2007'den Bugüne 92,227 Tavsiye, 28,206 Uzman ve 19,962 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Probiyotiklerin Obezite ile İlişkisi
MAKALE #17806 © Yazan Dyt.Gülşah GÜROL | Yayın Ocak 2017 | 4,178 Okuyucu
Probiyotikler

Probiyotikler belirli miktarlarda alındıklarında sağlığı olumlu yönde etkileyen canlı mikroorganizmalar şeklinde tanımlanmaktadır.

Probiyotiklerin Tarihçesi

 Probiyotik terimini ilk olarak WernerGeorgKollath kullanmıştır. Kollath’ın önerdiği Yunanca “yaşam için” anlamına gelen “Probiotika” terimi, kolaylıkla literatüre girdi .1965 yılında D.M. Lilly ve R.H. Stillwell probiyotikleri bir mikroorganizmanın diğer mikroorganizmanın gelişmesi için salgıladığı maddeler şeklinde tanımladı.
 Robert B. Parker 1974 yılında probiyotikleri bağırsağın mikrobiyal dengesini sağlayan maddeler olarak tanımladı. Roy Fuller 1989 yılında probiyotikleri bağırsak mikrobiyal dengesini düzenleyerek sağlığı olumlu yönde etkileyen canlı mikrobiyal besin takviyeleri olarak tanımladı. 1992 yılında Robert Havenaar ve Jos H. Huisprobiyotikleri bağırsak mikrobiyotasının özelliklerini düzenleyen tekli veya çoklu canlı mikroorganizmalar olarak tanımladı. Doğruya en yakın probiyotik tanımı RoyFuller’in yaptığı tanım olmuştur.

Başlıca Probiyotikler

Laktobasilli
L.Asidofilus
L.Casei,subsp.rhamnosus
L.plantarum
L.reuteri
L.Delbruccki subsp.bulgaricus
L.brevis
L.cellobiosus
L.curvatus
L.fermentum

Bifidobacteria
B.bifidum
B.infantis
B.adolescentis
B.longum
B.animalis
B.thermophilum

Mayalar
Saccharomyccs boulardii
S.cerevisiae

Gram Pozitifler
Lactococcus lactis subsp.cremoris
Streptoccus subsp.thermophilus
Enterococcus faccium
S.diacetylactis
S.intermedius

Probiyotiklerin işlevleri

•Probiyotikler bağırsak florasının dengesini sağlar ve patojen mikroorganizmaların çoğalmasını engeller.
•Bazı vitamin ve minerallerin biyoyararlılığını artırır.
•İmmün sisteme yanıt oluşturur.
•Bağırsak epitel hücrelerinin hemoostazisini sağlar.
•Bağırsak motilitesini ve geçirgenliğini düzenler.
•Serumdaki lipid seviyesini dengeler.

Obezite

Obezite sağlığı olumsuz yönde etkileyebilecek vücutta anormal veya aşırı yağ birikimi olarak tanımlanır. Aşırı kiloluluk ve obezite dünya çapında meydana gelen ölümlerde önde gelen risk faktörlerindendir. Her yıl yaklaşık 3,4 milyon yetişkin aşırı kilolu veya obez olmak nedeniyle ölmektedir. Buna ek olarak, diyabet yükünün% 44'ü, iskemik kalp hastalığı yükünün % 23'ü ve bazı kanser yüklerinin % 7 ila % 41'i kiloluluk ve obezite ile ilişkilendirilebilir.

Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre; 2008 yılında dünya çapında1,4 milyardan fazla 20 yaş üzeri yetişkinin fazla kilolu olduğu, bu fazla kilolu yetişkinlerin 200 milyonu erkek ve 300 milyonu kadın olmak üzere 500 milyonluk kısmının da obez olduğu görülmektedir. 2013 yılında 5 yaş ve altındaki 42 milyon çocuğun aşırı kilolu veya obez olduğu açıklanmıştır.

Obezite oluşumunu etkileyen faktörler

Obezite ve nedenlerinin genetik, psikoloji, çevre, diyet ve yaşam tarzı, sistemik ve adipoz doku inflamasyonlarının katkıları ile önceden düşünülenden daha karmaşık olduğu belirlenmiştir.

Bağırsak Mikrobiyotası

Mikrobiyota: Yaşayan toplu mikrobiyal topluluğun bulunduğu belirli bir ortamdır.

