Çalışan Annelerin Çocuklarında Görülen Problemler
Ülkemizde kadınların çalışmasına uzun süre karşı çıkılmıştır. Daha sonra sanayi' nin gelişmesi ekonomik zorunluluklar kadınların eğitim düzeyinin artması ile birlikte kadınların çalışmasına hoş görü ile bakılmıştır. İlk başlarda daha çok tarımsal işletmelerde çalışsan kadınlar daha sonraları her türlü değişik işyerlerinde çalışmaya başlamışlardır. Annenin çalışmasıyla çocuklar da sık hastalanma bulaşıcı hastalıklara yakalanma oranlarında artışlar gözlemlenmiştir. Ayrıca belirli saatler de çocuğun anneden ayrı kalması çocuklar da özlellikle sıfır, iki yaş dönemlerinde bazı psikolijik sorunlara yol açabilmektedir. Bu sorunların başında annesi ni kaybedeceği korkusudur.
bu sorunlar ağlama,bağırma, içe kapanma, endişe, anneye, babaya karşı soğuk davranma ondan ayrılamama şeklinde sayılabilir.
Özellikle bebeklik çağında anne çocuk ayrılıklarının bir haftayı geçmemesi gerektiği söylenmektedir.Ayrılık bebeklerde özellikle bir iki ayı geçerse çevreye ilgisizlik başlar. Çocuk durgunlaşır, bakışları donuklaşır hatta bu durum Spitz,e göre bebeklik depresyonu olarak tanımlanır.
Çocuk ilk başta annenin gidişine tepki gösterir, daha sonra adeta yas tutmaya başlar. Ümidini kesince de çöküntüye uğrar, içine kapanır.Eğer ayrılık öncesi anne çocuk ilişkisi çok ileri düzeydeyse çocuğun verdiği tepki buna bağlı olarak daha şiddetli olur. Fakat annenin yerini alan kimse çocuğun taşıdığı daha önceden alıştışı birisi olursa çocuğun tepkileri daha az şiddetli olur anne ilk üç ay sonunda dönerse çocukta canlanma görülür,olumsuz özelliklerden kurtulur endişe ve kaygısı gider gelişiminde takrardan hızlanma görülür Ancak üç beş ayın sonunda dönerse çocukta sorunların tekrar toparlanması güşleşebilir
Kısa ayrılık hallerinde bazı küçük çocuklarda huysuzluk, endişe, kaygı, huzursuzluk,rahatsızlık belirtileri görülür. Fakat daha sonra anne babanın gelmesiyle bu belirtiler ortadan kalkar. İlk başlarda çocuk anne babasına kavuştuğunda önce ilgisiz davranır, onları unutmuş gibi görünür,sonra onlara yaklaşır ve onlardan ayrılmak istemez tekrar gidecekleri korkusuyla onları sürekli takip eder.
UZUN AYRILIKLAR SONUCUNDA çocukta daha büyük sorunlar görülebilir. Uzun süre ağlama,yemek yememe,mide bulantıları, uyku bozuklukları, uykudan ağlayarak uyanma, zihinsel sorunlar, unutkanlık, gelişimsel gerilik görülebilir.
ANİDEN MEYDANA GELEN VE UZUN SÜREN AYRILIKLARDA kişilik bozuklukları, anti sosyal kişilikler, suçluluk duyguları, uyum ve davranış bozuklukları görülebilir.
ÇALIŞAN ANNELERİN ÇOCUKLARINDA suçluluk duyguları, psikolojik bozukluklar, endişeler, güvensizlik duyguları ortaya çıkabilmektedir.
Bunların önüne geçebilmek için yapilmasi gerekenler şunlardir:
ÇOCUK ANNENİN ÇALIŞMASI NEDENİ İLE, İLK ÜÇ YILDA ONDAN AYRI KALABİLİR Mİ ?
Çocuk eğitiminde ilk yılların önemli olduğu bir çok uzman tarafından ortaya konulan bir gerçektir. Bu yüzden çocuk ilk iki, üç yılda annesi tarafından büyütülmesinde büyük yarar vardır. Tüm uzmanlar, çocuğun gelişiminde ilk yılların önemli olduğu bu sebeble ilk yıllar da annesi tarafından yetiştirilmesi konusunda fikir birliği içerisindedirler.
Bazı uzmanlar çocuğun ilk iki yılda annesi tarafından yetiştirilmesi gerektiğini söylerken, bazı uzmanlar da ilk üç yıl annesi tarafından yetiştirilmesi gerektiğini söylemektedir. Sonuç olarak ilk üç yıl içinde çocukların annesi tarafından yetiştirilmesi gerektiği konusu bir gerçek olarak ortaya çıkmaktadır.
