2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,221 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Kişilik Bozuklukları ve Kimlik
MAKALE #17694 © Yazan Dr.Psk.Fatih SÖNMEZ | Yayın Aralık 2016 | 4,747 Okuyucu
KİŞİLİK BOZUKLUKLARI VE KİMLİK

Erik Erikson (1956) benlik kimliği kavramını ortaya atarak '' bireyin hem kendi içinde sürekli bir aynılık (kendilikte aynılık), hem de aynı biçimde dışsal sürekliliği yani insanlarla sürekli paylaşmayı'' ifade etmek için kullanmıştır

Psikanalitik açıklamalarda ise kimliğin oluşumunu en erken dönem anne çocuk etkileşimlerinden kaynaklandığını ve kimlik oluşumu çekirdeğinde beden imgesi gelişiminin yer aldığı görüşünü desteklemektedir. Psikanalitik literatürde benlik, bedenle eşleştirilmiştir. Klinikte de kişilik bozukluklarında çarpık beden imgesi algılamaları, bulimia ve anoreksiyanın kişilik bozukluklarına eşlik ettiği ve bu patolojiye sahip kişilerin yoğun beden uğraşlarının olduğu görülmektedir. Kimlik oluşumu anne ile ortak yaşamsal dönemde başlar ve ayrılma-bireyleşme süreci geliştikçe hız kazanır. Kimlik kendine münhasır olmak, bireyi diğerlerinden ayıran ve bir özgünlük katandır. Kimlik yapısal temelli ilkel içselleştirmelerden oluşur, kendini birincil nesnelerden ayrımlaşarak saflaşır, daha sonraki seçici özdeşimler ile güçlenir. Her iki cinsiyetten ebeveynle özdeşim aracılığıyla sağlamlaşması sürer ve bir aileye ait olma duygusunu, kuşaklararası sınırları ve zamansallığı edinir, ergenlikte de aşağı yukarı son şeklini alır.

Kimlik benlik sınırlarını da belirler ya da benlik sınırları kimliği, benlik sınırlarının oluşması ile de aidiyet, mensubiyet duygusu gelişir. Kimlik oluşumunda gerçekleşen aksamalar bireyin benliğinin boylamsal ve enlemsel salınımına (elastikiyetten farklı) neden olur. Bu salınımla ötekilerde bu salınım içinde hareket eder yani yukarı çıkartılır aşağı indirilir, iyi ve kötü nesne olarak tanımlanır bölmeye maruz kalır. Bu salınım tamamlanmamış olmakla da açıklanabilir. Çünkü bir bireyin emosyanlarının sınırları vardır ve emosyonlar aşağı yukarı belli sınırlar içinde yaşanır. Taban taban zıt uçlara kaymaz.
iyi yapılanmış kimlik;
Sürdürülen kendilik aynılığı
Farklı toplumsal ortamlarda aşağı yukarı benzer karakter özelliklerinin sergilenmesi
Gerçekçi bir beden imgesi
Kendilik yaşantılarında zamansal süreklilik
içtenlik
Yalnız kalabilme yetisi
Yeterince içselleştirilmiş vicdan
Bir aile ya da etnik grubun ülkülerine içsel bağlılık

Dikkat edilirse iyi yapılanmış kimlikte vurgu süreklilik , istikrar, kendine tahammül edebilme , bir gruba mensubiyet ve bir aile kavramının gelişmesi ana temadır.

En ön plana çıkan unsur ise süreklilik ve istikrardır. Kişilik bozukluklarının hangi türüne bakarsak bakalım hepsinde ortak olan ya nesne sabitliğinin gelişmemesi, ilişkilerde yüzeysellik, duygulanımsal regülasyonunun sağlanamaması, afektif dalgalanma, boşluğa ve yalnızlığa tahammül edememe, farklı toplumsal ortamlarda bazen taban tabana zıtlık ya da farklı davranışlar sergileme görülmektedir.

