2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,222 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Çocukluk Çağı Obezite Türleri ve Tedavi Yöntemleri
MAKALE #17954 © Yazan Uzm.Psk.Dnş.Altuğ EFEOĞLU | Yayın Şubat 2017 | 3,366 Okuyucu
OBEZİTE

Obezite vücutta aşırı yağ depolanması ile ortaya çıkan, fiziksel ve ruhsal sorunlara neden olabilen bir enerji metabolizması bozukluğudur. Tüketilenden daha fazla enerji alınması obezitenin en önemli nedenidir. Vücut yağ dokularının düzenlenmesi ve obezitenin etiyolojisi çok faktörlü olup anne ve babadan aktarılan genetik yapı, çevresel uyarılar ve gelişimsel olgulardan etkilenmektedir. Beslenme ve aktivite alışkanlıklarındaki değişmeler obezitenin daha sık görülmesine neden olmaktadır (Şimşek ve ark., 2005).Obezite diğer üç yeme bozuklukları olarak DSM IV ve DSM 5 tanı ölçütleri kapsamına alınmamıştır.

Çocukluk Çağı Obezitesinin Gelişimi

Sağlıklı bir çocuk hareketsiz yaşam tarzı ile hafif derece şişman çocuk haline gelir. Hareketsiz yaşam tarzının ilerlemesi ile orta dereceli şişman çocuk haline gelir. Bu çocukların arkadaşları ile aralarında başlayan uyum sorunları duygusal bozukluklara neden olarak çocuğun ağır dereceli şişmanlığa doğru hızla yol almasına neden olur. Bu çocuklar ileride şişman yetişkinler haline gelmektedir (Kutlu ve Çivi, 2009). Obezitenin oluşumunda yeme alışkanlığı ve yaşam tarzının olumsuzluğu ile birlikte çevresel etkenler başta olmak üzere birçok nedenlerle son noktaya ulaşılır.

Çocukluk Çağı Obezitesinin Nedenleri

Günümüzde şehirleşme, ekonomik gelişme, küreselleşmeyle oluşan yaşam biçimindeki ve diyetteki hızlı değişimler, beslenmede değişimlere neden olmuştur. Bu değişimler; enerji yoğunluğu fazla besinlerin tüketimi, düşük fiziksel aktivite ve hareketsiz yaşamdır (TOÇBİ, 2011).

1. Genetik ve Biyolojik Etmenler

Obezite gelişiminde genetik önemli bir faktördür. Hem annesi hem de babası obez olan çocuğun obez olma riski %80 iken yalnız birinin obez olması durumunda çocuğun obez olma riski %50’dir. Anne ve baba obez değilse çocuğun obez olma riski %9’dur(Öztora, 2005).

2. Çevresel Etmenler

Çocukluk çağı obezitesinin gelişiminde çevresel etmenlerin önemi büyüktür. Obezitenin gelişimini çevresel olarak annede gebelik sırasında diyabetin ortaya çıkması ve daha sonra bebeklik döneminde ek besinlere erken geçilmesi, kişilerin sosyo-ekonomik durumu ve hareketsiz yaşam tarzı obeziteyi etkiler. Ayrıca yeme modelleri ve yeme mesajı veren programların varlığı da obezite oluşumunda etkilidir (Miller ve ark., 2004).

3. Fiziksel Aktivite Azlığı

Sanayileşmenin artması, endüstride makineleşmenin artması, evlerde işlerin kolaylaşması, ulaşım şartlarının rahatlaması, çocukların televizyon ve bilgisayar karşısında uzun süre vakit geçirmesi obezitenin oluşumunu etkiler (TOÇBİ, 2011).

4. Beslenme Alışkanlıkları ve Diyet Etmenleri

Bebeklik döneminde mama ile beslenme, ek besinlere erken geçilmesi, günümüzde beslenme alışkanlığının hazır yiyecek türüne kayması, ayaküstü beslenmenin artması, düzensiz öğünler, öğün aralarında atıştırma gibi beslenme alışkanlıkları obezite oluşumunu etkiler. Diyette yağların ve karbonhidratların fazla miktarda tüketilmesi ya da fazla yemek yemek obeziteyi arttırır. Obezite gelişiminde anne, baba ve çocuk arasındaki ilişki, çocuğun arkadaşlarıyla ilişkisi de önemli bir etkendir. Ayrıca hormonal bozukluklar ve kullanılan bazı ilaçlar obeziteye neden olabilir (Turan ve ark., 2009).