Bağırsak mikrobiyotası trilyonlarca mikroorganizmadan oluşan bir komplekstir. Bağırsak mikrobiyotası yaklaşık 〖10〗^12-〖10 〗^14hücre/g kuru ağırlık oranında ve 400-500 tür bakteri içermektedir. Konakçı genomdan 150 kat daha fazla gen ihtiva ettiği tahmin edilmektedir.

Bağırsak florası insan sağlığını destekleyen ve aynı zamanda hastalık oluşması için zengin bir alandır, enerji metabolizmasının temelini oluşturmak için incelenmesi, moleküler endokrinoloji ve immünobiyolojide, obezite ve komplikasyonlarının önlenmesi için yeni stratejilere yol açabileceği belirtilmiştir.

Bağırsak mikrobiyatasının içeriği ve yoğunluğu, fizyolojik ve anatomik
yapılarında ki farklılıktan dolayı barsağın kısımlarında değişiklik gösterir. Bireyin yaşı, beslenme alışkanlıkları, coğrafik kökeni, yaşam tarzı, doğum şekli, antibiyotik kullanımı gibi çeşitli çevresel faktörlerden etkilenir. Bağırsak mikrobiyotası temel sağlık ile ilgili birçok faydalı işlevlere sahiptir. Çalışmalar, obezite de dahil olmak üzere metabolik hastalıkların varlığı ile ilişkili olduğunu göstermektedir.

Yeni doğmuş bebeklerde anneden ve bebeğin çevresinden gelen bakteriler tarafından kolonize olan steril bir bağırsak vardır. Yetişkin bir insan bağırsağında, vücuttaki tüm hücrelerle kıyaslandığında 10 kat daha fazla bakteriyel hücre yer alır. İnsan mikrobiyomları son derece karmaşık ve çeşitlidir. Bebek sütten katı gıdalarla beslenmeye geçtiği zaman bağırsak mikrobiyotasının bileşimi ve karmaşıklığı değişir. Yetişkinliklerde diyet değişiklikleri de bağırsak mikrobiyotasının kompozisyonunun değişikliği için büyük oranda sorumludur.

Bağırsak Mikrobiyotası ve Obezite İlişkisi

Bağırsak mikrobiyotası konağın normal fizyolojisi için önemlidir. Ancak mikrobiyota bileşimindeki farklılıklar konak metabolizması üzerinde farklı etkilere sahip olabilir. Obez ve zayıf bireylerde farklı mikrobiyota kompozisyon profillerinin mevcut olduğu gösterilmiştir. Mikrobiyota bileşimindeki farklılıklar ağırlık dengesizliği ve bozulmuş metabolizmaya katkıda bulunur.

Hayvan modelleriyle yapılan çalışmalardaki kanıtlar obez bireylerdeki mikrobiyotanın enerjisi yüksek kapasiteli diyetin lipojenik yolu aktive etmesinin mümkün olduğunu göstermiştir. Buna ek olarak metabolizmalar yağ dokusunun trigliserit birikmesine sebep olan lipoproteinlipaz aktivitesini etkileyebilmektedir. Endokannabinoid sistem ile bağırsak-bağırsak mikrobiyota etkileşimi bağırsak geçirgenliğini değiştirerek bir yol sağlar. Artmış bağırsak geçirgenliği farelerde dolaşımda inflamasyon ve insülün direnci indüksiyonu ile ilgili endotoksin girişi sağlar.İnsanlarda bu mekanizma için hala araştırma yapılması gerekir.

