2007'den Bugüne 92,312 Tavsiye, 28,221 Uzman ve 19,979 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Çocuk Gözüyle Görebilmek...
MAKALE #1792 © Yazan Psk.Dnş.İsmail SÖNMEZ | Yayın Kasım 2008 | 6,793 Okuyucu
Çocuk Gözüyle Görebilmek...

Baktığınız her şeyi "tam" anlamıyla görebildiğinizi düşünüyor musunuz?

Ya da gördüğünüzü düşündüğünüz şey aslında size anlatılmak istenilen mi?

Sorular çoğaltılabilir..

Anlatmak istediğim, her olayda/ durumda/ resimde... biz görebileceğimizi algılıyoruz.

Yaşadığımız deneyimlerle, zihnimizde oluşan filtreler bize bakabildiğimiz kısmı gösteriyor. Elbette bunları yeniden programlayabiliriz.

Oysa küçük bir çocuğu düşünün, onun bakış açısını, saflığını. En önemlisi sevgiyle ve tertemiz bakan gözlerini.

Çocuklarla yaptığım çalışmalar da onların gözlerinin içine bakıyorum. O saflığı ve zeka fışkıran bakışları görmek için. Bulundukları ortamda oluşturdukları enerji bana büyük mutluluk veriyor.

Sizinle beğendiğim bir hikayeyi paylaşmak istiyorum;

"Babası İsrail'nin en ağır siyasi cezalarının verildiği bir hapisanede mahkumdu. Küçük kız, fırsat bulduğu her haftasonu babasını ziyaret için annesiyle birlikte hapisaneye giderdi. Yine bir ziyarete giderken babası için çizdiği resmi yanında götürdü, ancak hapishane kurallarına göre özgürlüğü çağrıstıran her türlü seyin mahkumlara verilmesi yasaktı. Bu sebeple kağıda çizdiği kuş resmini kabul etmemişler ve oracikta yırtmışlardı... Çok üzülmüştü küçük kız...

Babası: "Üzülme kızım, yine çizersin, bu sefer çizdiklerine dikkat edersin olur mu?" dedi. Kücük kız diğer ziyaretinde babasına yeni bir resim çizip götürdü. Bu sefer kuş yerine bir ağaç ve üzerine siyah minik benekler çizmişti.

Babasi keyifle resme baktı ve sordu:

"Hmmm! ne guzel bir ağaç bu üzerindeki benekler ne? Zeytin mi? Küçük kız babasına eğilerek, sessizce: "Hşşşşşşt! O benekler ağacın icinde saklanan kuşların gozleri!!"

Çocuk saflığını kaybedip, yıllar sonra adına "öz" dediğimiz saflığa ulaşabilmek için emek harcıyoruz. Çocuklar için vakit varken onların görebildiği güzellikleri bozmayalım



Bakış Açısı...

Yaşımız büyüdükçe bakış açımız değişiyor. Yaşadığımız her olumsuz olay bizi karamsarlığa itiyor.
Yapılan iyilikleri unutuyor, güzelliklerin farkına varamıyoruz. Hatta, hayata gülerek bakan çocukların seslerine bile tahammülümüz kalmadı yazık ki...
Çocukların bitmek bilmeyen enerjilerini el birliği ile yok etmeye her an hazırız.
"Yaramazlık yaparsan kimse seni sevmez."
"Ağlama artık sesini duymayayım"
...
Size, bu ve buna benzer cümleler tanıdık geliyor mu?
Eğitmek "doğru" tepki vermektir. Bazen düşünüyorum, biz mi çocukları eğitiyoruz. Yoksa onlar mı bizi?
Sizlerle bir hikaye paylaşmak istiyorum.
"Küçük çocuk, baloncuyu büyülenmiş gibi takip ederken şaşkınlığını gizleyemiyordu. Onu hayrete düşüren şey, "bizim eve bile sığmaz" dediği o güzelim balonların, adamı nasıl havaya kaldırmadığıydı.