Sınır kişilik örgütlenmesinde iç dünyası bütünleşmemiş, kismi nesne imgesi söz konusu olup ayrı ayrı benlik parçaları şeklindedir.Yani hem bir bütünlük yoktur hem de olgunlaşmamış ve olgunlaşması tamamlanmamış bir benlik şeklinde tanımlanabilir .Yani bir şeyler oluşmaya başlarken tamamlanmamış yarım kalmış bir yapı söz konusudur. Bir duraksama söz konusudur. Bu yüzden de psikoterapide duraksamış olanı anlamak ve olgunlaştırmak daha mümkündür. İşin içine bozukluktaki gibi alkol madde ya kısmen ya da hiç bulaşmamıştır. Yani bozukluk bozuk olanı tamir etmek, örgütlenme ise yarım kalanı mümkün olduğunca (uyumsallık anlamında) gelişimini tamamlanmasını sağlamaktır. Kendiliğin aşırı olumsuz ve olumlu taraflarında gidip gelirler. Melek ve şeytan tanımlamaları gibi. Yas tutabilme, üzülebilme kapasiteleri zayıftır. Daha çok acting out söz konusu olup duygulanımların şiddetine bağlı olarak zihin kısa devre yapmakta ve eylem dönüştürmektedir. Kernberg ün tanımladığı sınır kişilik örgütlenmesi ayrı bir tanı olarak yer almamaktadır. Sınır örgütlenme bütün ağır kişilik bozukluklarının ruhsal altyapısı olarak görülmektedir. Bu yüzden ağır kişilik bozuklukları her ne kadar tanısal sınıflandırmaları olsa da ya da her biri ayrı bir tanı sınıfı gibi görülse de aralarında geçişler olmakta yani bir sınır yapıyı narsistik organizasyona ait özellikleri içerebilir ya da bir sınır bozukluk paranoid özellikler taşıyabilir. Örgütlenme daha ileride ki dönemde diğer ağır kişilik bozukluklarına dönüşebilir ya da o semptomları daha çok içerebilir.

Sınır kişilik örgütlenmesi, aynı zamanda narsisistik,paranoid,şizoid,antisosyal ve hipomanik kişilik bozuklularının ve belirli.alkolizm, madde kötüye kullanımı ve cinsel sapkınlık olgularının altyapısında yer alır. Yani sınır kişilik örgütlenmesi bir zemin, kişilik bozuklukları ise bu zemin üzerine inşa edilmiş yapılardır.

Kimlik dağılması ise ağır psikopatolojjiye işaret eder. Kimlik dağılması gelişimsel açıdan, başarısız bir ayrılma-bireyleşme sürecinin (bozuk kendilik ve nesne sürekliliği ile sonuçlanır) Yani kimlik dağılması hazmedilememiş içselleştirilmiş nesnelerin ve çelişkili özdeşimlerin süren etkin varlığının yanında nesneye ilişkin çelişkili ve benlikte hoşnutsuzluk yaratan kendilik atıflarına yönelik savunma olarak bastırmanın yerine bölme nin sık kullanıldığının göstergesidir. Kimlik dağılması gösteren kişiler bütünlüklü bir kendilik algısı için dışsal nesnelere bağlılıkları fazladır, bu da öznel boşluk yaşantısına yatkınlığa neden olur. Sınır kişilik özelliklerinin bir özelliği de kolay bağımlı olmalıdır. Bağımlı olduğu nesneyi kaybetme endişeleri yaşar ve terk edilmeye karşı duyarlılığı çok fazladır. Sınır kişilik bozukluklarında bağımlı olunan kişiden ayrılma daha doğrusu terk edilme çoğu zaman suicidal girişimle sonuçlanabilir. Çünkü terk eden kişi terk edene karşı ona ötekiden çok kendi benlik bütünlüğünü tamamlayıcı olarak bakar ve böyle algılar öteki giderse ben yokum anlamına gelir. Sanki varoluşu , kendiliğin sürmesi ve devamlılığı sevgiliye bağlı olarak yaşantılanır.

