2007'den Bugüne 92,260 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Türkiye’de Yapılmış Adil Dünya İnancı Yaklaşımına Yer Veren Çalışmalar
MAKALE #16861 © Yazan Psk.Ebrar YENİCE KANIK | Yayın Temmuz 2016 | 5,569 Okuyucu
Özet

Kişilerin hak ettiklerini buldukları ve bulduklarını hak ettikleri şeklinde özetlenen varsayımların bütünü olan Adil Dünya İnancı Kuramı Lerner tarafından geliştirilmiştir. Bu çalışmanın amacı, psikoloji ve diğer sosyal bilimler yazınında Türkiye’yi konu edinerek yazılmış Adil dünya İnancı Kuramına yer veren çalışmaları, inceleme konuları ve farklı yönleriyle bir araya getirmek ve ilgili literatürü kısaca özetlemektir. Türkiye’de yapılmış adil dünya inancı kuramına yer veren çalışmalara bakıldığında örneklem ve araştırma konusu açısından şu şekilde bir sınıflandırma yapmak mümkün gibi görünmektedir: (1) “Dezavantajlı” grupların dahil edildiği çalışmalar (*); (2) Travma mağduru kişilerin ya da bu kişilere yönelik tutumların incelendiği çalışmalar ve (3) Diğer (örneklem ve konunun işlenişi bakımından tekil kalan ya da farklı disipliner yaklaşımlarla yapılmışmış çalışmalar).

GİRİŞ
Lerner (1965) tarafından geliştirilen Adil Dünya İnancı Kuramı, kişilerin dünya ve kendilerine dair güvenlik, kontrol ve tahmin edilebilirlik duygularına hizmet eden bir dizi varsayım olduğunu ve bu varsayımlar insanların adil bir dünyaya olan ihtiyaçlarını, iyilerin ve kötülerin hak ettikleri şeylerle karşılaşacağına dair bir inançları olduğunu ifade etmektedir (Coşgun,2010). Böylece kişiler kendi davranışlarından yola çıkarak başlarına gelebilecek şeyleri kontrol edebileceklerini düşünürler. Kurama göre, kişilerin adil bir dünyada yaşandıklarına dair varsayımları insanların iyi ya da kötü durum ve olaylarla karşılaşmalarını bir hak ediş çerçevesinde değerlendirmelerine neden olmaktadır.

Kişiler kurbanı suçlayarak adaletsizliğin ve haksızlığın meşrulaştırılmasına yol açarken(Uğur, 2007 ve Giray, 2011); durağan ve düzenli bir dünyada yaşadıklarına dair algılarını da desteklemektedir (Coşgun, 2010). Bu durum, kötü bir olay yaşamış kişinin hem kendisinin hem de diğerlerinin kurbanı suçladığı bir dünya tasvir eder (Kıral, 2009). Lerner (1966) adil dünya inancının temel bir yanılsama olduğunu belirtir ancak kişilerin geleceği tahmin edebilme, çevreyi ve kendi davranışlarını kontrol edebilmesini olanaklı kılan işlevleriyle çevreye uyum süreci açısından önemli olduğunu belirtir. Bu tür varsayımların olmaması durumunda gündelik yaşamın belirsizliği kişilerin geleceğe dair plan yapma ve bunları gerçekleştirme ihtimallerini düşürecektir (Uğur, 2007). Bu sebeple adil dünya inancının devamlılığını sağlamak amacıyla kurban değersizleştirilmektedir(Uğur, 2007 ve Giray, 2011).

Lerner, adil dünya inancı gelişimini Piaget’in kuramında geçen hemen gelen adalet kavramıyla ilişkilendirmektedir. Bu kurama göre, çocuklar iyi bir şey yaptıklarında hemen ödüllendirileceklerine, kötü bir şey yaptıklarında da hemen cezalandırılacaklarına inanırlar. Bilişsel gelişim ve adalete dair öğrenme ve deneyimler sonucunda ergenlik dönemiyle birlikte adil dünya inancı kişiler için iki kategoriye ayrılır. Bunlar: Kişisel ve genel adil dünya inancıdır (Uğur, 2007 ve Giray, 2011). Lerner ‘a göre (1980) insanlar iki ayrı dünyanın varlığına inanırlar ve bu ayrım içinde kişi kendisinin yaşadığı dünyayı daha adil görme, genel anlamda dünyanın ise adil olmadığına inanma eğilimindedirler. Dalbert ve Stoeber’e (2006) göre, kişisel adil dünya inancı kişinin kendi yaşamındaki olayların adil olup olmadığıyla ilgilidir; genel adil dünya inancı ise, dünyanın adil bir yer olup olmadığıyla ilgilidir. (akt. Uğur, 2007)

