2007'den Bugüne 92,227 Tavsiye, 28,206 Uzman ve 19,962 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Süt ve Süt Ürünlerinin Hayatımızdaki Rolü
MAKALE #16768 © Yazan Dyt.Yunus Emre UZUN | Yayın Haziran 2016 | 4,374 Okuyucu
Süt ve Süt Ürünleri Hayatımızda Ne Kadar Role Sahip?
Süt ve süt ürünleri doğduğumuz anda anne sütü ile hayatımıza girerek ömür boyunca temel besin maddelerimizi oluşturmaktadır. Protein, karbonhidrat, yağ ve vitamin mineral açısından en zengin doğal kaynaklardandır. Süt ürünleri içerisine peynir, yoğurt, tereyağ, krema, süt tozu, kefir gibi ürünler girmektedir. Belirli kimyasal değişimler geçirdikten sonra formuna kavuşan bu ürünler sütün bazı özelliklerini göstermeye devam edebildikleri gibi bazı özelliklerini kaybedebilirler. Peki süt ve süt ürünleri sağlığımız için sandığımzdan ne kadar yararlı ne kadar zararlı?
Anne Sütü
• Doğumdan sonraki ilk 7 gün anneden salgılanan süte kolostrum denmektedir. Halk arasında ağız sütü olarak da tanımlanan bu süt, az miktarda salgılanan, sarımsı renkte ve koyu kıvamdadır. Özellikle proteinler, vitaminler ve minerallerden zengindir. Kolostrumdaki proteinler, bebeği hastalıklara karşı koruyan antikorlar ve bağırsak direncini artırıcı maddeler içerir. Doğumdan hemen sonra, ilk besin olarak kolostrumun verilmesi, bebekleri dış ortamdaki bakterilere karşı korur.
• Anne sütündeki proteinlerin % 60-80’i biyolojik değeri ve kullanımı yüksek olan whey proteinidir. Anne sütü proteinlerinin vücut proteinlerine dönüşüm oranı %100 ’dür. Bu özelliğe sahip başka bir besinin olmaması, anne sütünü eşsiz yapmaktadır.
• Anne sütündeki elzem yağ asitleri miktarı inek sütündekinden beş kat daha fazladır. EPA ve DHA içerir, n6/n3 oranı dengelidir.
• Anne sütünde 20’den fazla enzim bulunmaktadır.
• İnek sütündeki demirin % 5-10’u emilirken anne sütünde bu oran % 50-60 olup demirin biyoyararlılığı yüksektir.
• Bebeğin henüz tam olarak gelişmemiş sindirim sistemine en uygun hazmı kolay olan bir besindir
• İleriki dönemlerde hastalığa karşı korumada etkilidir.
• Bebeğin ihtiyaç duyduğu besin ögelerini eksiksiz tamamlayan en iyi besin kaynağıdır.
• Kronik hastalıkların oluşum riskini azaltır. (Obezite, tip 2 diyabet gibi.)
• Bebekte alerjik özellik göstermez ve alerjilere karşı korur.
• Bebeğin ruhsal, bedensel ve zeka gelişimine yardımcı olur.
• Bağışıklık sistemini koruyucu etmenleri en yüksek miktarda içerir.
• Çene ve diş sağlığı gelişimi için yararlıdır

Süt ve Süt ürünlerinin Hastalıklarla ve Sağlığımızla İlişkisi Nedir?
Süt ve süt ürünleri çocukluk ve yetişkinlik döneminde gelişim için en elzem besinlerdendir. Sağlıklı bireylerin yeterli ve dengeli beslenmesi için tüketilmesi önerilen süt miktarı yaş, cinsiyet ve fizyolojik duruma göre değişiklik göstermektedir. Kalsiyum gibi spesifik besin öğesi desteği almak yerine besin olarak süt tüketmenin hastalık ve sağlık açısından daha etkin olduğu dikkatleri çekmiştir. Özellikle protein için iyi bir kaynak olan süt proteininin biyolojik değeri 10 üzerinden 9 olup oldukça yüksektir. Bir çok kronik hastalıklar ile de olumlu ve olumsuz ilişkileri de bulunmaktadır.
Bunlardan bazıları ;
• Hipertansiyon
• Kanser
• Osteoporoz
• Kalp – Damar hastalıkları
• Obezite ‘dir.
