Uyku
Uyku
Abdulkadiroğlu, Bayramoğlu ve İlhan’a göre (1997) uyku, mental ve biyolojik aktivitenin geçici ve kısmi olarak durması şeklinde tarif edilebileceği gibi, 24 saatlik sirkadyen endojen ritim içinde kişinin duysal veya diğer bir stimulusla uyanabildiği gelip geçici bir bilinçsizlik dönemi olarak da tanımlanabilir(s. 161).
Yalın’a göre (2016) uyku, insan hayatının yaklaşık üçte birini kaplayan, fizyolojik ve periyodik bir süreç olmakla birlikte, bireyin sağlık ve yaşam kalitesini doğrudan etkileyen, çok boyutlu, temel ve vazgeçilmez yaşam aktivitelerinden biridir(s. 1).
Uyku fizyolojisi
Rafe çekirdeklerinin( beyinde serotonin daha çok rafe çekirdeklerinde bulunur) uyarımı uykuyu başlatmakta, uykunun başlaması ile birlikte de elektriksel aktivite azalmakta, ayrıca enkefalin, beta endorfin ve alfa melanosit de NREM(Nonrapid eye mevement) uykusunu başlatmaktadır(Abdulkadiroğlu vd., 1997,s. 162).
Özbay ve Bilici’ye göre (2016) uykuya dalmayı sirkadyen süreçler ve homeostatik mekanizmalar düzenlemekle birlikte söz konusu homeostatik mekanizmalar uykuya damla eğilimini önceki uyanıklık süresine yanıt olarak düzenler ve bu homeostatik dürtü EEG’ de yavaş dalga aktivitesinin miktarıyla yansıtılır(s. 90).
Normal şartlar altında uyku ve uyanıklık periyotlarının düzenlenmesi 24 saatlik bir ritim içerisinde günün hangi vaktinde olduğumuza göre ayarlanır ve yaklaşık 24 saatlik endojen ritmin dış etkenlerden kaynaklanan zaman belirleyicilerine göre ayarlanması sirkadyen ritmin bir özelliğidir(Özbay ve Bilici, 2016, s. 91).
Uyku iki büyük evreye ayrılmaktadır: Hızlı olmayan göz hareketlerinin görüldüğü NREM ve hızlı göz hareketlerinin olduğu REM veya proksismal uyku dönemi. NREM 4 fazdan oluşur: non-REM I, non-REM II, non-REM III, non-REM IV.
Uyku, non-REM evre I ile başlayıp derinleşerek önce evre II, sonra evre III ve son olarak da evre IV aşamasına geçer. Non-REM ve evre IV’ü REM uykusu, bunu da tekrar evre II uykusu takip eder. Gece boyunca 4-6 kez tekrarlayan döngüler halinde evreler değişmekle birlikte uykunun sonuna doğru REM uykusunun süresi uzar(Abdulkadiroğlu vd., 1997,s.162). Non-REM uykusu süresince, vücut diğer evrelere göre sabittir.
Non-REM evre I: Uyku ile uyanıklık arasındaki geçiş dönemini oluşturur ve bu dönemde kişi kolaylıkla uyandırılabilir durumda olmakla birlikte uykuya başlarken ve gece uykusunun sonunda 10-15 dakika sürer(Yalın, 2016, s. 10). Bu evrede vücut ısısı düşer, nabız yavaşlar, periferik kas aktivitesi devam eder(Abdulkadiroğlu vd., 1997, s. 162).
Non-REM evre II: Daha derin bir uykudur ve bu evrede kişiyi uyandırmak daha da güçleşmekle birlikte gözlerin hareketsiz, kalp ve solunum sayısının yavaş yavaş azaldığı, kan basıncı, solunum hızı ve bazal metabolizmada %10-30 azalmanın gözlendiği uykunun en uzun dönemidir( Yalın, 2016, s. 10).
Non-REM evre III: İkinci evreden daha derin bir uykunun seyrettiği bu evrede parasempatik sinir sistemi etkisine bağlı olarak kalp ve solunum hızı düzenli ve oldukça yavaştır(Yalın,2016, s. 10).
Non-REM evreIV: Uykuya daldıktan 15-30 dakika sonrası gerçekleşen çok derin bir uyku dönemidir. Bu dönemde kan basıncı, nabız, solunum hızı ve oksijen tüketimi normalin oldukça altına düşerken kas tonusu rahatlamış ve en küçük göz hareketleri fark edilebilir seviyededir( Yalın, 2016, s. 10).
