2007'den Bugüne 92,301 Tavsiye, 28,216 Uzman ve 19,976 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Gebelik ve Bel Fıtığı(Omurganız Gebeliğe Hazır mı?)
MAKALE #19338 © Yazan Prof.Dr.Kadir KOTİL | Yayın Şubat 2018 | 3,129 Okuyucu
GEBELİK VE BEL FITIĞI TEDAVİSİ
Omurganız gebeliğe hazır mı?

Gebelikte bel fıtığı görülme oranı 5000-10000 vakada bir ağır formunda görülürken hafif ve orta düzey bel fıtığı sıklığı fazladır. Bu oran yanı gebelikte ameliyat götürmeyen bel ağrısı yada bacak ağrılı siyatik nedeni sıklığı % 55 dır. Nedeni ise hızlı gelen bel yüklenmesidir.

Bu makalede bu sorunun krizin çözümüne sağlamak olacaktır ama bu makaleyi okuduğunuzda kendinize tedavi uygulamayacak sadece bir fikir sahibi olacaksınız. Unutmayınız ki sadece ve sadece tedavi size olan hastalığın yegane çözümü sizin bir omurilik cerrahına ulaşmanızla mümkündür.

Gebelik sırasında leğen kemiği döşemesinde eklemler ve bağ dokuları, bebeğin yada pelvis kemiğinden (LEĞEN) geçmesi için yumuşamaya yada laçkalaşmaya başlar. Pelvisteki normalde sabit olan eklemler, doğum sırasında bebeğin kolay geçmesini sağlamak için hamilelik döneminde iyice gevşer bu gevşeme olmassa bebek için sorun olmaktadır.

Rahim genişledikçe karın organları yer değiştirir. Vücudun ağırlık merkezinde bir ağacın dalında fazla meyva olması gibi kayma olur. Buna bir de büyüyen karnını taşıma sorunu eklenince biyomekanik kurallar devreye gider ve bel iyice ağırlık dengeleri değişir.
Kaslarda ve omurgada meydana gelen değişiklikler yeni sorunları daha önce var olan bel problemleri ekleyebilir.

Omurga gebeliğin getirdiği ağır yüklenmeye karşı tepki olarak duruşunu ve hareketlerini bu yeni duruma uydurmaya çalışır. Omuzlarını geriye atıp, boynunu bükmeye başlar. Bu dengeleme ve uyum çabaları bel ve sırt ağrılarına sebep olmakta ve daha çok istırahat, daha çok yeme ile eklendiğinde kilo alımı başlar ve ağırlık daha da artar ve kısır döngü böylece devam eder. Omurgamız mutlaka bu nedenle gebeliğe hazır olmalıdır.
Hamilelikte aylarca bebeği karnında taşıdığın için hem de emzirme döneminde kucağında taşıyacağın için omurgada öne doğru bir kapanma olur. ve Hamilelikte sırt ağrısı şikayetlerinin nedeni bu.

Yani sırt ağrısı doğum sonrası da bir süre geçmeyebilir. Çünkü emzirme sürecinde de bebeği sürekli kucağında taşımak, omurganda kapanmaya sebep olabilir. Bu yüzden doğumdan sonra da bu egzersizleri yapmaya devam edebilirsin.

GEBELİKTE PİLATES VE YOGA EN FAYDALI OMURGA RUH VE EGZERSİZLERDİR

SORU: AĞIR FELÇ GEÇİRME ORANI NEDİR?

CEVAP: eğer önceden bel fıtığınız varsa ve size cerrahi dendi ise mutlaka hamile kalmadan bu sorunu çözünüz idrar ve dışkı tutamama gebelikte gözükebilir bu olasılık çok düşük olsada mümkündür.

SORU: Ne zaman ağrılar başlamaktadır?

CEVAP: Daha çok kilo almanın başladığı 20 haftadan sonra ağrılar artmaktadır,
SORU: gebelikte organ gelişimi hangi dönemde başlamaktadır? En güvenli tanı aracı nedir?

CEVAP: 12 hafta sonrası organların gelişimi değil oluşumu bitmiştir, bu dönemden sonra hasarlı organ yada deformiteli organ gelişmez. Röntgen ve tomografi gibi çekimler son dönemde yapılırken MR her dönemde yapılmaktadır.

SORU: GEBELİKTE hangi dönemde lokal ağrı kesiciler yada algolojik tedavi uygulanır?