Psikoloji literatüründe adil dünya inancı kişisel hedeflere ulaşmada kendine güven, geleceğe dair olumlu fikirlere sahip olma, gündelik yaşamdaki stres unsurları gibi adil dünya inancının işlevleriyle ilgili pek çok çalışma yapılmış; bu unsurlar düşük-yüksek adil dünya inancı puanları açısından değerlendirilmiştir (Coşgun, 2010). Ayrıca adil dünya inancının yüksek ya da düşük olmasının yaşanan olumsuz olayları değerlendirmede nasıl bir etkisinin olduğunu inceleyen çalışmalar da vardır.

Bu çalışmanın amacı, psikoloji ve diğer sosyal bilimler yazınında Türkiye’yi konu edinerek yazılmış Adil dünya İnancı Kuramına yer veren çalışmaları, inceleme konuları ve farklı yönleriyle bir araya getirmek ve ilgili literatürü kısaca özetlemektir.

Türkiye’de yapılmış adil dünya inancı kuramına yer veren çalışmalara bakıldığında örneklem ve araştırma konusu açısından şu şekilde bir sınıflandırma yapmak mümkün gibi görünmektedir: (1) “Dezavantajlı” grupların dahil edildiği çalışmalar; (2) Travma mağduru kişilerin ya da bu kişilere yönelik tutumların incelendiği çalışmalar ve (3) Diğer (örneklem ve konunun işlenişi bakımından tekil kalan ya da farklı disipliner yaklaşımlarla yapılmışmış çalışmalar).

Adil dünya inancı kuramını dezavantajlı gruplar1 açısından inceleyen çalışmalardan ilki, Uğur (2007)’un adil dünya inancının depresyon, kontrol odağı ve umutsuzluk ile ilişkisini incelediği çalışmadır. Çalışmanın örneklemini depresyon tanısı almış 60 kişi (30 kadın 30 erkek olacak şekilde) ve kontrol grubundaki 60 kişi (30 kadın 30 erkek olacak şekilde) oluşturmaktadır. Uğur bu çalışmada depresyon tanısı almış ve almamış kişiler arasındaki bireysel ve genel adil dünya inancı, umutsuzluk ve iç-dış kontrol odağı açısından bir farklılaşma olup olmadığına ve depresyon tanısı almış ve almamış kişilerin bireysel adil dünya inançları ve genel adil dünya inançları arasındaki farklılaşmaya odaklanmıştır. Çalışmada Dalbert(2002) tarafından geliştirilen Genel ve Kişisel Adil Dünya Ölçeği, Rotter Kontrol Odağı Ölçeği ve Beck’in Umutsuzluk ve Depresyon Ölçeği kullanılmıştır. Bulgulara göre, depresyon tanısı alan ve almayan gruplar için bireysel ve genel adil dünya inançları açısından bir farklılaşma tespit edilmemiştir. Bununla birlikte depresyon tanısı almış grubun bireysel adil dünya inancının genel adil dünya inancından anlamlı şekilde düşük olduğu görülmüştür. Depresyon tanısı almamış kişilerin ise, bireysel ve genel adil dünya inançlarının farklılaşmadığı bulunmuştur. Genel olarak çalışmada, genel adil dünya inancının bireysel adil dünya inancıyla anlamlı pozitif ilişkiye sahip olduğu, eğitim durumuyla anlamlı negatif ilişkiye sahip olduğu, bireysel adil dünya inancının ise depresyon, umutsuzluk ve kontrol odağıyla negatif ilişki içinde olduğu bulunmuştur. Araştırmacı açısından çalışmanın en önemli yanı depresyon tanısı almış kişilerin bireysel adil dünya inançlarının genel adil dünya inançlarından düşük olmasıdır. Uğur, kişilerin kendi yaşamlarındaki olayları dünyanın adil oluşu kadar adil algılamamalarının depresyonla ve dolayısıyla ruh sağlığı ile ilişkili olduğunu belirtmektedir; ancak bu durumun ruh sağlığının bir sonucu mu yoksa nedeni mi olduğu belirsizdir (Uğur, 2007).

