2007'den Bugüne 92,301 Tavsiye, 28,216 Uzman ve 19,976 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Savunma Mekanizmaları Nelerdir Ne İşe Yararlar?
MAKALE #19323 © Yazan Psk.Filiz ÖMEROĞLU | Yayın Şubat 2018 | 22,570 Okuyucu
SAVUNMA MEKANİZMALARI

Bireyin engellenme veya çatışma yoluyla ihtiyaçları doyumsuz kaldığında ortaya çıkan aşırı kaygı durumunda kişiliğinin bütünlüğünü korumaya yönelik yaptığı davranış biçimlerine “savunma mekanizmaları” denir. Amaç egoyu korumaktır. Yani savunma mekanizmaları ile ego; algıda değişiklikler yaparak kişiyi çeşitli negatif duygulardan, huzursuzluklardan, utanç ve suçluluk duygularından kurtarmayı hedefler.

Savunma Mekanizmalarının Ortak Özellikleri Şunlardır:

-Otomatiktirler.
-Kişi savunma mekanizmaları sonucunda yaptığı davranışının gerçek nedeninin ve işlevinin farkında değildir. Yani savunma mekanizmaları, bilinçdışı davranışlardır.
-Kişi savunma mekanizmalarının etkisi altında, gerçeği olduğundan biraz daha farklı algılar. Yani kendi kendini aldatmaca işin içine girer ve böylece algılamadaki bu değişiklik ile bunaltı azaltılmaya çalışılır. Böylece kişi ortaya çıkan zor durumları kendini yıpratmadan atlatır.
-Savunma mekanizmaları herkes tarafından kullanılabilir ve altta yatan ağır bir patoloji yoksa normal bir davranış biçimi olarak kabul edilebilir.

Savunma Mekanizmaları Nelerdir?

1-bastırma(represyon)
Görece daha az arkaik olan represyon mekanizması,kuşkusuz <yadsıma> nın türevidir.(Fenichel.O.Nevrozların Psikoanalitik teorisi.s136(S.Tuncer.Çev.)İzmir .Ege Üniversitesi Matbaası 1974.)süperogo tarafından yargılanarak yasaklanan ve egoyu rahatsız eden, acı, hüzün ve bunaltı veren anı, dürtü, fikir, çatışma, gereksinim ve deneyimlerin irade dışı ve otomatik olarak bilinçdışına itilmesi, orada tutulması ve dolayısı ile unutulmalarıdır. (Kece.A.C.2009 .Savunma Mekanizmaları.En iyi terapistim ben.S79.Birinci basım.Ankara.UtopyaYayınevi.

2-aklileştirme
( Çarpıtma - Bahane Bulma - Kılıf Altında Sunma - Akla Uygunlaştırma - Rasyonelizasyon )
Aklileştirme; bilinçdışı bahaneler bularak kişinin kendini kurtarmasıdır, yani egoya acı, bunaltı, sıkıtı veren bir duygu, düşünce yada davranışın gerçek halinin tam olarak görülemeyip, kişiye uygun gelen, dış gerçeklik tarafından da kabul görebilir bahanelerle dile getirilmesidir. Kötü alışkanlıkları nedeniyle sevilmeyen bir kadının, “ben çok güzelim, akıllıyım, o yüzden meyve veren ağacı taşlarlar” diyerek sevilmemesine kılıf bulması aklileştirmeye örnektir.(C.Keçe 2009 )

3-yadsıma– inkar (Denial)
Yadsıma; bir gerçeğin ret edilmesidir yani ego için tehlikeli olarak algılanan, bunaltı doğurabilecek bir gerçeğin yok sayılması ve gömemezlikten gelinmesidir.Yani gerçek hayatta olan ve ego için tehlike oluşturabilecek his, fikir veya anı gibi bir uyaranın yok sayılması veya görmezden gelinmesidir.