Baloncu dinlenmek için durakladığında o da duruyor ve sonra yine takibe koyuluyordu. Bir ara adamın kendisine baktığını fark ederek ona doğru yaklaştı ve titrek bir sesle:

- Baloncu amca!... dedi. Biliyor musun, benim hiç balonum olmadı.

Adam, çocuğu şöyle bir süzdükten sonra:

- Paran var mı? diye sordu. Sen onu söyle.

- Bayramda vardı!. diye atıldı çocuk. Önümüzdeki bayramda yine olacak.

- Öyleyse o zaman gel!. dedi adam. Acelem yok, beklerim.

Küçük çocuk sessizce geri döndü. O âna kadar balonlardan ayıramadığı gözleri dolu dolu olmuş, yürümeye bile mecali kalmamıştı. Birkaç adım attıktan sonra onlara tekrar baktığında, gördüklerine inanamadı. Balonlar, her nasılsa adamın elinden kurtulmuş ve yol kenarındaki büyük bir akasya ağacının dallarına takılmıştı.

Çocuk, olup bitenleri hayretle seyrederken, baloncu ona dönüp:

- Küçüüük!. diye seslendi. Balonları ağaçtan kurtarırsan birini sana veririm.

Yapılan teklif, yavrucağın aklını başından almıştı. Kalbi sanki yerinden çıkacaktı. Ağacın altına doğru yöneldi ve ayakkabılarını aceleyle fırlatıp tırmanmaya başladı. Hedefine yaklaşırken duyduğu sevinç, bacaklarını kanatan akasya dikenlerinin acısını hissettirmiyordu. Balonlara güç bela ulaştığında, bir müddet onları seyretti ve dallara dolanan ipi çözerek baloncuya sarkıttı.

Ancak balonlardan biri gruptan kopmuş ve dalların arasına sıkışmıştı. Hemen yanında da dikenler vardı. Çocuk onu kurtarmaya çalışsa, bu dikenler onu patlatacaktı. Balona hiç dokunmayıp aşağı indi ve baloncuya dönerek:

- Birini bana verecektiniz!.. dedi. Hangi balon o?..

Adam, elinin tersiyle burnunu silip:

- Seninki ağaçta kaldı ufaklık!.. dedi. Çıkıp alabilirsin.

Çocuk, bu sefer ayakta bile duramadı. Ve kaldırım kenarına oturup baloncunun uzaklaşmasını bekledikten sonra, dallar arasında parıldayan balonuna bakarak:

- Olsun!.. diye mırıldandı. Ağaç üstünde de olsa bir balonum var ya artık!.."

Biz büyükler mi bakış açımızı değiştirmeli??? Yoksa çocuklar mı eğitilmeli???

Hayallerinize Dikkat Edin Gerçekleşebilir…



"Kerem, sürekli olarak oyuncak arabaları ile oynuyordu. Arabaları ile oynarken seslerini çıkarıyor, onları yarıştırıyordu. Arabaları ile saatlerce oynayabilirdi. Trafikte giderken araba modellerini öğrenmeye başladı. Bu konuda giderek kendini geliştirdi. Arabaların motor hacmi, beygir gücü, silindir sayısı, azami hızı, ve daha bir çok ayrıntıyı öğreniyordu. Bunları öğrendikçe, büyüdüğünde alacağı arabanın hayalini kurmaya başladı. Porsche almak istiyordu. Porsche Boxster, Cayenne, Carrera, Cayman posterleri odasını süslemeye başlamıştı.


Yarış modellerini de ezberlemişti. Ancak Kerem için varsa yoksa, klasik olmuş 911 modeli. 911 Turbo motor gücü onun için de bir numaraydı. 4.2 saniyede 100 km/s hıza ulaşması ise, Kerem' i adeta büyülüyordu. Porsche araba koleksiyonunu günden güne geliştiriyordu. Artık değişik arabalar yerine daha seçici davranıyordu. 911 modelin 1964 yılından başlayarak neredeyse tüm modelleri vardı.