CEVAP: kortizon ve lokal anestezik uygulaması 2 trimester de çocuk kalp sesleri dinlenerek uygulanabilir. Bu işlemin mutlaka sinir cerrahisi konusunda deneyimli olan bir uzman tarafından yapılması gerekir.

SORU: Ameliyat gerekirse ne tür tedaviler uygulanır?

CEVAP: Hasta ilk 3. Ayda gelmişse mutlaka lokal anestezik ile yapıyorum, 2. Ve 3. Dönemde ise yan yatar pozisyonunda mikroskobik yada endoskopik 50 dk süren işlemle çok rahatlıkla uygulanabilir.

Gebeliğe iyi bir omurga ile hazırlanın sorun varsa mutlaka tedavinizi yaptırarak girin yoksa kabüs dolu bir gebelik oluşur

Bel ağrılarının önlenmesi için dikkat edilecek hususlar
1) Fazla ayakta kalmayın, çok uzun süre hareketsiz oturmayın, otururken ve ayaktayken dik durmaya çalışın, bu esnada kasları fazla germeden en rahat pozisyonu seçin.
2) mümkünse gebelik boyunca alacağınız kilonun programını yapın, ( 8 – 12 kg idealdir ).
3) Doğru yatağı seçerek altı sert üstü yumuşak olacak şekilde olmalı
4) Yan yatarak uyumaya çalışın bunun için pijamanızın sırtına tenis topu diktirin ve sırt üstü yatışı önlemeye çalışın, uyurken bacaklarınızın arasına ve karnınıza destek yumuşak yastıklar kullanmaya çalışın
5) ayakkabılarınız çok önemlidir mutlaka ortopedik size özel ayak uzmanlarının hazırladığı ayakkabıları seçiniz. *Çok yüksek ve çok düz ayakkabı giymeyin. Kısa topuklu ortopedik ayakkabıları tercih edin.*
6) Yataktan kalkarken yan dönüp kollunuzdan destek alarak yavaşça doğrulun.
7) Otururken belinize destek olarak bel destekli ortopedik yastık kullanın.
8) Baş seviyesi üzerinde bir yere uzanırken sırt ve belinizi zorlamadan hareket edin.
9) Ağır kaldırmayı yasaklayın. Yerden bir şey almanız gerekirse alçak bir sandalyeye oturun veya dizlerinizi kırarak eğilin.
10) Gebelik egzersizlerinizi düzenli yaptığınız sürece mutlu olursunuz.

Bel ağrıları için en iyi egzersiz tercihen her gün, en az haftada üç gün 20 ila 30 dakika rahat bir elbise ve ortopedik spor yürüyüş ayakkabısı ile yapılan yürüyüştür. Bu esnada fazla zorlanmayın, aşırı terleme ve çarpıntıdan, aşırı nefes sıklığından kaçının, bol sıvı alın, ve mutlaka omurilik omurga uzmanına danışın.

Leğen kemiği kaslarınızı çalıştırın ki bu çok basittir, idrarınızı ve büyük tuvaletinizi tutar gibi makat, vajina, idrar yolu kaslarınızı sıkın 5-10 sn tutup gevşeyin, bunu günde 3 kez onar kez tekrarlayın, her zaman ve her yerde yapabilirsiniz. Kegel egzersizleri şeklinde internetten bulabilirsiniz

Yoga ve Pilates gebelikte tercih edilen bir aktivitedir, Doktorunuzun önerisiyle size en uygun eksersiz programını uygulamanız en doğru davranış şekli olacaktır.

Bütün bunlara ilave olarak dengeli, bol protein içeren bir beslenme diyeti gerekirse vitamin ve mineral desteği sağlıklı bir hamileliğin olmazsa olmaz şartıdır

