2007'den Bugüne 92,227 Tavsiye, 28,206 Uzman ve 19,962 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Dil Gelişimi ve Düşünce;soru Sorma
MAKALE #18564 © Yazan Uzm.Nurgül ÇİFTÇİ | Yayın Haziran 2017 | 3,302 Okuyucu
Dil ile düşüncenin bu buluşması, dilin insana özgü yanı olan kavram gelişimi açısından büyük önem taşır. Çocuk genelleme ve sınıflama yetilerini edinmeye önce bir şeyin ismini öğrenerek, daha sonra bu ismin uygulanışını genişleterek veya daraltarak başlar.
Öncelikle bir çocukta dil ve düşünce bağlantısı kopmaz hale getiren ana öğelerden biri erişkinlerin ona sorduğu sorulardır. Anne sorduğu soruları sözel olarak yanıtlaması için çocuğu amaçlı bir şekilde zorlar. Hatta sorusuna yeterli bir sözsüz yanıt (örneğin baş sallama) aldığında bile sözel bir yanıt bekler. Bu, kısa süre içinde anneyle oynanan ve keyif alınan bir çeşit oyun haline gelir. Tekrara dayalı bu oyunda soru, sormuş olmak için sorulur. Çocuk da soru sormanın kendisini ve biçimlerini içselleştirmeye başlar ve kendisine sorulduğu şekilde soruları sorar. Zaman içinde erişkinlerin çocuğa sorduğu sorular üç ana grupta biçimlenir. Bunlar gerçekten bir bilgi aranan sorular, yanıtı bilinen ama çocuğun yanıtlaması istenen sorular ve zihnine/iç dünyasına girmek için bir araç olarak kullanılan (başlıca ‘niçin’ soruları) sorulardır. Eğer çocuk ‘niçin’ ile başlayan sorunun yanıtının erişkin tarafından az çok bilindiğini fark ederse, erişkini tatmin edebilecek bir yanıt bulmayla ilgilenir. Bu nedenle bu durumda çocuk için esas sorun, soru soran kişinin kendisinden ne yanıt beklediğini bulmasıdır. Bu süreç dilin kullanım bilgisini de çok geliştirir.

