Pika Türleri ve Tedavi Yöntemleri
PİKA
Yiyecek olmayan maddelerin sürekli tüketilmesi biçiminde tanımlanan Pika ülkemizde halen ciddi bir sağlık sorunu olarak görülmektedir. Ancak Pika demir eksikliğinin bir nedenimi yoksa sonucu mudur sorusu henüz bilinmemektedir. Aradaki ilişki iyi bilinse de henüz nedeni tam olarak anlaşılamamıştır. Bununla beraber pek çok durumda demir desteğinin aneminin düzelmesinden bile önce, bu aşırı isteğin düzelmesini sağladığının bulunması Pika’nın demir eksikliğinden kaynaklandığını düşündürmektedir (Koçak, 2000). DSM IV ve DSM 5 Pika tanı ölçütleri tablo 3’de aşağıda gösterilmiştir;
DSM IV ve DSM 5 Pika Tanı Ölçütleri
Pika- DSM-IV-TR Tanı Ölçütleri
A. En az bir ay süreyle, yenilebilir olmayan maddeleri sürekli olarak yeme.
B. Yenilebilir olmayana maddelerin yenmesi gelişim düzeyine göre uygun değildir.
C. Bu yeme davranışı kültürel açıdan onanan bir uygulamanın bir parçası değildir.
D. Bu yeme davranışı sadece başka bir mental bozukluğun gidişi sırasında ortaya çıkıyorsa bile (örn. Mental Retardasyon, Yaygın Gelişimsel Bozukluk, Şizofreni) ayrıca klinik değerlendirmeyi gerektirecek derecede ağırdır.
Pika -DSM-5 Tanı Ölçütleri
A. En az bir ay süreyle, sürekli olarak, besleyici değeri olamayan, besin olmayan maddeleri yeme
B. besleyici değeri olmayan, besin olmayan maddeleri yeme tutumu, kişinin gelişimsel düzeyi ile uyumlu değildir.
C. Bu yeme davranışı, kültürel dayanağı olan ya da toplumsal olarak olağan kabul edilecek bir uygulama değildir.
D. Bu yeme davranışı, başka bir ruhsal bozukluk bağlamında ortaya çıkıyorsa (örn. Anlıksal yetiyitimi [anlıksal gelişimsel bozuluk ], otizm açılımı kapsamında bozukluk, şizofreni), ayrıca klinik değerlendirilmeyi gerektirecek denli ağırdır.
Pika’nın Türleri
Pika’nın DSM IV ve DSM 5 ölçüt kriterlerinde herhangi bir türü bulunmamaktadır. Pika’nın nedeni tam olarak bilinmese de görülen bireylerin özellikleri ve beraberinde olan bozukluklar, pika hakkında önemli bilgiler verebilmektedir.
Pika’nın Yaygınlığı
Pikanın prevelansı kesin olarak bilinmemektedir çünkü çoğunlukla sorulmayan ve rapor edilmeyen bir bulgudur. Bununla beraber çocuklarda, hamile kadınlarda ve mental retarde kişilerde daha sık görüldüğü bildirilmiştir (Sayetta ve Lacey,1986, 1990). Her 2 cinste eşit olarak görülür. En büyük prevelans 1-6 yaş çocuklardadır. Bunların büyük bir kısmı da düşük sosyoekonomik gruptan ve çoğu zamanda davranış bozukluğu olan çocuklardır. Mental retarde çocuklarda en sık görülen yeme bozukluğu pikadır ve retardasyon ağırlaştıkça şiddeti de artar (Robinson ve ark., 1990).
Eşlik eden bozukluklar
Demir eksikliği anemisinde pikanın yeri hakkında oldukça tartışmalı sonuçlar bildirilmektedir. Crosby çalışmasında demir eksikliği anemisi olan hastaların yarısından fazlasında pika anamnezi olduğunu bildirirken (Crosby, 1976) İngiltere’de yapılan bir çalışmada hastaların hiç birinde pika anamnezi bulunmamıştır. Konya’da yapılan bir çalışmada ise demir eksikliği anemisi saptananların %9’unda pika anamnezi bulunmuştur (Dilek ve ark., 2000). Pika hakkında herhangi bir nedeni olmayışı, Pika’nın oluşumu üzerine belli hipotezler oluşturulmasına sebep olur.
