2007'den Bugüne 92,301 Tavsiye, 28,216 Uzman ve 19,976 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Sağlıklı Evlilik
MAKALE #19186 © Yazan Uzm.Psk.Dnş.Esin YILMAZ | Yayın Ocak 2018 | 2,420 Okuyucu
Evlilik MÖ. 2000 yılından günümüze kadar devam etmiş, çağlar boyu değişmeyen temel nitelikleriyle geçerliliğini koruyan, varlığını sürdüren, toplumsal bir gerçekliktir. Günümüzde de toplumların ve bireylerin yaşamında önemli fonksiyonları üstlenen evlilik kurumu, bu özeliğinden dolayı araştırmacıların değişik açılardan üzerine eğildiği bir inceleme alandır. Bu alanla ilgili literatür incelendiğinde evliliğin çok çeşitli tanımlarına rastlamak mümkündür. Evlilik, geçmiş birikimleri, içinde yetiştikleri aileler, eğitim ve öğrenimleri, kültürleri birbirinden farklı olan iki kişinin hayatlarının geri kalan bölümünü birlikte geçirmeye karar vermesidir. İki yabancının farklı değerler, farklı kültürlerle ve iki ayrı aile öyküsüyle bir araya geldikleri ve kendilerini yeniden tanımladıkları yeni ve özel bir yapı olarak da tanımlanabilir

Her bir evliliğin hikâyesi farklı zenginlikler taşırken, evliliklerin ortak bazı noktaları da vardır; kabul edilmek, sevilmek, bağlanmak, takdir edilmek, üretmek, paylaşmak, ait olmak gibi noktalar bunlardan en önemlileridir. Evliliklerde benzerlikler ve farklılıklar neye göre değişmektedir, evlenmeye bireyler neye gör karar vermektedir, bireyler eşlerini nasıl şeçmekte ve evliliğin uyumlu ve sürdürülebilir olmasını nasıl sağlamaktadırlar? Tüm bu konular evlilik kurumunun sağlıklı ve uyumlu bir şekilde yürütülmesinde büyük önem taşımaktadır.

Evliliği incelerken, evlilikteki bireylerin yeryüzündeki doğal döngülerden birine eşlik ettiklerini hesaba katmanın, bireyi anlamada özel bir önemi vardır. Bu döngü kısaca şöyle açıklanabilir; evlenmiş her bireyin, kendilerine anne-babalık yapmış ebeveynleri aynı zamanda birer “karı-koca”dır. Dolayısıyla bireylerin ebeveynlerinden etkilenmeleri nasıl ki kişilik özelliklerini etkilemekte ve şekillendirmekte ise, içinde büyüdükleri ana-babaları arasındaki ilişki de tıpkı üçüncü bir kişi gibi, yine bireyi etkilemekte, bir ilişki içindeki hallerine de etki edebilmektedir. Bireylerin kendi ailelerinin, ebeveynlerinin bir takım olaylara karşı sergiledikleri davranışları öğrenerek, gözlemleyerek kendi yaşamlarında da benzer olaylara benzer tepkiler verdikleri bilinmektedir. Tüm bunlar aslında evliliğin sadece iki insanın bir araya gelmesinin dışında daha farklı dinamikleri taşıyan bir süreç olduğunu da göstermektedir. Yani, her evlilik, onu oluşturan bireylerin ana babalarında edindikleri alışkanlıklar, kalıplar ve hislerin, diğer bir deyişle farklı hayat felsefelerinin etkisi altında yaşantılarını yeniden kurar. Tesadüf olmayacak kadar karmaşık dinamikleri içinde barındıran, evlilik kararını alırken çiftlerin davranışlarını etkileyen bir takım unsurlar vardır. Eş adayları çocukluk dönemlerinde, ebeveynleriyle etkileşimler sonucunda kendi hayat senaryolarını içselleştirir, kendi düşünce ve davranış kalıplarını geliştirirler. Bireyler eşlerini seçerken de ebeveynlere ait, içteki bu bilinçdışı şemalarından etkilenirler. Evlendikleri zaman bu içselleştirdikleri tecrübeleri eşleri ve çocuklarıyla beraberken bilinçdışı olarak yaşarlar.

Eşlerin kendini ve birbirini tanıması bilinçdışı süreçlerini fark etmesi başarılı ve uyumlu bir evlilik için önemlidir. Sağlıklı evliliğin önemli unsurlarından olan evlilik uyumu, psikolojide son yıllarda en çok incelenen konulardan biri olmuştur. Evlilik uyumu, bireyin evlilik ilişkisindeki gereksinimlerini karşılama derecesine ilişkin algısı olarak tanımlanmaktadır. Evliliğin sürdürülmesi evlilik ilişkisi içerisinde bulunan kişilerin karşılıklı olarak psikolojik ve biyolojik ihtiyaçların karşılanmasına bağlıdır. İhtiyaçların karşılanması evlilik uyumunu da önemli ölçüde etkilemektedir. Karşılıklı etkileşen, evlilik ve aileyi ilgilendiren konularda fikir birliği yapabilen ve sorunlarını olumlu bir şekilde çözebilen çiftlerin evliliği uyumlu bir evliliktir. Dolayısıyla; mutluluk, doyum ve beklentilerin gerçekleşmesi, evlilikte karşılıklı uyum ile mümkündür. Yapılan araştırmalarda; sorun çözme becerisi, karşılıklı iletişim, aşk ve yakın olma gereksinimi, bağlanma stilleri, eşlerin kişisel özellikleri, mizaç ve karakterleri, duygusal zekaları, empati düzeyleri gibi evlilik uyumunu etkileyebilecek olası etkenler özetlenmiştir. Ancak, iki insanı başlangıçta bir araya getiren düşünce ve duygular başka çiftlerde kişileri birbirlerinden ayrılmaya iten duygu ve düşüncelere dönüşebilmektedir. Bu nedenle evlilik araştırmalarındaki değişkenlerin çeşitlendirilmesi evliliğin ve süreçlerinin daha iyi kavranmasında önemlidir.

