2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,222 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Çocuklukta Cinsel Eğitim
MAKALE #17421 © Yazan Dr.Nüket İSİTEN | Yayın Kasım 2016 | 3,094 Okuyucu
Cinsel Eğitim Nedir?

Geçmişten günümüze, cinselliği konuşmak hiç bir zaman kolay olmamıştır.
Geçmişle bugün arasındaki tek fark ; çok fazla uyaranın olduğu hızla gelişen dünyada, cinsel eğitime artık daha fazla gereksinim olduğudur.

‘"Cinsel eğitim", bireyin fiziksel, duygusal ve cinsel gelişimini anlaması, olumlu bir kişilik kavramı geliştirmesi, insan cinselliğine, başkalarının haklarına, görüş ve davranışlarına saygılı bir bakış açısı edinmesi ve olumlu davranış biçimi, değer yargıları geliştirmesi eğitimidir şeklinde tanımlanabilir.’

Cinsel Eğitim Neden Önemlidir?

Cinsel eğitimin bireysel ve toplumsal pek çok yararı olduğu göz ardı edilmemelidir.
Cinsel eğitim sayesinde çocuk kendi bedenine ve karşı cinsin bedenine saygı duymayı öğrenir. Bu durum çocuğun ileriki yaşantısında kendi cinsiyetindekilerle ve karşı cinsten kişilerle sağlıklı, düzeyli ilişkiler kurmasına neden olur.

Çocuğun kendi bedenini ve özelliklerini tanıması, kendine güvenini arttıran bir özelliktir.
Cinsel gelişim ile ilgili bilgileri erken yaştan itibaren alan ve bu anlamda sağlam temeller oluşturan kişi, bedenine karşı sorumluluklarını bilir.

Cinsel eğitimi aşama aşama ve yaşına uygun olarak alan çocuk/kişi, sonraki yaşamında karşı cinsle kurduğu ilişkilerde dengeli olur (Tuzcuoğlu, Tuzcuoğlu, 2004).
Çocuğa verilen doğru bilgiler sayesinde çocuklar kendilerine güven konusunda daha başarılıdırlar. Bu duygu sayesinde girişkenlikleri artar, daha kolay ilişkiler kurabilirler ve daha başarılı olabilirler.

Ergenlik döneminde bedensel değişiklikler konusunda bilgilendirilen çocuklar farklılaşmalarını daha çabuk kabullenirler, anormallik endişeleri ve yetersizlik korkuları azalır.Doğru bilgilerle donanmış kişi, cinsellik hakkında duyduğu yanlış bilgileri kolaylıkla reddeder.Bilgili kişiler arkadaşlarının uygunsuz teklif ve baskılarına direnmekte daha başarılıdırlar (Taşçı, 2003).Ayrıca çocuklar cinsel istismara karşı koyabilme konusunda da bilgilendirildiklerinde birçok istismar olayı önlenecektir. (Çokar ve Ortaylı, 2003).

Cinsel Eğitim Verilirken…

Çocuğumuza cinsel eğitim verirken şu noktalara dikkat etmeliyiz ;
  • Doğru zaman
  • Uygun ortam
  • Bilgili olma
  • Çocuğun gelişim özelliklerini bilme
  • Soruyu anlama
  • Yeterli bilgi verme
  • Güven ortamı
  • Cinsel Eğitim Verilirken…
  • Açık iletişim
  • Cesaret
  • Doğal olma
  • Uygun şekilde yönlendirme
  • Rehberlik yapma
  • Çocuğun neyi merak ettiğini anlama