4-yalıtma( İzolayon )
Yalıtmada; herhangi bir ruhsal yaşantının, bir fikrin yada anının bilişsel yani bilme, tanıma ve anlama ile ilgili yanı tümü ile anımsanırken duygusal yanı bu gerçekten ayrılarak bastırılır ve bilinçdışında kalır. Yada bu duygusal içerik yer değiştirme mekanizması ile bir başka nesneye aktarılabilir. .Hissedilmeyerek bastırılan duygusal yönü olmayan bilişsel içerik tekdüze ve çok anlam ifade etmeyen renksiz bir özellik olarak kalır. http://www.turkpdr.com/sozluk/yalitma-izolasyon-30.htm

5-yansıtma ( Projeksiyon )
Bazı duygu, dürtü, gereksinim yada yaşam olaylarının kişi tarafından dışarıya aktarılması ve dışarıdaymış yada dışarıdan kendisine yöneltiliyormuş gibi algılanmasıdır. .(C.Keçe 2009 )

6-İçselleştirme(İnternalizasyon)
Bir bireyin yaşadığı ve bize aktardığı gerçekliğin temel kaynağı onun iç gerçekliğidir. Dış dünyayı algılama, bu algıların içsel temsilcilerini inşa etme ve dışsal olaylara yönelik ortak içsel deneyimlerimizi açıklamak için sayısız teoriler ve kavramlar geliştirilmiştir .(C.Keçe 2009 )En çok üzerinde durulan kavramlar; içselleştirme (internalizasyon), özdeşim (identifikasyon), içealım (inkorporasyon) ve içeatım (introjeksiyon) olmuştur. Bununla birlikte bu kavramların ortaya atıldığı dönemden bu yana içerikleri ile ilgili kesin çizgilerin oluşmadığı gözükmektedir. Bu kavramlar zaman zaman birbirlerinin yerine kullanılabilen, zaman zaman da birer savunma mekanizmaları gibi anlaşılabilen iç içe geçmiş tanımlar gibi gözükmektedir .Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar-Current Approaches in Psychiatry 2013;5(3):330-342 doi:10.5455/cap.20130522 İçselleştirme, İçealım, İçeatım ve Özdeşim İbrahim Taymur, Rıza Cumhur Boratav
Psikanalize göre, dış dünyanın organizma alınması ve içsel yapılar olarak temsil edilmesi intrapsişiktir, nesne-bağlantılıdır ve üç şekilde gerçekleşir: Kendine katma (incorporation); içe-yansıtma (introjection) ve özdeşleşme (identification). Yansıtma ve eylem ise birbirleriyle koşut dışsallaştırıcı düzeneklerdir.

7-özdeşim ( Özdeşleşme, İdentifikasyon )
Egonun gelişiminde ve olgunlaşmasında önemli rolü olan özdeşim; bilinçdışıdır ve bir başka kişinin özelliklerinin, davranış veya duygularının , değer veya inançlarının benimsenmesi, sindirilmesi ve kişiliğin bir parçası haline getirilmesidir..(C.Keçe 2009 ) Genel bir tanım olarak kendisi için model oluşturan bir kişinin diğerinin kişiliğinin bir parçasını kendi kişiliğinin bir parçası yapma sürecidir.[2] 2. Wallis KC, Poulton JL. Internalization: The Origins and Construction of Internal Reality. Philadelphia, Open University Press, 2001.Sevilen bir nesnenin özdeşimi ise; o nesnenin kaybı veya o nesneden ayrılma sonucu gelişecek bunaltıya karşı bir savunma mekanizmasıdır.

8-içe atma( İçe Yansıtma-İntrojection )
Yaşamın çok erken aşamalarında oluşan ve yansıtmaya (projeksiyon) benzer bir savunma mekanizmasıdır.[2] Bilinçdışı olarak kişinin kendi zihni içine bir nesne veya kişi karakterinin alınması içeatımın yaygın kullanılan bir tanımı- dır. Richard Avenarius tarafından bu terim seçilmiş nesnelerin zihinsel karşılı- ğının oluşumunda hangi algılarımızı hissettiğimizi tanımlamak için türetilmiş- tir.[2] 2. Wallis KC, Poulton JL. Internalization: The Origins and Construction of Internal Reality. Philadelphia, Open University Press, 2001.