Obezitenin Sınıflandırılması

Obezite, genelde kalorinin fazla alımı sonucu ortaya çıkmakla birlikte, etiyolojisindeki farklılıklar ve sonucunda bulguların aynı olmaması nedeni ile birkaç şekilde sınıflandırılabilmektedir.

1. Yağ Hücrelerinin Sayısı ve Büyüklüğüne Göre Obezitenin Sınıflandırılması

Hiperplastik (Hipersellüler) Obezite: Yağ hücre sayısının artışı şeklindedir. Çocuklarda görülen obezite bu gruba girer .
Hipertrofik Obezite: Yağ hücrelerinin büyüklüğünde ve lipid içeriğinde artış ile karakterizedir. Erişkin dönemde başlayan ve gebelerde görülen obezite bu tiptedir.

2. Yağ Dağılımına Göre Sınıflandırma

Android Tip (abdominal): Bu tipte yağ dokusu karın ve göğüste birikmektedir.
Gynoid Tip (gluteal): Yağ dokusunun kalça ve uylukta yığılması sonucu görülen tiptir.

3. Etyolojiye Göre Obezitenin Sınıflandırılması

Basit obezite (Eksojen obezite): Obez çocukların büyük kısmında altta yatan tıbbi bir problem yoktur ve bu grup eksojen obezite olarak isimlendirilir. Bu gruptaki çocukların çoğunda belirti yoktur. Az bir kısmında çabuk yorulma, nefes almada güçlük ve ekstremite ağrıları mevcuttur.

Metabolik ve hormonal bozukluklara bağlı ikincil obezite (Sekonder obezite): Cushing hastalığı veya sendromu, Hipotalamik obezite, Büyüme hormonu (BH) eksikliği, Hipotiroidizm vb.

Genetik sendromlarla görülen obezite: Prader Willi Sendromu, Turner Sendromu , Bardet –Bield Sendromu vb.

4. Obezitenin Başlama Yaşına Göre Sınıflandırma

Çocukluk çağında başlayan obezite ve yetişkinlik çağında başlayan obezite olarak iki gruba ayrılır (Kandemir, 2000; 500-506). Sınıflandırmalar genellikle hastanelerde yapılabilecek çalışmalar sonucunda ortaya çıkmaktadır. Hastaneye herhangi bir başvuru olmadan, bireyler kendi kilo kontrollerini sağlayabilmek ve obezite durumu hakkında indirekt yöntemlerle bilgi alabilmektedirler.

Obezitenin Belirlenmesi

Obezitenin belirlenmesinde direkt ve indirekt olmak üzere çeşitli yöntemler kullanılmaktadır. İndirekt ölçüm yöntemleri (Antropometrik Ölçüm Yöntemleri) direkt yöntemlere göre daha kolay ve ekonomik olduğu için, obezitenin belirlenmesinde daha çok tercih edilmektedir (Güler ve ark., 2009). DSÖ, obezitenin belirlenmesinde ve takip sürecinde beslenme durumların izlenmesi için en kullanışlı ve ekonomik antropometrik yöntem olan Beden Kitle İndeksini (BKİ) önermektedir (WHO, 2012).
Vücut ağırlığının (kg) boy uzunluğunun karesine (m2) bölünmesi sonucu bulunan matematiksel oran BKİ olarak tanımlanmaktadır:
BEDEN KİTLE İNDEKSİ (BKİ) = AĞIRLIK (kg) / BOY2 (m2)
Yetişkinlerde obezite prevalansını belirleme çalışmalarında DSÖ’nün obezite sınıflandırma yöntemine göre bir gruplandırma yapılmaktadır (TCSB, 2010). BKİ değerine göre zayıf, ideal, pre-obez ve obez sınıflandırmasına ait detaylı bilgiler Tablo 4' de sunulmaktadır:

