2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,222 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



‘çocuktur Geçer!’mi? Çocuklarımızı Hangi Durumlarda Psikoloğa Götürmeliyiz?
MAKALE #17032 © Yazan Psk.Derya ÇİÇEK | Yayın Ağustos 2016 | 3,740 Okuyucu
Kızınız bıçakla elini kestiğinde, koşarken bileğini incittiğinde ya da oğlunuz futbol ya da basketbol oynarken ayağını yada kolunu kırdığında, bisiklet sürerken düşüp yaralandığında, kime başvurmanız gerektiğini veya hangi uygulamanın uygun olacağını bilirsiniz; sonuçlar hakkında da az çok fikriniz vardır. Ancak çocuğunuz okulda sorunlar yaşıyorsa, evde sıkıntıları varsa, arkadaşlarıyla ilişki kurmakta zorlanıyor, öğretmeninden ya da diğer çocukların ailelerinden şikayet geliyorsa, anksiyete ya da depresyon belirtileri gösteriyorsa, sizin için yanıtsız pek çok soru var demektir. Bu normal bir davranış mı yoksa endişelenmeye gerek var mı? Okulda ya da arkadaşlarıyla ilgili yolunda gitmeyen bir şeyler mi var? Olanlar sizin hatanız mı? Ne yapmanız gerekiyor? Bekleyip ne olacağını mı görmelisiniz, yoksa bir uzmandan yardım mı istemelisiniz?
Bir çocuğun sorunlu davranışlarının “geçici bir durum” mu yoksa daha ciddi bir durum mu olduğunu belirlemek zordur. Anne ve babalar çocuklarında problem davranışların olduğunu fark ettiklerinde bu gibi soruları kendilerine ya da yakın çevrelerine sık sık sorarlar; endişelerini gidermeye çalışırlar.
Bazen de problem davranışlar örtülürler.Anksiyeteyle iç içe yaşarken onu görmezden gelmek için elimizden geleni yaparız:
Kıyafet takıntısı olan bir çocuğu çok kararlı ve şahsiyetliolarak yorumlayabiliriz.
Kaybetmeye tahammülü olmayan kaygılı bir çocuğun bir arkadaşını başkası ile paylaşmamasını ‘lider ruhlu’ olarak yorumlayabiliriz.
Yeni bir kıyafet alındığında giyemeyen çocuğu ‘tutumlu’ olarak yorumlayabiliriz.
Oyuncaklarını sıra sıra muntazam dizeni, üstüne su damlası değdiğinde bile ısrarla kıyafetlerini değiştiren, sık sık elini yıkayan bir çocuğu ‘titiz, tertipli’ olarak yorumlayabiliriz.
Oysa buna benzer pek çok davranış, çocuklarda var olan anksiyeteden, kaygıdan oluşmaktadır. Problem davranış her neyse çocuğun kendini beğendirebilmek, kabul ettirebilmek, sevdirebilmek adına başvurduğu, alttan almalarında, mecbur hissettiği aşırı paylaşımlarında, birinci olmak için verdiği kendini paralayacı çabalarında gizli olabilir. Problem davranış çocuk için ailesi tarafından giderilmeyen ihtiyacı her ne ise bu ihtiyacını gidermeye yönelik ortaya çıkar ve mutlaka bir amaca hizmet eder.
Bazen de bazı çocuklar sorunsuz bir şekilde gelişimlerine devam ederlerken örneğin; 8 yaşına geldiklerinde birden bire küstah bir tavırla anne babalarına artık bağımsız olduklarını göstermeye başlar ve ergenlik dönemlerinde de sürekli olarak ruhsal değişimler göstererek isyankar bir tutum sergilerler. Ya da önceleri yemek seçmeyen bazı çocuklar sadece “belli yemekleri belli bir şekilde yemek zorunda olduklarını, yoksa bir şeylerin kötü gideceğini “ söylemeye başlarlar. Her zaman düzenli yemek yiyen bazı çocuklar da, son zamanlarda neredeyse hiçbir şey yemez olurlar; bazılarıysa okula gitmeyi birden bire reddetmeye başlarlar.
Çocuklarda bunlar gibi yada bunlardan farklı olarak ortaya çıkabilecek problem davranışlar görüldüğünde ‘Çocuktur geçer! Görmezden gelin!’ gibi yakın çevremizden duyduğumuz sözler kötü öğütlerdir.