9-içe atma–(inkorporasyon)
Psikoloji de ”vücudun içine giren” anlamında yaygın ve tutarlı olarak kullanılmaktadır.[2] Freud’a göre bu kavram psikoseksüel gelişimin oral evresindeki şemalarda yer almakta olup sonrasında gelişecek özdeşimlerin prototiplerini oluşturmaktadır.[11] 11. Meissner WW. Internalization in Psychoanalysis. New York, International Universities Press, 1981.

10-yansıtmalı özdeşim ( projective identifacation )
Melanie Klein tarafından tanımlanmıştır. Bu savunma düzeneğinde, kendiliğin ve içsel nesnelerin parçaları ayrı tutulur/yarılır ve bir dış nesneye yansıtılır. Daha sonra bu nesne bu yansıtılanlarla özdeşleştirilir. Bu dış nesne yansıtılanlar tarafından hâkimiyete alınır ve kontrol edilir. [1] 1. Bateman A, Holmes J. Introduction to Psychoanalysis: Contemporary Theory and Practice. New York, Routledge, 1995. Bu düzeneğin amacı dış nesneyle bir kaynaşma yaratıp ayrılığa karşı koymak; kişiye karşı zulmedici tehdit yaratan kötü nesne’yi kontrol etmek veya iyi iç parçaların terapiste yansıtılarak orada güvenlik içinde durmasını sağlamaktır. Bu düzenek paranoid-şizoid pozisyonda başlar ancak tüm gelişim boyunca devam edebilir.
Klein ve takipçileri yansıtma ve yansıtmalı özdeşleşmeyi birbirlerinin yerine kullansalar ve aynı anlama geliyor olarak görseler de, aralarında şöyle bir fark bulunduğu söylenebilir: yansıtma sadece bir savunma iken, yansıtmalı özdeşleşme düşlemlenmiş bir nesne ilişkisini içerir.

11–başkasına yöneltme (eyleme dökme–acting-out)
Yaşadığı olumsuz bir durumun getirdiği duygu yükünü bilinçli olarak taşıyamayan kişi, bu durumun üstesinden gelemeyecek olgunluk düzeyinde ise, aniden düşünmeksizin ve olumsuz sonuçları hesaba katmadan bir başkasına vücutsal yada sözel bir tepki gösterebilir. Yani saldırgan dürtülerin başkasına yöneltilmesidir

12-kendine yöneltme(turning against self)
İtkinin yönünü tekrardan dıştan içe, dışarıdaki insandan kendiliğe çevirmektir. Bu savunma özellikle depresyonda ve mazohizmde etkindir .

13-somutlaştırma
Boşaltılamayan ve bu yüzden egoda bunaltı yaratan dürtüler aynı zamanda panik atak, deri kızarması, kan şekerinin ve tansiyonun yükselmesi vb. belirtilerle de bedenin alarm vermesine neden olabilir. İrademizle kontrol edemediğimiz sistemler için kullandığımız bu savunma mekanizmasına somutlaştırma denir. Daha çok gelişmiş toplumlarda görülür.

14-yer değiştirme ( displacement )
Çatışmaya ve bunaltıya neden olabilecek, egonun rahatsız olabileceği, kabullenemeyeceği tehlike oluşturabilecek duygusal bir hisin, asıl yöneleceği nesne yerine, bir yedeğine veya dışarıdaki bir başka nesneye transfer edilmesidir. .(C.Keçe 2009 )

15-bölme ( ayırmak - splitting )
En ilkel savunma mekanizmalarından biri ve bir savunma mekanizması olarak tanımlanması hala tartışmalı olan bölünme; bebeğin hayatının ilk aylarındaki nesneleri çok iyi veya çok kötü olarak algılamasından esinlenerek meydana getirilir. Kişi birbirine karşıt ve çatışan duygulanımları bölümlere ayırır ve bu hisler ve durumlar bütünleştirilemez. İyi ve kötü diye bölünen ego dış gerçekliği de böler.

