2007'den Bugüne 92,770 Tavsiye, 28,308 Uzman ve 20,056 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Bebeğin Ruhsal Doğumu
MAKALE #17481 © Yazan Psk.Makbule UZUN ÇINAR | Yayın Kasım 2016 | 3,076 Okuyucu
Bebeğin fiziksel varlığının vuku bulması için anne rahminde geçirdiği süreç gibi ruhsal varlığı için de ruhsal rahimde geçirilen sürece ihtiyaç vardır. Bebeğin ruhsal doğumunu anlatırken öncelikle kişilik kavramını tanımlayacak olursak; bireyi diğer bireylerden ayırt eden, tutarlılık, süreklilik, aynılık ihtiva eden (diğerleriyle) ilişki kurma biçimidir diyebiliriz. Kişiliğin temeli yaşamımızın ilk yıllarında atılır. Doğuştan getirilen özelliklerin çevre ile kurulan ilişkilerle birleşmesi ve şekillenmesi sonucu oluşur. Hayat boyu değişimi/gelişimi devam eder ve insanlarla (eş, çocuk, patron, anne, baba, öğretmen vs.) kuracağımız ilişkileri belirler. Kişilik yapımız ruhsal yapımıza işaret eder.

RUHSAL YAPININ OLUŞUMU NE ZAMAN BAŞLAR?

Ruhsal yapının oluşumu;

Dokuz ay on gün sonra değil!

Gebeliğin başlangıcı ile bile değil!

Anne-babaların, bir çocuk sahibi olma düşüncesi ve planıyla başlar.

Anne-babanın zihnindeki bebeğin hayallerine uygun olup olmadığı, beklenmeyen ya da istenmeyen, yıllarca istendikten sonra dünyaya gelen, annenin ya da diğer evladın tedavisi için dünyaya getirilen, evliliği kurtarmak amaçlı dünyaya getirilen ve planlı bir şekilde istenerek dünyaya getirilen bir bebek olup olmadığı ruhsal yapıya belli bir ölçüde etki eder. Gebelik gerçekleştikten sonra anne-babanın genetik özellikleri ile oluşan bebek, annenin yaşadığı hislerden hormonlar aracılığıyla etkilenir. Mesela; eşiyle tartışma içinde veya stresli bir şekilde geçirilen hamilelik süreci ile bebek sahibi olmak için hazırlık yaparak ve mutlu geçirilen hamilelik süreci bir olmaz. Annenin yaşadığı stres de mutluluk da bebek tarafından hissedilir. Doğum gerçekleşip bebek dünyaya gelince cennetten çıkar cehenneme düşer adeta. Gerçek dünyada kimse ihtiyacını rahimdeki gibi karşılamıyordur. Artık bir bedel ödemek zorundadır. En azından memeyi yakalamalı ve çekmelidir ki karnı doysun. Ayrıca ruhsal yapının gelişimi için en önemli kavşak söz konusudur artık. Ruhsal yapının belirlenmesinde en önemli dönem, bebeğin hayattaki ilk beş yılını kapsar. Hayatın sonraki dönemlerinde kalıplaşacak kişilik yapısına, bu beş yıl temel oluşturacaktır. Sağlıklı bir anne-baba ile bebeğin ruhsal doğumu gerçekleşecektir. Bu dönemde çocuk, anne-baba ile ne tür ilişkiler geliştirirse, hayatında büyük oranda o tür ilişkiler tekerrür edecektir.

RUHSAL DOĞUM İÇİN ÖNEMLİ YAŞ DÖNEMLERİ

Bebeğin ruhsal rahimde kalma süreci, hayatının ilk beş yılını kapsar. Bu zaman dilimini hamilelikteki dönemlere benzer şekilde 0-1 yaş dönemi, 1-3 yaş dönemi ve 3-5 yaş dönemi olarak üç trimestere ayırabiliriz. Bu yaş gruplarının her birinin kendine has birtakım özellikleri bulunur. Bu dönemlerde çocuğun belli ihtiyaçları ve aşması gereken bazı engeller vardır. Bu dönemleri detaylı inceleyecek olursak;