Bel Ağrısı hakkında genel bilgidir lütfen okuyunuz

Kronik Bel Ağrısı (KBA) ülkemizde ve batı toplumlarında çok sık görülmektedir. Günümüzde her 5 kişiden 4’ünün hayatlarında en az bir defa bel ağrısı geçirdikleri ve ciddi vakalarda fonksiyon kayıplarına neden olduğu bildirilmiştir. Her yıl İngiltere’de KBA nedeniyle fizyoterapiye başvuran hastalar için yapılan harcamaların 151 milyon sterlin olduğu tahmin edilmektedir, bu nedenle gebelik öncesinde ve gebelikte de oluşma oranı çok yüksektir. Bal ağrısı genel olarak 1aydan az süren akut ve potansiyel doku hasarı ile birlikte olan, bir uyarana karşı oluşan, hoş olmayan bir duygu ve emosyonel bir cevaptır. Kronik ağrı sendromu ise , ağrının artık doku hasarına bağlı bir semptom olmadığı ve ağrı davranışının primer hastalık haline geldiği ve kendine özgü özelliklerinin olduğu anormal bir bir sağlık sorunudur. Kronik ağrı sendomunda doku hasarının objektif bulgularının yanı sıra ağrının subjektif ve davranışsal belirtileri vardır ve gebelikte de ödem oluşması ile artmaktadır

Bel ağrısı genellikle omurga etrafında ve popo bölge çevresi ağrı ile karakterize, fiziksel aktiviteyi etkileyen, ağrılı duruş ve hareket ile karakterize bir problemdir. Özel olmayan ağrılar kıırk, kireçlenme, direk travma, sistemik bir problem içermeyen bel ağrıları diye tanımlanır. Bel ağrılarının %90’ı bel orjinli ağrılardır, diğer bölümü ise kanser romatizmal kökenlidir.

Bel ağrısı olan gebelerin büyük çoğunluğunda ağrının nedeni belli olmayabilir, Hastayı tedaviye götüren, sorununa çözüm aratan ağrı ile artan fonksiyonel yetersizliktir. Çok sayıda ağrı kaynağı bulunmasına rağmen fizik muayene, laboratuar ve radyolojik tetkiklerinin beraber değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu ağrıların büyük çoğunluğu bölgesel mekanik bir yüklenmekten kaynaklanmaktadır. Mekanik bel ağrısı fiziksel aktivite ile uyarılır ve istirahatle hafifler. Mekanik olmayan bel ağrısı ise istirahatte artan fiziksel aktiviteyle azalan özelliktedir. Bel ağrısında birçok faktör rol oynamaktadır.
Bel ağrılarının gebelikte birçok nedeni vardır. Bunlardan en yaygınları diskin şişmesidir osteoartirt, spinal dar kanal, ankilozan spondilit, kas yırtıkları gibi nedenlerde gebelikte var olabilir, Skolyoz, spondilolistezis, alt ekstremite boyunda eşitsizlik, eklem hipermobilitesi ve diğer postüral anomalilerde bel ağrısına neden olabilmektedir. Bel ağrısının diğer olası nedenleri osteoporoz, kas imbalansı, gebelik, renal patoloji, jinekolojik hastalıklar, malignite, aort anevrizması, overuse sendromu, myofasiyal veya yumuşak doku yaralanmaları ve diğer durumlar gebelikte sorunları artırabilir.. İdiopatik ve psikojenik bel ağrısının bilinen bir nedeni yoktur

Bel ağrılarının bir nedeni de kas grupları arasındaki dengesizlik olduğu bilinmektedir. Buna kas imbalans teorisi denilmektedir. Buna göre belirli kaslar aşırı aktif ve kısa olduğunda antagonist grup kasları uzayarak, inaktif duruma geçmektedir denebilir. spondiloz dediğimiz bel kireçlenmesi bazen erken yaşlarda gözükür ve lumbal disk herni ve osteoporoz gibi hastalıkların ön plana çıktığı, hastaların genellikle geç dönemde doktora müracaat ettikleri, ev hanımların ve memurların yüksek risk grubu gebelikte ilave sorunlar yaratırlar. Ayrıca bel ağrısı şikayeti ile gelen hastalarda öncelikli olarak yaş faktörüne göre etyolojik tanının düşülmesi ve özellikle ev hanımları ile masa başı memurların bel sağlığı yönünden daha dikkatli eğitilmeleri gerektiği vurgulanmaktadır.
Bel ağrısı gebelerin çoğunda ataklarının %90-95’i 6 haftada iyileşir. %5’i ise sempomlar ve fonksiyonel yetersizlik devam ederek kronikleşir. Önceden 6 ayı geçen bel ağrıları kronik kabul edilirken, günümüzde bu süre 6 haftaya kadar inmiştir.

Bel ağrısının gebelerde kronikleşir yada gebelik sonrası devam eder mi?

