Okula Uyumda Sorun mu Yaşıyorsunuz?
Okulların açılması, çocuklardan önce aileleri strese sokmakta, aynı zamanda da tatilden sonra, çocukların bir programa gireceklerinden dolayı bir rahatlama sağlamaktadır. Çocuklar, yaşları gereği, hareketli olmakta, ebeveynler, gün boyu bu hareketi yönetmekte sorun yaşayabilmektedirler. Özellikle, büyük şehirlerde, sokak ortamı yaşayamayan çocuklarda bu durum sıkıntı haline gelmektedir.
Tatil döneminde çocuklar iyiden iyiye tatile ve rahatlığa son derece alışmış oluyorlar. Uzun yaz tatilinin nerede ve nasıl geçirildiği ,kimlerle birlikte olunduğu alışma sürecinin güç ya da kolay olması ile ilişkilidir.
Yazlıkta uzun bir tatil yaşanmışsa ve oradaki yaşam benimsenip, sanki yaşam orada devam edecek gibi bir duyguya kapılabilir çocuklar.. Bu nedenle okul yaşamının başlayacağı yere bir hafta -on gün önce ulaşılıp gerekli hazırlıkların yavaş yavaş başlatılması, kurulan cümlelerin içinde okula başlamaktan bahsedilmesi ve çocuğun alıştırılması iyi olur. Bu gün tatil, yarın okul gibi bir durum çocuklarda antipatiye neden olabilir. Çocuktaki beden dilinin iyi gözlenerek, okul ile ilgili ifadelerimizde ölçüye dikkat etmemiz gerekir.
Tatil köylerinde tatil yapma durumunda ise geçici olunduğu çocuk tarafından bilinir. Bu tür tatillerin de okul açılımından bir süre önce tamamlanmış olması gerekir.
Evde yaşamın yeniden başlaması, gereken hazırlıkların başlıyor olması çocuğun okula daha kolay alışmasını sağlar. Çocuğun kendi yaş gurubunda arkadaşları varsa onlarla iletişim kurması rahatlatabilir. Bunun dışında, evde arkadaşı olmayan çocuklar için, okula gidip arkadaşlarının olması onlar için de motive edici olabilir. Tüm bunlar çocuğun kişilik yapısı ile farklılıklar gösterebilecek özelliklerdir.
İlkokul öncesi kreşe, yuvaya giden çocuk, sosyal ortama daha önce girmeye başlamıştır ve uyum sürecininin büyük bir kısmını atlatmış demektir. Ev ortamından dış ortama açılışı daha önce yapmıştır ve bir takım şeyler yaşamış, deneyim kazanmıştır. Sosyal ortama karşı kendini güvende hisseder, sosyal becerilerinin farkındadır.
İlkokul öncesi, kreş, yuva, anaokulu deneyimi olmayan çocuklar bu süreci daha uzun sürecek şekilde ve kendilerini yıpratarak geçirebilirler. Çünkü, okul olayını gözlerinde büyütmüşlerdir ve bilişsel olarak her şeyin daha bir farkındadırlar ve endişelerinin fazla olma ihtimali yüksektir. Doğrudan ilkokula başlamak, oyun ağırlıklı bir eğitimdense; öğretim ağırlıklı bir eğitimi gerektirir. Bu nedenle, ilkokula yumuşak geçiş biraz daha güç olabilmektedir.
Bu çocuklara, okulun çok önemli ve çok farklı bir yer olduğu duygusu yaşatılmamalıdır. Çok da her şeyin toz pembe olduğu yaklaşımında da bulunmamak gerekir. Bu şekilde olursa, okulla ilgili beklentileri yüksek olur ve hayal kırıklıkları yaşayabilir.
Önemli olan husus; çocuğun, ebeveyninin söylediklerine ve davranışlarına güven duymasıdır. Çocuğa bu güvenin hissettirilmesi okula uyum sürecinde en dikkat edilecek özelliklerdendir.