Kıral (2009)’ın Çanakkale ve Bursa illerinden yaşları 15-60 arasında değişen 302 kadınla yaptığı çalışmasında göreli yoksunluk , adil dünya inancı ve siyasal katılım arasındaki ilişkiyi ve bu değişkenlerin eğitim ve sosyo-ekonomik düzeye göre farklılaşma gösterip göstermediğini incelemiştir. Araştırmacı tarafından göreli yoksunluk kavramı, kişilerin kendileri ve başkaları arasındaki kıyaslamalar sonucunda sahip oldukları ve hak ettiklerini düşündükleri arasındaki farklılıklar nedeni ile hoşnutsuzluk ve kızgınlık hissetmelerini ifade eden öznel bir durum olarak tanımlanmıştır. Siyasi katılım ise, oy verme, siyasal bir partiye katılma, protesto ve yürüyüşlere katılma, imza toplama, siyasal içerikli bir rozet takma, siyasal bir kampanya için para yardımında bulunma, bir dernekte ya da partide etkin bir üye olarak çalışma şeklinde yönetimin kararlarını etkilemek için tasarlanmış birçok eylemi içerecek şekilde ele alınmıştır (2009). Kıral çalışmasının önemini toplumsal cinsiyet eşitsizliklerine referansla kadınların dezavantajlı konumlarıyla ilgili algılarını öğrenmek, kendi durumlarını değiştirmek ya da değiştirmemek le ilgili tercihlerini anlamak ve kadınların siyasal katılımlarını artırmaya yönelik yapılacak çalışmalara katkı sağlama açısından vurgulamıştır. Çalışmada Göreli Yoksunluk Ölçeği, Dünyaya İlişkin Varsayımlar Ölçeğinin Adalet Varsayımı Alt Ölçeği, Siyasal Katılım Ölçeği ve demografik bilgi formu kullanılmıştır. Çalışmanın sonuçlarına göre, göreli yoksunluk düzeyi yüksek olan katılımcıların siyasal katılım düzeylerinin arttığı; adil dünya inancı yüksek olan katılımcılar da ise siyasal katılım düzeyinin azaldığı gözlenmiştir. Bu durum adil dünya inancının adaletsizliği meşrulaştırma yönüyle açıklanmaktadır; böylece kişiler var olan koşulları değiştirme yönünde bir çaba sarf etme ihtiyacı duymamaktadır. Göreli yoksunluk ve adil dünya inancı arasında bir ilişki bulunmamıştır bu durum ise adil dünya inancı yüksek kişilerin meşrulaştırma nedeniyle olumsuzluk içeren duyguları çok fazla yaşamadıkları şeklindeki literatür bilgisiyle açıklanmaktır. Siyasal katılımı yüksek ve düşün olan katılımcıların adil dünya inancı düzeyi bakımından farklılık göstermemiş olması beklenenin aksine bir durumdur; pek çok görgül çalışma adil dünya inancı yüksek kişilerin siyasal katılımının düşük olacağına işaret etmektedir. (Kıral, 2009)