Son bulgular

Bağırsaktaki farklı bakteri takson miktarına vücut yağ miktarının etkisi ile ilgili çalışmalarda genellikle kilo kaybı sırasında gastrointestinalmikrobiyotada değişiklikler olduğunu gösterir. Gatrointestinalmikrobiyotaepitel ve endoksin hücreleriyle etkileşim yolu ile insülin direnci, adipozite ve enflamasyonda etkisini göstermiştir.
Rafine şeker tüketiminin, sodyumun, doymuş yağların tüketiminin artması ve mineral, vitamin, antioksidan bileşikler ve liflerin zarar görmesi son yıllarda bağırsak ekosistemde önemli değişikliklere yol açmıştır bu da obezite gibi artmış kronik hastalıklarla sonuçlanabilir.
Çalışmalar bağırsak mikrobiyotasının enerji homeostazında önemli bir rol oynadığını düşündürmektedir ve obezite yatkınlığı olan bireylerde mikrobiyota ile ilgili metabolik hastalıkların ortaya çıkması muhtemeldir.
Bu nedenle ‘Obezojenik Mikrobiyotanın’ varlığı kabul edilir.
Böylece bağırsak mikrobiyotası ile ilgili bilgiler sinyal yolları ve düzenlenmesinin yanı sıra yeni tedavi ve müdahale hedefleri belirlemek için yardımcı olabilir.
Bu bağlamda, prebiyotik ve probiyotiklerinmikrobiyotada kullanımı mikrobiyal profili değiştirir ve yararlı sistemik tepkileri tetikleyerek temel sağlığı olumlu yönde etkiler.
Bağırsak mikrobiyotası ve obezite arasındaki ilişki ile ilgili kısa zincirli yağ asitleri, lipopolisakkaritler, trigilseritler, VLDL(çok düşük yoğunluklu lipopolisakkaritler), lipoproteinlipaz, açlık kaynaklı yağ faktörü ve aktifleşmiş protein kinaz olmak üzere 6 mekanizma ileri sürülmüştür.
Probiyotiklerin, gastrointestinal sistem immünsistem üzerindeki etkilerinden dolayı birçok hastalığın tedavisinde, insan ve hayvan sağlığının korunmasında kullanımı giderek artmaktadır. Sağlıklı bir yaşam ve obeziteden korunmak için beslenmede öncelikle doğal probiyotiklere yer verilmelidir. Tüketim alışkanlıklarımız içinde yer alan probiyotik yiyeceklerden olan yoğurt ve kefir gibi fermente süt ürünleri tüketiminin arttırılmalıdır.Obezite tedavisinde yapay probiyotiklerinde kullanılmasının faydalı etkiler oluşturduğu görülmüştür.

