2007'den Bugüne 92,307 Tavsiye, 28,219 Uzman ve 19,976 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Çocukları Terörden Korumak
MAKALE #17929 © Yazan Uzm.Psk.Tuna KADIOĞLU | Yayın Şubat 2017 | 2,464 Okuyucu
Çocuk dediğimizde benim gözümde mutlu, gülen ve oyun oynayan küçük bireyleri canlanıyor. İnsan bu saflığa düşkün oluyor. Bu saflık bizim her gün özlemle baktığımız günler olarak aklımızda yer ediyor. Psikoloji bilimine göre hayatın kalanını fazlaca belirleyen çocukluk dönemi korkular, kaygıları ve travmaları yıllarca yakamızı bırakmayabiliyor. Belki çok güzel ortamlarda geçmeyen ama bize göre harika duygular ile birleşen o çocukluk yıllarının sayılı zamanları hepimizin hasretle dönüp baktığı, içimizin bir parça burulduğu ve ağzımızda o tatlı acı tadın kaldığı rengarenk günlerdir. Buradan bakınca insan o tip bir güven ve kaygısızlık haline çok özeniyor. Bugün çocuğu olanlar aileler aynı duygunun çocuklarında kalması için bazı sağlıksız yollara girebiliyor. Çocukları korumak bir ailenin en doğal isteğidir. Çocuklara sorduğumuzda onlar her şeyi yapmak, her şey olmak isterler. Tükenmez umutları, umudu zedelenmiş bizlere tatlı bir acı verir.

Bu koruma isteği çoğunlukla kırgınlıklar ve ufak korkulardan uzak kalmalarına yönelik dileklerimizden beslenir.

Çocukları tehdit eden korku ölüm kalım meselesi olduğunda aileler neler yapar? Bu uç noktada çocuğun hayati durumunun söz konusu olmasını aileyi olağanüstü davranış ve tavırları benimsetmeye itebilir. Şüphesiz bu durumlar aile için en yüksek strese sahip durumlardır. Bunun dışında aileler dünyanın karanlık tarafını bilir ve çocuğunu olabildiğince bundan korumak ister. Şu an Türkiye'de yaşayan aileler bu karmaşanın içinden hayati bir kaygı ile baş etmeye çalışmaktadırlar. Bu durumda aile ne yapabilir ki? Durum gece karanlıktan korkmak değildir. Çok ciddi ve gerçek bir bilinmez risk vardır. Son yıllarda Türkiye'de yaşananlar bırakın çocukları pek çok yetişkinin başa çıkamayacağı türden ağırlıkta sorunlardır. Güven duygusunun kalmaması ile insanlar birbirlerinden, alışkanlıklarından ve iş yerlerinden ve evlerinin etrafından korkmaya başladılar. Güvenli alanımız gittikçe daraldı. Dışarı çıkmaya, kalabalık yerlere gitmeye karşı ciddi korku geliştirdik. Bir yandan böylesi sosyal ortamlara ihtiyacımız var öte yandan yüksek risk taşıdığı için korkuyoruz. Bu konuda söylenenler, ortaya atılanlar bireylerin ve kitlelerin psikolojisini zedeledi ve kilide vurdu. Bunun üzerine konuşmanın korkutucu ve anlamsız olduğu bir alışma sürecindeyiz. Korku Türkiye'de günlük yaşamın bir parçası olma yolunda ilerliyor. İnsanın en güçlü ve en acımasız yanı olan yüksek adaptasyon becerisi hayatta kalmak için ilk sırada gelen kabiliyettir. Asıl endişemiz olan çocuklarımız, küçük kardeşlerimiz, yeğenlerimiz, torunlarımız yani yeni nesil olan her yaştan çocuklar. Onlara ne diyeceğimiz, kemiklerine kadar korkuyu sızdırmadan onlara nasıl açıklama yapacağımız büyük bir sorun. Kabul etmek lazım ki bugün Türkiye'de yaşananlar önceki nesilin yaşamadığı bir süreç.

Peki ne demeliyiz? Onları fazla korumak aslında onları korumak değil onları riskli konuma sokmak mı?