EĞİTİM

Cinsel yaşamla ilgili sorularda okulöncesi dönemdeki çocukların en çok merak ettikleri konular: kız-erkek farklılığı, hamilelik, doğum ve anne-baba ilişkisidir.Ergenlerin en çok merak ettikleri konular da yine kız ile erkeğin anatomik farklılıkları, cinsel kimlik, hamilelik, hamileliğin önlenmesi, kadın-erkek ilişkileri, eşcinsellik konulardır.
Doğduğu andan itibaren çocuk kendi bedenini keşfetmeye başlar. İlk aylardan itibaren çocuk elini ayağını hareket ettirir, başını çevirir, parmağını ağzına götürür, parmaklarını seyreder. Bir yaş dolaylarında çocuk bedeninin farklı kısımlarını keşfeder, kendini aynada seyreder, farklı organlarıyla oynar. İki-üç yaş dolaylarında da, çocuk giyindirilip soyundurulurken annesinin elinden kurtulur, giyinmeyi reddeder, ortalıkta çıplak dolaşır, göbeğini eller, cinsel organı ile oynar. Kendi bedenini keşfettiği bu sırada, annenin göğsüne dokunmaktan hoşlandığı, çıplak babasını seyretmekten zevk aldığı, karşı cinsten bir çocukla karşılaştığında onun cinsel organını hayretle izlediği görülür. İşte bu yaşlarda çocuk kendi cinsiyetine ve karşı cinse ilgi duymaya başlar. Üç-dört yaşlarında oynadığı evcilik, anne-babacılık ve doktorculuk oyunlarıyla da kız-erkek farklılığını iyice kavrar, anne veya babasına soru sormaya başlar. Küçük kız, babasının cinsel organının neden kendisininkinden farklı olduğunu, neden erkek arkadaşı gibi ayakta çiş yapamadığını merak ederken, erkek çocuk babasının cinsel organının neden kendisininkinden büyük olduğunu, babasının göğüslerinin neden annesininkiler kadar büyük olmadığını, kız arkadaşının cinsel organını neden kestiklerini sorar. Bu sorularla karşılaşan anne, kız ve erkeklerin cinsel organlarının birbirine benzemediğini, bu nedenle farklı şekilde çiş yaptıklarını, çocuk büyüdükçe bedeninin tüm kısımlarının büyüyeceğini, erkek çocuğun gelecekte baba olacağını, kız çocuğun ileride anne olacağını, anne olunca bebek doğuracağını, bebeğini emzireceğini, bebeğin annenin göğsünden gelen sütle beslendiğini, babanın bebeği emzirmediği için göğüslerinin büyük olmadığını açıklamalıdır.

Annenin yaptığı bu açıklamalar genelde iki-dört yaş çocuğunu tatmin etmek için yeterlidir. Cinsiyet farkını kavradıktan sonra çocuk, bu sefer de kardeşinin veya kendisinin nasıl oluştuğunu, kardeşi yoksa bebeğin anne karnında nasıl durduğunu, anne karnından nasıl çıktığını öğrenmek için soru sormaya başlar. Çocuğa öncelikle bir hamile kadın gösterilerek bebeğin anne karnında büyüdüğü, annenin karnında bebek için sıcacık bir yerin bulunduğu, bu özel yerin bir cep gibi olduğu veya bebeğin anne karnındaki özel torbada korunduğu anlatılmalıdır.

Bebeğin önceleri bir mercimek tanesi kadar küçük olduğu, dokuz ay boyunca giderek büyüdüğü, o büyüdükçe annenin karnının büyüdüğü, nihayet belli bir boy ve ağırlığa geldikten sonra annenin karnının alt tarafında bulunan bir delikten, doktor veya ebe tarafından dışarı çıkarıldığı açıklanmalıdır.

Çocukların bir kısmı bebeğin, annenin göbek deliğinden çıktığını düşünürken, bir kısmı da annenin karnının yarıldığını, annesinin kesildiğini zanneder, öncelikle annesini kesecekler korkusundan çocuk kurtarılmalı, uygun açıklama ile rahatlatılmalıdır.
Doğum ile ilgili ayrıntıları merak eden çocuğa, yaşına uygun bir biçimde ve anlayabileceği bir dille, fetüsün büyüme aşamalarından, bebeğin anne karnındaki pozisyonundan, onu koruyan tabakadan, anne göbeği ile bebeğin göbeği arasındaki kordondan, bunun işlevinden, bebeğin anne rahminden çıkarken özel deliğin genişleyerek başının geçmesine nasıl imkân sağladığından söz edilebilir.

Bazı çocuklar yüzeysel bilgilerle yetinirken, bazıları hamile kadının karnına dokunarak bebeğin hareketlerini izlemek isterler. Bu çocuklara annenin karnına dokunma, fetüsün hareketlerini izleme, emzirilen bir bebeği seyretme fırsatı verilmelidir. Merakları dindirilemeyen çocuklara, hamilelik aşamaları ve doğum olayı fotoğraflarla veya şemalarla somut bir biçimde gösterilmelidir. Hamilelik ve doğum olayını anlatmada annelerin pek güçlük çekmedikleri, ancak bebeğin oluşumunu açıklamada zorlandıkları bilinir.
"Anne kardeşim senin karnına nasıl girdi" ,
"Bebek nasıl olur",
"Babam seni sıkı sıkı öperse benim de bir kardeşim olur mu",
" Bu gece bana bir bebek yapabilir misin" türünden sorular annelerin sık sık karşılaştıkları sorulardır.

Bu sorular beş yaşından küçük bir çocuk tarafından sorulmuşsa, ona bebeğin bir tohumdan geldiği, bu tohumun annenin karnındaki özel cepte büyüdüğü, bebeğin büyüme işleminin dokuz ayda tamamlandığı, bebeğin organları annenin karnının dışında yaşayacak kadar geliştiği zaman da sözü geçen özel delikten dışarı çıkarılacağı açıklanmalıdır.