Probiyotiklerin Obezite Üzerine Etkisi

Geçmişten günümüze probiyotikler ve obezite ile ilgili ayrı ayrı birçok çalışma yapılmıştır. Özellikle son yıllarda probiyotiklerin obezite ile ilişkisi olduğu düşüncesi önem kazanmış ve bununla ilgili araştırma sayısı artmıştır.
Giderek artan kanıtlar, bağırsak florasının obezite, obezite ile ilişkili iltihap ve insülin direncinin gelişiminde önemli bir rol oynadığına işaret etmektedir. Diyet, bağırsak florasının şekillenmesinde bir rol oynar ve obezite ile ilişkili kalın bağırsakta bakteriyel bozulmayı destekleyen paralel girişimler, diyet alışkanlıkları ve sağlıklı bağırsak florasını destekleyen diyet bileşenlerini (örneğin, prebiyotikler, probiyotikler) aydınlatmak için gereklidir.
Probiyotiklerin yararlı etkileri sadece gözlenen değil gastrointestinal sistem ve obezitekomplikasyonlarını azaltma mekanizmaları (henüz tam olarak anlaşılamamıştır olsada) üzerinde de etkilidir.
Yağ birikimi üzerine mikrobiyotanın bağımsız etkisi obez farelerin veya farelerden alınan mikrobiyota naklinin yağsız batı diyetleriyle beslenen ya da mikrop içermeyen alıcı fareler ve üretilen farelerde arasında ortaya konmuştur. Mikrobiyotaprebiyotik, probiyotik ve antibiyotik tarafından manipüle edilebilir.
Probiyotik LactobacillusgasseriSBT2055 potansiyel lipit emilimi ve inflamatuar durumu azaltarak, 12 hafta boyunca bakteri ile fermante edilmiş süt tüketen obez erişkinlerde yağlanmayı ve vücut ağırlığını azaltmayı başardı.
Anne-bebek bağlamında probiyotik alımı bebek bağırsak mikrobiyotasının modülasyonuna, yetişkinlerde vücut ağırlığının kontrolüne katkıda bulunabilir.
En son bulgular mikrobiyal iletişimin intrauterin ortamda doğum öncesinde başlayabileceğini düşündürmektedir. Doğumdan sonra anne sütü ortakçı bakterilerin mükemmel bir kaynağıdır. Ancak anne sütü bileşimi annenin metabolik ve bağışıklık durumuna son derece bağlıdır, obez anneler daha çeşitli bakteri içeren sütlere sahiptir. Bağırsak mikrobiyomundaki sapmalar obezitede dahil olmak üzere mide-bağırsak ve bağışıklık bozukluklarındaki yüksek risk ile bağlantılıdır. Aşırı enerji alımı obejenik bakterilerden yanadır. Ayrıca spesifik bakteri suşlarıobezite ile ilişkili metabolik bozuklukların işareti olan kronik düşük dereceli inflamasyonun başlamasına teşvik edebilir.
Louto ve ark. perinatalprobiyotik müdahalelerin 10 yıllık izlemede çocukluk büyüme modellerine ve kiloluluk gelişimine etkisi araştırıp tartışmışlardır. Bunun için 159 kadın beklenen doğum zamanından 4 hafta önceden doğum sonrası 6 aylık sürece kadar plasebo ve probiyotik olmak üzere çift-kör randomize etmişlerdir. Çocukların Antropometrik ölçümleri 3,6,9 yaşlarında alınmıştır.
Aşırı kilo alımının başlangıç aşamasında fetalperiyot da aşırı kilo alımı ve 24-48 aylıkken başlayıp 24-48 aylıktan sonra aşırı kilo alımı ikinci aşamasına kadar devam eden olmak üzere 2 ayrı başlangıç aşaması olduğu tespit edilmiş. Perinatalprobiyotik müdahale özellikle sonradan kilolu çocuklarda aşırı kilo alımı başlangıç aşamasında ortaya çıktı. Ama aşırı kilo alımının ikinci aşamasında özellikle 4 yaşlarında belirgin olduğu ve müdahalenin etkisini 4 yaşlarında vücut kitle indeksini azaltmak üzere bir eğilim olarak gösterdiği bulunmuştur.
Louto ve ark. yaptıkları çalışmada probiyotiklerin yaşamın ilk dönemlerinde bağırsak mikrobiyota modülasyonunu etkileyerek yaşamın ilk yıllarında aşırı kilo alımını sınırlandırarak çocuğun büyüme modelini değiştirebileceği kanısına varmış ve bu yeni gözlem erken büyüme modelleri ve kilo gelişimini etkileyen karmaşık etmenler üzerinde kesin verilerle, başka epidemiyolojik ve klinik araştırmaları gerekliliğini göstermiştir.
Yoo ve ark. Kısa dönem diyet kaynaklı obezite modeline tek tek veya kombinasyonlu olarak doğal probiyotiksuşlarının etkisini belirlemek için yaptıkları çalışmada C5BL/6J fareleri(n=50).Bu gruplar birincisi yüksek yağlı yüksek kolestrollü diyet(HFCD),ikincisi HFCD ve Laktobacillusplantarum(PL 1010 cfu/gün),ücüncüsü HFCD ve Laktobacilluscurvatus(CU 1010 cfu/gün), dördüncüsü HFCD ve PL+CU, beşincisi normal bir diyet(ND) ile 9 hafta boyunca beslemek üzere randomize 5 gruba ayırmışlardır.
PL ve CU 50 karbonhidrat paneli karşısında ayrı ve ortak metabolik aktivite göstermişlerdir.Adipoz doku ve karaciğerde yağ birikimi de önemli ölçüde CU ve PL+CU probiyotiksuşlarıkullamındaazalmıştır.PL+CU kombinasyonlu probiyotiklerin karaciğerde yağ asidi oksidasyonu enzim aktivitelerinde azalmalar ile ilgili gen ifadeleri ile birlikte çeşitli yağ asit sentez enzim genlerinin inhibe etmek için daha etkili olmuştur.
Yoo ve ark. yaptığı bu çalışma multisuşluprobiyotiklerin tek-suşluprobiyotiklere oranla diyete bağlı obezitede yağ birikimi ve metabolik değişikliklere müdahalede daha yararlı olabileceğini belirlemişlerdir.
Klinik veriler mikrobiyal dengeyi korumak için yaşam tarzı müdahalelerinin yanında özel bağırsak bakterilerinin katkısını işaret etmektedir.Diyet değişiklikleri ve egzersiz kilo verme programlarının bağırsak mikrobiyomunu etkinliği ve bileşimini modifiye ettiğini göstermiştir.Bununla birlikte obezitenin yaygınlığı nedeniyle bu yaklaşım yeterli olmayabilir.
İyi tasarlanmış randomize, çift-kör, plasebo-kontrollü çalışmalar kiloluluğun ve obezitenin önlenmesi veya tedavisi için spesifikprobiyotiksuşlarının etkinliğini göstermek için gereklidir. Mevcut obezitepandemileri çerçevesinde, obezite risk faktörlerine karşı bilimsel olarak kanıtlanmış özelliklere sahip probiyotiksuşların kullanımı, vücut ağırlığı modülasyonu için diyet ve yaşam tarzı değişiklikleri gelecekte tamamlayıcı bir yaklaşım teşkil edebilir.

