Sınav Kaygısı Üzerine Bilgilendirme ve Öneriler
2017 YGS yaklaşırken üzerinde durulabilecek önemli konulardan biri ‘sınav kaygısı’... Kaygı dediğimiz kavram zaten başlı başına belirli bir seviyeyi aştığında yaşamımızın işlevselliğini bozan bir durumken, sınav kaygısı da sınava hazırlanan öğrencinin motivasyon, dikkatini toplama gibi konularda aksaklıklara sebep oluyor ve performansı düşürüyor. Sıkça sorulan sorular arasında sınav kaygım var mı? Sınavda kaygılanıyorum nasıl baş edebilirim? Sınav kaygısının belirtileri neler? Gibi sorular başta geliyor.
Bu sorulara yanıt verirken en temelinde belirttiğim şey şu ki , ÖĞRENME İÇİN BELİRLİ BİR DÜZEYDE KAYGI GEREKLİDİR.. Bu atlanmaması gereken bir bilgidir. Çünkü öğrenci belirli bir düzeyde, doğal sürecindeki kaygı ve stres durumu ile ‘olumsuz sınav kaygısı’ nı karıştırabiliyor. Bu noktada, hiç sınav kaygısı ve stresi olmayan bir öğrenci de bizler için yoğun sınav kaygısı olan öğrenci kadar düşük performans gösterebilir.
Bizim olumsuz dediğimiz sınav kaygısını belirleyen şey, hissedilen ve performansa olumsuz yansıyan kaygı durumudur. Yani Gerginlik, Öfke, Kolayca ağlama, Kendine güvende azalma, Endişe-huzursuzluk gibi duygular sınav söz konusu olduğunda yoğun olarak açığa çıkıyorsa ozaman sınav kaygısı üzerine yardım almanızın vakti gelmiş demektir. Bunları takip eden bazı fiziksel belirtiler ise ; Kalp atışlarında hızlanma, Nefes alıp vermede düzensizlik, Ellerde terleme ve/veya titreme, Mide şikayetleri, Baş ağrısı, Uyku düzeninde bozukluk, Yeme alışkanlığında düzensizlik , Ağız kuruluğu…
Peki neden böyle oluyor? Nasıl başetmeliyiz?
Öncelikle bilinmesi gereken şey ; Tek başına sınav kavramı, kişiye kaygı yaşatmıyor. Sınav kaygısının en önemli nedeni kişinin bu SINAVA FARKLI ANLAMLAR YÜKLEMESİdir.
‘’Bu sınav benim hayatımın dönüm noktası olacak, her şey bu sınava bağlı”
“ Bu sınavı kazanamazsam her şey biter”
“ Bu sınavı kazanamazsam ailemin, öğretmenlerimin, arkadaşlarımın yüzüne nasıl bakarım?”
Bu sorular öğrencilerin zihninde sınav kavramına anlam yüklemelerine sebep oluyor ve yüceltilmiş olan sınav kavramı artık bir ölüm kalım savaşı etkisi yaratmaya başlıyor. Kısacası sınav için yüklediğiniz anlamlara dikkat etmeniz gerekiyor.
Bunun dışında bir diğer etken ise PLANLI VE BELİRLİ BİR DÜZEN İÇERİSİNDE ÇALIŞMIYOR OLMAK. Yani nasıl çalışması gerektiğini bilmeyen öğrenci karmaşa yaşıyor. Konuları nasıl çalışmalıyım, konularım yetişecekmi, kaç soru çözmeliyim, kaç saat çalışırsam etkili olur gibi sorularla başetmek zorunda kalıyor. Tabiki sınav kaygısı doruğa ulaşıyor.. durum böyle ise öğretmenlerden veya öğrenci koçlarından yardım alınması etkili ve planlı çalışmayı öğrenme açısından önemlidir
Öğrencilerin en büyük hatalarından bir diğeri de yaşamlarında KEYİF ALDIKLARI AKTİVİTE VE HOBİLERDEN TAMAMEN UZAKLAŞMIŞ OLMALARI. Tamamen hayatlarında enerji veren ne var ne yok kenara koyup sınava odaklanmanın doğru olduğu düşüncesi.. Sınav enerji efor ve emek isteyen bir süreçtir. Tüm sene verilen emek için enerji gereklidir ve bunu keyif aldığımız, ilgilendiğimiz aktiviteler veya hobiler sayesinde sağlarız. Bunları hayatınızdan çıkarırsanız sene sonuna doğru tükenmişlik yaşamanız ve soncunda kaygı ve stresinizi kontrol edemeyişiniz normaldir. Sınav sürecinde yaşamınızdaki diğer aktivitelerin süresi kısıtlanmalıdır fakat tamamen uzak durulması büyük bir hatadır.
Sınav için olumlu düşünceler geliştirmek, gevşeme ve doğru nefes alıp-verme teknikleri de sınav kaygınızı ortalama düzeye getirmenize yardımcı olacaktır. Özellikle son dönemde fiziksel değişkenleri ortadan kaldırmak çok önemlidir. Uyanış, kahvaltı saatleri sabitlenmeli, grip nezle gibi rahatsızlıklar varsa acilen önlem alınmalıdır. Sınav gününe yakın dönemde fiziksel şartları sabitlenmesi sınav kaygısını mininmuma indirmenizde yardımcı olacaktır.
Tüm bunlar dikkate alınarak zorlu bir süreçte olan öğrencilere tüm sıkıntılarında hak vermeliyiz. Ders çalışma isteği oluşması adına daha iyi çalışması adına veliler tarafından yapılan sözlü baskı ve yüksek beklentilerinin belirtilmesi öğrencide yoğun sorumluluk hissi uyandırarak tersi bir etkiyle sınav kaygısı yaratabilir. Onlara hak vermek, anlamak yakınları için yapabilecekleri en büyük destektir.