Bu hayalini arkadaşları ile paylaştığında herkes ona gülüyordu. Arkadaşları arasında sevilen, aranılan bir çocuktu. Konu arabalara ve Kerem' in Porsche alma olayına gelince, gülüşmeler ve dalga geçmeler başlıyordu. Bu tutkusundan büyüdükçe de vazgeçmedi. Üniversite sınavına girdiği gün, yanına dergiden kesilmiş 911 fotoğrafını da almıştı. Sınav başlamadan bu fotoğrafa bakıp kendini motive etmişti. Çok istediği tıp fakültesini iyi derece ile kazandı. Annesi ve babası, Kerem' in okul başarısından dolayı çok mutluydu. Birde şu, Porsche tutkusu olmasa her şey daha da kolay olacaktı. Her şeyi almayı düşlediği arabaya programlıydı. Evet, insanın hayallerinin olması çok güzeldi. Ancak bu kadarı da fazlaydı. Hesap ortadaydı. Maddi durumları bu arabayı almaya yeterli değildi. Ara sıra araba koleksiyonundan bir Porsche seçip onu sürüyordu. Kendini gerçeğini sürerken düşlüyordu. Annesi ve babasına göre artık çocuk değildi. Tıp fakültesinde okuyan bir yetişkindi. Önceliğini okulunu bitirip, başarılı bir doktor olmaya vermeliydi.

Aradan yıllar geçti. Kerem uzmanlık sınavlarını da vermişti. Artık mesleğinde uzman bir doktordu. Akademik kariyerine devam etti. Doçent olmuştu. Yaptığı başarılı çalışmalar, yayınladığı makaleler sayesinde, çok güzel bir transfer teklifi aldı. Özel bir hastanede bu çalışmalarına devam edebilecekti. Kerem, hastane yönetimi ile görüşmeye gitti. Hastane yönetiminden yüksekçe bir transfer bedeli istedi. Bu para çocukluktan beri hayallerini süsleyen birkaç yaşında bir Porsche'ye yetiyordu. Kerem yıllardır hayalini kurduğu arabasına sahip olmuştu. Bunu da başarılı iş kariyeri ile gerçekleştirebilmişti."

Kişileri motive eden hayatta bir hedefinin olmasıdır. Kerem örneğinde gördük, hayalinden vazgeçmedi. Her şey hayal kurmakla başlıyor…

Bu nedenle hayallerinize dikkat edin, gerçekleşebilir…


Farklı Çözümler…

“Gaye yeni yıl hediyesi olarak, bir bebek daha istiyordu. Sevdiği bebek serisinin yeni yıla özel farklı bir modeli çıkmıştı. Oysa çok sayıda bebeği vardı.

Bebekleri ve oyuncakları ile oynamayı çok sevmesine rağmen, iki üç gün sonra sıkılıyordu. Uzun zamandır eline almadığı, oynamadığı bebekleri ve oyuncakları vardı. Hatta bazılarını unutmuştu bile. Annesi bunu hatırlattığında, ağlayıp yenisini istediğini söyledi. Ayrıca “yeni yıl” hediyesi olarak istediği o bebekti.
Annesi “Peki, dedi. Birlikte bir oyun oynayalım. Bu oyuna göre ikimiz de birbirimize karşılıklı söz vereceğiz.” dedi.

Ardından annesi yeni bebeği alacağına söz verdi.

Gaye’ den de bir söz aldı: “Gaye oynamadığı bebeklerini ayıracak ve oyuncak alamıyacak durumda olan diğer çocuklara hediye edecekti.”

Bazı bebeklerinin kolları ve bacaklarını çıkarmıştı. Elbiseleri ve saçları karışmıştı. Hatta bazılarının yüzlerini renkli kalemlerle boyamış ve öyle bırakmıştı. Bunlar oyuncak sepetinde dağınık olarak durmaktaydı.