1- Fiziksel kondisyonun bozulması: Hastalar ağrılarının artacağın düşündükleri için bellerini kullanmazlar. Kullanmamaya bağlı hem muskuler endurans, hem de kardiovasküler endurans bozulur. Yapılan yanlış ve uygun olmayan hareketler ağrıyı ve kısıtlılığı daha da tetikler. Özellikle aynı pozisyonda çalışan veya travmaya maruz kalan çalışanın yaşam standardının değiştirilmesi gereklidir. Fiziksel fonksiyon bozukluğu iyileştirilmeden aktif yaşama ve işe dönülürse yeniden yaralanmalara neden olur. Bu hastalar için fiziksel kondisyonu artırmak önemlidir

2- Çeşitli psiko-sosyal faktörler: Uzun süren ağrı sıkıntı, endişe ve depresyona yol açar. Aktif bir kişinin kısıtlanması, kendine güvensizliğe, bağımlılıklara, günlük sorunlarla başa çıkamama gibi problemlere neden olur. Bu kişilerin çoğunda işyeri memnuniyetsizliği ya da hayattan zevk alamama gibi problemler oluşur. Bunun sonucunda iş gücü kayıplarında artış ve günlük yaşam aktivitelerinde kısıtlılık görülür

Kronik ağrının oluşumuna yol açan farklı etkenler vardır. Biyolojik ve fiziksel faktörlerde bunlardan biridir. Yaş, cinsiyet, antropometri, postür, kas kuvveti, kas imbalansı, omurga stabilitesi, eğitim, medikal geçmiş, fiziksel kondisyon, alışkanlıklar (sigara gibi) ve sosyo-ekonomik problemler sıklıkla KBA’nı etkileyen faktörler arasındadır. Bu öğelerin farklılıkları kronik ağrı durumuna sebep olabilen kişisel özelliklerle ilgili biyolojik, sosyal ve psikolojik faktörleri göstermek için bio- psiko-sosyal yaklaşımların kullanılması önerilmektedir. Kronik ağrı zararlıdır, çünkü yaralanma iyileştikten sonra uzun süre devam eder. Kronik ağrıda nöral bağlantılar ağrıyı sürdürmek üzere yapılanır. Sempatik aktivitede azalma, depresyon ve duygu yitimine neden olabilir. Kronik ağrı iyileşmenin normal zamanını aşmasına neden olur ve ne zaman biteceği konusunda zorluk ortaya çıkar. Ağrı korkusu, kinezyofobi ve yardım aldığında iyileşmeme inancı gibi faktörler ağrı artmasını ve fonksiyonel aktivite kısıtlanmasını etkileyen primer faktörlerdir. Bu nednele doğum sonrası fiziki ve ruhsal rehabilitasyon çok önemlidir bu ağrının kronikleşmesini önleyebilir. Uyku dağılımına bağlı ağrı şiddeti deneyimi, genel yaşam kalitesi ve ruh halinde negatif etkiler ortaya çıkarmaktadır. Ağrının devam etmesi depresyona ve uyku kalitesinin azalmasına neden olmaktadır Özellikle kas- iskelet sistemi rahatsızlıklarında uyku düzeni değişmektedir. Hareketsizliğe bağlı ağrı artışı uyku problemlerine ve depresyona da neden olmaktadır. Bel ağrılı hastalarda erken dönem mobilizasyon ve egzersizin uyku ve depresyon üzerine yararlı etkileri olduğu kabul edilmektedir.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Gebelik ve Bel Fıtığı(Omurganız Gebeliğe Hazır mı?)" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Prof.Dr.Kadir KOTİL'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Prof.Dr.Kadir KOTİL'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Kadir KOTİL Fotoğraf
Prof.Dr.Kadir KOTİL
İstanbul
Doktor "Beyin ve Sinir Cerrahisi (Nöroşirurji)"
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi57 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Prof.Dr.Kadir KOTİL'in Makaleleri
► Gebeliğe Hazırlık Op.Dr.İnci KARALAR
► Kürtaj ve Gebeliğe Son Verme Teknikleri Op.Dr.Mustafa N. ALİHANOĞLU
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,976 uzman makalesi arasında 'Gebelik ve Bel Fıtığı(Omurganız Gebeliğe Hazır mı?)' başlığıyla benzeşen toplam 48 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Omurilik Tümörleri Eylül 2017
► Humik Asit ve Mumiyo Nedir? ÇOK OKUNUYOR Şubat 2015
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


20:10
Top