Zor Karar: Boşanma
ZOR KARAR “BOŞANMA”
Evliliklerde birlikteliğin sona ermesi olarak adlandırdığımız boşanma kararı, karşılaştığımız en önemli sorunlardan biridir. Her ne kadar evlilik belli bir yaşa gelmiş olan bayan ve erkek için toplumsal bir beklenti ve gereklilik olarak ön plana çıksa da biz, hem bu beklentiyi gerçekleştirmek hem de bir aile kurup mutlu olmak için evleniyoruz. Aile kurarken veya kurduktan sonra aramış olduğumuz bu mutluluğu bulamadığımız vakit sorunlar baş gösteriyor. Bazen bütün çabalara rağmen taraflar arasındaki uzlaşma bir türlü sağlanamıyor ve çatışmalar sürüp gidiyor. Taraflardan birinin veya her ikisinin artık dayanamayacak noktaya gelmesi ile birlikte boşanma kararı gündeme geliyor.
Elbette ki boşanma arzu ettiğimiz bir durum değil. Keşke herkes mutlu ve huzurlu olsa da böyle yıpratıcı bir yaşantıyı yaşanmasa. Birlikteliğin taraflara yarardan çok zarar vermeye başlamasıyla kaçınılmaz bir çözüm olarak gündeme gelen boşanma kararının birden çok nedenin olduğunu görmekteyiz. Kısaca bunlardan bahsedersek:
Kişilik Çatışmaları: Farklı kişilik yapısına sahip çiftlerin evliliğinde çatışmaların ,uyumsuzlukların ortaya çıkması kaçınılmazdır. Örneğin siz sakinliği, huzuru arıyor daha dingin bir yaşantıdan hoşlanıyorsunuz fakat eşiniz daha hareketli daha sosyal bir yaşantıyı arzuluyorsa bu durumun aranızda bir çatışma çıkarması kaçınılmazdır. Birbirine hiç uymayan veya uymakta zorlanacağınız bir kişi ile evlenirseniz bu durum uzun vadede problem oluşturabilecektir.
Güç Çatışmaları: Evliliklerde güç mücadelesinin yaşanmasındaki en önemli etken çiftlerin birbirini kontrol etme düşüncesi, zihinlerindeki evlilik modelini eşine dayatması olduğunu görüyoruz.
Evliliklerde iki farklı cins bir araya gelir. Bir erkek kadın gibi, bir kadında erkek gibi hayatı göremez yorumlayamaz. Kadın ve erkek olmanın getirmiş olduğu farklı bakış açıları vardır. Örneğin bir kadın sorunla karşılaşınca bu sorunu konuşarak rahatlar. Onlar için bir sorunun üstesinden gelmenin yegane yolu bunu birileriyle paylaşmaktır. Erkek ise bir sorunla karşılaşınca daha çok sessizliği tercih eder ve içe kapanır. Bunun gibi erkek ve kadın olmanın getirmiş olduğu bu farklılık ailede zaman zaman çatışmaların ortaya çıkmasına neden olabilir.
Evliliğin beraberinde getirmiş olduğu sorumluluklar ,ev içi görev paylaşımı, çocuklarla ilgili görevler gibi konularda çiftler arasında güç mücadelesinin ortaya çıkmasına neden olabilmektedir.
-Dini-Siyasi-Mezhepsel ve kültürel farklılıklar : Farklı dini, siyasi ,mezhepsel ve kültürel farklılıklar bireylerin hayatı yorumlayış ve yaşayış biçimlerine etki eden en önemli faktörlerdendir. Eğer çiftler arasındaki ilişkide taraflar evliliklerini ve biz olma bilincini ön plana alamazlar ise bu durum önemli bir çatışma ve ayrılık nedeni olabilmektedir.