YGS hazırlık öğrencilerine bol şans ve başarılar diliyorum..
Psk. Burçin KOYUNCU
Bu sorulara yanıt verirken en temelinde belirttiğim şey şu ki , ÖĞRENME İÇİN BELİRLİ BİR DÜZEYDE KAYGI GEREKLİDİR.. Bu atlanmaması gereken bir bilgidir. Çünkü öğrenci belirli bir düzeyde, doğal sürecindeki kaygı ve stres durumu ile ‘olumsuz sınav kaygısı’ nı karıştırabiliyor. Bu noktada, hiç sınav kaygısı ve stresi olmayan bir öğrenci de bizler için yoğun sınav kaygısı olan öğrenci kadar düşük performans gösterebilir.
Bizim olumsuz dediğimiz sınav kaygısını belirleyen şey, hissedilen ve performansa olumsuz yansıyan kaygı durumudur. Yani Gerginlik, Öfke, Kolayca ağlama, Kendine güvende azalma, Endişe-huzursuzluk gibi duygular sınav söz konusu olduğunda yoğun olarak açığa çıkıyorsa ozaman sınav kaygısı üzerine yardım almanızın vakti gelmiş demektir. Bunları takip eden bazı fiziksel belirtiler ise ; Kalp atışlarında hızlanma, Nefes alıp vermede düzensizlik, Ellerde terleme ve/veya titreme, Mide şikayetleri, Baş ağrısı, Uyku düzeninde bozukluk, Yeme alışkanlığında düzensizlik , Ağız kuruluğu…
Peki neden böyle oluyor? Nasıl başetmeliyiz?
Öncelikle bilinmesi gereken şey ; Tek başına sınav kavramı, kişiye kaygı yaşatmıyor. Sınav kaygısının en önemli nedeni kişinin bu SINAVA FARKLI ANLAMLAR YÜKLEMESİdir.
‘’Bu sınav benim hayatımın dönüm noktası olacak, her şey bu sınava bağlı”
“ Bu sınavı kazanamazsam her şey biter”
“ Bu sınavı kazanamazsam ailemin, öğretmenlerimin, arkadaşlarımın yüzüne nasıl bakarım?”
Bu sorular öğrencilerin zihninde sınav kavramına anlam yüklemelerine sebep oluyor ve yüceltilmiş olan sınav kavramı artık bir ölüm kalım savaşı etkisi yaratmaya başlıyor. Kısacası sınav için yüklediğiniz anlamlara dikkat etmeniz gerekiyor.
Bunun dışında bir diğer etken ise PLANLI VE BELİRLİ BİR DÜZEN İÇERİSİNDE ÇALIŞMIYOR OLMAK. Yani nasıl çalışması gerektiğini bilmeyen öğrenci karmaşa yaşıyor. Konuları nasıl çalışmalıyım, konularım yetişecekmi, kaç soru çözmeliyim, kaç saat çalışırsam etkili olur gibi sorularla başetmek zorunda kalıyor. Tabiki sınav kaygısı doruğa ulaşıyor.. durum böyle ise öğretmenlerden veya öğrenci koçlarından yardım alınması etkili ve planlı çalışmayı öğrenme açısından önemlidir
Öğrencilerin en büyük hatalarından bir diğeri de yaşamlarında KEYİF ALDIKLARI AKTİVİTE VE HOBİLERDEN TAMAMEN UZAKLAŞMIŞ OLMALARI. Tamamen hayatlarında enerji veren ne var ne yok kenara koyup sınava odaklanmanın doğru olduğu düşüncesi.. Sınav enerji efor ve emek isteyen bir süreçtir. Tüm sene verilen emek için enerji gereklidir ve bunu keyif aldığımız, ilgilendiğimiz aktiviteler veya hobiler sayesinde sağlarız. Bunları hayatınızdan çıkarırsanız sene sonuna doğru tükenmişlik yaşamanız ve soncunda kaygı ve stresinizi kontrol edemeyişiniz normaldir. Sınav sürecinde yaşamınızdaki diğer aktivitelerin süresi kısıtlanmalıdır fakat tamamen uzak durulması büyük bir hatadır.
Sınav için olumlu düşünceler geliştirmek, gevşeme ve doğru nefes alıp-verme teknikleri de sınav kaygınızı ortalama düzeye getirmenize yardımcı olacaktır. Özellikle son dönemde fiziksel değişkenleri ortadan kaldırmak çok önemlidir. Uyanış, kahvaltı saatleri sabitlenmeli, grip nezle gibi rahatsızlıklar varsa acilen önlem alınmalıdır. Sınav gününe yakın dönemde fiziksel şartları sabitlenmesi sınav kaygısını mininmuma indirmenizde yardımcı olacaktır.
Tüm bunlar dikkate alınarak zorlu bir süreçte olan öğrencilere tüm sıkıntılarında hak vermeliyiz. Ders çalışma isteği oluşması adına daha iyi çalışması adına veliler tarafından yapılan sözlü baskı ve yüksek beklentilerinin belirtilmesi öğrencide yoğun sorumluluk hissi uyandırarak tersi bir etkiyle sınav kaygısı yaratabilir. Onlara hak vermek, anlamak yakınları için yapabilecekleri en büyük destektir.
YGS hazırlık öğrencilerine bol şans ve başarılar diliyorum..
Psk. Burçin KOYUNCU
|
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Sınav Kaygısı Üzerine Bilgilendirme ve Öneriler" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Burçin KOYUNCU'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Burçin KOYUNCU'nun izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
Beğenin 
Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.