Evliliğe çok yönlü bakış bu kurumun işleyişi hakkında bize daha ayrıntılı bilgi verecektir. Bu yolla evliliğin sağlıklı bir şekilde kurulması ve yürütülmesindeki sorunları anlama ve çözme konusunda ulaşılan bilgilerden yararlanılabilir. Böylece her geçen gün artan boşanmalar da önlenmiş olacaktır. Bugün Türkiye İstatistik Kurumu verilerine bakıldığında; 2012 yılında evlenme oranındaki ortalama artış % 1,9 iken, boşanma oranında % 2,7’dir. Özellikle son iki yılda evlilik oranlarında neredeyse hiç artış gözlenmezken, boşanma oranları sürekli artmaktadır (TUIK, 2012). Bu istatistikler, boşanma oranlarının evlenme oranlarından daha yüksek olduğunu ortaya koymakta, ilişkinin devamını sağlayan “evlilikte uyum” kavramının tanımlanmasını ve evlilik uyumunu etkileyen faktörlerin araştırılmasını zorunlu kılmaktadır.

Sosyal yaşamın bir parçası olan evlilik, insan yaşamındaki en önemli kişilerarası ilişkilerden biri olarak kabul edilir ve sürdürülebilmesi için bireylerin uyum sağlamasını gerekli kılan bir beraberliktir. Psikolojide evlilik gibi kişiler arası ilişkileri ele alan ve inceleyen birçok kuram bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi de İşlemsel Çözümleme Yaklaşımı (Transaksiyonel Analiz Kuramı-TA)’dır. İşlemsel Çözümleme Yaklaşımı psikolojinin iletişim ve kişiler arası ilişkiler gibi alanlarıyla ilgili bilgiler veren, “geçmişteki yaşantımıza bağlı olarak şu anki kararlarımızı veririz” varsayımına dayanan bir danışmanlık yaklaşımıdır. Bu yaklaşım ego durumlarıyla, insanların diğer kişilerle kurdukları ilişkilerin, onların uyumlu ya da uyumsuz bireyler olmasını belirlediğini söylemektedir ve insanların başkalarıyla sosyal olarak nasıl birleştikleri veya birleşemediklerini incelenmektedir.

İşlemsel Çözümleme Yaklaşımına göre, geçmişte yaşadığımız olayları, kaydettiğimiz verileri içeren ego durumları gerçek insanları, gerçek zamanları, gerçek mekânları, gerçek kararları ve gerçek duyguları gösterir. Ego durumları davranış, düşünce ve duygularla ilgilidirler ve belli bir zamanda kişiliğimizi göstermenin de bir yoludur. Bu model üç ego durumuyla betimlenir. Ego durumları insanın kişiliğinde ebeveyn, yetişkin ve çocuk olmak üzere üç farklı biçimde yer almaktadır. Yani insanların gösterdiği davranışları yetişkin ebeveyn ya da çocuk olarak, farklı ego durumlarında sınıflandırabiliriz. Her insan bu üç çeşit ego durumunu da yaşamında sergilemektedir. Ancak, herhangi bir kimse bir sosyal grup ortamında herhangi bir anda bu ego durumlarından birisini baskın olarak sergileyebilmektedir.

Evlilik hayatında, eş ve çocuklarla kurulan ilişkide, ego durumlarını kişiliğimizin yapısını temsil eden tutarlı davranış kalıpları olarak gösteririz. Eşler arasındaki ilişki, onların çocuklarına olan tutumlarını da etkilemektedir. Her iki eşin de birbirlerinin ihtiyaçlarının bilincinde olması ve bu ihtiyaçların karşılandığı sevecen ve aktif bir ilişki yaratmak için elinden geleni yapması, uyumlu bir evlilik için büyük önem taşır. İhmal edilen ve ihtiyaçların açıkça söylenmediği evliliklerde eşlerin ve çocukların zarar görmesi gibi bir sorun ortaya çıkar. Çocuğun dünyaya geldiğinde ve ilk etkileşimde bulunduğu kişilerin ana ve babası olduğunu düşünürsek, bu etkileşimin çocuğun tüm yaşamı boyunca devam ettiğini ve okul hayatınıda etkilediğini düşünmek gerekir.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Sağlıklı Evlilik" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Dnş.Esin YILMAZ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Dnş.Esin YILMAZ'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     2 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Esin YILMAZ Fotoğraf
Uzm.Psk.Dnş.Esin YILMAZ
Kocaeli
Uzman Psikolojik Danışman
TavsiyeEdiyorum.com Üyesiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Dnş.Esin YILMAZ'ın Makaleleri
► Sağlıklı Evlilik Psk.Dnş.Özgür TÖNBÜL
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,976 uzman makalesi arasında 'Sağlıklı Evlilik' başlığıyla benzeşen toplam 28 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


15:59
Top