Giray (2011) çalışmasında 15-18 yaş arası suç işlemiş ve işlememiş ergenlerin genel adil dünya inancı, kişisel adil dünya inancı ve bağışlayıcılık tutumlarının incelenmesine yer vermiştir. Araştırmanın örneklemini İstanbul ili sınırları içerisinde Çocuk ve Gençlik Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda kalmakta olan 15-18 yaş arası 92 erkek tutuklu ile karşılaştırma grubu Üsküdar ilçesi sınırları içerisinde bir Anadolu Lisesinde okuyan 15-18 yaş arası (49’u kız, 41’i erkek) 90 ergenden oluşmaktadır. Çalışmada, Kişisel Bilgi Formu, Kişisel (Bireysel) ve Genel Adil Dünya İnancı Ölçeği ve Enright Bağışlayıcılık Envanteri kullanılmıştır. Araştırmanın sonuçlarına göre, suç işlemiş ve işlememiş ergenlerin genel ve kişisel adil dünya inancı puanları karşılaştırıldığında, suç işlemiş ergenlerin ölçek puanlarının anlamlı olarak daha düşük çıktığı tespit edilmiştir. Bu farklılık kişisel dünya inancı puanında daha da belirgin olmaktadır. Bu bulgu araştırmacı tarafından suç işlemiş bireylerde yaşanan talihsizliklerden ötürü bireysel hassasiyetlerin daha yoğun olması yorumuyla açıklanmaktır. Suç işlememiş grupta ise, genel ve kişisel adil dünya inancı arasında anlamlı bir fark bulunmamıştır. Suç işlemiş grupta bağışlayıcılığın diğer ölçeklerle ilişkisine rastlanmazken; karşılaştırma grubunda toplam bağışlayıcılık ve kişisel adil dünya inancı arasında pozitif bir ilişki olduğu tespit edilmiştir. Adil dünya inancı açısından önemli bir diğer bulgu ise, suç işlemiş ergenlerin suç işlemelerine sebep olarak gördükleri faktörlerin ölçekler üzerindeki etkisidir. Buna göre, kişisel adil dünya inancı puanı suçu kendisinin işlemediğini düşünenlerde, suçu işlemesine arkadaşlarının sebep olduğunu düşünenlerden daha düşük olduğu görülmektedir. Yaş faktörü dışında demografik özelliklerin ölçekler üzerinde anlamlı bir etkisinin olmadığı tespit edilmiştir. Yaş faktörüne gelince, her iki grupta da yaşı 15 ve 16 olanların kişisel adil dünya inancı puanları yaşı 17 ve 18 olanlara göre daha yüksek olduğu görülmüştür. Bu durum diğer çalışmalarla benzer şekilde, yaşın artmasıyla birlikte bireyin tanık olduğu adaletsizliklerin de artması adil dünya inancının düşmesine neden olduğu şeklinde yorumlanmıştır. Son olarak, tüm gruba uygulanan regresyon analizi sonucunda, kişisel adil dünya inancının bağışlayıcılığı anlamlı bir şekilde yordadığı tespit edilmiştir. (Giray, 2011)

Bir diğer dezavantajlı grup olan hasta yakınlarının ele alındığı çalışmada, demans hasta yakınlarındaki sosyal destek ve adil dünya inancının bilişsel duygu ayarlama stratejileri ile depresyon ve yaşam doyumu arasındaki ilişki incelemiştir (Kıral, 2010). 87’si kadın 14’ü erkek 101 demans hastası yakının dahil edildiği araştırmada, Algılanan Sosyal Destek Ölçeği, Adil Dünya İnancı Ölçeği, Yaşam Doyumu Ölçeği, Beck Depresyon Envanterini ve Demografik Bilgi Formu kullanılmıştır. Araştırmanın bulgularına göre, adil dünya inancının kabullenme ve plana odaklanma stratejisi üzerindeki etkisinin yüksek iyi olma hali ile ilişkili, felaketleştirme üzerindeki etkisinin ise düşük iyi olma hali ile ilişkili olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca sosyal destek ve adil dünya inancının olumlu odaklanma ve diğerlerini suçlama stratejileri üzerindeki etkisi daha düşük depresyon seviyesi ve daha yüksek yaşam doyumu ile ilişkili iken; sosyal destek ve adil dünya inancının felaketleştirme üzerindeki etkisinin yaşam doyumunu düşürdüğü gözlemlenmiştir. Bu çalışmada demans hasta yakınları için bilişsel duygu ayarlama stratejileri kullanmanın adil dünya inancı ve sosyal destek yolu ile depresyonu düşürdüğü ve yaşam doyumunu arttırdığı tablosu adil dünya inancı yaklaşımının görece olumlu etkilerine işaret etmektedir. (Kıral, 2011)