Hipertansiyon ve Süt İlişkisi
Beslenme açısından süt ve süt ürünleri tüketiminin kan basıncı üzerine etkileri oldukça fazladır. Kalsiyum, magnezyum ve fosforun az tüketimi bireysel veya toplumsal olarak arteriyel kan basıncı artışı ve hipertansiyon insidansı ile ilişkili olduğu saptanmıştır. Yapılan çalışmalarda anti hipertansiyon özellikler gözlemlenmiştir. Bu özellikler süt ve süt ürünlerinin içeriğindeki kalsiyum ve potasyum ile sağlanmaktadır. Azalan kalsiyum alımı arteriyel kan basıncını artırmaktadır. Bu minerallerin alımı arttırılarak kan basıcında azalma sağlanabilmektedir.
Hamilelik döneminde yeterli kalsiyum alımının bebeğin kan basıncı üzerine de etkili olabileceği belirtilerek konu ile ilgili geniş çaplı araştırmalara gereksinim vardır.
Kanser ve Süt İlişkisi
Süt ve kanser ilişkisinin tam olarak açıklanabilmesi için yeterli çalışmalar yoktur. Ancak kolon sağlığı ve kolon kanseri açısından koruyucu bir etkisi vardır.
Kalp Damar Hastalıkları ve Süt İlişkisi
Süt ve süt ürünlerinden, özellikle tereyağından çok fazla yağ alımı olmaktadır. Ancak sütten zarar görecek kadar yağ alımı çok yüksek miktarlarda tüketim ile olmaktadır. Bunun yanında bileşimindeki kolinden ötürü kolesterolün damar çeperinde birikimine zıt etkide bulunan lesitin'in de sütte kolesterole oranla çok daha fazla bulunuşu da dikkate alınarak artık süte ve tereyağına kolesterorden ötürü dolaşım sistemi rahatsızlıklarında olumsuz besin ;maddeleri olarak pek bakılmamaktadır. Süt ürünlerini tamamen kesersek et, meyve ve sebzeler vasıtasıyla ne gerekli kalsiyum ne de yeterli riboflavin alınabilir.
Osteoporoz ve Süt İlişkisi
Osteoporoz kemik yoğunluğunun azalması ile ilgili bir kemik hastalığıdır. Kemik yoğunluğu açısından elzem olan temel besin öğeleri kalsiyum, fosfor ve D vitamini olup kaynakları süt ve süt ürünleridir. Kemik sağlığı için kalsiyumun dışında yağ, karbonhidrat ve protein gibi makro besin öğeleri ile fosfor, magnezyum, flor, bakır ve çinko gibi sütün bileşiminde bulunan mikro besin öğeleri de önemlidir. Maksimum kemik yoğunluğu 25-35 yaşları arasında oluşurken, ilerleyen yaşlarda kalsiyum alımı artsa da kemik yoğunluğu artmamaktadır. Premenapozal kadınlarda kalsiyum alımı ile kemik yoğunluğunun incelendiği, bir metaanalizde otuz üç çalışma irdelenmiştir. Çalışma sonunda kadınlarda kalsiyum alımı ile kemik yoğunluğu arasında görünür bir farklılık saptanırken, erkeklerde bu fark önemsiz bulunmuştur.
Fonksiyonel Süt ve Süt Ürünleri Nelerdir?
Fonksiyonel süt ürünleri fonksiyonel bileşiklerle zenginleştirilmiş süt kaynaklı besinlerdir. Fonksiyonel süt ürünleri besleyici etkilerinin yanında sağlık üzerine olumlu etkiler oluşturmayı hedefleyen süt ürünleridir. Sağlığa etkileri açısından fonksiyonel süt ürünlerinin kanser, koroner kalp hastalığı, osteoporoz ve gıda alerjisi olmak üzere birçok rahatsızlık üzerine etkisi bulunmaktadır. Üç gruba ayrılır;
• Gastrointestinal bölge üzerine etkisi olan süt ürünleri
• Kardiyovasküler sağlığına etkili süt ürünleri
• Osteoporoz ve diğer durumlara etkili süt ürünleri
Birinci gruba giren ürünler prebiyotik, probiyotik ürünler ve laktozsuz sütlerdir.Bağırsak sağlığını korumak ve sindirimi kolaylaştırmayı hedefleyen bu ürünlerden prebiyotik ve probiyotikler geliştirilmiş bakteri içeriği ile bağırsak sağlığını korumaktadır. Probiyotikler çok daha geniş bir alana etki ederken prebiyotikler sınırlıdır. Ayrıca kalp sağlığı için de yararlı ürünlerdir. Laktozsuz sütler ise süt ve süt ürünlerine toleransı olmayan bireylerde sindirimi sağlayan ürünlerdir.