16-hayal ve rüya - fantezi
Kişilerin en sık kullandığı savunma mekanizmalarından biri olan hayaller veya fanteziler; insan zihni tarafından çatışmaları çözmek, daha doğrusu onlardan kaçmak için yaratılmış yedek ego güçleridir ve gerçek dünyada doyum sağlanamayan istek ve dürtülerin doyurulmaya çalışılmasıdır. Erken çocukluk yıllarında ve ergenlikte sıkça kullanılırlar. Bunlardan bilinçli olanlarına basitçe gündüz rüyaları denir. İlkel bastırmaların büyük bir kısmını oluşturan ve daha çok sembolik ve daha az gerçekçi olan rüyalar ise sadece uykuda görülür. .(C.Keçe 2009 )

17-yüceltme (idealizasyon- olgun olmayan örnek alma - ülküleştirme )
Kişi gerçekte veya hayalinde sevgi ve haz nesnesine yani anne yerine koyduğu herhangi birine gerektiğinden fazla libidinal yatırım yaparsa idealizasyon mekanizmasını kullanmış olur. Yani kişi kendi zayıf egosunun yarattığı doyumsuzluktan kurtulmak için bir başka ideal kişiye libidinal enerjisini transfer eder. Böylece kendini değerli kılar. .(C.Keçe 2009 )

18-yap-boz(undoing-iptal etme, yaptığını bozma, yapıp bozma )
Bu savunma ritüelsi yapıda bir mekanik sergiler. Saldırgan eylemi ortadan kaldırmayı ve onun için bir bedel ödemeyi amaçlar. Özellikle zorlanmalı bozukluklarda iki bölümlü bir yapı ortaya çıkar: ilk bölümde, cinsel veya saldırgan arzu ifade edilir; ikinci bölümde, bu tersine çevrilmeye ve onarılmaya çalışılır. Örneğin, ortaya dini veya kendini cezalandırıcı etkinlik çıkar. .(C.Keçe 2009 )

19- reaksiyon formasyon ( karşıt tepki kurma, tersine çevirme veya döndürme )
Bu savunma “kabul edilemez”i, kabul edilebilir”e çevirerek, bastırma’ya yardım eder. Acı veren bir düşünce veya duygu, bilinç düzeyinde tersi ile yer değiştirir. Örneğin, annesine yönelik nefret duygularını bastıran bir çocuk, bilinç düzeyinde onun sağlığı ile aşırı derecede ilgilenir. .(C.Keçe 2009)

20-yüceleştirme ( sublimation )
Kişinin sahip olduğu ve bilinçli olarak kabul edemeyeceği idden gelen saldırganlık veya cinsel doyum dürtülerinin; değişim göstererek egoyu rahatsız etmeyecek, kitap yazmak, çalışma merakı, güzel sanatlarla uğraşmak, bilme ve öğrenme tutkusu, dernek faaliyetleri vb. sosyal olarak kabul edilebilir bir alanda çaba harcamaya yöneltilmesidir. Yani kişi konuyu ve hedefi cinsellikten veya saldırganlıktan uzaklaştırır. Böylece ilkel nitelikteki dürtü, eğilim ve isteklerin enerjisi doğal amaçlarından çevrilerek, toplumca beğenilen etkinliklere dönüştürülürler . .(C.Keçe 2009 )

21-mizah ( humor- mizahi bakış açısı oluşturmak )
Kişinin hem kendisi hem de etrafındakiler üzerinde olumsuz etkiler bırakmadan, kendinde rahatsızlık hissetmeksizin, esasında rahatsızlık verebilecek düşünce ve duygularını mizahi bir bakış acısıyla ifade etmesine humor denir. Kişinin rahatsızlık verebilecek olaylara hoşgörüsünü arttıran ve gelecekte oluşabilecek olumsuz olayları tolere edebilmeye olanak sağlayan humor; kişinin kendisini çok fazla yermeden kendisiyle barışık olmasına da yol açar. .(C.Keçe 2009 )