BKİ ve Sınıflandırma BKİ Sınıflandırma
BKİ - SINIFLANDIRMA
<18.5- Zayıf,
18.5-24.9 – İdeal,
25-29.9 - Pre-Obez,
>30 - Obez

Obezite Sıklığı

Şişmanlık her yaşta görülmektedir. Yaşla şişmanlık artarak orta yaşta doruk noktasına ulaşır. Ancak 55 yaşından sonra azalmaktadır. Kadınlarda erkeklere oranla daha sık görülmektedir. Bunun en önemli nedenlerinden biri gebelik ve doğumlardır. Ayrıca iş adamı, yüksek düzey bürokrat, yöneticiler ve iş çeviricilerinde sık rastlanmaktadır. Bu durum hemen hemen bütün dünyada böyledir (Tüzün, 1995).
DSO verilerine göre dünyada 400 milyonun üzerinde obez ve yaklaşık 1,6 milyar fazla kilolu birey bulunmaktadır. 2015 yılında bu rakamın sırasıyla 700 milyon ve 2,3 milyara ulaşacağı tahmin edilmektedir (Sağlık Bakanlığı, 2008).
Türkiye’deki obezite sıklığı gelişmiş batılı ülkelerden aşağı değildir. 24.788 kişinin tarandığı TURDEP çalışmasına göre obezite sıklığı kadınlarda % 30, erkeklerde % 13, genelde ise % 22,3 düzeyindedir (Satman ve ark. 2002).
Yine ülkemizde yapılan bir başka araştırma olan TEKHARF çalışmasında Onat ve ark. 1990 dan 2000 yılına kadar obezite sıklığının kadınlarda % 36, erkeklerde % 75 arttığını, 2000 yılında obezite sıklığının erişkin kadınlarda % 43, erkeklerde % 21,1 olduğunu göstermişlerdir (Onat ve ark., 1999).

Obezitenin Yol Açtığı Sağlık Sorunları

Obezite sorunuyla beraber çocuk ve gençlerde birçok sağlık problemi de ortaya çıkmaktadır. Bunlar fiziksel, psikolojik ve sosyal sağlık sorunlarıdır.

1. Obezitenin Yol Açtığı Fiziksel Sağlık Sorunları

 Şişman çocuklar, iri ve erken gelişen çocuklardır. Ergenlikten önce boyları ve kemik olgunlaşma düzeyleri yaşıtlarına göre ileridedir. Bu nedenle ergenlik belirtileri erken yaşta ortaya çıkar, büyüme de erken yaşta tamamlanır.

 Şişman çocuklarda yürüme gecikir. Ekstremitelerin (kol-bacak) alt bölümlerinde yağ toplanması fazladır.

 Düztabanlık, bacaklarda eğrilik gibi ortopedik sorunlar sıklıkla izlenir.

 Deri kıvrımlarında ve bacak aralarında sürtünme sonucu pişikler görülür.

 Şişman erkek çocuklarda meme bölgesinde yağ toplanması (jinekomasti) görülür.

 Karın ve kalçalarda yağ fazlalığı nedeni ile deri çatlamaları (strialar) gözlenir.

 Deri altı yağ dokusunun artışı ile deri enfeksiyonları gelişebilir.

 Soluk alıp vermede güçlük, şişman çocukların önemli solunum yolu rahatsızlıklarındandır.

 Şişmanlık, kalp damar hastalıkları, hipertansiyon, diyabet gibi hastalıkların çocukluk yaşlarında ortaya çıkmasına neden olur.

 Kan yağları, kolesterol düzeyleri artar. Şişmanlık ne kadar erken başlarsa hastalık riski de o oranda artış göstermektedir.

 Şişmanlık, dengesiz beslenme sonucu geliştiğinden gerekli besin öğelerinin tüketilmemesi sonucunda bağışıklık sisteminin gelişimi ve etkinliği de azalır. Bu nedenle şişmanlık çeşitli hastalıkların hazırlayıcısı olarak karşımıza çıkmaktadır (Köksal ve Özel, 2008).