Uykunun başında alfa dalgaları ile belirli bir uyanıklık evresinin ardından 1. fazdan 2. faza geçilir, 30-45 dakika sonra ise delta uykusu( faz 3 ve faz 4 birlikte delta uykusu olarak adlandırılır) başlar ve yaklaşık 1 saat sürer, ardından faz 3 ve 2’ye dönülür(Abdulkadiroğlu vd. 1997, s. 162). Bu şekilde yaklaşık 70-100 dakikalık bir NREM döneminden sonra REM uykusu başlar.
REM(rapid eye movement) evresi: Kişi derin uykudadır. REM uykusunda vücut gevşer, kalp atımı ve solunum hızı genellikle düzensizleşir, yaşamsal belirtiler artar, vücuttan adrenalin salgılanır, beyin dalgaları çok aktif olmakla birlikte gözler ani ve hızlı hareket eder, bilginin depolanması ve yeni davranışlarla hafıza arasında ilişki kurabilme bu evrede olur, ayrıca metabolik süreç hızlanır, gastrik sekresyon artar(Yalın, 2016, s. 162). Rüya da bu dönemde görülür.
NREM uykusu 32-35. gestasyonel haftalarda, REM uykusu 29. Haftadan itibaren organize olmaya başlamakla birlikte prematüre ve yeni doğanda REM dönemlerinin toplam uykuya oranı fazladır( Abdulkadiroğlu vd., 1997, s. 162).
DSM IV’e göre üç grupta incelenen uyku bozuklukları
İlk grupta primer uyku bozuklukları, ikinci grupta diğer mental bozukluklarla birlikte olan uyku bozuklukları, üçüncü grupta ise sekonder uyku bozuklukları ele alınmaktadır.
REM döneminde görülen uyku bozuklukları: Uyku kabusları, REM uykusu davranış bozuklukları, uyku paralizisi, nokturnal ağrılı penil ereksiyon ve narkolepsidir.
NREM döneminde görülen uyku bozuklukları: Nokturnal myoklonus, uyku terörü, uyurgezerlik, konfüzyonel uyanma, uyku ile ilişkili enürezis, uyku bruksizmi ve hipersomnolansdır.
Uykunun herhangi bir evresinde görülenler: Uyku apnesi, alveoler hipoventilasyon, nokturnal myoklonus ve uyku ile ilişkili epileptik nöbetlerdir.
Abdulkadiroğlu, Bayramoğlu ve İlhan’a göre (1997) uyku, mental ve biyolojik aktivitenin geçici ve kısmi olarak durması şeklinde tarif edilebileceği gibi, 24 saatlik sirkadyen endojen ritim içinde kişinin duysal veya diğer bir stimulusla uyanabildiği gelip geçici bir bilinçsizlik dönemi olarak da tanımlanabilir(s. 161).
Yalın’a göre (2016) uyku, insan hayatının yaklaşık üçte birini kaplayan, fizyolojik ve periyodik bir süreç olmakla birlikte, bireyin sağlık ve yaşam kalitesini doğrudan etkileyen, çok boyutlu, temel ve vazgeçilmez yaşam aktivitelerinden biridir(s. 1).
Uyku fizyolojisi
Rafe çekirdeklerinin( beyinde serotonin daha çok rafe çekirdeklerinde bulunur) uyarımı uykuyu başlatmakta, uykunun başlaması ile birlikte de elektriksel aktivite azalmakta, ayrıca enkefalin, beta endorfin ve alfa melanosit de NREM(Nonrapid eye mevement) uykusunu başlatmaktadır(Abdulkadiroğlu vd., 1997,s. 162).
Özbay ve Bilici’ye göre (2016) uykuya dalmayı sirkadyen süreçler ve homeostatik mekanizmalar düzenlemekle birlikte söz konusu homeostatik mekanizmalar uykuya damla eğilimini önceki uyanıklık süresine yanıt olarak düzenler ve bu homeostatik dürtü EEG’ de yavaş dalga aktivitesinin miktarıyla yansıtılır(s. 90).
Normal şartlar altında uyku ve uyanıklık periyotlarının düzenlenmesi 24 saatlik bir ritim içerisinde günün hangi vaktinde olduğumuza göre ayarlanır ve yaklaşık 24 saatlik endojen ritmin dış etkenlerden kaynaklanan zaman belirleyicilerine göre ayarlanması sirkadyen ritmin bir özelliğidir(Özbay ve Bilici, 2016, s. 91).
Uyku iki büyük evreye ayrılmaktadır: Hızlı olmayan göz hareketlerinin görüldüğü NREM ve hızlı göz hareketlerinin olduğu REM veya proksismal uyku dönemi. NREM 4 fazdan oluşur: non-REM I, non-REM II, non-REM III, non-REM IV.