Sonuç olarak, bağırsak mikrobiyotası obezite ve bağırsak hastalıkları başta olmak üzere bir çok hastalığın nedeni ve çözümü olabilir. Probiyotik olan Lactobacillus, Bifidobacterium,Saccharomycesbakterileri ve türleri bağırsak bakteri kompozisyonunun değişmesinde ve iyileştirilmesinde en etkili çevresel faktörlerdendir. Probiyotiklerinbarsaklarda geçici süreli kolonize olduğu, bu nedenle de düzenli kullanımlarında yararlı etkiler gösterebileceği bilinmelidir.

Probiyotiklerin, gastrointestinal sistem immün sistem üzerindeki etkilerinden dolayı birçok hastalığın tedavisinde, insan ve hayvan sağlığının korunmasında kullanımı giderek artmaktadır. Sağlıklı bir yaşam ve obeziteden korunmak için beslenmede öncelikle doğal probiyotiklere yer verilmelidir. Tüketim alışkanlıklarımız içinde yer alan probiyotik yiyeceklerden olan yoğurt ve kefir gibi fermente süt ürünleri tüketiminin arttırılmalıdır.Obezite tedavisinde yapay probiyotiklerinde kullanılmasının faydalı etkiler oluşturduğu görülmüştür.


Kaynaklar
1. Reid G.,Sanders M.E., Gaskins H.R.ç, et al. New scientific paradigms for probiotics and prebiotics. J ClinGastroenterol 2003; 37: 105-118)
2. Guarner F, Perdigon G, Corthier G, Salminen S, Koletzko B, Morelli L. Should yoghurt cultures be considered probiotic?, British Journal of Nutrition, 2005; 93: 783-786.
3. Lilly D.M.,Stillwell R.H. Probiotics:growth-promoting factors produced by micro-organisms, Science, 1965; 147: 747-748.
4. Fuller R. Probiotics in manand animals, Journal of Applied Bacterioloji, 1989; 66: 365-378.
5. Parker R.B.,Probiotics, theotherhalf of thean tibiotic story. Anim NutrHealth 1974; 29: 4-8.
6. Huis J.H.,Havenaar R., Marteau P. Establishing a scientific basis for probiotic R&D, Trends Biotechnol, 1994; 12: 6-8
7. Özden A.,Gastro-intestinal Sistem ve Probiyotik-Prebiyotik Synbiyotik ,Güncel Gastroenteroloji, 2005; 9(3):124-133
8. Seçkin A.K.,Baladura E., Süt Ve Süt Ürünlerinin Fonksiyonel Özellikleri, C.B.Ü. Fen Bilimleri Dergisi,2011;7(1): 27–38
9. (Dugas B.,Mercenier A., Lenoir-Winjkoop I., et al. Immunity and probiotics. Immunol Today 1999;20:387-90)
10. WHO(2008)
11. Kotzampassi K.,Giamarellos-Bourboulis E.J, Stavrou G., Obesity as a Consequence of Gut Bacteria and Diet Interactions, International Scholarly Research Notices , 2014; 2014: 8
12. Mountzouris K.C.,Gibson GR. Colonization of gastrointestinaltract, Annales Nestle 2003;61:43-54.
13. Parekh P.J.,Arusi E.,Vinik A.I., Johnson D.A.,The role and influence of gut microbiota in pathogenesisand management of obesity and metabolic syndrome, Frontiers in Endocrinology, 2014; 5: 47
14. Silva S.T.,Santos C.A., Bressan J., Intestinalmicrobiota; relevancetoobesityandmodulationbyprebioticsandprobiotics, NutriciónHospitalaria, 2013; 28(4): 1039-1048
15. VYAS U., RANGANATHAN N., Probiotics, Prebiotics, and Synbiotics: Gut and Beyond, Gastroenterology Research and Practice ,2012:16
16. Moreira A. P. , Teixeira T.F.S, GouveiaPeluzio^ M. , Alfenas R.C.G, Gut microbiota and the development of obesity, NutrHospitalaria. 2012;27(5):1408-1414
17. Ley E.R.,Obesity and th human microbiome,Current Opinion in Gastroenterology, 2010,26:5-11