Etiyolojisi
Üzerinde en çok durulan hipotezler; besinsel, psikolojik, kültürel ve farmakolojik hipotezlerdir.
1. Besinsel Hipotez
Pika’nın besinsel yetmezlik sonucu oluştuğu ileri sürülmüştür. Yazarların çoğu hangi maddelerin vital besinleri ihtiva ettiğini bilememenin pikaya yol açtığını tahmin etmektedirler. Vitamin C ve D, tiamin, niasin, protein-kalori yetmezliğinin ve bazı eser elementler (çinko, bakır, demir vs.) ile kalsiyumun etiyolojide rolleri olduğu düşünülmektedir. Bu ihtimaller içerisinde birçok araştırıcı demir eksikliğini major sebep olarak kabul etmektedir (Nchito ve Singhi, 2014, 2003).
2. Psikolojik ve Kültürel Hipotez
Pika’nın sosyal ve kültürel faktörlerden etkilendiği gözlenmiştir. Dünyada yiyecek alışkanlığı sıklıkla kültürel değerlere bağlıdır ve pika belki de bölgeden bölgeye değişen yiyecek alışkanlığı ile kültürel değerler sonucunda ortaya çıkmaktadır. Örneğin; Afrika’nın bazı bölgelerinde, toprak yemenin majik özelliği iyi bilinmektedir, yani halk arasında toprak yemenin hayırlı olacağına inandıkları yazılmıştır (Singh ve Winton, 1985).
Ciddi aile hastalıkları, gebelik, son zamanlardaki göçler, ayrı yerlerde yaşayan anne ve baba, anne ya da babadaki anksiyeteler ve depresyonlar pikalılarda kontrole göre belirgin ölçüde yüksek olduğunu rapor etmiştir (Sibert, 1975).
3. Farmakolojik Hipotez
Pika’da farmakolojik bazı etkiler elde etmek gibi düşünceler de vardır. Kahve, sigara ya da yulaf yaprağı yiyen kişilerin, kafein, nikotin ve tanninin sorumlu olduğu farmakolojik etkileri elde ettikleri bildirilmiştir (Rose ve ark., 2000).
Gidiş ve Sonlanış
Pika bazen birkaç ay devam eder ve kendiliğinden düzelir, seyrek olarak erişkinlik dönemine kadar devam edebilir (Crosby, 1976).
Değerlendirme
Özellikle ailenin ev ortamında, çocuğun uygunsuz ve yenmemesi gereken maddeler konusunda gözlemleri olduğunda, öğretmenin ise sınıf ve okul içerisindeki bu davranışları gözlemlemesi ile okulun psikolojik danışmanı konsültasyon içerisinde gerekli sağlık kuruluşlarına yönlendirme yaparak tedaviye başlamasını sağlatır. Okul psikolojik danışmanı, öğretmeni ve ailesi ile birlikte işbirliği içerisinde öğrenci takibine devam eder.
Tedavi
İlk yapılması gereken etiyolojik nedenin saptanmasıdır. Etiyolojik neden saptanmadan tedavi yapılırsa tedaviden başarı beklenmemelidir. Hatta kanser gibi bir hastalığın tanısının gecikmesine bile neden olunabilir.
1. Oral demir tedavisi:
Ferröz sulfat, en etkili ve en ucuz demir preparatıdır. Günde iki veya üç kez verilir. Ferröz glukonat verilebilir. Hemoglobin degerleri 10 g/dl’nin üzerine çıktıktan sonra günde bir kez verilir. Ü-Tedavi süresi ortalama 6-9 aydır. Demir preparatları aç karnına alınmalıdır. Aç alındıgında absorbsiyon daha fazladır. Oral tedavinin en önemli yan etkisi gastrointestinal irritasyondur. Buna bağlı bulantı, kusma, karın ağrısı, kabızlık ve ishal görülebilir. Demir preparatları gaytayı siyah renge boyar.