İlgili literatürde travma mağduru kişilerin ya da bu kişilere yönelik tutumlara odaklanan çalışmalardan ilki, Galma Jahic’in adil dünya inancı ve psikolojik hoşnutluk arasındaki ilişkiyi Bosnalı ve Türk öğrencilerden oluşan örneklem grubu üzerinde incelediği çalışmadır (1999). Bununla birlikte, dindarlık, müdahaleci bir Tanrı'ya inanç ve adil dünya inancı ile psikolojik hoşnutluk arasındaki ilişkiler incelenmiştir. Çalışmadan kısa süre önce yaşanılan savaş nedeniyle Bosnalı örneklem grubunun adil dünya inancı ve psikolojik hoşnutluk ölçeklerinden daha düşük puan almaları beklenilmesine karşın bulgular, Bosnalı öğrencilerin daha yüksek adil dünya inancı ve psikolojik iyilik puanlan aldığını göstermiştir. Bu çalışmada adil dünya inancı stresle başa çıkmaya katkıda bulunan, pozitif bir illüzyon olarak ele alınmış ve adil dünya inancının psikolojik iyilik üzerinde olumlu bir etkide bulunacağı öngörülmüştür. Cinsiyete göre adil dünya inancı puanlarındaki farklılaşmada erkek öğrencilerin daha yüzsek puan aldığı tespit edilmiştir. Müdahaleci Tanrı'ya inanç ile ADİ arasında pozitif bir ilişki bulunmuştur. Son olarak, sosyoekonomik düzey arttıkça, psikolojik hoşnutluk de olumlu bir yönde arttığı, ayrıca adil dünya inancı ile psikolojik hoşnutluk arasında da pozitif bir ilişki bulunduğu belirtilmiştir. Bu çalışmada adil dünya inancının stresle başa çıkmada olumlu etkisine dair bir vurgu yapıldığı görülmektedir. (Jahic, 1999)
Bir diğer çalışma Yalçın (2006)’ın çelişik duygulu cinsiyetçilik, kontrol odaklı düşünceler, empati ve adil dünya inancının tecavüz kurbanlarına ilişkin tutumlara etkisini incelemek amacıyla gerçekleştirdiği çalışmadır. Çalışmanın örneklemini Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde öğrenim görmekte olan 425 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırma sonuçlarına göre düşmanca cinsiyetçilik (P =.47), empati (P = -.28), eğitim (P = -.22), içten denetim odaklı düşünceler (P =.10), adaletli dünya inanışı (P =.10), korumacı cinsiyetçilik (P =.10) ve gelir düzeyinin (p = -.09) tecavüz kurbanlarına yönelik önyargılı tutumlarla ilişkisi açısından anlamlı olduğu tespit edilmiştir.. Çalışmanın Adil Dünya İnancı Kuramı açısından önemli olan bir diğer bulgusu ise, literatürle paralel bir şekilde adil dünya inancı yüksek katılımcıların mağduru değersizleştirme eğilimlerinin yüksek olmasıdır. (Yalçın, 2006)
Suça yönelmiş ergenlerin, çocukluk döneminde örseleyici yaşantılara maruz kalma düzeyi ile adil dünya inancı arasındaki ilişkinin incelendiği bir başka araştırmada İstanbul ili sınırları içindeki bir Çocuk ve Gençlik Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda kalmakta olan 15-18 yaş arasındaki 200 erkek ergen ile çalışılmıştır (Coşgun,2010). Veri toplama araçları, Sosyo-Demografik Bilgi Formu, Kişisel ve Genel Adil Dünya İnancı Ölçeği ve Çocukluk Örselenme Yaşantıları Ölçeği’dir. Araştırmadan elde edilen bulgulara göre, suça yönelen ergenlerin yaklaşık % 12’sinin düşük adil dünya inancına sahip olduğu ve bu ergenlerin % 11’inin kişisel adil dünya inançları, % 12’sinin ise genel adil dünya inancı puanlarının kesme noktasının üzerinde, yani düşük olduğu tespit edilmiştir. Bu bulgu literatürdeki dezavantajlı grup üyelerinin düşük adil dünya inancına sahip olduğu bilgisiyle paralellik gösterirken; düşük adil dünya inancının suç işleme eğilimini artırdığı şeklinde bir yordama yapmak mümkün görünmemektedir (Coşgun, 2010). Demografik bilgiler açısından, suça yönelen ergenlerin adil dünya inançları ile yaşları arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki bulunamamıştır. Ayrıca katılımcıların adil dünya inancı ile eğitim düzeyi, ailelerinin aylık gelir düzeyi, algılanan gelir düzeyi ve anne babanın eğitim düzeyi ile istatistiksel olarak anlamlı olmamakla birlikte negatif yönde bir ilişki bulunmuştur. Araştırmanın dikkate değer bir diğer bulgusu da, çocukluk dönemi örselenme yaşantılarının ve adil dünya inancının negatif yönde ve anlamlı düzeyde ilişkili olduğudur; örselenme yaşantılarının sıklığı arttıkça, adil dünyaya olan inancın azaldığı tespit edilmiştir. Tutukevine girme nedeni ve sayısı açısından bir değerlendirme yapıldığında, tutukevine girmeyi hak etmediğini düşünen ergenlerin kişisel adil dünya inançlarının, tutukevine girmeyi hak ettiğini düşünen ergenlere göre daha düşük olduğu ve tutukevine birden fazla giren ergenlerin genel adil dünya inançlarının, tutukevine ilk kez giren ergenlere göre daha düşük olduğu görülmüştür. Son olarak, çocukluk dönemi örselenme yaşantıları yüksek düzeyde olan ergenlerin, çocukluk dönemi düşük düzeyde olan ergenlere göre, kişisel ve genel adil dünya inançları daha düşüktür. Bu durum travmatik yaşantının dünyanın adil bir yer olduğuna dair yorumları azalttığı bilgisiyle uyumludur (Coşgun,2010).