Kişilik bozuklukları birçok açıdan birbirlerinden farklı olmalarına karşın klinik belirtileri, dinamikleri, ruhsal-yapısal örgütlenmeleri ve gelişim öyküleri açısından birçok benzerliğe sahiptiler.

Tanısal açıdan , bu bozukluklara sahip kişiler süreğen huzursuzluk, değişken duygular, dengesiz ilişkiler, gerçekçi olmayan ve birbirleriyle çelişen amaçlar, aşırı benmezkezcilik, eşduyum sorunları, gerçekliğin benmerkezci algılanması, yas tutma yetisinde bozukluk, sevememe, tasarımlandırma problemleri, cinsel sorunlar ve değişik düzeylerde ahlaki sorunlar sergilerler.

Kişilik bozukluklarında başlıca kullanılan savunma düzenekleri bölme(splitting), yadsıma(denial), ilkel ülküleştirme, yansıtmalı özdeşim(projective identification) kullanılmaktadırlar.

Ruhsal yapı açısından, bu düzeydeki bir karakter yapılanmasında ,çatışmadan uzak benlik alanı sınırlıdır. Yani nevrotik adacıklar çok azdır. Üstbenlik yeteri kadar içselleştirilememiş ve bütünleştirilememiştir, benlik ile üstbenlik sınırları bulanıktır ve en önemlisi de yeteri kadar bütünleşememiş kendilik algısı, kimlik dağılmasıyla sonuçlanmıştır.

Gelişimsel açıdan, yapısal yatkınlığın yanında çocukluk yaşantılarındaki örselenmelerindeki ayrıntılarda, zamanlamada, yoğunlukta ve bunların ruhsal olarak işlenmesinde farklılıklar olmasına karşın; bu durumlar büyük ölçüde ayrılma-bireyleşme sürecindeki başarısızlıklar olduğu yönünde çalışmalar vardır. Nesne sürekliliğinin olmayışı, ilişkilerdeki uzaklık ve yakınlığı dengeleme yetisindeki zayıflık, sürekli çocuksu tüm-güçlülük, yoğun bir saldırganlık ve sapkın ya da rastgele cinsel ilişkiler görülür.

Kişilik bozukluklarında ruhsal -toplumsal işlevsellikte ciddi bir aksama görülmektedir. Yani bu bireylerde kendilik algısı; insan ilişkileri; toplumsal uyum; ahlaki değerler, ölçütler ve ülküler; sevgi ve cinsellik ve de bilişsel tarz da aksamalar söz konusu ve bu alanlarda ciddi işlev kayıpları görülmektedir.

Not: 9 kasım 2016 Kültür Üniversitesi Seminer Notları.

Kaynak
Akhtar Salman (2009) Ağır Kişilik Bozukluklarının Tanı ve Sağaltımı İçin Başvuru Kitabı
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Kişilik Bozuklukları ve Kimlik" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dr.Psk.Fatih SÖNMEZ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dr.Psk.Fatih SÖNMEZ'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Fatih SÖNMEZ Fotoğraf
Dr.Psk.Fatih SÖNMEZ
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Doktor Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi79 kez tavsiye edildiİş Adresi KayıtlıTavsiyeEdiyorum.com'u sıkça ziyaret ediyor.
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Dr.Psk.Fatih SÖNMEZ'in Yazıları
► Cinsel Kimlik Bozuklukları Psk.Dnş.Çiğdem SESLİ
► Kişilik Bozuklukları Psk.Fadıl KARAKOÇ
► Kişilik Bozuklukları Psk.Enes KUŞ
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Kişilik Bozuklukları ve Kimlik' başlığıyla benzeşen toplam 21 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Arzu Dürtü Talep Nesne Temmuz 2023
► Emdr Nedir Şubat 2023
► Algının Kaygısı Ocak 2021
► Evlilik Terapisi Ağustos 2019
► İlışki Danışmanlıgı Ağustos 2019
◊ Evlilikte Kilitlenme Nisan 2018
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


16:01
Top