Bazı aileler de kendileriyle ya da çocuklarıyla ilgili bir problem olduğunda psikoloğa gitmek için defalarca düşünürler, sorunları çözmek için kendilerince çeşitli yöntemler denerler ve işin içinden çıkamayıp sorunu çözemediklerinde en son çare psikoloğa giderler. Tabi durum böyle olunca da problem davranış iyice ilerler ve bu da problemin çözümünü zorlaştırır.
Uyum sorunları ve davranış bozukluklarının pek çoğunda psikolojik yardım almak gerekir ve çoğunlukla bu alınan yardım tek başına problemin çözümünde etkili olur. Çocuklarda ortaya çıkabilecek uyum ve davranış bozukluklar; gece korkuları, fobiler, kaygı bozuklukları, öfke ve saldırganlık, dışkı tutma ve kaçırma, tırnak yeme, altını ıslatma, yalan söyleme , tikler, kekemelik, kardeş kıskançlığı, okul sorunları, içe kapanıklık, aşırı inatçılık, uyku bozuklukları…vb. olabilir.
Örneğin küçük çocukların anneye bağlılık göstermeleri ve yalnız kalmak istememeleri doğal bir davranıştır.Ancak çocukların 4-5 yaşlarına gelmesine rağmen hala anne ve babasından ya da sevdiği birinden ayrı kalmakta çok zorlanması, büyük bir sıkıntı ve huzursuzluk yaşaması normal bir davranış olarak kabul edilmez.Çünkü bu yaşa gelen çocukların artık anne ve babasından ayrı kalabilmeyi öğrenmesi ve ebeveynlerinden ayrı kaldıkları zaman yaşadıkları sıkıntıya katlanabilmesi beklenir. Ayrılık kaygısını yoğun olarak yaşayan çocuklar okul yaşlarına geldiklerinde bile anne ya da babalarıyla uyumaya devam ederler ve annelerinden bir an bile olsa ayrı kalmak istemezler. Ayrı kaldıklarında büyük bir endişe ve kaygı yaşarlar; ağlama krizleri görülebilir. Okul çağına gelmiş bir çocuğun ayrılık kaygısı problemi çocuk okula başladığında daha da kendini gösterir; okulda anneden ayrılması gerektiği için problem davranış ve çocuğun kaygısı tetiklenir. Bu durum hem çocuk için, hem anne için hem de öğretmenler için oldukça sıkıntılı bir süreç olur. Anne çocuğu için sürekli endişelenir ve çocuğunu okulda bırakıp gitmek istemez. Öğretmen sıkıntılıdır çünkü sürekli ağlayan ve annesini yanında isteyen bir çocuk diğer çocuklar için de sınıfın düzeni için de problem olur.
Çocuktur, alışır! diyerek günler, haftalar, aylar geçer... Bazı çocuklar zor da olsa bu sıkıntılı süreçle başetmeyi öğrenebilir ve alışabilir. Ama bazı çocuklar bir türlü alışamaz ; okula devam etmesi zorlaştığı gibi sosyal ilişkilerde ve aile yaşantısında ciddi zorluklar ve kısıtlamalar oluşabilir. Çocuk için okula gitmek yoğun anksiyete kaynağı haline gelir ve en sonunda çocukta okul fobisi oluşabilir.
Okul fobisi oluştuğu zaman da, çocuklarda genellikle okula gidiş saatlerinde ya da okulda baş gösteren baş ağrısı, mide bulantısı,karın ağrısı gibi somatik belirtiler ortaya çıkabilir. Bazı aileler tarafından bu durumlar pek ciddiye alınmaz; bu somatik yakınmalar bahaneler olarak değerlendirilir ve çocuk okula gitmek konusunda ya da farklı koşullarda anneden ayrılması konusunda zorlanır. Çocuklar kaygı ve korkularını dile getirmek konusunda isteksiz olabilirler ya da dile getiremeyebilirler.
Bu sorunlar çok yaygın olarak görülür ve pek çok aile bu gibi durumları yardım almayı gerektirecek bir durum olarak görmez. Bu gibi problemlerin kendiliğinden geçeceğini düşünür ya da sorunu gidermek için çocuğunun ruhuna ve gelişimine kalıcı zararlar verebilecek sağlıksız yöntemler denerler, çocuklarını cezalandırarak sorunu halledebileceklerini düşünürler.