Kişinin kendisiyle ve etrafıyla dalga geçebilmesi veya bıyık altından gülmesi anlamlarına da gelen humor; nükteden ayırt edilmelidir. Çünkü nüktede yer değiştirme vardır yani kişiyi bir konuda duygularından ve düşüncelerinden uzaklaştırmak esas gayedir. .(C.Keçe 2009 )

22-düşünselleştirme (entellektüalizasyon)
Okumuş veya iyi eğitim almış kişilerin sıklıkla kullandığı bu savunma mekanizması ile kişi; yasak dürtülerini, anılarını veya yaşantılarını düşünsel yetiler veya kitabi bilgiler ile açıklamaya çalışır. Böylece egoyu rahatsız eden asıl bunalım kaynağı kapatılmak istenir. Yani iç duyguların ifadesinden kaçınılır, dikkat dış gerçekliklere yoğunlaştırılır ve kuru bilgi orada durur. .(C.Keçe 2009 )

23-gerileme ( regresyon )
Psişik örgütlenmenin daha erken bir devresine geri çekilmedir . .(C.Keçe 2009 )

24-dönüştürme ( döndürme - konversiyon )
Egoda bunalım yaratabilecek bilinçdışı duyguların ve düşüncelerin bilinç düzeyine erişmesini engelleyebilmek yada bunaltı yaratan çevresel durumlardan kaçabilmek için gerçek bir organik nedeni olmayan ses kısıklığı, geğirme, bayılma, el veya kol felci gibi bedensel hastalık belirtilerinin ortaya çıkmasına konversiyon denir. Konversiyona giren kişi birşey duymaz, birşey algılmaz bir halde olur. Yani bunaltı bir organın işlevinin yitimine veya işlev bozukluğuna dönüştürülmüş olur . .(C.Keçe 2009)

25-kendini heder etme ( çilecilik – altrüizm – özgecilik - zahitlik )
Özellikle dul kalan kadınlarda görülen bu savunma mekanizmasını kullanan kişiler; kendi dürtülerini başkalarına yararlı olma yolu ile doyurmaya çalışırlar. Yani kişinin diğer insanların mutluluk, çıkar ve iyiliğini kendisininkilere tercih etmesidir. Başkalarının iyiliğini isteyen patolojik bir davranış vardır.

26- çözülme - ayrıştırma (dissosiasyon)
Egoya zor veya katlanılamaz gelen düşünce ve duyguların, bağlı oldukları olay veya yaşantılardan koparak bilinç alanından uzaklaştırılması, bunların zaman zaman ayrı bir şekilde faaliyete geçmesi için özerkleşmeleri ve egoyu etkilemeleri durumudur. .(C.Keçe 2009 )

27-saplanma ( fiksasyon )
Çocuğun ruhsal gelişim aşamalarının bir basmağında saplanıp kalması veya bu basmağın özelliklerini bırakamaması durumuna saplanma denir. Çocukluğunda herkes bakılmayı veya korunmayı anne ve babasından bekler. Bu çocuğu bağımlı kılar. Ancak kişi bu özelliklere saplanıp kalırsa yetişkinliğinde de tüm dünyanın kendisine borçlu olduğunu düşünebilir. Saplanma daha çok bağımlı kişilik örüntülerinde görülür. .(C.Keçe 2009 )

28- denge sağlamak – ödünleme (kompensasyon)
Kişi gerçekte veya düşlerinde hissettiği kendi egosuna veya bedenine ait eksiklikleri, bilinçdışı olarak gidermeye veya tamamlamaya çalışabilir, buna kompensasyon denir. Daha çok tanınma veya dikkat çekmek isteyen aşağılık hisleriyle dolu kişiler tarafından kullanılır.

