İntihar Odaklı Olmayan Kendine-Zarar Verme Davranışlarının Sınıflandırılması
İntihar Odaklı Olmayan Kendine-Zarar Verme Davranışlarının Sınıflandırılması
Favazza, kendine zarar verme davranışını üç grup hâlinde incelemiştir:
Deiter ve diğer. ise kendine zarar verme davranışlarını doğrudan ve dolaylı olmak üzere iki alt grup hâlinde incelemektedirler. Kendi vücut dokularına kasıtlı olarak zarar verme ile sonuçlanan ve intihar amacı gütmey­en davranışlar “doğrudan kendine zarar verme davranışı” kategorisine girmektedir. Bunlara örnek olarak ise kendini ısırmak, tırnakları ile üst dokuyu tahrip etmek, kendine vurmak, saç çekmek, nesneleri yutmak veya vücuda sok­mak, yaralayıcı mastürbasyon, başa sertçe vurma, çok sıcak su veya buharla kendini haşlama, yaraları tahrip ederek iyileşmelerine engel olmak sayılabilmektedir. Dolaylı kend­ine zarar verme davranışı ise aynı zamanda doğrudan kend­ine zarar verme davranışına eşlik edebilen bir durumdur ve genelde şu davranış biçimlerini içerir: yeme bozuklukları, tehlikeli cinsel davranışlar, madde kullanımı, tıbbi ihtiyaçlara ilişkin ihmal, silah taşıma ve dikkatsizce araba kullanma vb. (Deiter ve diğer., 2000).
Farberow (1980) bunu kişinin kendini ciddi bir şekilde zarar verecek biçimde kesmesi ya da vücudunun belirli bölüm­lerine zarar vermesi olarak tanımlarken; Walsh ve Rosen (1988) isteyerek ve amaçlı olarak yapılan, genellikle ölüm­cül olmayan ve toplumsal olarak kabul edilmeyen bir davranış olarak ifade etmektedir. Kişinin bilinçli ölüm isteği olmadan doku hasarı ile sonuçlanan ve kendi bedenine yönelik bir girişimi olarak da tanımlanır (Walsh, 1988).
Kendine Zarar Verme Davranışının İntihardan FarkıBu karşılaştırmada öncelikle vurgulanması gereken, kendine zarar verme eğiliminde olan kişinin ni­yetinin “bilinci sonlandırmak” olmadığıdır. Kendine zarar veren kişilerin çok büyük bir çoğunluğunun anlatımların­da kendilerine zarar verme nedeni olarak acıyı dindirme düşüncesi yer almıştır. Bu acıyı iki temel kategori altın­da dile getirmişlerdir. Büyük çoğunluğunun anlatımların­da kendilerine zarar verme davranışının bir nedeni olarak “çok yoğun duygulanımı dindirme” yer almaktadır (Favaz­za, 1987; Walsh ve Rosen, 1988; Alderman, 1997; Conterio ve Lader, 1998; Brown, 1998, 2002; Brown, Contois ve Linehan, 2002). Daha azınlıkta olan grubun raporlarında ise çözülme durumları ve çok küçük duygulanımsal durumları döndür­me çabası tanımlanmıştır (Conterio ve Lader, 1998; Shapiro ve Dominiak, 1992; Simeon ve Hollander, 2001). Raporlarda fazla heyecansal acı, ızdırap şeklinde tanımlanan bu hislere bakıldığında ise
-Öfke,
-Utanç,
-Anksiyete, gerginlik veya panik,
-Keder,
-Hayal kırıklığı ve
-Küçümsenme duyguları ile karşılaşılacaktır.
Yapılan çalışmalarda kendine zarar verenler tarafından ortaya konan, rahatsızlık veren duygulanımlarla ilgili sıra­lama hakkında bazı fikir ayrılıkları olmuştur (Brown, 2002). Kendine zarar veren kişilerin küçük bir kısmının aktarımla­rında çok düşük düzeyde duygulanım hissettikleri yönün­de ifadeler mevcuttur. Bu küçük grubun ifadelerine göre kendilerini “zombi” veya “robot” gibi hissettikleri, hissizlik ve boşluk içinde oldukları anlaşılmaktadır. Bireyler bu his­sizlik duygularını dindirmeye çalışmaktadırlar. Genç ve yetiş­kin bir kadının söyledikleri bu duruma iyi bir örnek ola­rak gösterilebilir: “Kendimi kestiğimde ve kanı gördüğüm zaman, bu beni çok rahatlatıyor; çünkü o zaman kendimi hâlâ canlı, yaşayan biri olarak görebiliyorum.” Bu bireylerin çoğu, kendilerine zarar vermeden önce bu çözülme durum­larını hissedip yaşıyor olabilirler.
Bir önemli nokta da niyetle ilgili olarak intihara eğilimli kişinin sürekli devam eden bu bilişsel düşünceyi elemek istemesidir. Kendilerine zarar veren kişiler ise bu bilinci değiştirmeye, acıyı azaltmaya çalışırlar ve nihayet yaşamlarına devam ederler.
Favazza, kendine zarar verme davranışını üç grup hâlinde incelemiştir:
- Major Kendine Zarar Verici Davranışlar: Gözünü oyma veya kastrasyon gibi bedene kalıcı zarar veren davranışlar.
