2007'den Bugüne 92,312 Tavsiye, 28,221 Uzman ve 19,978 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Bilişsel Davranışçı Terapi Yaklaşımı
MAKALE #19386 © Yazan Psk.Doğancan GÖKÇE | Yayın Şubat 2018 | 3,822 Okuyucu
Bilişsel davranışçı terapi

Bilişsel davranış terapisi, kişilerin duygu , davranış ve tepkilerinin olaylara olan algılarından etkilendiği varsayımına dayanan bir terapidir. Örneğin; birçok kişinin bilişsel davranış terapisi üzerine bir temel metin okumakta olduğunu hayal edin. Zihinlerinden geçenlerin ne olduğuna bağlı olarak benzer durumlara oldukça farklı duygusal ve davranışsal tepkiler vereceklerdir.

İnsanların duygusal yönden nasıl hissettikleri ve nasıl davrandıkları, bir durumu nasıl yorumladıkları ve o durum hakkında nasıl düşündükleri ile ilişkilidir. Durumun kendisi nasıl hissettiklerini veya ne yaptıklarını doğrudan belirlemez; duygusal yanıtlarına, durumu nasıl algıladıkları aracılık eder. Bilişsel davranış terapistleri de kısmen, daha açık düşünme seviyesi ile eş zamanlı çalışan düşünme seviyesiyle ilgilenirler. Örneğin siz bu metni okurken, düşüncenizde iki düzey fark edebilirsiniz. Aklınızın bir kısmı, metinlerdeki bilgilere odaklanmaktadır, yani bilgileri anlayıp birleştirmeye çalışıyorsunuz. Bunun yanında, diğer düzeyde hızla değerlendiren düşüncelere sahip olabilirsiniz. Bu düşüncelere otomatik düşünceler denir ve bunlar, düşünme ve dışa vurma sonucu olan düşünceler değildir. Daha ziyade bu düşünceler kendiliğinden ortaya çıkar ve çoğu zaman oldukça hızlı ve geneldir. Nadiren bu düşüncelerin farkına varabilirsiniz. Bunun ardından gelen duygu ve davranışın farkına varmanız daha olasıdır. Düşüncelerin farkında olsanız bile, doğru olduklarına inanarak onları büyük olasılıkla eleştirmeden kabul edersiniz. Onları sorgulamayı bile düşünmezsiniz. Öte yandan kendi değişimlerinize gerçekte duygularınıza, davranışlarınıza veya fizyolojinize dikkat ederek otomatik düşüncelerinizi belirlemeyi öğrenebilirsiniz. Yani kendinize şu soruyu sorabilirsiniz; o an aklımdan ne geçiyordu? Otomatik düşüncelerinizi tanıdığınızda düşüncelerinizin geçerliliğini değerlendirebilirsiniz. Bu düşünceleri muhtemelen bu zamana kadar değerlendirmiyordunuz. Örneğin yapılacak bir sürü işiniz olduğunda asla tamamını bitiremeyeceğim otomatik düşüncesine sahip olabilirsiniz. Fakat geçmiş deneyimlerinizi hatırlayarak ve şunları aklınızda tutarak gerçekliği otomatik olarak çek edebilirsiniz; ne kadar yoğun olsam da yapmam gerekenleri her zaman başardığını biliyorsun. Duruma ilişkin yorumun hatalı olduğunu anlayıp onu düzelttiğinizde, duygu durumunuzun iyileştiğini, daha işe yarar şekilde hareket ettiğinizi hissedeceksiniz.
Bilişsel durumlarda işlevsiz düşünceler sorgulandığında kişinin duygu durumu davranışı ve fizyolojik tepkileri genellikle değişir. Peki otomatik düşünceler neyden kaynaklanıyor? Kişinin bu durumu farklı bir kişiden farklı yorumlamasını sağlayan nedir? Aynı kişi benzer bir durumu başka bir zamana kıyasla neden farklı yorumlar? Cevap; daha güçlü bilişsel inançlarla ilgilidir.