29-kısıtlama-ket vurma(restriction - inhibition )
Kişinin süperego ve id arasında kalan egosunun iç çatışmalarını azalmak ve yaşadığı bunaltıdan kurtarmak için, kendi düşünce, duygu, ve davranışlarının içerik ve hızlarını sınırlandırması yada yavaşlatmasıdır. Kişi bu nedenle yaptığı faaliyeti bırakır, artık onunla uğraşmaz, duraklar, 5
yapabileceği bazı şeyleri yapamaz vb. yani ego sahibi olduğu diğer yeteneklerini kuvvetlendirirken kısıtladığı konuda dolaylı olarak kendi kendini cezalandırma yoluna gider

Kişinin ancak yaptıktan sonra ve bu konuda bilgi almışsa fark edilebileceği egonun savunma mekanizmalarının birçok türü vardır. Bunlar 4 grupta incelenebilir:

a-Narsisistik Savunma Mekanizmaları

Bunlar; inkar(yadsıma), aklileştirme, idealizasyon, yansıtma, yansıtmalı özdeşim, bölmedir.(Kece.A.C.2009 .Savunma Mekanizmaları.En iyi terapistim ben.S79.Birinci basım.Ankara.UtopyaYayınevi.

Sınır kişilik ve Narsisistik kişiliklerin her ikisinde de bölme düzeneği belirgin biçimde kullanılır ve bu durum içsel dünyalarında birbirlerinden tümüyle ayrı duran ya da bölünmüş kendilik ve nesne tasarımlarının varlığında yansımasını bulur.Bu bölme mekanizmaları ilkel ülküleştirme(ilkel idealizasyon),yansıtmalı özdeşim,tümgüçlü denetim,değersizleştirme ve narsisistik geri çekilme ,çözülme , ile desteklenmektedir.
Margeret Mahler de bu zamansal sınıflandırmaya destek sağlamıştır, ‘’ilkel savunma mekanizmalarını kullanmaktan vazgeçmemek daha sonraki olgun örgütlenmeye (depresif konum) geçmeyi engeller ‘’der. İlkel benlik savunmaları teriminin kullanıldığı diğer yerler güdülenme alanlardır.Bir diğer ifadesini de tanısal alanda bulur.
Fairbarn’ın şizoit hastalarla yaptığı analitik çalışma ve Kernberg’in ileri sürdüğü kişilik örgütlenmesindeki hiyerarşik düzeyler şeması önemlidir. Buna göre ağır kişilik bozukluğu taşıyan bireylerin ilkel savunma mekanizmaları kullandığını,daha üst düzeyde karakter örgütlenmesi olan (örn obsesif ,histerik,benlik uyumlu fobik,şiddetli mazohistik kişilerin farklı savunma mekanizmaları kullandığını söyler. Salman. A. Ağır kişilik bozukluklarının tanı ve sağaltımı için başvuru kitabı.1.basım (M.Alkan,C.Gürdal.Çev)İzmir.Meta Basım.2009

Özetle ağır kişilik bozuklukları sekiz savunucu işlemle nitelendirilir .”Ancak üst düzey olarak adlandırılan (örn bastırma,karşıt tepki kurma ,akla uygunlaştırma )savunmalar da ağır kişilik bozuklukları ile görülmez değildir,sadece ilkel savunmalar daha baskındır ve daha hızlı etkinleşirler.Bu genellikle kabul gören bir görüş olmasına rağmen karşıt görüşü savunan( Willik 1983)’’İlkel benlik savunması yoktur,tüm savunma türleri herkes tarafından kullanılabilir der.

Özellikle paranoid bozukluklarda görülen yansıtma mekanizması, kişinin çevresindekilere yönelik hissettiği öfkeyi “herkes bana karşı, herkes bana düşmanlık besliyor” şeklinde ifade etmesidir-kompulsif kişiliklerde ve nevrozlarda ve depresif kişilik veya tekrarlayan depresif reaksiyonlarda bu savunma mekanizmasının çerçevesine girer.