18. Million M.,Lagier J.C., Yahav D., Paul M., Gut bacterialmicrobiotaandobesity, ClinMicrobiolInfect 2013; 19: 305–313
19. Million M.,Maraninchi M.,Henry M., Armougom F.,Richet H., Carrieri P., Valero R., Raccah D.,Vialettes B., Raoult D., Obesity-associated gut microbiota is enriched in Lactobacillusreuteri and depleted in Bifidobacterium animalis and Methanobrevibactersmithii, International Journal of Obesity , 2012; 36: 817–825
20. Shen J., Obin M.S., Zhao L., The gut microbiota, obesity and insulin resistance Molecular,Aspects of Medicine ,2013;34:39–58
21. (Savcheniuk O.A.,Virchenko V.O, Falalyeyeva T.M., Beregova T.V., Babenko L.P., Lazarenko L.M., Demchenko O.M., Bubnov R.V., Spivak M.Y., TheEfficacy Of Probiotics For Monosodium Glutamate-induced Obesity: Dietology Concerns AndOpportunities For Prevention, The EPMA Journal 2014;5:2)
22. (Zarrati M.,Salehi E., Nourijelyani K., Mofid V., Javad M., Zadeh H., Najafi F., Ghaflati Z., Bidad K., Chamari M., Karimi M., Shidfar F., Effects Of Probiotic Yogurt on Fat Distribution And Gene Expression of Proinflammatory Factors İn Peripheral Blood MononuclearCells İn OverweightAndObese People WithOrWithoutWeight-lossDiet, Journal Of The American College Of Nutrition,2014: 1–9)
23. ( Luoto R.,Collado M.C., S. Salminen, E. Isolauri, Reshapingthe Gut Microbiota at an Early Age: FunctionalImpact on Obesity Risk?, Annals of NutritionMetabolism, 2013;63(2):17–26)
24. Yoo S.R., Kim Y.J., Park D.Y, Jung U.J., Jeon S.M., Ahn Y.T., Huh C.S., McGregor R.,Choi M.S.,ProbioticsL. plantarumandL. curvatusin Combination AlterHepaticLipidMetabolismandSuppressDiet-Induced Obesity,Obesity,21;12:2571–2578
25. Rodríguez J. M., Sobrino O. J., Marcos A., Collado M. C., Pérez-martínez G., Martínez-cuesta M.C., Peláez C., Requena T., Existe Una Relación Entre La Microbiota İntestinal, El Consumo De ProbióticosY La Modulación Del Peso Corporal, Nutr Hosp ,2013:28(1)
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Probiyotiklerin Obezite ile İlişkisi" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dyt.Gülşah GÜROL'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dyt.Gülşah GÜROL'un izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     2 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Gülşah GÜROL Fotoğraf
Dyt.Gülşah GÜROL
Bursa (Online hizmet de veriyor)
Diyetisyen
TavsiyeEdiyorum.com Üyesiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Dyt.Gülşah GÜROL'un Yazıları
► Kalsiyum-Obezite İlişkisi Dr.Dyt.Gizem KÖSE
► Obezite ve Kanser İlişkisi (Neler Yapabiliriz ?) Dyt.Zeynep Işıl KÜÇÜKGÖNCÜ
► 7 Den 77 Ye Obezite Dyt.Aysen ARICAN ÖZ
► Obezite ve D Vitamini Dyt.Nursena AKKAYA
► Obezite Nedir? Dyt.Çayan KUYTAK
► Çocuklarda Obezite Dyt.Zehra GÖKTAŞ
► Çocuklarda Obezite Dyt.Sevgi Gökçen ERKÜN
► Obezite ve Çocuk Dyt.Perran AYDEMİR
► D Vitamini ve Obezite Dyt.Hatice KARSLIOĞLU
► Obezite ve Kalsiyum Dyt.Serpil TARMAN
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,962 uzman makalesi arasında 'Probiyotiklerin Obezite ile İlişkisi' başlığıyla benzeşen toplam 57 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Tatlandırıcılar Ocak 2017
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


09:06
Top