Çocuğun kendisine ve etrafına sorduğu sorular da üç grupta toplanır. Öncelikle çocuk soru-yanıt oyununu oynamak ister. Yalancı sorular yani zaten yanıtını bildiği sorular sorar. Birisiyle sözel alışverişin zevkini almak için yapar bunları. İkinci olarak inandığı şeylerin doğruluğunu test etmek için sorar. Bu, bir hipotezi test etmenin güdük biçimidir. Çocuğun sorduğuna karşılık olarak elde ettiği bilgi o anlık fiziksel etkinliğe bir yardımcı olmaktan ziyade çocuğun daha sonraki konuşması için bir teşvik olur. Yani sorusu, varsaydığı şeyin doğrulanması ya da reddi için sorulmuştur. Doğrulayıcı bir yanıt yeterlidir aradığı bilgiyi alması için. Fakat olumsuz yanıt alırsa doyurucu bir yanıt alana dek soru sormaya devam edebilir. Son olarak henüz yanıtını bilmediği bir konuda gerçek bir bilgiyi edinmek amacıyla sorar [Lewis,1963]. Karşılaştığı sorunlar, onu bilginin yeterliliği ve netliğini aramasına neden olur. Çocuk, karşılaştığı çeşitli görev ve sorunlar nedeniyle kendisine sormak durumunda kaldığı soruları hem netleştirmek hem de yanıtlarını aramak için de bunları dışlaştırır; bunun için kendi içinden sorduğu bu soruları başkalarının anlayabilecekleri ve yanıt verebilecekleri bir kalıba döker. Bu gelişimi birçok öğe biçimler [Lewis,1963]. Bunlardan biri sorunların, örneğin bir ip bularak çözülecek tipte basit sorunlar olmaktan çıkıp karmaşıklaşmasıdır. Önceleri oyun oynarken doğan sorunların çözümü için dili kullanır. Gerek simgesel oyun gerekse sözel oyunlar sırasında çocuk gerçek sorular sormayı öğrenir. Etkin bir sonuca ulaşmak için çocuğun sorusunu zihninde organize etmesi gerekir. İkinci olarak soru sormayı, başkalarını kendi yardımına çağırmak için bir araç olarak kullanmasını fark etmesidir. 4-5 yaş arası çocuk artık hakikati arama konusunda bazı kaygılar taşır. Sorarak nesneler ve aralarındaki ilişkileri için isimler arar. Bunun sonucunda, çocuklar bıkıp durmaksızın usandırıcı sorular sorarlar. Hatta çocuğun çevresindekilere hem soruş biçimi hem de sorduğu konu açısından anlamsız gelen sorular (‘bu neden,o neden, sonra ne olmus’) ortaya çıkar. Bu durum çocuğun çevresindekileri bıktırabilir ama çocuk, belirli bir yanıt ve bilgi almaktan ziyade soru sorma işinden hem zevk almaktır hem de bilişsel yetilerini bileylemektedir. Bazen bu durum yetişkinin de oyuna takılmasıyla karşılıklı bir soru sorma durumuna dönüşür. Çocuk kısa sürede sorulan soruya ve soruş biçimine göre yanıtlar aldığını öğrenir ve bu da yine dilin kullanım bilgisini geliştirir. Gerek gündelik yaşamında gerekse daha sonra akademik yaşamında pek çok sorun,çocuğun gündemine diğerlerinin eylemlerinden ziyade dil aracılığı di aracılığı ile getirilir. Bir sorunun hazırlık düzeyinde dilsel olarak iyi kavranışı, daha sonra yapılacak eylemlerin üstünde konuşulması ve eylemin zihinsel düzlemde ele alınışı, sorunun çözümünü hızlandırır. Çocuğun karşılaştığı sorunlar, görevler ve karmaşık durumlarda giderek daha sık dili kullanarak akıl yürütmesi gerekir. Özellikle ‘ne zaman, nerede, nasıl, niçin’ gibi sorular sorarak kendini, çevresini ve özel zorluklarını daha iyi göreceğini fark eder. Çocuğun önceleri algıladığı ve etkilendiği dünya, daha çok içinde belli bir anda bulunduğu yakın çevredir. Sorunlar bu çevreye özgüldür. Ama daha sonra zamansal, yersel ve nedensel olarak hemen algılanabilecek ilişkilerin ötesindeki sorunlarla karşı karşıya kalarak, bu tip sorunları çözmede yetersizliğini fark eden çocuk soru sormak zorunda kalır. Çocuklar önce birbirini izleyen olaylarla, daha sonra nedensellikle ilgilenir. Sorular sorarak doğrudan algısı dışında kalan zamansal ve nedensel ilişkilerin farkına varır[Vygotsky, 1930/1978]. Bu nedenle dilsel ve kavramsal gelişimlerinde “niçin,neden” sorusu büyük önem taşır. Çocuğun nedensellik kavramının gelişimi büyük ölçüde başkalarıyla etkileşimsel ilişkisine dayanır[Piaget ve Inhelder, 1981]. “Nerede” sorusu ile, o mekanda olmayan şeyleri sorgular ve kendisi için mekanı zihninde düzenler. Aynı şekilde özellikle oyun esnasında sorduğu neden-soruları ve verdiği “çünkü” yanıtları nedensek ilişkiler üzerine gelişen farkındalığını besler. Çocuğun zihinsel gelişimi açısından çok önemli olan geçmiş ve gelecek kavramları da dil ile yerleşir. Çocuğu anlamak istediğimizde ve karşılıklı bir anlaşma sağlayacak şekilde onunla çalıştığımızda onun geçmişe daha fazla gönderme yapması için yardım edilmiş olur. Bu nedenle çocuğun belleği sözel etkileşim aracılığıyla toplumsal olarak güçlendirilir. Çocuk için gelecek kavramı biraz daha karışıktır. Gelecek hep biraz geçmişe benzer. Geleceğe ait tasarımı daha çok geçmişe ait belleği üzerine kuruludur. Aslında her insan tüm hayatı boyunca geleceğe yönelik tahminlerini buna göre yapar. Şu ana gönderme yapması, olmayana ilişkin konuşması, geçmiş ve geleceğe yönelik konuşmasında en güçlü toplumsal güçlendirme, çocukla daha başından itibaren sürekli yaptığımız ve onunla iletişimimizin büyük kısmını oluşturan soru-yanıt biçimleriyle şekillenir.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler  
► Düşünce ve Dil Psk.Dnş.Abdurahman ÇAVDAR
► Soru ve Yanıtlarla Vajinismus Dr.Psk.Alper ÇUHADAROĞLU
► Düşünce Hataları Psk.Merve EKŞİ
► Düşünce Hataları Psk.Nur GEZEK
► Soru ve Cevaplarla Cinsel Eğitim Psk.Bahar GÜNDÜZ ÇAKIR
► Düşünce-Duygu İlişkisi Psk.Dilara PEPEDİL
► Depresyonda Düşünce Özellikleri Psk.Büşra GÜNEŞ
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,962 uzman makalesi arasında 'Dil Gelişimi ve Düşünce;soru Sorma' başlığıyla benzeşen toplam 31 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
 
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


10:31
Top