Bowlby'e göre çocuğu üç yaşına gelmeden anne çalışmayı düşünmemelidir, çünkü ilk yıllarda annenin çocuğa verebileceği pek çok şey vardır.
Çalışan kadınlarla ilgili yapılan araştırmalarda görülmüştür ki ilk üç yılda zorunluluk olmadıkça annenin çalışmamasının gerektiği ortaya çıkartılmıştır. Çünkü bu dönemde anne çalışır ise çocuk için ilerki yıllarada taşınan bazı sorunlar ortaya çıkabilmektedir.
Buna rağmen çalışması zorunlu ise çocuğun çok yakından tanıdığı ve çocuğu seven bir bakıcıya çocuk emanet edilmelidir. Bunun dışındaki yapılacaklar daha önce de söylediğimiz gibi çocuğa önemli zararlar verebilmektedir.
ÇOCUĞUN GELİŞİMİNDE ANNENİN ROLÜ:
Bildiğimiz gibi, yaşamın ilk iki yılını oluşturan döneme BEBEKLİK DÖNEMİ olarak adlandırmaktayız. Bu dönemde çocuk tamamen annesinin bakımına muhtaçtır. Hiçbir ihtiyacını kendisi karşılayamamaktadır. Bu sebeble bu dönem de annenin rolü büyüktür. Daha sonraki dönem iki, altı yaşlarını kapsayan ilk çocukluk dönemidir. Bu dönemde çocukta bedensel, zihinsel, duygusal, sosyal, kişilik gelişimi için önemli ilerlemeler sağlanır.
Bu nedenle ilk çocukluk döneminde çocuk eğitimi açısından aileye büyük görevler düşer bu dönemde çocuk eğitimi ile ilgili ailenin yapacağı yanlışlar büyük sorunlara yol açabilir. Bu sebeble anne babaların çocuklarını çok iyi tanıyıp onların özelliklerini öğrenmelidirler.Eğer gerekirse bir uzmana danışmalıdırlar.
Yine bu döneme rastlayan iki buçuk yaşlarında negatif dönem dediğimiz bir dönem vardır. Bu dönemde çocuklar olumsuzdurlar, inatçıdırlar, söz dinlemezler, herşeye itiaz ederler herkese karşı gelirler, olumsuz tavırlar içindedirler. Bu dönemde aileler çocuklarının aniden değiştiğinden yakınırlar birden değişti, huysuzlaştı, artık onu tanıyamıyorum, onunla başa çıkamıyorum türünden yakınmalar olur ve şaşkınlıklarını dile getirirler.
Fakat ailelerin bilmesi gereken şey bu bir geçiş dönemidir bu dönemin geçmesini sabirla beklemelidirler. Fakat sorunlar devam ediyorsa yine bir uzmandan yardim almalidirlar! Bu dönemin süresi ailenin çocuğa gösterdiği tepki ile sevgi ve şevkatle disiplin yöntemleriyle uzalır yada kısalır. Bu dönemden sonra KIZLARDA ALTI &ONBİR-- ERKELERDE ALTI & ONİKİ yaşlarını kapsayan SON ÇOCUKLUK DÖNEMİ DEDİĞİMİZ dönem başlar. Bu dönemle birlikte çocuğun çok uzun sürecek okul hayatı başlamış olur okul hayatı ile birlikte çocuğun hayatına okul, öğretmen, yeni arkadaş gurubu, dersler ,kitaplar ,kalem, defter girer. Okulla birlikte bazı sorunlarda başlayabilir.Annesinden hiç ayrılmamış ve okul öncesi eğitim almamış çocuklarda okula başlamak sorun yaratabilir.
Özellikle yaşanan sorun okul fobisi dediğimiz okula gitmek istememe anneden ayrılmama sorunudur. Okula başlayan çocuklarda uyumsuzluklar,ortaya çıkabilir disiplinsizlikler,duygusal gelişimde sorunlar ortaya çıkabilmektedir.
Bundan sonraki gelen dönem KIZLAR DA 11 ERKEKLER DE 12 YAŞ CİVARIN DA BAŞLAYAN 18 & 20YAŞLARINA KADAR DEVAM EDEN ERGENLİK DÖNEMİDİR.
Bu dönemde hızlı gelişmeler görülür bedensel değişiklikler görülür yetişkinliğe doğru bir geçiş vardır. Ayrıca kızlarda da erkekler de de karşı cinse karşı ilgiler başlar bu dönem SORUNLARIN YAŞANA BİLECEĞİ BİR DÖNEMDİR. AİLELERİN SEVGİSİ, DESTEĞİ GEREKMEKTEDİR!
bu sorunlar ağlama,bağırma, içe kapanma, endişe, anneye, babaya karşı soğuk davranma ondan ayrılamama şeklinde sayılabilir.