- Stereotipik Kendine Zarar Verme: Touret­te sendromunda ve zekâ geriliklerinde görülen ka­fayı duvara vurma, kendini ısırma gibi davranışlar.
- Yüzeysel veya Orta Şiddette Kendine Za­rar Verme: Trikotillomani gibi tekrarlayıcı bir tarzı olan cildi kesme, kendini yakma gibi episodik ey­lemler (Favazza, 1998).
Deiter ve diğer. ise kendine zarar verme davranışlarını doğrudan ve dolaylı olmak üzere iki alt grup hâlinde incelemektedirler. Kendi vücut dokularına kasıtlı olarak zarar verme ile sonuçlanan ve intihar amacı gütmey­en davranışlar “doğrudan kendine zarar verme davranışı” kategorisine girmektedir. Bunlara örnek olarak ise kendini ısırmak, tırnakları ile üst dokuyu tahrip etmek, kendine vurmak, saç çekmek, nesneleri yutmak veya vücuda sok­mak, yaralayıcı mastürbasyon, başa sertçe vurma, çok sıcak su veya buharla kendini haşlama, yaraları tahrip ederek iyileşmelerine engel olmak sayılabilmektedir. Dolaylı kend­ine zarar verme davranışı ise aynı zamanda doğrudan kend­ine zarar verme davranışına eşlik edebilen bir durumdur ve genelde şu davranış biçimlerini içerir: yeme bozuklukları, tehlikeli cinsel davranışlar, madde kullanımı, tıbbi ihtiyaçlara ilişkin ihmal, silah taşıma ve dikkatsizce araba kullanma vb. (Deiter ve diğer., 2000).
Farberow (1980) bunu kişinin kendini ciddi bir şekilde zarar verecek biçimde kesmesi ya da vücudunun belirli bölüm­lerine zarar vermesi olarak tanımlarken; Walsh ve Rosen (1988) isteyerek ve amaçlı olarak yapılan, genellikle ölüm­cül olmayan ve toplumsal olarak kabul edilmeyen bir davranış olarak ifade etmektedir. Kişinin bilinçli ölüm isteği olmadan doku hasarı ile sonuçlanan ve kendi bedenine yönelik bir girişimi olarak da tanımlanır (Walsh, 1988).
Kendine Zarar Verme Davranışının İntihardan FarkıBu karşılaştırmada öncelikle vurgulanması gereken, kendine zarar verme eğiliminde olan kişinin ni­yetinin “bilinci sonlandırmak” olmadığıdır. Kendine zarar veren kişilerin çok büyük bir çoğunluğunun anlatımların­da kendilerine zarar verme nedeni olarak acıyı dindirme düşüncesi yer almıştır. Bu acıyı iki temel kategori altın­da dile getirmişlerdir. Büyük çoğunluğunun anlatımların­da kendilerine zarar verme davranışının bir nedeni olarak “çok yoğun duygulanımı dindirme” yer almaktadır (Favaz­za, 1987; Walsh ve Rosen, 1988; Alderman, 1997; Conterio ve Lader, 1998; Brown, 1998, 2002; Brown, Contois ve Linehan, 2002). Daha azınlıkta olan grubun raporlarında ise çözülme durumları ve çok küçük duygulanımsal durumları döndür­me çabası tanımlanmıştır (Conterio ve Lader, 1998; Shapiro ve Dominiak, 1992; Simeon ve Hollander, 2001). Raporlarda fazla heyecansal acı, ızdırap şeklinde tanımlanan bu hislere bakıldığında ise
-Öfke,
-Utanç,
-Anksiyete, gerginlik veya panik,
-Keder,
-Hayal kırıklığı ve
-Küçümsenme duyguları ile karşılaşılacaktır.
Yapılan çalışmalarda kendine zarar verenler tarafından ortaya konan, rahatsızlık veren duygulanımlarla ilgili sıra­lama hakkında bazı fikir ayrılıkları olmuştur (Brown, 2002). Kendine zarar veren kişilerin küçük bir kısmının aktarımla­rında çok düşük düzeyde duygulanım hissettikleri yönün­de ifadeler mevcuttur. Bu küçük grubun ifadelerine göre kendilerini “zombi” veya “robot” gibi hissettikleri, hissizlik ve boşluk içinde oldukları anlaşılmaktadır. Bireyler bu his­sizlik duygularını dindirmeye çalışmaktadırlar. Genç ve yetiş­kin bir kadının söyledikleri bu duruma iyi bir örnek ola­rak gösterilebilir: “Kendimi kestiğimde ve kanı gördüğüm zaman, bu beni çok rahatlatıyor; çünkü o zaman kendimi hâlâ canlı, yaşayan biri olarak görebiliyorum.” Bu bireylerin çoğu, kendilerine zarar vermeden önce bu çözülme durum­larını hissedip yaşıyor olabilirler.
Bir önemli nokta da niyetle ilgili olarak intihara eğilimli kişinin sürekli devam eden bu bilişsel düşünceyi elemek istemesidir. Kendilerine zarar veren kişiler ise bu bilinci değiştirmeye, acıyı azaltmaya çalışırlar ve nihayet yaşamlarına devam ederler.
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "İntihar Odaklı Olmayan Kendine-Zarar Verme Davranışlarının Sınıflandırılması" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dr.Psk.Fatih SÖNMEZ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dr.Psk.Fatih SÖNMEZ'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
Beğenin
Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.