İkinci gruba giren ürünler kolesterol ve hipertansiyonu kontrol altına alan ürünler ile omega-3 yağ asitleridir. Lactobacillus helveticus bakterisi ile hipertansiyon üzerinde inhibe edici etkisi bulunan peynir yapımı ve sütün fermantasyonunda kullanılmaktadır.
Osteoporoz ve diğer durumlara etkili süt ürünleri sınıflandırmadaki son gruptur. Bu gruptaki ürünler bir kemik hastalığı olan osteoporozu engellemeye, bağışıklık fonksiyonunu arttırmaya ve uykusuzluğu gidermeye yöneliktir. En zengin kalsiyum kaynağı süt olup kalsiyumla zenginleştirilmiş çeşitli süt ve süt ürünleri osteoporozu önlemede faydalı etkileri bulunmaktadır.
Yoğurt, süt ve peynir iyi bir kalsiyum kaynağı olarak kalsiyumun kanser riskini azalttığı yapılan çalışmalarla ortaya konulmuştur. Yüksek oranda kalsiyum alımının kolon kanserine karşı koruyucu bir etki oluşturduğu saptanmıştır. Ancak az yağlı süt ürünlerinin kalsiyumla zenginleştirilmesi ve tüketilmesi kolon kanserine neden olmasıyla İlişkilendirilmektedir.
En sağlıklı süt hangisi?
Sütler işlenme durumuna göre çiğ süt, pastörize süt ve UHT süt olmak üzere 3’e ayrılır.
Pastörize edilmiş sütlerin en önemli özelliği soğuk ortamlar da muhafaza edilmesi gerektiğidir. Soğuk zincir kaybedildiğinde sağlık açısından zararlı olabilmektedir. Ayrıca bu sütler “günlük süt” olarak kabul edilmekte yani üretimden sonra iki gün içerisinde tüketilmeleri gerekmektedir.
Pastörize süt , günlük tüketim açısından en sağlıklı süt kategorisindedir.
UHT süt; çok özel ve oldukça pahalı teknolojik koşullarda sterilize edilerek mikropsuz şartlar altında steril ambalaj malzemesiyle paketlenerek elde edilmiş süt çeşididir.
Sütün bu işlenme yöntemlerini vurguladıktan sonra bilinmesi istenilen, her sütün içme sütü olarak değerIendirilemeyeceğidir. Süt iyi bir besin maddesidir diye hiç bir kuşkuya yer vermeksizin içelim şeklinde bir öneriye asla yer verilemez. Süt, mikroorganizmalar için çok iyi bir gelişme ve çoğalma ortamıdır. Yani bu küçük canlılar süt içerisinde rahatça beslenmek için yeterli ölçüde besin bulabilirler ve hızla çoğalırlar yani çiğ süt içmenin çok tehlikeli olduğunu vurgulamak doğru olur. Eğer süt çiğ ise, bu sütün içerisinde insanlar için tehlikeli olabilecek hastalık yapıcı mikroorganizma varlığını kabullenmek zorundayız. Ancak UHT ve pastörizasyon yöntemleri ile sağlıklı süt tüketmek mümkündür. Yapılan araştırmalarda uzun ömürlü sütlerin doğal olmadığı için sağlıksız olduğu inancının çok yaygın olduğu düşünülmektedir. Oysa uzun ömürlü sütler çiğ sütlere göre daha az risk grubunda olduğu ve koşulları daha iyi olduğu için daha sağlıklı sütlerdir.
Sütler ısıl işleme uğradığında içerik olarak bazı değişimlere uğramaktadır. Bu değişimlerde en çok proteinve enzimler etkilenmektedir. Yağ asitleri çok fazla etkilenmemektedir. Kalsiyum ve fosfat içeriği azalmaktadır ısıl işlem görmüş sütlerin ancak elde edilen verim azalmamaktadır. Yağda eriyen A, D, E vitaminleri ve B vitaminlerinde çok bir eksilme görülmemektedir. Vitamin C yararlılığı ise sterilizasyonda ortamda bulunan oksijen miktarı ile alakalı olarak değişmektedir. Yeterli oksijen varsa etkilenme olmamaktadır.