Histriyonik kişilik bozukluğu olan hastalarda kimlik dağılması,bastırma yerine bölmenin egemeliği hakimdir.Histerik kişilik bozukluğuna sahip olanlar baskın olarak bastırma merkezli savunma düzenekleri kurarlar. Salman. A. Ağır kişilik bozukluklarının tanı ve sağaltımı için başvuru kitabı.1.basım (M.Alkan,C.Gürdal.Çev)İzmir.Meta Basım.2009

b-Olgun Olmayan Savunma Mekanizmaları
Daha çok ergenler, erişkinliğe geçiş dönemindekiler ve psikotik olmayan hastalar tarafından kullanılmaktadır. Bunlar; eyleme dökme, kilitlenme, hipokondriazis, özdeşleşme, içe atma, pasif agresif, gerileme, somatizasyondur. Gelişim sürecinde yadsıma ,gerileme ,benlik kısıtlaması ve kendine döndürme gidi savunmalar bastırma,akılcılaştırma ve yüceltmeden daha erken dönemlerde görülür.Yansıtma ve içselleştirme daha geç görülür,çünkü işleyişleri benliğin dış dünyadan ayrımlaşmasına bağlıdır

c-Nevrotik Savunma Mekanizmaları
Daha çok obsesif-kompulsif bozukluğu olan ve histerik yapıdaki kişiler ve stres altında bulunan kişiler tarafından kullanılır. Bunlar; yer değiştirme, bastırma, yalıtma, kontrol etme, ayrıştırma, dışarlama, ket vurma, entellektüalizasyon, bahane bulmak, tersine çevirmedir.
Süperegonun katı ve acımasız olduğu obsesif-kompulsif bozukluğu olan ,sık sık ellerini yıkama ihtiyacı duyan bir kadın, bilinçdışı yer değiştirme mekanizması ile, yasak cinsel dürtülerinden kaynaklanan içsel kirlilik duygusunu bedensel bir kirlilik duygusuyla yer değiştirmiş olabilir.

d-Olgun Savunma Mekanizmaları
Daha çok sağlıklı kişiler tarafından kullanılır. Bunlar; kendini heder etme,geleceği tahmin(anticipation), asceticizm,kendini ortaya koyma,( humor) yani mizahi bakış açısı oluşturmak, yüceltme ve bilinçli bastırmadır. Çatışmada optimal uyum; duyguların, düşüncelerin ve azami farkında oluşu sağlayan ve/veya bunun sonucunda ortaya çıkan başa-çıkma düzenekleridir.