2. Obezitenin Yol Açtığı Psikolojik Sağlık Sorunları

Son yıllarda yapılan araştırmalar obezite ve depresyon arasında anlamlı bir ilişki olduğunu göstermekte ve bu araştırmalardan elde edilen sonuçlar depresyonun obezite gelişiminde belirleyici bir faktör olduğunu desteklemektedir (Hawkins ve Stewart, 2012).

3. Obezitenin Yol Açtığı Sosyal Sağlık Sorunları

Obez olan çocuklarda toplumsal dışlama, negatif davranışlar, sigaraya yönelme, yalnızlık duygusu, aile içi ve arkadaşlar arası iletişimin kötüye gitmesi ve okul başarısının kötüye gitmesi gibi sosyal sorunlar ortaya çıkar (Köksal ve Özel, 2008).

8. Gidiş ve Sonlanış

Obezite başta endokrin sistemi olmak üzere dolaşım, solunum, sindirim sistemlerinde de etkili olduğu gibi vücudun tümüne yakın sistem ve organlarında farklı olumsuz etkiler göstererek çeşitli sağlık problemlerine yol açar ve yaşam kalitesini düşürür (Esenlik ve Bolat, 2011). Özellikle artan yağ kitlesi ile tip-2 diyabet, metabolik sendrom, hipertansiyon ve astım gibi pek çok metabolik ve immünolojik hastalığın ortaya çıkması da bu durumu ispatlamaktadır (Berköz ve Yalın, 2008).

9. Değerlendirme

Ailenin ev ortamında, öğretmenin ise sınıf ve okul içerisindeki aşırı yeme ve gözle görülen kilosu gözlemlenmesi ile okulun psikolojik danışmanı konsültasyon içerisinde gerekli sağlık kuruluşlarına yönlendirme yaparak tedaviye başlamasını sağlatır. Okul psikolojik danışmanı, öğretmeni ve ailesi ile birlikte işbirliği içerisinde öğrenci takibine devam eder.
Okul psikolojik danışmanı, öğretmen ve öğrencilerin yeterli ve dengeli beslenme ve fiziksel aktivite konularında bilgilendirmeler yapar. Genel çalışmalarında okul yönetime bu konuda beslenme hizmetini yerine getiren okul içerisindeki yerlerin denetimi konusunda bilgilendirme yaparak önemi vurgular. Okul içerisinde ve aileye öğrencinin uygun düzeyde fiziksel aktivite yapması konusunda yönlendirmelerde bulunur.

Obezite Tedavi Yöntemleri

Obezite tedavisinde değişik yöntemler kullanılmaktadır. Bunlar diyet tedavisi, egzersiz tedavisi, davranış değişikliği tedavisi, ilaç tedavisi ve cerrahi tedavidir. Bu yöntemlerden diyet tedavisi, egzersiz tedavisi ve davranış değişikliği tedavisinin aynı anda kullanılması, başarı oranını artırmaktadır. Tüm tedavilerin amacı; hastaya uygun olan kiloya erişildikten sonra o kilonun uzun sure korunabilmesi ve yeni ağırlık kazanımının önlenmesidir (Korugan ve ark., 2000).

1. Diyet Tedavisi

Diyet, obezite tedavisinin en önemli bileşenidir. Besin alımı, kontrol edilen ve düzenlenen bir sistemdir. Aferent sinyaller, açlık ve gıda arama kontrol merkezlerinin bulunduğu merkezi sinir sistemine sinyal yollarlar. Obezite tedavisinde, kolay uygulanarak hastanın uyumunu sağlayan, dolayısıyla başarı oranını artıran kişiye özgü ılımlı hipokalorik diyetler uygulanmalıdır. Obezite tedavisinde hızlı kilo vermek yerine yavaş ama istikrarlı kilo verilmeli ve verilen kilonun kalıcılığı sağlanmalıdır. Genelde önerilen hedef, 6 ay içerisinde başlangıçtaki kilonun %10’u kadar kilo vermektir (Aslan ve Attila, 2002).