Annesi, Gaye sözünü tuttuğu zaman yeni bebeği alacaktı. Gaye, ertesi gün odasına girdi. Önce bebeklerinin ayrılan parçalarını birleştirdi. Onları yıkayıp, saçlarını taradı. Bazı bebekleri birleştirmesi mümkün olmadı. Onların eşyalarını diğer bebekleri ile tamamladı. Bebekleri hediye paketi yapıp vereceklerdi. Bu hediye paketlerini de karton ve renkli kağıtlardan Gaye yapacaktı. Gaye bu renkli kutulardan ve kağıtlardan, bebeklerine ev bile yaptı. Bunları yapmak çok hoşuna gitmişti. Parçaları birleştirme işi, unuttuğu bir çok oyuncağı ona hatırlatmıştı. Uzun zamandır bakmadığı eline almadığı bebeklerini böyle yıkayıp, düzeltmek keyifli bir gün geçirmesine neden olmuştu. Gerçekten çok fazla bebeği vardı. Ve bir yenisine ihtiyacının olmadığını o gün iyice anlamıştı.

Oynamayacağı bebeklerini de hazırladı. Onları da hediye paketi yaptı. Annesi ile birlikte bu paketleri, başka çocuklar da oynayabilsin diye hediye ettiler.

Gaye yeni bebekten vazgeçmişti. Gaye’nin başka çocuklar ile oyuncaklarını paylaşmış olması güzel bir davranıştı. Artık oyuncakları ile daha verimli oynamaya, sürekli başka parçaları birleştirmeye başladı. Böylelikle, oyuncakları ve bebekleri yenileniyordu. Yeni yıl daha keyifli başlamıştı.

Annesi Gaye’ nin arzusunu doğrudan yerine getirmek için ondan eski bebeklerini vermesi konusunda söz istememiş olsaydı, yeni bebek hemen alınmıştı. Yeni bebek alındığında Gaye’nin davranışı değişecek miydi? Hiç sanmıyorum. Yeni bebeği ile de 3-4 gün oynayıp sıkılacak ve yine kenara atacaktı. Sonra yine yeni bebek ve oyuncaklar…

Annesi bu kez farklı bir yol izlemişti. Gaye’nin farkına varamadığı bir şey için onu oyun ile yönlendirdi. Bu sayede Gaye bebek ve oyuncaklarının ne kadar çok olduğunu anladı. Oyuncakları ile verimli oynamadığının farkına vardı. Çeşitli karton ve kağıtlar ile yeni eşyalar yaratma fırsatı buldu.

Oyun aracılığı ile bebeklerini ve oyuncaklarını düzenledi. Kendisi gibi şanslı olamayan diğer çocuklarla paylaşma kavramını edindi. Yenilediği bebeklerini hediye ederek yeni yıla güzel bir başlangıç yaptı.”

Sizinde farklı çözümler ve farklı bakış açılarıyla hayatınızda “yeni” başlangıçlar yapabilmenizi diliyorum.

Herkese mutlu bir yaşam dileğiyle
İsmail Sönmez
Psikolojik Danışman

Çalışma arkadaşım ve dostum Nur Eda Kasap a teşekkürler.......
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Çocuk Gözüyle Görebilmek..." başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Dnş.İsmail SÖNMEZ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Dnş.İsmail SÖNMEZ'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
İsmail SÖNMEZ Fotoğraf
Psk.Dnş.İsmail SÖNMEZ
İzmir (Online hizmet de veriyor)
Psikolojik Danışman
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi118 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Dnş.İsmail SÖNMEZ'in Makaleleri
► Çocuğun Gözüyle Psk.Dnş.Fatih SEVİM
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,979 uzman makalesi arasında 'Çocuk Gözüyle Görebilmek...' başlığıyla benzeşen toplam 13 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► 3,4,5 Yaş Özellikleri Nisan 2014
► Pazar Günü Babaları Mart 2014
► İnternet ve Sosyal Medya Şubat 2014
► Ergenlikte Depresyon Eylül 2010
► Hamilelik Psikolojisi Eylül 2010
► Bugünü Mutlu Yaşamak Eylül 2009
► Össde Başarı Ağustos 2009
► Yaşam ve Yalnızlık Nisan 2009
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


23:22
Top