Özellikle bebeklik çağında anne çocuk ayrılıklarının bir haftayı geçmemesi gerektiği söylenmektedir.Ayrılık bebeklerde özellikle bir iki ayı geçerse çevreye ilgisizlik başlar. Çocuk durgunlaşır, bakışları donuklaşır hatta bu durum Spitz,e göre bebeklik depresyonu olarak tanımlanır.
Çocuk ilk başta annenin gidişine tepki gösterir, daha sonra adeta yas tutmaya başlar. Ümidini kesince de çöküntüye uğrar, içine kapanır.Eğer ayrılık öncesi anne çocuk ilişkisi çok ileri düzeydeyse çocuğun verdiği tepki buna bağlı olarak daha şiddetli olur. Fakat annenin yerini alan kimse çocuğun taşıdığı daha önceden alıştışı birisi olursa çocuğun tepkileri daha az şiddetli olur anne ilk üç ay sonunda dönerse çocukta canlanma görülür,olumsuz özelliklerden kurtulur endişe ve kaygısı gider gelişiminde takrardan hızlanma görülür Ancak üç beş ayın sonunda dönerse çocukta sorunların tekrar toparlanması güşleşebilir
Kısa ayrılık hallerinde bazı küçük çocuklarda huysuzluk, endişe, kaygı, huzursuzluk,rahatsızlık belirtileri görülür. Fakat daha sonra anne babanın gelmesiyle bu belirtiler ortadan kalkar. İlk başlarda çocuk anne babasına kavuştuğunda önce ilgisiz davranır, onları unutmuş gibi görünür,sonra onlara yaklaşır ve onlardan ayrılmak istemez tekrar gidecekleri korkusuyla onları sürekli takip eder.
UZUN AYRILIKLAR SONUCUNDA çocukta daha büyük sorunlar görülebilir. Uzun süre ağlama,yemek yememe,mide bulantıları, uyku bozuklukları, uykudan ağlayarak uyanma, zihinsel sorunlar, unutkanlık, gelişimsel gerilik görülebilir.
ANİDEN MEYDANA GELEN VE UZUN SÜREN AYRILIKLARDA kişilik bozuklukları, anti sosyal kişilikler, suçluluk duyguları, uyum ve davranış bozuklukları görülebilir.
ÇALIŞAN ANNELERİN ÇOCUKLARINDA suçluluk duyguları, psikolojik bozukluklar, endişeler, güvensizlik duyguları ortaya çıkabilmektedir.
Bunların önüne geçebilmek için yapilmasi gerekenler şunlardir:
- Kısa ayrılıklara çocuğu alıştırmak,zaman zaman bir kaç saatliğine de olsa bir süre için çocuğu başka bir yetişkinin gözetimine, denetimine bırakmak
- Çocukla anne arasında karşılıklı güven ilişkisinin oluşturulması
- Çocuğun doğduğu andan itibaren anne & babasının dışında kişilerle temas,iletişim içine girmesini sağlamak
- Çocuğu dar bir aile çerçevesi için de toplumdan uzaklaştırarak eğitmemek
- Çocuğun sosyal çevresini genişletmek yabancılara alıştırmak
- Annenin çocuğuna onun anlayacağı bir dille neden çalıştığını anlatması
- Annenin çocuğu çalıştığı yere götürerek endişesini azaltmak
- Çocuğa yalan söylememek tekrar döneceğini uygun bir dille anlatmak
- Çocukta güven duygusunu kazandırmak endişesini arttırmaktan kaçınmak
ÇOCUK ANNENİN ÇALIŞMASI NEDENİ İLE, İLK ÜÇ YILDA ONDAN AYRI KALABİLİR Mİ ?
Çocuk eğitiminde ilk yılların önemli olduğu bir çok uzman tarafından ortaya konulan bir gerçektir. Bu yüzden çocuk ilk iki, üç yılda annesi tarafından büyütülmesinde büyük yarar vardır. Tüm uzmanlar, çocuğun gelişiminde ilk yılların önemli olduğu bu sebeble ilk yıllar da annesi tarafından yetiştirilmesi konusunda fikir birliği içerisindedirler.
Bazı uzmanlar çocuğun ilk iki yılda annesi tarafından yetiştirilmesi gerektiğini söylerken, bazı uzmanlar da ilk üç yıl annesi tarafından yetiştirilmesi gerektiğini söylemektedir. Sonuç olarak ilk üç yıl içinde çocukların annesi tarafından yetiştirilmesi gerektiği konusu bir gerçek olarak ortaya çıkmaktadır.
Bowlby'e göre çocuğu üç yaşına gelmeden anne çalışmayı düşünmemelidir, çünkü ilk yıllarda annenin çocuğa verebileceği pek çok şey vardır.