Diğer kategorisinde yer vererek değinmek istediğim son çalışma, Edebiyat alanından Tuba Dik’in atasözlerindeki adil dünya inancı fikrini incelediği makalesidir (2010). Dik, gündelik yaşantıda atasözlerinin önemine vurgu yaptıktan sonra atasözlerinin dini inanç ve Tanrı’yla ilgili kabulleri yansıttığını, İslam inancından yola çıkarak, muktedir ve adil bir Tanrı vurgusunun atasözlerinde kendini gösterdiğini bunun da adil dünya inancı fikrinin dolaşımını kolaylaştırdığını belirtmektedir, Dik’in çalışmasında yer verdiği örneklerden birkaçı şu şekildedir:

Ekmekle oynayanın ekmeğiyle oynanır.
Etme bulma dünyası.
Hile ile iş gören mihnet ile can verir.
İyilik eden iyilik bulur.
Kazma elin kuyusunu kazarlar kuyunu.

TARTIŞMA

Genel olarak yapılan araştırmalarda, dezavantajlı konumlu kişilerin ve travmatik yaşantı mağdurlarının bu konumlarından yola çıkarak dünyaya nasıl bir yer olarak gördükleri Adil Dünya İnancı Kuramı çerçevesinde incelenmiştir (Jahic, 1999; Yalçın, 2006; Uğur, 2007; Kıral, 2009; Coşgun, 2010; Giray, 2011). Araştırmacıların kendi çalışmalarının sınırlılıklarıyla ilgili vurguladıkları noktalar: ölçek kullanımı (Kıral, 2009; Coşgun, 2010), karşılaştırma grubu eksikliği (Coşgun, 2010), alt ve üst sosyo-ekonomik grupları kapsayacak şekilde genellemeler yapılması (Uğur, 2007), suça itilmiş ergenlerle ilgili yapılan çalışmalarda sadece erkek örneklemin kullanılması (Coşgun, 2010 ve Giray, 2011) şeklindedir.

Bunlarla birlikte çalışmalardaki ilişkililik bulgusu neden sonuç ilişkisi kurulmasını olanaklı kılmadığı için nitel çalışmalarla örneklem grubundaki kişilerin kendi algı ve ifadelerine daha fazla yer verecek araştırmalar yapılabilir. Bir diğer önemli nokta ise, Dik’in belirttiği gibi (2010) adil dünya inancı kültür ve inanç sistemleriyle çok yakından ilişkilidir. Bu ilişkiyi görünür kılmak amacıyla araştırma desenine sözlü ya da yazılı kültür eserlerinden örnekler eklenerek çalışmalar farklı boyutlar kazandırılabilir.