Çocukluktan itibaren kişiler , başkaları, dünyaları ve kendileri hakkında belirli fikirler geliştirirler. En merkezi ya da temel inançları; kendilerine bile çoğu zaman dile getiremedikleri için kalıcıdır, çok köklü ve derinlerdedir. Kişi bu fikirleri maddelerin var olması gibi mutlak doğru gibi kabul etmiştir. Örneğin bilgisayarda yeni bir program öğrenmesi gereken bir kişi endişelenmekteyse ben yetersizim şeklinde bir inanca sahip olabilir. Bu inanç sadece depresif olduğu durumda faal olur ve zamanın büyük bölümünde aktif olur. Bu inanış aktif olduğunda kişi durumu bu inanış doğrultusunda yorumlar. Bu inançlar duruma olan bakışını etkiler. Bu da duygularını düşüncelerini ve davranışlarını etkiler. Danışanların daha iyi hissetmelerine ve daha uyarlanabilir şekilde davranmalarına yardım etmenin en hızlı yolu, temel inançlarını doğrudan değiştirilmesini mümkün olan en kısa sürede kolaylaştırmaktır. Bunu yaptıklarında danışanlar gelecekteki durumları ve sorunları daha yapıcı şekilde yorumlama eğilimi göstereceklerdir. Açık şekilde depresyonda olan sorunun başlangıcında kendileri hakkında mantıklı ve uyarlanabilir inançlara sahip danışanların tedavisinde erken inanç değişikliği yapmak mümkündür. Ancak hastaların inançları yerleşmişse temel inançların geçerliliği çok erken sorgulanırsa, inanılırlığını kaybedebilir. Bu nedenle bilişsel davranışçı terapide tadavinin olağan süresi, başlangıçta otomatik düşünceleri belirlemeye ve onları değiştirmeye vurgu yapar. Bu sayede dolaylı olarak temel inançlarda değişmeye başlar. Danışanların özgül düşüncelerindeki bozulmayı fark etmeleri ,kendilerini , dünyalarını ve diğerlerini derin bir şekilde anlamalarından daha kolaydır. Fakat daha yüzeysel bir biliş düzeyinde çalışarak rahatladıklarında tekrar eden deneyimler yoluyla, danışamlar işlevsiz düşüncelerinin altında yatan inançlarını değerlendirmeye karşı çok açık olurlar.
Otomatik düşünceler de düşünce akışıyla bir arada var olan düşüncelerdir. Bu düşünceler psikolojik sorunu olan insanlara özgü değil hepimize özgü deneyimlerdir. Çoğu zaman bu düşüncelerin hiç farkında olmasak da yalnızca birazcık alıştırma ile bu düşünceleri kolayca bilincimize getirebiliriz. Düşüncelerimizin farkına vardığımız zaman, psikolojik bozukluklardan muzdarip değilsek gerçeklik kontrolünü otomatik olarak yapabiliriz. Bu yazıyı okuyan biri, mesela, yazının konusuna odaklanırken; bunu anlamıyorum, otomatik düşüncesine kapılabilir, ve biraz endişe hissedebilir. Ancak; kendiliğinden bu düşünceye yapıcı bir şekilde bir kısmını anlıyorum bir kısmını tekrar okuyayım diyebilir. Bu tür otomatik gerçeklik testi ve otomatik düşüncelere cevap vermek yaygın bir deneyimdir. Sıkıntı içinde olan insanlar, bu tür bir eleştirel değerlendirmede bulunmayabilirler. Bilişsel davranış terapisi onlara özellikle üzgün oldukları zamanlarda düşüncelerini bilinçli ve yapısal bir şekilde değerlendirmek için yöntemler öğretir. Otomatik düşünceler genellikle kısa ve özdür. Danışanlar genellikle kendi düşüncelerinden ziyade bu düşüncelerin sonucu olan duyguların bilincinde olurlar. Örneğin terapi esnasında danışanlar tedirgin üzgün ve gergin olduklarını ya da mahcup hissettiklerinin kısmen bilincinde olabilirler, fakat biz sorana kadar otomatik düşüncelerini fark etmeyebilirler.