-Madde bağımlılığı ve Kumar: Bağımlılıkların en önemli özelliklerinden birisi bağımlılık yapan nesnenin kişinin hayatının merkezine oturması ve kişinin en çok değer verdiği olay veya nesne haline gelmesidir. Bağımlılıklar her zaman düzenle çatışır. Düzeni yıkar. Çiftlerden birinde bu tarz bir bağımlılık varsa bu durum çatışmaları ve ayrılıkları da beraberinde getirecektir.
-Şiddet: Eşler bir birleri için özel ve değerli olmalıdır. Bu değerliliğin içerisinde şiddetin hiçbir zaman yeri olmaz ,olamaz. Şiddetin her türlüsünde aşağılama, ötekileştirme, küçümseme, değer vermeme, mesajı vardır. Birisi karşısındaki kimseye şiddet uyguluyorsa ona gerçekten hak ettiği değeri vermiyordur. Eğer o kişi onun için değerli ve önemliyse bunu yapmamalıdır.
Şiddet uygulanan kimsenin yaşadığı bu travmayı unutması çok zordur. Birde bu durumu sürekli yaşaması veya yaşayabilecek olma ihtimali kişi üzerinde büyük bir baskı oluşturur. Böyle bir tutum benimseyen biriyle bir ömür boyu birlikte olmak çok zordur.
-Üçüncü kişilerin Müdahalesi: Evlilik her ne kadar iki kişi arasında gerçekleşse de evlilik ile birlikte eşinizin ailesiyle de evlenmiş oluyorsunuz. Eşinizin ailesi bir şekilde ve birden bire sizin hayatınızın parçası haline geliyor. Bunun bir dolu olumlu yanı olduğu gibi gereken sınırlar zamanında çizilemediği vakit olumsuz etkileri de olabilmektedir. Özellikle toplumumuzda kayınvalide sendromu diyebileceğimiz bir durum var. Ailelerin çiftlere müdahalesi çoğu vakit ters tepmekte eşler arasındaki ilişkiyi önemli ölçüde zarar vermektedir. Bu nedenle eşler mümkün olduğu kadar sorunları kendi aralarında çözmeli, başkalarını karıştırmamalıdır. Başkalarının müdahalesi evliliklerde kutuplaşmalara ve biz olma bilincine zarar vermektedir. Bu durum doğru bir strateji geliştiremeyen çiftler için önemli bir ayrılık nedeni olabilmektedir.
Aldatma: Bir kişinin hayatı boyunca yaşayabileceği en büyük travma aldatmadır diyebiliriz. Güvendiğiniz, sevdiğiniz, değer verdiğiniz, hayatınız boyunca hiç kimseyi koymadığınız yere koyduğunuz insanın sizi aldatması, tarifi zor hayal kırıklığı yaşatır. Bu hayal kırıklığı kişiyi o denli etkiler ki bir müddet sonra kendini değersiz hissetmeye ve depresyona girmeye bile neden olabilir. Aldatılan kişi bu durumu unutmakta zorlanır. Sürekli olarak bu durum aklına gelir. Bu durum aile bağlarını derinden etkiler.
Beklentiler: Çiftlerin evlendikten sonra eşlerinden bir dolu beklentisi bulunmaktadır. Bu beklentiler bazen uzun uzadıya konuşulmuş beklentiler olabildiği gibi bazen hiç ifade edilmemiş beklentilerde olabilmektedir: İşlerde yardımcı olmalı, ciddiye almalı, romantik olmalı, iyi bir refah seviyesi sağlamalı, iyi bir ev hanımı olmalı, güçlü bir aile reisi olmalı, cinsel olarak tatmin etmeli, güven vermeli, huzur vermeli, hep onun yanında olmalı gibi önemsenen beklentiler olabilmektedir. Bu beklentiler yeteri ölçüde karşılanamadığı vakit bazen eşlerin evlilikle ilgili hayallerinin yıkıldığını ve bu durumun ayrılıklara zemin hazırladığını görüyoruz.