Ego’nun Savunma Düzeneklerini Değişik Düzeylerde Değerlendirme
I. Yüksek Uyum Düzeyi.
Çatışmada optimal uyum; duyguların, düşüncelerin ve azami farkında oluşu sağlayan ve/veya bunun sonucunda ortaya çıkan başa-çıkma düzenekleri.
• Anticipation ( Geleceği Tahmin)
• Humor (Mizah)
• Self-assertion (Kendini Ortaya Koyma)
• Self-observation (Kendini Gözlemleme)
• Sublimation (Yüceltme)
• Suppression (Üstten Bastırma)
II. Ruhsal Engelleme Düzeyi
• Potansiyel olarak tehdit edici düşüncelerin, duyguların, anıların, arzuların veya korkuların bilincinde olmayı önleyen savunmalar.
• Displacement (Yerdeğiştirme)
• Dissociation (Kopma)
• Intellectualization ( Entellektüalize etme)
• Isolation (Yalıtma)
• Reaction Formation (Karşıt Tepki Kurma) 7
• Repression (Bastırma)
• Undoing (Yapbozlama)
III. Minör Çarpıtma Düzeyi
• Özdeğeri regüle etmek için kullanılan ve kendiliğin, vücudun ve “ötekiler”in imgelerini çarpıtan savunmalar.
• Devaluation (Değersizleştirme)
• Idealization (İdealleştirme)
• Omnipotence (Tümgüçlülük)
IV. Tanımama, Reddetme, İnkar Etme Düzeyi
• Hoşa gitmeyen, tedirginlik ve gerginlik yaratan iç-yaşantıları dış-sebeplere bağlayarak bilinç-dışında tutan savunmalar.
• Denial (İnkar)
• Projection (Yansıtma)
• Rationalization (Ussallaştırma)
V. Majör Çarpıtma Düzeyi
• Kendiliğin ve “ötekiler”in imgelerini önemli derecede çarpıtan savunmalar.
• Autistic phantasy (Otistik Düşlem)
• Projective Identification (Yansıtmacı Özdeşleşme)
• Splitting (Ayırma)
VI. Eylem Düzeyi
• İç ve dış gerilimlerle, karşı-eylem ya da içe-çekilme yoluyla başa çıkmaya çalışan savunmalar.
• Acting-out (Dışavurum)
• Passive-Agression (Passif Agresyon)
• Help-rejecting complaining (Yardımı Reddeden Şikayetlenme)
• Apathetic Withdrawal (Duygusuz İçe-çekilme)
VII. Savunma Amaçlı Bozuk Düzenleme
• Zihinsel malzemeyi, belli bir amaca bağlı olarak bozuk düzenleyen ve nesnel gerçeklerle ilişkiyi açık bir şekilde ihlal eden savunmalar.
• Delusional Projection (Hezeyanlı Yansıtma)
• Psychotic Denial (Psikotik İnkar)
• Psychotic Distortion (Psikotik Çarpıtma

Kaynakça

[1] 1. Bateman A, Holmes J. Introduction to Psychoanalysis: Contemporary Theory and Practice. New York, Routledge, 1995
.(Fenichel.O.Nevrozların Psikoanalitik teorisi.s136(S.Tuncer.Çev.)İzmir .Ege Üniversitesi Matbaası 1974.)
(Kece.A.C.2009 .Savunma Mekanizmaları.En iyi terapistim ben.S79.Birinci basım.Ankara.UtopyaYayınevi.
.[11] 11. Meissner WW. Internalization in Psychoanalysis. New York, International Universities Press, 1981.

Salman. A. Ağır kişilik bozukluklarının tanı ve sağaltımı için başvuru kitabı.1.basım (M.Alkan,C.Gürdal.Çev)İzmir.Meta Basım.2009

.[2] 2. Wallis KC, Poulton JL. Internalization: The Origins and Construction of Internal Reality. Philadelphia, Open University Press, 2001.
.Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar-Current Approaches in Psychiatry 2013;5(3):330-342 doi:10.5455/cap.20130522 İçselleştirme, İçealım, İçeatım ve Özdeşim İbrahim Taymur, Rıza Cumhur Boratav

http://www.megep.meb.gov.tr/mte_program_modul/moduller_pdf/Savunma%20Mekanizmalar%C4%B1.pdf
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Savunma Mekanizmaları Nelerdir Ne İşe Yararlar?" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Filiz ÖMEROĞLU'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Filiz ÖMEROĞLU'nun izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     1 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Filiz ÖMEROĞLU Fotoğraf
Psk.Filiz ÖMEROĞLU
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi5 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Filiz ÖMEROĞLU'nun Makaleleri
► Ego Savunma Mekanizmaları Dr.Mehmet TEKNECİ
► Savunma Mekanizmaları Psk.Nurhayat YÜKSEL
► Savunma Mekanizmaları Psk.Bahattin GÖKTAN
► Savunma Mekanizmaları Psk.Dnş.Abdullah TOPAL
► Psikolojik Savunma Mekanizmaları Psk.İ.Nil BİREYŞOĞLU ÖZEN
► Bilinçdışı ve Savunma Mekanizmaları Dr.Psk.Ümit AKÇAKAYA
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,976 uzman makalesi arasında 'Savunma Mekanizmaları Nelerdir Ne İşe Yararlar?' başlığıyla benzeşen toplam 44 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Uyku ve Evreleri Şubat 2018
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


23:00
Top