Danışanların hissettikleri duygular mantıksal olarak otomatik düşüncelerin içeriğiyle bağlantılıdır. Otomatik düşünceler geçerliliğine ve yararlılığına göre değerlendirilir. Otomatik düşüncenin en yaygın türü, objektif kanıtlardan oluşmasına rağmen, bunun aksine bir şekilde bozulmuş olarak ortaya çıkmasıdır. Otomatik düşüncenin bir ikinci tipi doğru fakat hastanın vardığı sonuç yanlıştır. Örneğin; ben verdiğim sözü tutmadım geçerli bir düşüncedir ama bu yüzden ben kötü bir insanım olmamalıdır. Otomatik düşünceler düşüncelerin daha açık bir akışıyla var olurlar, kendiliğinden ortaya çıkarlar fikirlere ve düşünmeye dayalı değildirler. İnsanlar genellikle ilişkilendirilmiş duygularının daha çok bilincindedirler ama küçük bir eğitimle düşüncelerinin farkına varabilirler. Kişisel problemler ile ilgili düşünceler, içerik ve anlamlarına bağlı olarak özgün duygularla alakalıdırlar. Genelde kısa öz çabuk geçen cinstendir. Sözel ve görsel şekilde ortaya çıkabilir. İnsanlar genellikle otomatik düşüncelerini üzerinde düşünmeden veya değerlendirme olmaksızın doğru kabul ederler. Daha uygun bir yolla otomatik düşünceleri tanımlamak değerlendirmek ve yanıtlamak genelde olumlu bir duygu dönüşümünü sağlar.
Psikolojik sorunlarla ilgili bağlantılı ya da ilişkili olarak gerçek yaşam sorunları da olabilir. Her seansda danışanlarla o hafta kendisi için sorun teşkil eden farklı konularda konuşmalıdırlar bunun için cesaretlendirilmelidir. Geçmişte benzer problemleri nasıl çözdükleri ya da yakın arkadaşlarına benzer durumlarda nasıl tavsiye verdikleri, aile üyeleriyle benzer problemi nasıl çözdükleri konuşulmalıdır. Bazı danışanlar problem çözme konusunda iyi olmayabilir. Onları doğrudan problem çözme konusunda eğitmek yararlı olabilir. Onlar bu eğitimde özel bir problemin çözüm araçlarını bir çözümü seçmeyi, o çözümü uygulamayı ve etkisini değerlendirmeyi öğrenirler. Danışanlardan bazıları mevcut becerilerini geliştirmeye ihtiyaç duyabilirler, onlara bu konuda destek verilmelidir. Bazı danışanlar problemleri hakkında kronik olarak endişelenirler. Yüksek kaygılarının gerekçesinin doğru olması olası değildir. Bu danışanlarla birlikte problemlerin düşük ve yüksek olasılıkları arasındaki, makul olan ve olmayan önlemlerin alınması arasındaki farklılıkları üzerinde çalışma yapabiliriz. Danışanlar; belirsizliği kabul etmesine kişisel ve dışsal kaynaklar oluşturmalarına, öz yeterliliklerini yükseltmelerine, yani bir problem ortaya çıktığından kendilerine daha çok güvenmelerine, o problemle ilgili kendi başlarına ya da diğerleriyle birlikte etkin kararlar almasına teşvik edilmelidir.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Bilişsel Davranışçı Terapi Yaklaşımı" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Doğancan GÖKÇE'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Doğancan GÖKÇE'nin izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     2 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Doğancan GÖKÇE Fotoğraf
Psk.Doğancan GÖKÇE
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Klinik Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi6 kez tavsiye edildi
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Doğancan GÖKÇE'nin Makaleleri
► Bilişsel Davranışçı Terapi Psk.Arzu BEYRİBEY
► Bilişsel Davranışçı Terapi (Bdt) Psk.Benan ŞAHİNBAŞ
► Bilişsel Davranışçı Terapi Psk.Dnş.İnci AYDIN
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,978 uzman makalesi arasında 'Bilişsel Davranışçı Terapi Yaklaşımı' başlığıyla benzeşen toplam 15 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Freud ve Psikanaliz Ocak 2019
► Birey Merkezli Yaklaşım Aralık 2018
► Duyguları Tanımlamak Mayıs 2018
► Varoluşçu Terapi Mayıs 2018
► Psikoterapi Nedir Nisan 2018
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


10:43
Top