Evliliklerde birlikteliğin sona ermesi olarak adlandırdığımız boşanma kararı, karşılaştığımız en önemli sorunlardan biridir. Her ne kadar evlilik belli bir yaşa gelmiş olan bayan ve erkek için toplumsal bir beklenti ve gereklilik olarak ön plana çıksa da biz, hem bu beklentiyi gerçekleştirmek hem de bir aile kurup mutlu olmak için evleniyoruz. Aile kurarken veya kurduktan sonra aramış olduğumuz bu mutluluğu bulamadığımız vakit sorunlar baş gösteriyor. Bazen bütün çabalara rağmen taraflar arasındaki uzlaşma bir türlü sağlanamıyor ve çatışmalar sürüp gidiyor. Taraflardan birinin veya her ikisinin artık dayanamayacak noktaya gelmesi ile birlikte boşanma kararı gündeme geliyor.
Elbette ki boşanma arzu ettiğimiz bir durum değil. Keşke herkes mutlu ve huzurlu olsa da böyle yıpratıcı bir yaşantıyı yaşanmasa. Birlikteliğin taraflara yarardan çok zarar vermeye başlamasıyla kaçınılmaz bir çözüm olarak gündeme gelen boşanma kararının birden çok nedenin olduğunu görmekteyiz. Kısaca bunlardan bahsedersek:
Kişilik Çatışmaları: Farklı kişilik yapısına sahip çiftlerin evliliğinde çatışmaların ,uyumsuzlukların ortaya çıkması kaçınılmazdır. Örneğin siz sakinliği, huzuru arıyor daha dingin bir yaşantıdan hoşlanıyorsunuz fakat eşiniz daha hareketli daha sosyal bir yaşantıyı arzuluyorsa bu durumun aranızda bir çatışma çıkarması kaçınılmazdır. Birbirine hiç uymayan veya uymakta zorlanacağınız bir kişi ile evlenirseniz bu durum uzun vadede problem oluşturabilecektir.
Güç Çatışmaları: Evliliklerde güç mücadelesinin yaşanmasındaki en önemli etken çiftlerin birbirini kontrol etme düşüncesi, zihinlerindeki evlilik modelini eşine dayatması olduğunu görüyoruz.
Evliliklerde iki farklı cins bir araya gelir. Bir erkek kadın gibi, bir kadında erkek gibi hayatı göremez yorumlayamaz. Kadın ve erkek olmanın getirmiş olduğu farklı bakış açıları vardır. Örneğin bir kadın sorunla karşılaşınca bu sorunu konuşarak rahatlar. Onlar için bir sorunun üstesinden gelmenin yegane yolu bunu birileriyle paylaşmaktır. Erkek ise bir sorunla karşılaşınca daha çok sessizliği tercih eder ve içe kapanır. Bunun gibi erkek ve kadın olmanın getirmiş olduğu bu farklılık ailede zaman zaman çatışmaların ortaya çıkmasına neden olabilir.
Evliliğin beraberinde getirmiş olduğu sorumluluklar ,ev içi görev paylaşımı, çocuklarla ilgili görevler gibi konularda çiftler arasında güç mücadelesinin ortaya çıkmasına neden olabilmektedir.
-Dini-Siyasi-Mezhepsel ve kültürel farklılıklar : Farklı dini, siyasi ,mezhepsel ve kültürel farklılıklar bireylerin hayatı yorumlayış ve yaşayış biçimlerine etki eden en önemli faktörlerdendir. Eğer çiftler arasındaki ilişkide taraflar evliliklerini ve biz olma bilincini ön plana alamazlar ise bu durum önemli bir çatışma ve ayrılık nedeni olabilmektedir.
-Madde bağımlılığı ve Kumar: Bağımlılıkların en önemli özelliklerinden birisi bağımlılık yapan nesnenin kişinin hayatının merkezine oturması ve kişinin en çok değer verdiği olay veya nesne haline gelmesidir. Bağımlılıklar her zaman düzenle çatışır. Düzeni yıkar. Çiftlerden birinde bu tarz bir bağımlılık varsa bu durum çatışmaları ve ayrılıkları da beraberinde getirecektir.