0-1 YAŞ DÖNEMİ

Bebeğin yaşamındaki ilk yılda belki fizyolojik ihtiyaçlarından bile daha önemli bir ihtiyacı vardır ki o da, bağlanma ihtiyacıdır. Bu dönemde çocuk, işkence de etse yeter ki birine bağlanmak ister. Bağlanacak birine sahip olmayan bebek boşlukta kalır, varlığına eko alamaz. Sağlıklı bir bağlanma ilişkisi temel güven duygusunu oluşturacaktır. Bu hissin oluşmasında birinci dereceden önemli kişi bakıcıdır, yani çoğu zaman annedir. Bebeğin ilk karşılaştığı şeyler annenin yüzü, bakışı, sesi, kokusu ve dokunuşudur. Bunlar çocuğun iç dünyasında zamanla bir ağ oluşturur. Peki temel güven duygusunu çocuğa nasıl hissettirebiliriz? Burada çocuğun beden haritasını doğru çözen yeterince iyi bir anneye ihtiyacı vardır. Çocuğun ihtiyaçlarını fark edip yerinde ve zamanında, optimal şekilde karşılayabildiğimizde bunu yapabiliriz. Burada “çocuk her ağladığında kucağa alınmalı mıdır?” sorusu akla gelebilir. Bu soruya yanıt olarak, özellikle bebeğin hayattaki ilk yılında bunu yapmanın bebekte güven duygusunun oluşmasında oldukça önemli olduğu söylenebilir. Eğer bu kritik dönemde bebekte güven duygusu oluşmazsa, dış dünyanın da güvensiz olduğuna dair bir his oluşacaktır.

Bu yaş döneminde sorun yaşamış olan kişiler gergin, bağımlı ve güvensiz kişilerdir. Yaşanan sorunlar ileri yaşlarda; aşırı yemek yeme, sigara-alkol bağımlılığı, fazla küfür etme, fazla konuşma gibi sorunlara sebep olabilir.

1-3 YAŞ DÖNEMİ

Bu yaş dönemi ruhsal yapının oluştuğu en kritik dönemdir. Bu dönemde bebek kendiliği oluşturacaktır. Özellikle anne olmak üzere anne ve baba ile yaşadığı deneyimlerden çocuk, öncelikle ikili ilişkiyi öğrenecektir. Bebek, dünyaya geldikten sonra ikili ilişkiye girdiği kişilerden özellikle anneden gelen duyguları download etmeye, indirmeye başlar. Yaşadığı deneyimleri adeta iki ayrı poşette istifler. İyileri iyi poşetine, kötüleri kötü poşetine atar ve biriktirir. Anne-baba ona gülerek baktığında kendini iyi biri olarak deneyimler, iğrenç bir şeymiş gibi baktığında kötü biri olarak deneyimler. Yani çocuk, nasıl biri olduğunu hissedebilmek için anne-babanın yüzüne bakar. Onlar nasıl bakıyorsa kendini öyle hisseder. Kendini onların gözünden inşa eder. Bu sebeple anne sürekli çocuğun duygularına ayar vermelidir. Zira çocuk bunu henüz yapamaz. Anne çocuğu sever, ihtiyaçlarını karşılar, önemser, değerli olduğunu hissettirirse çocukta da bu duygular yerleşecektir. Tam tersi durumda ise olumsuz duygu çekirdekleri oluşacaktır. Yani haz ve acı deneyimleri her seferinde ruhunda bir ütü basılması gibi mühürlenecektir.

Bir yaşından sonra çocuk ve anne arasında bir bağımsızlık mücadelesi başlar. Çocuk «bırak ben yerim, giyerim” gibi birtakım kendi başına, yardımsız faaliyette bulunmak ister.

Ayrıca 18-24 aylar arasında çocukta ikircikli davranışlar gözlenebilir. Bir yandan ağlayarak annesinden kucağına almasını isterken bir yandan ise anne kucağına aldığında tekrar yere inmek istemektedir. Karar verme konusunda bir ambivalans yaşamaktadır.

Bu yaş döneminde sorun yaşamış olan kişiler dar görüşlü, kurallara aşırı bağımlı, aşırı titiz, inatçı, cimri kişilerdir. Yaşanan sorunlar ileri yaşlarda; takıntılar, cimrilik, kabızlık, mükemmeliyetçilik ve çok katı olma gibi sorunlara ve kişilik bozukluklarına sebep olabilir.