Veliler, çocuklarının sağlık koşullarını öncelikle düşünmeliler. Örneğin, okullarda hijyen koşulları, sınıfların kalabalık olması, okulun uzak olması ve bu nedenle servisle gidip gelme durumu, alerjik ve hassas bünyeli çocuklarda kapalı ortamda uzun süreli bulunma vb. + Ailenin beklentileri; eğitim anlamında üst düzey mi beklenti var yoksa sosyal anlamda daha yeterli bir okul mu tercih edilmeli gibi sorguların cevaplarını aileler düşünmeli.
Özel okul mu, devlet okulu mu? Kararlarının verilmesi - bu yalnız ekonomik anlamda düşünülmemelidir, çocuğun kişilik özellikleri ve dil konusunun düşünülmesi - Örneğin, yurt dışında bir süre kalıp, dil eğitimi alabilecek olanlar için özel okula göndermenin önem derecesinin değerlendirilmesi gerekir.
Özel okulların kendilerine özgü özelliklerinin, çocuğun kişilik yapısı, çocuğun duygusal yapısı ile örtüşüp örtüşmemesi belki çok dikkate alınmasa da düşünülebilecek bir konudur.
Özel ya da devlet okullarının birbirlerine karşı artı ve eksileri vardır, bunların doğru değerlendirilmesi gerekmektedir. Çocuğun okulda kalma süresi, annenin çalışıyor olması ve çocuğun okul çıkışında emin ellerde, fiziksel, psikolojik, sağlık, eğitim anlamında uygun bir ortamın sağlanması...
Çocukların evlerine uzak okullarda eğitim almalarının, kendilerine kalacak ders çalışma, dinlenme, eğlenme sürelerinin yetersiz kalması gibi durum yaratıp yaratmadığı dikkate alınmalıdır. Ekonomik durum okul kararında önemlidir. Özel okullarda eğitim sürdürülemediği takdirde çocukta psikolojik sorunlar yaşanması
ihtimali yüksektir ve uyum sağlama sorunlarının yaşanabileceği unutulmamalıdır.
Karar verilirken detaylı düşünülmeli, herhangi bir olağan dışı durum yaşanma ihtimaline karşı çocuklar kendilerini yeni durumlara uyum sağlayabilir durumda hissedebilmelidirler.
Tatil döneminde çocuklar iyiden iyiye tatile ve rahatlığa son derece alışmış oluyorlar. Uzun yaz tatilinin nerede ve nasıl geçirildiği ,kimlerle birlikte olunduğu alışma sürecinin güç ya da kolay olması ile ilişkilidir.
Yazlıkta uzun bir tatil yaşanmışsa ve oradaki yaşam benimsenip, sanki yaşam orada devam edecek gibi bir duyguya kapılabilir çocuklar.. Bu nedenle okul yaşamının başlayacağı yere bir hafta -on gün önce ulaşılıp gerekli hazırlıkların yavaş yavaş başlatılması, kurulan cümlelerin içinde okula başlamaktan bahsedilmesi ve çocuğun alıştırılması iyi olur. Bu gün tatil, yarın okul gibi bir durum çocuklarda antipatiye neden olabilir. Çocuktaki beden dilinin iyi gözlenerek, okul ile ilgili ifadelerimizde ölçüye dikkat etmemiz gerekir.
Tatil köylerinde tatil yapma durumunda ise geçici olunduğu çocuk tarafından bilinir. Bu tür tatillerin de okul açılımından bir süre önce tamamlanmış olması gerekir.
Evde yaşamın yeniden başlaması, gereken hazırlıkların başlıyor olması çocuğun okula daha kolay alışmasını sağlar. Çocuğun kendi yaş gurubunda arkadaşları varsa onlarla iletişim kurması rahatlatabilir. Bunun dışında, evde arkadaşı olmayan çocuklar için, okula gidip arkadaşlarının olması onlar için de motive edici olabilir. Tüm bunlar çocuğun kişilik yapısı ile farklılıklar gösterebilecek özelliklerdir.