2. Fiziksel Aktivite

Düzenli fiziksel aktivite, sadece enerji dengesinin düzenlenmesinde değil, obezite ile gelişen sağlık risklerinin ve bu risklere bağlı olum hızının azaltılmasında da önemli bir role sahiptir (53). Kilolu ve obez kişilerde egzersiz en iyi sonuç veren uygulamadır. Herhangi bir aktivite bile hiçbir şey yapmamaktan iyidir (Eker ve Şahin, 2002).
Egzersiz tedavisi ile bireylerin tıbbi beslenme tedavisini destekleyici nitelikte zayıflamaları ve tekrar ağırlık kazanımlarının önlenmesi sağlanmaktadır (TCSB, 2002).

3. Davranışçı Tedavi

Davranışçı programların amacı yaşam boyu sürecek alışkanlık değişikliği oluşturmak ve kilo kaybını sürekli kılmaktır. Davranışçı programlar, hastaları sevdikleri fakat düşük kalorili yiyecekleri seçmek; yaşamlarının geri kalanında bu tur bir yiyecek alışkanlığını sürdürmeleri ve yürüyüş gibi egzersizleri günlük rutinlerinin bir parçası haline getirmeleri konusunda cesaretlendirmelidir (Bayraktar, 2006).

4. İlaç Tedavisi

Günümüzde obezite tedavisinde ilaçların kullanımı konusunda yoğun çalışmalar ve görüş ayrılıkları vardır. Obezitede farmakolojik tedavinin kullanımı ile ilgili çalışmalar daha çok erişkinler üzerinde yapılmıştır. Ancak morbid obezite bulguları olan ve tüm standart tedavilere yanıt vermeyen çocuk ve adolesanlarda denenmesi öngörülmüştür. Bu tur vakalarda önerilen ve tercih edilen hastanın özel kliniklerde yatırılarak ilaç tedavisinin uygulanmasıdır (Duran ve ark., 2002).

İlaç tedavisi ve cerrahi tedavi özellikle diğer yaklaşımların yetersiz olduğu durumlarda konunun uzmanları tarafından uygulanması gereken yöntemlerdir. Bu iki yaklaşımda sağlık çalışanlarının etik acıdan dikkat etmeleri gereken noktalar vardır. Her iki yöntemin şişmanlığın önlenmesine yönelik diğer yöntemlerle desteklenmesi verilen kiloların geri alınmasını önlemek acısından çok önemlidir (Aslan ve Attila, 2002).

5. Cerrahi Tedavi

Cerrahi tedavi, çocuk ve adolesanlarda cok sınırlı olup obezitenin tedavisinde kullanılan tüm yöntemlerin yetersiz kaldığı, morbid obez semptomlarının olduğu seçilmiş hastalarda son yöntem olarak düşünülebilir. Adolesan ve çocuklara ait çok az cerrahi tedavi deneyimleri mevcuttur. Silver ve Strauss farklı cerrahi yöntemler uygulayarak çocuklarda seçilmiş vakalarda obezitede kilo kaybı sağlamışlardır. Fakat araştırmacılar bu operasyonların kullanımını rutin olarak önermezler (Silver ve ark., 1986).
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Çocukluk Çağı Obezite Türleri ve Tedavi Yöntemleri" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Dnş.Altuğ EFEOĞLU'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Dnş.Altuğ EFEOĞLU'nun izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Altuğ EFEOĞLU Fotoğraf
Uzm.Psk.Dnş.Altuğ EFEOĞLU
Bursa (Online hizmet de veriyor)
Uzman Psikolojik Danışman
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi1 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Dnş.Altuğ EFEOĞLU'nun Makaleleri
► Pika Türleri ve Tedavi Yöntemleri Psk.Dnş.Altuğ EFEOĞLU
► Çocukluk Çağı Yası Psk.Pınar TURANLI DURMUŞ
► Çocukluk Çağı Travmaları Psk.Dnş.Kıvanç TIĞLI
► Çocukluk Çağı Travmaları Psk.Serap BOZAN
► Çocukluk Çağı Depresyonu Psk.Dnş.Tunahan UZUN
► Çocukluk Çağı Depresyonu Psk.Uğur DALAN
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Çocukluk Çağı Obezite Türleri ve Tedavi Yöntemleri' başlığıyla benzeşen toplam 71 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


20:49
Top