. Hayat kalitenizi arttırmak ve korkularınızdan arınmak hiç de zor değil… Önemli olan istemek, inanmak ve bir adım atmak. Gerisinin nasıl geliştiğine siz bile inanamayacaksınız…
Uzm.Psikolog İpek BERTAN
İşte tamda bu yüzden ailelerin ve öğretmenlerin farkındalığı çok çok önemli. Eğer çocuğunuz okulda “içekapanık, sessiz, çekingen veya utangaç” olarak nitelendiriliyorsa lütfen çocuğunuzu etiketlemek yerine O’nu daha iyi analiz etmeye çalışın. Belki çocuğunuz Dikkat Eksikliği Baskın Tip Hiperaktif ve Sosyal Fobi yaşayan bir çocuk olabilir. Sosyal Fobi günümüzde çok yaygın bir durum ve insanlar bu durumu paylaşmaktan çekiniyor ve bunu utanç verici bir durum olarak nitelendiriyorlar. Oysa bu durumun tedavisi çok kolay. Yaşınız kaç olursa olsun benzer bir durum yaşıyorsanız mutlaka bir psikologla görüşün ve destek alın. Hayat kalitenizi arttırmak ve korkularınızdan arınmak hiç de zor değil… Önemli olan istemek, inanmak ve bir adım atmak. Gerisinin nasıl geliştiğine siz bile inanamayacaksınız…
Uzm.Psikolog İpek BERTAN
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Okul Korkusu, Çekingenlik, Sosyal Fobi ve Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu Üzerine" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.İpek ERDEM'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.İpek ERDEM'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
2 Beğeni
Yazan Uzman
|
Makale Kütüphanemizden | ||||
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.