Oral demir tedavisi ile başarısızlık varsa şunlar akla gelmelidir;
1. Yanlış teşhis,
2. Hastalığın komplike olması,
3. Hasta ilacı belirtilen şekilde almamıştır,
4. Hasta ilacı yetersiz kullanmıştır,
5. Alınandan daha fazla demir kaybı devam etmiştir,
6. Demirin gastrointestinal sistemden yeterli emilememesi neden olabilir.
2. Parenteral demir tedavisi:
Paranteral demir ihtiyacı=Normal hemoglobin–hasta hemoglobini X3Xagırlık Parenteral demir tedavisi su durumlarda kullanılır;
1. Oral demir preparatlarını tolere edemeyen hastalar,
2. Aneminin hızla düzeltilmesi gerekli hastalar,
3. Gastrointestinal emilim bozukluğu olan hastalar,
4. Ülseratif kolit gibi inflamatuvar barsak hastalığı olan hastalar,
5. Oral alınandan daha fazla kanamalarla demir kaybı olan hastalar
6. Hemodiyaliz hastalarında oral tedavi ile demir dengesi sağlanamayan
hastalar
7. Büyük miktarlarda ototransfüzyon programı uygulanacak hastalara demir parenteral olarak verilir.
Parenteral olarak demir dekstran kullanılır. (ferrik hidroksi dekstran) Parenteral tedaviye baglı en önemli ve tehlikeli yan etki anaflaksidir. Bundan başka lokal reaksiyon, ates, miyalji, lenfadenopati, tromboflebit ve lokal ısı artısı görülebilir.
Tedaviye cevap:
1. lk düzelen bulgu halsizlik ve yorgunluktur.
2. lk görülen laboratuar bulgusu retikülositozdur. 7-10. günde görülür.
3. Hemoglobinin normale dönme süresi 45-60 gündür.
4. En son düzelen bulgu ferritindir. 6-9 ayda normale gelir. Oral tedavi süresi 6-9 aydır (Ali ve Hoffman ,2005, 2000).
Yiyecek olmayan maddelerin sürekli tüketilmesi biçiminde tanımlanan Pika ülkemizde halen ciddi bir sağlık sorunu olarak görülmektedir. Ancak Pika demir eksikliğinin bir nedenimi yoksa sonucu mudur sorusu henüz bilinmemektedir. Aradaki ilişki iyi bilinse de henüz nedeni tam olarak anlaşılamamıştır. Bununla beraber pek çok durumda demir desteğinin aneminin düzelmesinden bile önce, bu aşırı isteğin düzelmesini sağladığının bulunması Pika’nın demir eksikliğinden kaynaklandığını düşündürmektedir (Koçak, 2000). DSM IV ve DSM 5 Pika tanı ölçütleri tablo 3’de aşağıda gösterilmiştir;
DSM IV ve DSM 5 Pika Tanı Ölçütleri
Pika- DSM-IV-TR Tanı Ölçütleri
A. En az bir ay süreyle, yenilebilir olmayan maddeleri sürekli olarak yeme.
B. Yenilebilir olmayana maddelerin yenmesi gelişim düzeyine göre uygun değildir.
C. Bu yeme davranışı kültürel açıdan onanan bir uygulamanın bir parçası değildir.
D. Bu yeme davranışı sadece başka bir mental bozukluğun gidişi sırasında ortaya çıkıyorsa bile (örn. Mental Retardasyon, Yaygın Gelişimsel Bozukluk, Şizofreni) ayrıca klinik değerlendirmeyi gerektirecek derecede ağırdır.
Pika -DSM-5 Tanı Ölçütleri
A. En az bir ay süreyle, sürekli olarak, besleyici değeri olamayan, besin olmayan maddeleri yeme
B. besleyici değeri olmayan, besin olmayan maddeleri yeme tutumu, kişinin gelişimsel düzeyi ile uyumlu değildir.
C. Bu yeme davranışı, kültürel dayanağı olan ya da toplumsal olarak olağan kabul edilecek bir uygulama değildir.
D. Bu yeme davranışı, başka bir ruhsal bozukluk bağlamında ortaya çıkıyorsa (örn. Anlıksal yetiyitimi [anlıksal gelişimsel bozuluk ], otizm açılımı kapsamında bozukluk, şizofreni), ayrıca klinik değerlendirilmeyi gerektirecek denli ağırdır.