Bu açıklama küçük bir çocuğu tatmin etse de, altı yaş dolaylarındaki bir çocuk için yeterli olmayabilir. Çocuk, bebeğin oluşumunda babanın işlevini sorarsa, ona, bebeğin oluşumu için gerekli tohumlardan birinin anne, diğerinin baba tarafından sağlandığı anlatılmalıdır.

Bu anlatım çocuğun merakını bir süre için tatmin etse de dokuz - on yaşındaki çocuğun tekrar soru sormasını engelleyemez. Büyüdükçe bir çocuğa, daha önceki yıllarda kendisine anlatılmış olan tohumun ne olduğunu, üremenin nasıl gerçekleştiği, sperm ve yumurta kavramları, döllenme olayı anlatılmalıdır.

Bütün soruları cevaplandırılmış olan çocuğun artık bu konuda soru sormadığı, sorularının başka alanlara kaydığı dikkati çeker.

Çocuklukta Mastürbasyon

Bir yanda çocuklar annelerine cinsiyetle ilgili sorular sorarken, öte yandan aileler de uzmanlara çocuklarının cinsel gelişimi hakkında soru sorarlar. Bu sorular arasında mastürbasyonun oldukça önemli bir yer tuttuğu görülür.

"Oğlumun uykuya giderken cinsel organıyla oynaması normal mi",
"Kızımın televizyon izlerken yere yüzükoyun yatarak halıya sürtünmesi doğal mı",
"Çocuğumun kendi kendini uyarmasını engellemek için ne yapmalıyım",
"Çocuğumun mastürbasyon yapması bir anormallik işareti midir" gibi sorular annelerin bu konudaki huzursuzluklarını yansıtan sorulardır.

Küçük çocuğun cinsel organıyla oynaması, kendi kendini uyarması, bundan zevk alması, engellendiğinde tepki göstermesi, çevrenin uyarılarına rağmen bu davranışı tekrarlaması son derece doğaldır.

Cinsel organını keşfeden çocuk, organıyla oynamaya başlar, oynadıkça bundan zevk aldığını fark eder, zevk aldıkça da bu hareketini tekrar eder. Çocuk bu hareketini farklı şekillerde sürdürür, bazen eliyle oynar, bazen yatağına sürtünür, bazen bacaklarının arasına sıkıştırdığı yastık veya oyuncakla devam ettirir.

Bu hareketinin bazen çok kısa sürdüğü, bazen de uzun sürdüğü, çocuğun terlediği ve soluk soluğa kaldığı gözlenir. Çocuğun bu hareketi bazen odasında yalnızken yaptığı, bazen de aile bireylerinin yanında veya arkadaşlarının arasında iken yaptığı, oynarken, televizyon izlerken, masal dinlerken tekrarladığı görülür.

Mastürbasyon yapan çocuk azarlanmamalı, korkutulmamalı, tehdit edilmemeli, bu davranışından ötürü cezalandırılmamalıdır.Anne veya baba bu konudaki endişesini veya kızgınlığını çocuğa fark ettirmemeli, telaşını çocuğa yansıtmamalı, kötü veya ayıp bir şey yaptığı duygusunu çocukta uyandırmamalı, bunu yapmaması için çocuğu sürekli olarak uyarmamalıdır. Çocuk küçük ise, aile bunu görmemezlikten gelmeli, çocuğun dikkatini başka tarafa yönlendirmeli, zihnini ve ellerini cazip etkinliklerle meşgul etmeli, oyunlarına katılmalıdır. Çocuk büyük ise, anne veya baba çocukla mastürbasyon olayını konuşmalı, ona gerekli açıklamaları yapmalıdır.

Araştırma bulgularına göre, ilgi bekleyen, ihmal edildiğini zanneden, hayal kırıklığına uğrayan küçük cocuklarda mastürbasyona daha sık rastlanır. O halde mastürbasyon yapan çocuklara, mastürbasyon yaptıkları sırada değil de, günlük yaşamlarında, ihtiyaç duydukları ilgiyi göstermek, şefkat ve sevgi vermek, duygusal ihtiyaçlarını karşılamak yerinde olacaktır.

Çocukların ergenlik döneminde yaşayacağı bazı değişiklikleri bu değişiklikleri yaşamadan yaklaşık olarak 9-11 yaşlarındayken anne babalarıyla konuşmuş olmaları gerekir.