Reddedilemeyecek bir faktörü konuşmak gereklidir. Bugün içinde olunan çağ anlık iletişim ve bilgi çağıdır. Türkiye'de terör ve korku üzerine bilgi edinmek isteyen bir çocuk bir bilgisayar ya da bir akıllı telefon ile saniyeler içersinde bilgi edinebilir. Bu bilgiye yönelik fikirler ve duygular geliştirebilir. Bunların hepsi saniyeler içinde olur. Siz şimdiden kaybettiniz. Maalesef ki internette bir bilginin önde olması onun güvenirliğine bağlı değildir. İlgi çeken ve fazlaca tıklanan bilgiler ilk sayfalarda görünmektedir. Bu yüzden çocukların saniyeler içinde eriştiği bilgilerin yanlış, duyguların sağlıksız ve fikirlerin geçersiz olma ihtimali yüksektir. Çocuklar artık her şeyi biliyorlar. Doğru mu biliyorlar asıl sorulması gereken soru budur. Bu noktada çocuğunuzu korumak için çaresizsiniz. Yapılacak tek şeyimiz var. Doğru bilgilendirme. Hayatta kalma konusu tarihin başından beri insanın aklını meşgul eden gerçek bir sorundur. Evet hayatlarımız artık daha güvenli ve risksiz ama bugün Türkiye'de risk daha fazla. Bunu reddetmek kendini kandırmak ve kendine zarar vermekten başka bir şey değildir. Tek yol onlara farkındalık sağlayacak doğru bilgileri önceden vermektir. Neler olduğunu siz söylemezseniz başkası söyleyecektir. Bu başkasının ne kadar doğru bilgiler kullanacağını bilemeyiz. Bu anlamda sizde güvenilir olmayacaksınız çünkü çocuklar sizin gerçekleri sakladığını anlayacaklar. Bu konuda bir şeyler söyleseniz bile daha az geçerli olacak. Farkında çocuklar yetiştirip onları dünyaya bırakacağız başka şansımız yok. Çünkü onları gerçeklerden mahrum bırakarak iyilik değil kötülük ediyoruz. Sağlıksız bir yola sokuyoruz ve gelişmelerini, birer yetişkin olmalarına engel oluyoruz. Aile çocuğun sığınağıdır. Bugün Türkiye'de korku ile yaşayan gençlerin hatrı sayılır bir kısmı ailelerine sığınmıştır. Bu sığınağı kaybetmeleri onlar için içsel terörün tam karşılığı olacaktır. Aynı zamanda kabul edelim, annem babam ne olduğunu bilmiyor ile annem babam bana ne olduğunu söylemiyor çok farklı mesajlara sahiptir. Siz ne olduğunu bilmiyor konumunda iseniz artık doğru bilgi vermeniz çok zorlaşmıştır. Çocuk için siz bu konulara hakim değilsinizdir bu yüzden ağzınızdan çıkanlar çok önemli değildir. Terör, patlamalar, hayatını kaybeden insanlar siz yok gibi davranınca maalesef yok olmamaktadır. Çocukların en güzel halleri mutlu ve huzurla oyun oynayıp güldükleri halleridir. Ancak bu noktada bir yanlış anlamaya düşüyoruz. Çocuklar sürekli bu şekilde mutlu ve güvende hissetmek zorunda değildirler. Bu mümkün değildir. Bunları öğrenmek onları korkutacak, onların uykularını kaçıracak. Siz onlara gerçekleri açarak sizin varlığınız güven vermesini sağlayabilirsiniz. Sizin yanınızda korkuları az olur, size sığınabilirler ve sizin onları koruyacağınza güvenirler. Aksi takdirde korku ruha işler ve onlar birer nevrotik olurlar. Aşırı korkunç olan gerçeklikten kaçmaya başlarlar. Bu bir ölçü iyidir ama dengeyi yakalamak için gerçek bilgilerin çocuğa verilmesi esastır. Bugünler geçecek ve siz bugün o zor konuşmaları yaparak, çocukların sizlere yoğun olarak sığınmasına izin vererek kısa vadede zorlanacaksınız. Ama uzun vadede güzel yetişkinler ve bugünkü zor dönemi ruhuna az miktarda zarar ile atlatmış sağlıklı bir nesil yetiştireceksiniz. Çocuklarınız hala çocuklarınız ve birer yetişkin olabilecekler. Dışarda korku varsa evde güvende olacaklar. Bİr sürü genç stratejik açıdan daha riskli bölgelerde yaşayan ailerinin yanına daha sık uğrar oldu. Bu gençler bu korku ile yaşamakta daha başarılılar. İşlerine gitmeyi, geçinmeyi başarıyorlar. Bu dönemden sonra çok daha işlevsel birer yetişkin olabilecekler. Korkuları yatıştırmak için ailelerinde güç alıp dünyaya yeniden atılabiliyorlar. Korkmamak mümkün değil, gerçek bir tehdit söz konusu. Ancak her nefesi korku ile almamak mümkün. Yarının umudu gençlerse onlar bu zamanı atlatacak güce sahip olmalı, bu gücü verecek tek yer evdir ailedir. Bunun için umut lazım, az bile olsa bize yeter. Umudun ilk yetiştiği yer evlerdir. Bu yüzden oradan başlamak lazımdır. Umut salonunuzda, kanepenizde ve kahvaltı masanızdadır.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Çocukları Terörden Korumak" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Tuna KADIOĞLU'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Tuna KADIOĞLU'nun izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     1 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Tuna KADIOĞLU'nun Makaleleri
► Çocukları Dünyadan Korumak Psk.Tuna KADIOĞLU
► Aile Olmak ve Aileyi Korumak Psk.Kemale GÜNHAN
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,976 uzman makalesi arasında 'Çocukları Terörden Korumak' başlığıyla benzeşen toplam 24 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


17:35
Top