3-5 YAŞ DÖNEMİ

Çocuğun üçüncü bir kişinin varlığını algıladığı ve bir başkasının zihniyle bakabildiği (bir nevi empati) dönemdir. Yani çocuk, ikili ilişkiden üçlü ilişkiye evrilmiştir. Mesela, anne ile olan ilişkisinde babanın ne diyeceğini düşünebilir, artık. Sonuçta bu dönemde rekabet duygusu ile kıskançlık durumu ortaya çıkar. Ayrıca cinsel kimliğin ve sosyal rollerin farkına varıldığı bir dönemdir. Bu dönemde kız çocuklar anne gibi olmaya, erkek çocuklar baba gibi olmaya çalışırlar. Dönemin özelliklerinden biri de: çocukların bu yaşlarda çokça «Bu ne?» sorusuyla meşgul olmalarıdır. Çocukların bu sorularına anne-baba tarafından doyurucu cevaplar verilmesi önemlidir.

Bu yaş döneminde yaşanan sorunlar ileri yaşlarda; kıskançlık, aşırı rekabet, girişimci olmama, homoseksüalite gibi sorunlara sebep olabilir.

Özetle yaşamın ilk beş yılında çocuğun ruhsal gelişimine anne-babaların doğrudan etkileri bulunmaktadır. İyiye ve güzele doğru olan ruhsal gelişim, anne-babaların birtakım hatalar yapmasıyla sekteye uğrayabilir. Bu da çocuğun kişilik yapısını oluşturarak hayatını etkiler.

RUHSAL YAPININ DESTEKLENMESİ İÇİN BAZI ÖNERİLER

*Mükemmel anne-babalık söz konusu değildir. Yeterince iyi ebeveyn olmak ve yapılan yanlışları düzeltiyor olmak esastır.

*Hamilelik öncesi dönemde ve hamilelik döneminde stresten uzak durun.

*“Ben çok acı çektim, çocuğum acı çekmesin” gibi düşüncelerle çocuğunuzu aşırı koruyup kollamayın. Bir gün hayatın gerçekliğiyle karşılaştığında her şey tuzla buz olur, canı daha çok yanar.

*Aman düşmesin diye korumayın, düşmesine izin verin. Çünkü bedeninin ona ait olduğunu anlaması için buna ihtiyacı vardır.

*İkircikli davrandığı dönemde onu duygusal olarak terk etmeyin, inatlaşmayın. Yoksa anne-babadan sağlıklı bir ayrılma gerçekleştiremez.

*Pencereye, kapı çaldığında kapıya, akrabalarına ve komşularına şüpheci yaklaşan ebeveynlerin şüpheci ve güvensiz çocukları olacaktır.

*Mükemmelci, simetrik, düzenli bir ailede çocuk da benzer bir ruhsal gelişim gösterecek ve esnek yapılı olamayacaktır.

*Üstünü kirletir/canı yanar demeyin, bırakın kendi yesin/yürüsün. Bağımsızlık mücadelesini destekleyin. Aksi taktirde çekingen ve ürkek bir yapı geliştirir.

*Çok küçük henüz anlamaz demeyin ve onunla konuşun, oyun oynayın (bebekken özellikle “cee oyunu”). Ona optimal şartlarda impuls verin.

*«Bu ne?» sorularına doyurucu cevaplar verin, geçiştirmeyin.

*Çocuğunuzun model alarak öğrendiğini unutmayın ve yapmasını istediğiniz davranışları siz de uygulayın.

***Çocuğunuz zihninizdeki çocuk olmasın, büyük adam olmasın. Ama kendi olsun, mutlu olsun…
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Bebeğin Ruhsal Doğumu" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Makbule UZUN ÇINAR'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Makbule UZUN ÇINAR'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Makbule UZUN ÇINAR Fotoğraf
Psk.Makbule UZUN ÇINAR
Çanakkale (Online hizmet de veriyor)
Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi34 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Makbule UZUN ÇINAR'ın Yazıları
► Kardeş Doğumu ve Zorluklar Psk.Ayça KÖROĞLU
► İnsan Yavrusunun Psikolojik Doğumu Psk.Mehmet Emin KIZGIN
► Bebeğin Temel İhtiyacı Güven Psk.Dnş.Seval Ulviye AKYOL
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 20,056 uzman makalesi arasında 'Bebeğin Ruhsal Doğumu' başlığıyla benzeşen toplam 22 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Canlı Bomba Psikolojisi Aralık 2015
► Takıntılarımız Aralık 2015
◊ Aile Danışmanlığı Aralık 2018
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


10:27
Top