Genellikle erkek çocukları ıslanma, uyarılma ve vücutlarındaki kıllanma ile ilgili; kız çocukları da adet dönemi ve vücudundaki oluşacak bazı değişiklikler ile ilgili konular hakkında sorular sorarlar.

Daha önceden sağlıklı bir şekilde bilgilendirilmiş bir çocuk ergenlik dönemine geldiğinde çok şaşırmayacak ve bu süreci olağan sayacaktır.

Bu dönemle birlikte aileleri bekleyen sorunlardan biri de ergenlik dönemine gelen ergeni, erken cinsel etkinlikten uzak tutmaktır. Bu dönemde gelişen hormonların etkisiyle, cinsel gerilimi rahatlatmak isteyen ergen, cinsel deneyimi yaşamak isteyebilir.
Bu durum karşısında ailelerin yoğun baskıları ve denetlemeleri ergenin tam tersi tepki vermesine neden olabilir.

Bu dönemde anne babalar ergen çocuklarıyla iyi iletişim kurduklarından emin olmalıdır.
Konuşulması ve paylaşılması gereken konular zor olsa bile anne baba ergenin konuşmasını desteklemelidir. Çünkü ergenin bu desteğe ihtiyacı vardır. Ergenler, cinsel deneyim edinip edinmeme konusunda arkadaşlar, okul, medya ve anne babalarından çelişkili mesajlar alabilir. Bu dönemde anne babanın hazırlıklı olması, kendi içlerinde tutarlı bir anlayışa sahip olmaları önemlidir. Cinsel eğitimin okulda veriliyor olması bu eğitimin anne baba tarafından verilmemesi anlamına gelmez. Bu eğitimin evde de desteklenmesi gerekir.

Ailede cinsel bilgilendirme yapılırken kız çocuklarının anne, erkek çocuklarının baba tarafından bilgilendirilmesi, cinsel kimliklerini oluşturmada uygun model olmaları ve aradaki iletişimi destekleme açısından önemlidir. Ancak bu, annenin erkek çocuktan, babanın da kız çocuktan gelen soruları geçiştirmesi anlamına gelmemelidir.
Aileler kız erkek arkadaşlık ilişkilerinde karşıt cinsiyetlerin farklı beklentiler geliştirdiklerini hatırlarında bulundurarak ergenlerin bu farklılıklara saygı duymalarını, kurulacak arkadaşlık ilişkilerinde sorumluluk almalarını öğrenmelerine yardımcı olmalıdır.

Son Söz…

Çocuklarla iletişim kurarken onları bulundukları yaşa göre değerlendirmek çok önemlidir. Merak çocuk için olağan bir süreçtir ve bu merakın en doğru ve dolaysız şekilde giderilmesi çocuğun gelişiminde çok önemlidir. Cinsellikle alakalı olarak, çocukların bu konuları aileden öğrenmesi önemlidir. Gerekirse çocukların televizyon ve internet kullanımları kontrol edilmeli, bulanık ve yanlış bilgileri edinmemesi için sınırlamalar koyulmalıdir. Çocuğun her sorusuna cevap verilemeyebilir, bu normaldir; ancak gelişen teknoloji her türlü bilgiyi edinmede kolaylık sunmaktadır. İnternet, bazı kitap ve yayınlar ailelerin işini kolaylaştıran unsurlardır. Her şeyden önce çocukla gerçek bir güven duygusuna dayalı bir ilişki kurmak önemlidir. Güvene dayalı ebeveyn-çocuk ilişkisinde çocuk bilgi edinmek için anne babasından başka yerlere çok sık başvurmayacaktır.

Kaynaklar
‘Çocukların Cinsel Eğitimi: Geçmişten Günümüze bir bakış’ Eğitim ve Bilim,2008,Cilt 33 Sayı 150, F. Çalışandemir, S. Bencik, İ. Artan
‘Okul Öncesi Çocuk ve Cinsel Eğitim’ Yaşadıkça Eğitim Ya-Ba yay, İstanbul 1988, Sayı 4, Prof. Dr. N. Rozan
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Çocuklukta Cinsel Eğitim" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dr.Nüket İSİTEN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dr.Nüket İSİTEN'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Nüket İSİTEN Fotoğraf
Dr.Nüket İSİTEN
İstanbul
Doktor "Ruh sağlığı ve hastalıkları - Psikiyatri"
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi9 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Dr.Nüket İSİTEN'in Makaleleri
► Ülkemizde Cinsel Eğitim Dr.Sevilay ZORLU
► Ergenlik ve Cinsel Eğitim Doç.Dr.Ö.Yavuz ŞİMŞEK
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Çocuklukta Cinsel Eğitim' başlığıyla benzeşen toplam 92 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Yeme Bozuklukları Kasım 2016
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


05:07
Top