Çalışan kadınlarla ilgili yapılan araştırmalarda görülmüştür ki ilk üç yılda zorunluluk olmadıkça annenin çalışmamasının gerektiği ortaya çıkartılmıştır. Çünkü bu dönemde anne çalışır ise çocuk için ilerki yıllarada taşınan bazı sorunlar ortaya çıkabilmektedir.
Buna rağmen çalışması zorunlu ise çocuğun çok yakından tanıdığı ve çocuğu seven bir bakıcıya çocuk emanet edilmelidir. Bunun dışındaki yapılacaklar daha önce de söylediğimiz gibi çocuğa önemli zararlar verebilmektedir.
ÇOCUĞUN GELİŞİMİNDE ANNENİN ROLÜ:
Bildiğimiz gibi, yaşamın ilk iki yılını oluşturan döneme BEBEKLİK DÖNEMİ olarak adlandırmaktayız. Bu dönemde çocuk tamamen annesinin bakımına muhtaçtır. Hiçbir ihtiyacını kendisi karşılayamamaktadır. Bu sebeble bu dönem de annenin rolü büyüktür. Daha sonraki dönem iki, altı yaşlarını kapsayan ilk çocukluk dönemidir. Bu dönemde çocukta bedensel, zihinsel, duygusal, sosyal, kişilik gelişimi için önemli ilerlemeler sağlanır.
Bu nedenle ilk çocukluk döneminde çocuk eğitimi açısından aileye büyük görevler düşer bu dönemde çocuk eğitimi ile ilgili ailenin yapacağı yanlışlar büyük sorunlara yol açabilir. Bu sebeble anne babaların çocuklarını çok iyi tanıyıp onların özelliklerini öğrenmelidirler.Eğer gerekirse bir uzmana danışmalıdırlar.
Yine bu döneme rastlayan iki buçuk yaşlarında negatif dönem dediğimiz bir dönem vardır. Bu dönemde çocuklar olumsuzdurlar, inatçıdırlar, söz dinlemezler, herşeye itiaz ederler herkese karşı gelirler, olumsuz tavırlar içindedirler. Bu dönemde aileler çocuklarının aniden değiştiğinden yakınırlar birden değişti, huysuzlaştı, artık onu tanıyamıyorum, onunla başa çıkamıyorum türünden yakınmalar olur ve şaşkınlıklarını dile getirirler.
Fakat ailelerin bilmesi gereken şey bu bir geçiş dönemidir bu dönemin geçmesini sabirla beklemelidirler. Fakat sorunlar devam ediyorsa yine bir uzmandan yardim almalidirlar! Bu dönemin süresi ailenin çocuğa gösterdiği tepki ile sevgi ve şevkatle disiplin yöntemleriyle uzalır yada kısalır. Bu dönemden sonra KIZLARDA ALTI &ONBİR-- ERKELERDE ALTI & ONİKİ yaşlarını kapsayan SON ÇOCUKLUK DÖNEMİ DEDİĞİMİZ dönem başlar. Bu dönemle birlikte çocuğun çok uzun sürecek okul hayatı başlamış olur okul hayatı ile birlikte çocuğun hayatına okul, öğretmen, yeni arkadaş gurubu, dersler ,kitaplar ,kalem, defter girer. Okulla birlikte bazı sorunlarda başlayabilir.Annesinden hiç ayrılmamış ve okul öncesi eğitim almamış çocuklarda okula başlamak sorun yaratabilir.
Özellikle yaşanan sorun okul fobisi dediğimiz okula gitmek istememe anneden ayrılmama sorunudur. Okula başlayan çocuklarda uyumsuzluklar,ortaya çıkabilir disiplinsizlikler,duygusal gelişimde sorunlar ortaya çıkabilmektedir.
Bundan sonraki gelen dönem KIZLAR DA 11 ERKEKLER DE 12 YAŞ CİVARIN DA BAŞLAYAN 18 & 20YAŞLARINA KADAR DEVAM EDEN ERGENLİK DÖNEMİDİR.
Bu dönemde hızlı gelişmeler görülür bedensel değişiklikler görülür yetişkinliğe doğru bir geçiş vardır. Ayrıca kızlarda da erkekler de de karşı cinse karşı ilgiler başlar bu dönem SORUNLARIN YAŞANA BİLECEĞİ BİR DÖNEMDİR. AİLELERİN SEVGİSİ, DESTEĞİ GEREKMEKTEDİR!
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Çalışan Annelerin Çocuklarında Görülen Problemler" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Pdg.Aykut AKOVA'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Pdg.Aykut AKOVA'nın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
8 Beğeni
Yazan Uzman
|
çalışan anne, çocuktan ayrılma, ayrılık psikolojisi, ayrılık, çocukta endişe, çocukta kaygı, çocukta huzursuzluk, ilk çocukluk, anneden ayrılma, babadan ayrılma, ayrı kalma, bebek depresyonu
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.