İlkokul öncesi kreşe, yuvaya giden çocuk, sosyal ortama daha önce girmeye başlamıştır ve uyum sürecininin büyük bir kısmını atlatmış demektir. Ev ortamından dış ortama açılışı daha önce yapmıştır ve bir takım şeyler yaşamış, deneyim kazanmıştır. Sosyal ortama karşı kendini güvende hisseder, sosyal becerilerinin farkındadır.
İlkokul öncesi, kreş, yuva, anaokulu deneyimi olmayan çocuklar bu süreci daha uzun sürecek şekilde ve kendilerini yıpratarak geçirebilirler. Çünkü, okul olayını gözlerinde büyütmüşlerdir ve bilişsel olarak her şeyin daha bir farkındadırlar ve endişelerinin fazla olma ihtimali yüksektir. Doğrudan ilkokula başlamak, oyun ağırlıklı bir eğitimdense; öğretim ağırlıklı bir eğitimi gerektirir. Bu nedenle, ilkokula yumuşak geçiş biraz daha güç olabilmektedir.
Bu çocuklara, okulun çok önemli ve çok farklı bir yer olduğu duygusu yaşatılmamalıdır. Çok da her şeyin toz pembe olduğu yaklaşımında da bulunmamak gerekir. Bu şekilde olursa, okulla ilgili beklentileri yüksek olur ve hayal kırıklıkları yaşayabilir.
Önemli olan husus; çocuğun, ebeveyninin söylediklerine ve davranışlarına güven duymasıdır. Çocuğa bu güvenin hissettirilmesi okula uyum sürecinde en dikkat edilecek özelliklerdendir.
Veliler, çocuklarının sağlık koşullarını öncelikle düşünmeliler. Örneğin, okullarda hijyen koşulları, sınıfların kalabalık olması, okulun uzak olması ve bu nedenle servisle gidip gelme durumu, alerjik ve hassas bünyeli çocuklarda kapalı ortamda uzun süreli bulunma vb. + Ailenin beklentileri; eğitim anlamında üst düzey mi beklenti var yoksa sosyal anlamda daha yeterli bir okul mu tercih edilmeli gibi sorguların cevaplarını aileler düşünmeli.
Özel okul mu, devlet okulu mu? Kararlarının verilmesi - bu yalnız ekonomik anlamda düşünülmemelidir, çocuğun kişilik özellikleri ve dil konusunun düşünülmesi - Örneğin, yurt dışında bir süre kalıp, dil eğitimi alabilecek olanlar için özel okula göndermenin önem derecesinin değerlendirilmesi gerekir.
Özel okulların kendilerine özgü özelliklerinin, çocuğun kişilik yapısı, çocuğun duygusal yapısı ile örtüşüp örtüşmemesi belki çok dikkate alınmasa da düşünülebilecek bir konudur.
Özel ya da devlet okullarının birbirlerine karşı artı ve eksileri vardır, bunların doğru değerlendirilmesi gerekmektedir. Çocuğun okulda kalma süresi, annenin çalışıyor olması ve çocuğun okul çıkışında emin ellerde, fiziksel, psikolojik, sağlık, eğitim anlamında uygun bir ortamın sağlanması...
Çocukların evlerine uzak okullarda eğitim almalarının, kendilerine kalacak ders çalışma, dinlenme, eğlenme sürelerinin yetersiz kalması gibi durum yaratıp yaratmadığı dikkate alınmalıdır. Ekonomik durum okul kararında önemlidir. Özel okullarda eğitim sürdürülemediği takdirde çocukta psikolojik sorunlar yaşanması
ihtimali yüksektir ve uyum sağlama sorunlarının yaşanabileceği unutulmamalıdır.
Karar verilirken detaylı düşünülmeli, herhangi bir olağan dışı durum yaşanma ihtimaline karşı çocuklar kendilerini yeni durumlara uyum sağlayabilir durumda hissedebilmelidirler.
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Okula Uyumda Sorun mu Yaşıyorsunuz?" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Öznur SİMAV'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Öznur SİMAV'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
Beğenin
Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.