KAYNAKÇA
Coşgun, E. (2010). Suça yönelen ergenlerde, çocukluk döneminde örseleyici yaşantılara maruz kalma düzeyi ile adil dünya inancı arasındaki ilişkinin incelenmesi. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Maltepe Üniversitesi, İstanbul.
Dik, T. (2010). Atasözlerinde adil dünya inancı. Millî Folklor, 22(88), 28-32.
Giray, F. S. (2011). Suç işlemiş ve işlememiş ergenlerin adil dünya inancı ve bağışlayıcılık tutumları arasındaki ilişkinin incelenmesi. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Maltepe Üniversitesi, İstanbul.
Jahic, G. (1999). Just world belief and its relation to psychological well-being. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Boğaziçi Üniversitesi, İstanbul.
Kıral, G. (2009). Türkiye'de yasayan kadınların göreli yoksunluk ve adil dünya inancı ile siyasal katılım düzeyleri arasındaki ilişki. Ankara Üniversitesi, Ankara.
Kıral, K. (2011). Demans hasta yakınlarında depresyon ve yaşam doyumu: bilişsel duygu ayarlama, sosyal destek ve adil dünya inancı ilişkisi. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Mersin Üniversitesi, Mersin.
Uğur, D. (2007). Dünyayı adil algılama ve geleceğe dair umut/umutsuzluk: Depresyon tanısı alan ve almayan kişilerde adil dünya inancı. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Mersin Üniversitesi, Mersin.
Yalçın, E.S. (2006). Effects of ambivalent sexism, locus of control, empathy, and belief in a just world on attitudes toward rape victims. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Ankara.








KİŞİSEL VE GENEL ADİL DÜNYA İNANCI ÖLÇEĞİ (Dalbert, 1999)

Tamamen katılıyorum Katılıyorum Biraz katılıyorum
Biraz katılmıyorum Katılmıyorum Tamamen karşıyım
1 Eninde sonunda başıma gelen her şeyi hak ettiğime inanıyorum.
2 Bana karşı genellikle adil davranılmıştır.
3 Çoğunlukla ne hak ettiysem onu bulmuşumdur.
4 Genel olarak baktığımda, yaşadığım olaylar adildir.
5 Hayatımdaki adaletsizlikler istisnai durumlardır.
6 Hayatta başıma gelen olayların çok büyük bir kısmının adil olduğuna inanıyorum.
7 Benimle ilgili verilen önemli kararların çoğunlukla adil olduğunu düşünüyorum.
8 Dünyanın aslında adil bir yer olduğunu düşünüyorum.
9 İnsanların eninde sonunda ne hak ederlerse onu bulacaklarına inanıyorum.
10 Adaletin her zaman adaletsizlikler karşısında galip geleceğinden eminim.
11 Uzun vadede insanların adaletsizliklerin üstesinden geleceğine inanıyorum.
12 Hayatın her alandaki adaletsizliklerin (örneğin iş hayatında, aile hayatında, politik hayatta vs.) bir kural olmaktan ziyade birer istisna olduğuna inanıyorum.
13 İnsanların önemli kararlar verirken adil olmaya gayret ettiklerine inanıyorum.


(*) 1.“Dezavantajlı” gruplar tanımlaması, yapısal koşullar nedeniyle yaşanan sürece ve sürecin değişmesi ihtimalinde grupların yaşantılarında da değişiklik meydana getireceği ihtimaline işaret etmektedir. Travmatik yaşam koşullarından bu sebeple ayrı tutulmuştur.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Türkiye’de Yapılmış Adil Dünya İnancı Yaklaşımına Yer Veren Çalışmalar" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Ebrar YENİCE KANIK'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Ebrar YENİCE KANIK'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     3 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Ebrar YENİCE KANIK'ın Makaleleri
► Ahiret İnancı ve Eğitim Psk.Dnş.Ömer CİMEM
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Türkiye’de Yapılmış Adil Dünya İnancı Yaklaşımına Yer Veren Çalışmalar' başlığıyla benzeşen toplam 42 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Şema Terapi Yaklaşımı Aralık 2016
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


22:07
Top