Bu kaygı ve korkuların çocuğun elinde olmadan yaşadığı durumlar olduğu ve bunları kontrol edemediği unutulmamalıdır.Bu kaygı ve korkuları yüzünden çocuk azarlanmamalı, dışlanmamalı, cezalandırılmamalı, ayıplanmamalıdır. Bu gibi olumsuz tepkiler problem davranışları çözmede etkili olmadığı gibi aksine kaygı ve korkularını tetikleyerek çözülmesi daha da zorlaşan bir durum haline dönüşebilir.
Örneğin aileler tırnaklarını yiyen çocuklarını baskı yoluyla veya çeşitli cezalarla bu alışkanlıklarından vazgeçirebilirler; fakat sorun daha sonra tekrar edebilir ya da başka bir forma girerek yer değiştirebilir(altına kaçırma gibi). Aslında burada yapılması gereken bu soruna yol açan duygusal sebepleri ortadan kaldırmak ve anne-babanın çocuğa karşı tutumunu değiştirmektir. Bu da ancak bir psikolog tarafından daha kolay anlaşılabilir ve çözülebilir.
Aile içi sorunlar ve yaşamdaki belirgin değişiklikler, boşanma, aile bireylerinden birinin ölümü, bakıcının değiştirilmesi, şehir veya ev değişikliği, okula başlama, kreşe başlama, kardeş doğumu ve annenin ise başlaması gibi yaşam değişiklikleri çocuklar için önemli duygusal sorunlara yol açabilir. Yetişkinler gibi, çocuklar da bu tip değişimlerden etkilenirler ve olaylara kendilerince farklı anlamlar yükleyerek bu problemleriyle baş edemeyebilirler. Bu değişimlerden önce psikoloğa başvurarak çocukların bu değişimle baş edip edemeyeceklerini öğrenmekte ve bu olayların çocuklara nasıl anlatılabileceği konusunda yardım almakta yarar vardır. Özellikle boşanma ve kardeş doğumu konularında mutlaka danışmanlık alınması gerekir; birçok çocuk bu yaşamsal değişimlerden olumsuz yönde etkilenmekte, çeşitli problem davranışlar geliştirerek baş etmeye çalışmaktadırlar.
Bunlar gibi ya da bunlardan farklı zor dönemlere hazırlıklı olan, ihtiyaç duydukları yardım konusunda farkındalıkları olan anne ve babalar bu dönemlerde çocuklarına karşı olan tutumlarını gözden geçirir ve gerekli değişikleri yaparlar. Böylece çocuklar bu dönemlerini daha kolay atlatabilirler.
Çocukluğun, bazı yetişkinlere göre hayatın bütün zorluklarından, sorumluluklarından ve sorunlarından uzak olunan bir dönem olduğu dşünülebilir ve buna inanmak isteyebilirler.Ancak çocuklar da yetişkinler gibi hayatlarının bazı dönemlerinde birtakım sorunlarla karşılaşabilirler.Yetişkinler yaşadıkları sorunlar ile başetmek için harekete geçerek, inisiyatif kullanabilirler ya da kendilerini ifade etmekte, duygularını anlatmakta zorlanmayabilirler.Ancak çocuklar tek başlarına problem çözme konusunda yetersizdirler ve duygularını dile getirme, kendilerini ifade etme konusunda henüz tecrübesizdirler. Bu konuda onlara yetişkinlerin desteği ve yardımı gereklidir.
Unutmayın, sorun düşündüğünüzden çok daha ciddi olabilir! Çocuğunuzu çok iyi koşullarda yaşatabilirsiniz; ama daha sağlıklı ve mutlu, daha güvenli ve sosyal, daha zeki ve kendini geliştiren bireyler yerine problemleriyle sağlıklı bir şekilde baş edemeyen bireyler yetiştirebilirsiniz!
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"‘çocuktur Geçer!’mi? Çocuklarımızı Hangi Durumlarda Psikoloğa Götürmeliyiz?" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Derya ÇİÇEK'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Derya ÇİÇEK'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Derya ÇİÇEK Fotoğraf
Psk.Derya ÇİÇEK
Konya (Online hizmet de veriyor)
Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi41 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Derya ÇİÇEK'in Makaleleri
► Öfke Hangi Durumlarda Gerçekleşir? Psk.Gökhan BİNGÖL
► 'çocuktur Anlamaz' mı? Psk.Dnş.Yasemin COŞGUN
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında '‘çocuktur Geçer!’mi? Çocuklarımızı Hangi Durumlarda Psikoloğa Götürmeliyiz?' başlığıyla benzeşen toplam 58 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


09:50
Top