-Şiddet: Eşler bir birleri için özel ve değerli olmalıdır. Bu değerliliğin içerisinde şiddetin hiçbir zaman yeri olmaz ,olamaz. Şiddetin her türlüsünde aşağılama, ötekileştirme, küçümseme, değer vermeme, mesajı vardır. Birisi karşısındaki kimseye şiddet uyguluyorsa ona gerçekten hak ettiği değeri vermiyordur. Eğer o kişi onun için değerli ve önemliyse bunu yapmamalıdır.
Şiddet uygulanan kimsenin yaşadığı bu travmayı unutması çok zordur. Birde bu durumu sürekli yaşaması veya yaşayabilecek olma ihtimali kişi üzerinde büyük bir baskı oluşturur. Böyle bir tutum benimseyen biriyle bir ömür boyu birlikte olmak çok zordur.
-Üçüncü kişilerin Müdahalesi: Evlilik her ne kadar iki kişi arasında gerçekleşse de evlilik ile birlikte eşinizin ailesiyle de evlenmiş oluyorsunuz. Eşinizin ailesi bir şekilde ve birden bire sizin hayatınızın parçası haline geliyor. Bunun bir dolu olumlu yanı olduğu gibi gereken sınırlar zamanında çizilemediği vakit olumsuz etkileri de olabilmektedir. Özellikle toplumumuzda kayınvalide sendromu diyebileceğimiz bir durum var. Ailelerin çiftlere müdahalesi çoğu vakit ters tepmekte eşler arasındaki ilişkiyi önemli ölçüde zarar vermektedir. Bu nedenle eşler mümkün olduğu kadar sorunları kendi aralarında çözmeli, başkalarını karıştırmamalıdır. Başkalarının müdahalesi evliliklerde kutuplaşmalara ve biz olma bilincine zarar vermektedir. Bu durum doğru bir strateji geliştiremeyen çiftler için önemli bir ayrılık nedeni olabilmektedir.
Aldatma: Bir kişinin hayatı boyunca yaşayabileceği en büyük travma aldatmadır diyebiliriz. Güvendiğiniz, sevdiğiniz, değer verdiğiniz, hayatınız boyunca hiç kimseyi koymadığınız yere koyduğunuz insanın sizi aldatması, tarifi zor hayal kırıklığı yaşatır. Bu hayal kırıklığı kişiyi o denli etkiler ki bir müddet sonra kendini değersiz hissetmeye ve depresyona girmeye bile neden olabilir. Aldatılan kişi bu durumu unutmakta zorlanır. Sürekli olarak bu durum aklına gelir. Bu durum aile bağlarını derinden etkiler.
Beklentiler: Çiftlerin evlendikten sonra eşlerinden bir dolu beklentisi bulunmaktadır. Bu beklentiler bazen uzun uzadıya konuşulmuş beklentiler olabildiği gibi bazen hiç ifade edilmemiş beklentilerde olabilmektedir: İşlerde yardımcı olmalı, ciddiye almalı, romantik olmalı, iyi bir refah seviyesi sağlamalı, iyi bir ev hanımı olmalı, güçlü bir aile reisi olmalı, cinsel olarak tatmin etmeli, güven vermeli, huzur vermeli, hep onun yanında olmalı gibi önemsenen beklentiler olabilmektedir. Bu beklentiler yeteri ölçüde karşılanamadığı vakit bazen eşlerin evlilikle ilgili hayallerinin yıkıldığını ve bu durumun ayrılıklara zemin hazırladığını görüyoruz.
|
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Zor Karar: Boşanma" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Vedat AKDEMİR'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Vedat AKDEMİR'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
1 Beğeni 
Yazan Uzman
|
| Makale Kütüphanemizden | ||||
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.