Uyku, non-REM evre I ile başlayıp derinleşerek önce evre II, sonra evre III ve son olarak da evre IV aşamasına geçer. Non-REM ve evre IV’ü REM uykusu, bunu da tekrar evre II uykusu takip eder. Gece boyunca 4-6 kez tekrarlayan döngüler halinde evreler değişmekle birlikte uykunun sonuna doğru REM uykusunun süresi uzar(Abdulkadiroğlu vd., 1997,s.162). Non-REM uykusu süresince, vücut diğer evrelere göre sabittir.
Non-REM evre I: Uyku ile uyanıklık arasındaki geçiş dönemini oluşturur ve bu dönemde kişi kolaylıkla uyandırılabilir durumda olmakla birlikte uykuya başlarken ve gece uykusunun sonunda 10-15 dakika sürer(Yalın, 2016, s. 10). Bu evrede vücut ısısı düşer, nabız yavaşlar, periferik kas aktivitesi devam eder(Abdulkadiroğlu vd., 1997, s. 162).
Non-REM evre II: Daha derin bir uykudur ve bu evrede kişiyi uyandırmak daha da güçleşmekle birlikte gözlerin hareketsiz, kalp ve solunum sayısının yavaş yavaş azaldığı, kan basıncı, solunum hızı ve bazal metabolizmada %10-30 azalmanın gözlendiği uykunun en uzun dönemidir( Yalın, 2016, s. 10).
Non-REM evre III: İkinci evreden daha derin bir uykunun seyrettiği bu evrede parasempatik sinir sistemi etkisine bağlı olarak kalp ve solunum hızı düzenli ve oldukça yavaştır(Yalın,2016, s. 10).
Non-REM evreIV: Uykuya daldıktan 15-30 dakika sonrası gerçekleşen çok derin bir uyku dönemidir. Bu dönemde kan basıncı, nabız, solunum hızı ve oksijen tüketimi normalin oldukça altına düşerken kas tonusu rahatlamış ve en küçük göz hareketleri fark edilebilir seviyededir( Yalın, 2016, s. 10).
Uykunun başında alfa dalgaları ile belirli bir uyanıklık evresinin ardından 1. fazdan 2. faza geçilir, 30-45 dakika sonra ise delta uykusu( faz 3 ve faz 4 birlikte delta uykusu olarak adlandırılır) başlar ve yaklaşık 1 saat sürer, ardından faz 3 ve 2’ye dönülür(Abdulkadiroğlu vd. 1997, s. 162). Bu şekilde yaklaşık 70-100 dakikalık bir NREM döneminden sonra REM uykusu başlar.
REM(rapid eye movement) evresi: Kişi derin uykudadır. REM uykusunda vücut gevşer, kalp atımı ve solunum hızı genellikle düzensizleşir, yaşamsal belirtiler artar, vücuttan adrenalin salgılanır, beyin dalgaları çok aktif olmakla birlikte gözler ani ve hızlı hareket eder, bilginin depolanması ve yeni davranışlarla hafıza arasında ilişki kurabilme bu evrede olur, ayrıca metabolik süreç hızlanır, gastrik sekresyon artar(Yalın, 2016, s. 162). Rüya da bu dönemde görülür.
NREM uykusu 32-35. gestasyonel haftalarda, REM uykusu 29. Haftadan itibaren organize olmaya başlamakla birlikte prematüre ve yeni doğanda REM dönemlerinin toplam uykuya oranı fazladır( Abdulkadiroğlu vd., 1997, s. 162).
DSM IV’e göre üç grupta incelenen uyku bozuklukları
İlk grupta primer uyku bozuklukları, ikinci grupta diğer mental bozukluklarla birlikte olan uyku bozuklukları, üçüncü grupta ise sekonder uyku bozuklukları ele alınmaktadır.
REM döneminde görülen uyku bozuklukları: Uyku kabusları, REM uykusu davranış bozuklukları, uyku paralizisi, nokturnal ağrılı penil ereksiyon ve narkolepsidir.
NREM döneminde görülen uyku bozuklukları: Nokturnal myoklonus, uyku terörü, uyurgezerlik, konfüzyonel uyanma, uyku ile ilişkili enürezis, uyku bruksizmi ve hipersomnolansdır.
Uykunun herhangi bir evresinde görülenler: Uyku apnesi, alveoler hipoventilasyon, nokturnal myoklonus ve uyku ile ilişkili epileptik nöbetlerdir.
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Uyku" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.İ.Nil BİREYŞOĞLU ÖZEN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.İ.Nil BİREYŞOĞLU ÖZEN'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
Beğenin
Yazan Uzman
|
Makale Kütüphanemizden | ||||
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.