Her ısıtma çeşidi proteinlerin kısmen veya tamamen denatürasyonuna sebep olmaktadır. Ancak denatüre olmuş proteinlerin sindirimi daha kolay olmaktadır. Çiğ süte göre pastörize sütün verimliliği daha fazladır denebilir hatta UHT sütlerin yararlılığı daha fazladır.
Toksinler, hastalık yapıcı ve vücuda zarar verici maddelerdir. Yapılan araştırmalarda UHT, pastörize ve çiğ sütlerin toksin içerikleri incelendiğinde UHT ve pastörize sütlerin risk noktasını aşmadığı çiğ sütlerin risk noktasının çok üstüne çıktığı görülmüştür. Isıl işlem görmüş sütlerin sağlık için zararının daha az olduğu söylenebilir. Hatta pastörize sütlerin UHT sütlere göre nispeten daha zararsız olduğu gözlemlenmiştir.

Süt ve pH ilişkisi
pH sütün kalitesini ölçmede önemli bir kriter olarak görülmektedir. Sütün asitliği mayanın pıhtılaşması, pıhtının fiziki karakteri, peynir suyu miktarı ve peynir suyu ile kaybolan kalsiyumun miktarı üzerine de etki etmektedir. Sütün pH'sı türler arasında pek farklılık göstermemekle beraber bu değer inek sütü için ortalama 6.6 ve keçi sütü için ise 6.3-6.7 arasındadır. İnsan sütünün pH'sı ise alkalilik arz etmekte olup pH'sı 7.3'tür. Bu aralıklar zararlı bakteri ürememesi için en uygun aralıklardır.

Light ürünler mi tam yağlı ürünler mi?
Süt yağı % 5 oranında doymuş yağ içermesine rağmen kronik hastalıklar için olumlu etkinlikleri olan konjuge linoleik asit, sifingomiyelin, bütirik asit, miristik asit gibi özel bileşenler içerdiği için sağlık açısından önemlidir. Sütteki tat ve koku, bazı aroma maddelerinin etkisi ile açığa çıkar. Taze süt içerisinde eser miktarda aseton, asetaldehit, bütirik asit ve diğer serbest asitler gibi lezzet maddeleri varlığı bilinmektedir.
Süt yağı ayrıca fizyolojik değeri yüksek yağ asitlerinin yanı sıra yağda çözünebilen vitaminleri de içermekte ve sindirim özelliklerinin yüksek olması nedeniyle de beslenmede önemli bir yere sahip olmaktadır. Süt yağlarından biri de Fosfolipidlerdir. Fosfolipidler esansiyel yağ asitlerini yüksek oranlarda içermeleri sebebiyle beslenme açısından önemli bileşenlerdir. Fosfolipidler kolesterolü çözerek damar tıkanıklığı olarak bilinen arteroskleroz oluşumunu engellerler. .Süt ürünlerinde bulunan doğal bir yağ asidi olan konjuge linoleik asit sağlık için bir çok olumlu etkiye sahiptir. Kan damarlarında bulunan kolestrol hücrelerinin birikiminin önlenmesini sağlayarak kalp hastalıklarının önlenmesine yardımcı olur, kanserojenik etkisi de vardır. Aynı şekilde yağ birikimini engellediğinden obezite için de olumlu etkileri vardır. Hem de mide boşalımını geciktireceğinden açlık hissinin daha geç oluşmasını sağlayacaktır. Trans palmitoleik asitler de tip2 diyabet riskini azaltmaktadır. Yani şeker hastalığı oluşumundan korumaktadır.
Yağ oranı azaltılmış ürünlerde içerik azaltıldığı için bu yağların yararlı etkileri de azalmaktadır.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Süt ve Süt Ürünlerinin Hayatımızdaki Rolü" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dyt.Yunus Emre UZUN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dyt.Yunus Emre UZUN'un izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     1 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Yunus Emre UZUN Fotoğraf
Dyt.Yunus Emre UZUN
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Diyetisyen
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi310 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Dyt.Yunus Emre UZUN'un Yazıları
► Suyun Hayatımızdaki Yeri Dyt.Deniz ŞAFAK
► Kilo Kontrolünde Diyetisyenin Rolü Dyt.Refiye Yağmur ELMASTAŞ
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,962 uzman makalesi arasında 'Süt ve Süt Ürünlerinin Hayatımızdaki Rolü' başlığıyla benzeşen toplam 80 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


09:53
Top