Pika’nın Türleri
Pika’nın DSM IV ve DSM 5 ölçüt kriterlerinde herhangi bir türü bulunmamaktadır. Pika’nın nedeni tam olarak bilinmese de görülen bireylerin özellikleri ve beraberinde olan bozukluklar, pika hakkında önemli bilgiler verebilmektedir.
Pika’nın Yaygınlığı
Pikanın prevelansı kesin olarak bilinmemektedir çünkü çoğunlukla sorulmayan ve rapor edilmeyen bir bulgudur. Bununla beraber çocuklarda, hamile kadınlarda ve mental retarde kişilerde daha sık görüldüğü bildirilmiştir (Sayetta ve Lacey,1986, 1990). Her 2 cinste eşit olarak görülür. En büyük prevelans 1-6 yaş çocuklardadır. Bunların büyük bir kısmı da düşük sosyoekonomik gruptan ve çoğu zamanda davranış bozukluğu olan çocuklardır. Mental retarde çocuklarda en sık görülen yeme bozukluğu pikadır ve retardasyon ağırlaştıkça şiddeti de artar (Robinson ve ark., 1990).
Eşlik eden bozukluklar
Demir eksikliği anemisinde pikanın yeri hakkında oldukça tartışmalı sonuçlar bildirilmektedir. Crosby çalışmasında demir eksikliği anemisi olan hastaların yarısından fazlasında pika anamnezi olduğunu bildirirken (Crosby, 1976) İngiltere’de yapılan bir çalışmada hastaların hiç birinde pika anamnezi bulunmamıştır. Konya’da yapılan bir çalışmada ise demir eksikliği anemisi saptananların %9’unda pika anamnezi bulunmuştur (Dilek ve ark., 2000). Pika hakkında herhangi bir nedeni olmayışı, Pika’nın oluşumu üzerine belli hipotezler oluşturulmasına sebep olur.
Etiyolojisi
Üzerinde en çok durulan hipotezler; besinsel, psikolojik, kültürel ve farmakolojik hipotezlerdir.
1. Besinsel Hipotez
Pika’nın besinsel yetmezlik sonucu oluştuğu ileri sürülmüştür. Yazarların çoğu hangi maddelerin vital besinleri ihtiva ettiğini bilememenin pikaya yol açtığını tahmin etmektedirler. Vitamin C ve D, tiamin, niasin, protein-kalori yetmezliğinin ve bazı eser elementler (çinko, bakır, demir vs.) ile kalsiyumun etiyolojide rolleri olduğu düşünülmektedir. Bu ihtimaller içerisinde birçok araştırıcı demir eksikliğini major sebep olarak kabul etmektedir (Nchito ve Singhi, 2014, 2003).
2. Psikolojik ve Kültürel Hipotez
Pika’nın sosyal ve kültürel faktörlerden etkilendiği gözlenmiştir. Dünyada yiyecek alışkanlığı sıklıkla kültürel değerlere bağlıdır ve pika belki de bölgeden bölgeye değişen yiyecek alışkanlığı ile kültürel değerler sonucunda ortaya çıkmaktadır. Örneğin; Afrika’nın bazı bölgelerinde, toprak yemenin majik özelliği iyi bilinmektedir, yani halk arasında toprak yemenin hayırlı olacağına inandıkları yazılmıştır (Singh ve Winton, 1985).
Ciddi aile hastalıkları, gebelik, son zamanlardaki göçler, ayrı yerlerde yaşayan anne ve baba, anne ya da babadaki anksiyeteler ve depresyonlar pikalılarda kontrole göre belirgin ölçüde yüksek olduğunu rapor etmiştir (Sibert, 1975).
3. Farmakolojik Hipotez
Pika’da farmakolojik bazı etkiler elde etmek gibi düşünceler de vardır. Kahve, sigara ya da yulaf yaprağı yiyen kişilerin, kafein, nikotin ve tanninin sorumlu olduğu farmakolojik etkileri elde ettikleri bildirilmiştir (Rose ve ark., 2000).
Gidiş ve Sonlanış
Pika bazen birkaç ay devam eder ve kendiliğinden düzelir, seyrek olarak erişkinlik dönemine kadar devam edebilir (Crosby, 1976).
Değerlendirme
Özellikle ailenin ev ortamında, çocuğun uygunsuz ve yenmemesi gereken maddeler konusunda gözlemleri olduğunda, öğretmenin ise sınıf ve okul içerisindeki bu davranışları gözlemlemesi ile okulun psikolojik danışmanı konsültasyon içerisinde gerekli sağlık kuruluşlarına yönlendirme yaparak tedaviye başlamasını sağlatır. Okul psikolojik danışmanı, öğretmeni ve ailesi ile birlikte işbirliği içerisinde öğrenci takibine devam eder.
Tedavi
İlk yapılması gereken etiyolojik nedenin saptanmasıdır. Etiyolojik neden saptanmadan tedavi yapılırsa tedaviden başarı beklenmemelidir. Hatta kanser gibi bir hastalığın tanısının gecikmesine bile neden olunabilir.
1. Oral demir tedavisi:
Ferröz sulfat, en etkili ve en ucuz demir preparatıdır. Günde iki veya üç kez verilir. Ferröz glukonat verilebilir. Hemoglobin degerleri 10 g/dl’nin üzerine çıktıktan sonra günde bir kez verilir. Ü-Tedavi süresi ortalama 6-9 aydır. Demir preparatları aç karnına alınmalıdır. Aç alındıgında absorbsiyon daha fazladır. Oral tedavinin en önemli yan etkisi gastrointestinal irritasyondur. Buna bağlı bulantı, kusma, karın ağrısı, kabızlık ve ishal görülebilir. Demir preparatları gaytayı siyah renge boyar.
Oral demir tedavisi ile başarısızlık varsa şunlar akla gelmelidir;
1. Yanlış teşhis,
2. Hastalığın komplike olması,
3. Hasta ilacı belirtilen şekilde almamıştır,
4. Hasta ilacı yetersiz kullanmıştır,
5. Alınandan daha fazla demir kaybı devam etmiştir,
6. Demirin gastrointestinal sistemden yeterli emilememesi neden olabilir.
2. Parenteral demir tedavisi:
Paranteral demir ihtiyacı=Normal hemoglobin–hasta hemoglobini X3Xagırlık Parenteral demir tedavisi su durumlarda kullanılır;
1. Oral demir preparatlarını tolere edemeyen hastalar,
2. Aneminin hızla düzeltilmesi gerekli hastalar,
3. Gastrointestinal emilim bozukluğu olan hastalar,
4. Ülseratif kolit gibi inflamatuvar barsak hastalığı olan hastalar,
5. Oral alınandan daha fazla kanamalarla demir kaybı olan hastalar
6. Hemodiyaliz hastalarında oral tedavi ile demir dengesi sağlanamayan
hastalar
7. Büyük miktarlarda ototransfüzyon programı uygulanacak hastalara demir parenteral olarak verilir.
Parenteral olarak demir dekstran kullanılır. (ferrik hidroksi dekstran) Parenteral tedaviye baglı en önemli ve tehlikeli yan etki anaflaksidir. Bundan başka lokal reaksiyon, ates, miyalji, lenfadenopati, tromboflebit ve lokal ısı artısı görülebilir.
Tedaviye cevap:
1. lk düzelen bulgu halsizlik ve yorgunluktur.
2. lk görülen laboratuar bulgusu retikülositozdur. 7-10. günde görülür.
3. Hemoglobinin normale dönme süresi 45-60 gündür.
4. En son düzelen bulgu ferritindir. 6-9 ayda normale gelir. Oral tedavi süresi 6-9 aydır (Ali ve Hoffman ,2005, 2000).
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Pika Türleri ve Tedavi Yöntemleri" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Dnş.Altuğ EFEOĞLU'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Dnş.Altuğ EFEOĞLU'nun izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
Beğenin
Yazan Uzman
|
Makale Kütüphanemizden |
pika, pika türleri, pika tedavi, pika tedavisi, pika nedir, demir eksikliği, pikanın nedenleri, pikanın sebepleri, pika tanı ölçütleri, pika tanısı, pikanın türleri, pika hastalığı, pika rahatsızlığı, pikanın yaygınlığı, yiyecek olmayan madde tüketimi, yiyecek olmayan madde yemek
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.