2007'den Bugüne 92,227 Tavsiye, 28,206 Uzman ve 19,962 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Çocuklarda Ölüm Korkusu
MAKALE #19547 © Yazan Psk.Kubilay MERCAN | Yayın Nisan 2018 | 10,495 Okuyucu
Yas ve ölüm tutumları hayatın her anında karşılaştıgımız kaçınılmaz bir durumdur.Yas ve ölüm hakkında düşünür ve yorum yaparken, yas ve ölümün olduğunun fark etmek, bu olayla karşılaşmak çok ilgimizi çekmeyen olgu değildir.

Ölüm üzerine verdiğimiz davranışsal durumlar şahıslardan şahıslara farklı olabilmektedir ve bu kişi üzerinde etkiler oluşturabilmektedir. Ölen kişilerin kimlikleri, yakınlık durumları, ölüm sebepleri ve buna bağlı olarak oluşturdukları duygusal durumlarının genel anlamları; ölüm ve vefat sonucu yaşanan sürece yas ve ölüm psikolojisi denilmektedir.

Yas ve ölüm psikolojisinin birey üzerinde bıraktığı algısal durum düşünülünce ergenlik dönemi çocukların algılama biçimleri değişiklikler göstermektedir. Önemli olarak işlem öncesin de ki ve somut işlemler dönemini yaşantıya döken çocuğun ölüm ve yas gibi soyut bir kavramı algılaması yetişkin bireylerden ayrı farklar göstermektedir.
Aile büyüklerinin yas ve ölüm tanımını belirtme şekli konusunda zorlandığı görülmektedir. Çocuğun gelişme ve olgunlaşma durumlarını ele almadan atlayan aileler çocuklarının yas ve ölüm durumunu oluşturacakları duygusal vurumlarını yetişkinlerin tepkileriyle düşünerek değerlendirmektedirler.

Ölüm ve yas tutumlarının çocuk ve ergenliğe geçiş dönemlerinde, ergenlikte oluşturdukları varyanslar önemli bir şekilde değerlendirilmelidir. Ergenlik dönemi çocukları ve geçiş dönemi çocukları için yas ve ölüm psikolojisinin kavranması çok önem arz etmektedir.

Bu projenin asıl amacı ; çocukların ve ergenlik dönemi çocukların; bireylerin yas ve ölüme vermiş oldukları davranışsal tutumlar, oluşturdukları varyanslar yas ve ölüme karşı oluşturdukları pozisyon becerilerini bizlere göstermektidir.

Hayatın oluşum evresini kontrol edebildiğimiz durumları yaşamsal olarak anlamak ve bu durum ile beraber kontrolümüz dışında oluşan; bizi derinden etkileyen durumsal olaylara maruz kalabiliriz. Tümüyle kontrolü sağladığımız durumlar evlilik, iş olgusalında değişiklik, evlat oluşumu, öğretim ve eğitim süreci gibi deneyimlerdir. Bizim kontrolümüz dışında oluşan olayların en başında yas ve ölüm gelmektedir. Ölüm ve yas süreci her bireyin başına gelebilen önemli süreçlerdendir.

Bireyi yaşamı anlama ve ölümü tamda sürecinde bir olgusal evre içerisindedir ve bu durum birey için çok önem arz etmektedir.

Kayıp ve ölüm süreci yaşamsal olgu gösteren her varlık için tümevarımda, kaçamayacağımız bir sonuç olarak karşımıza çıkmaktadır. Ölümün bir son olduğu her kaynakta geçtiği gibi, ölümün bir son olmadığı da kaynakta ki yerini almıştır.
Ergenler ve çocuklar ölüm konusunu net olarak algılayamadıkları için oluşan bir durum tam olarak düşünemezler.Çocukların ölüm konusuna yaklaşım tarzı içinde bulundukları kültür, ailesel durumlar, gelişim varyansları gibi sebeplere ve durumun oluşuna göre değişiklik göstermektedir. Mahon ve bir grup arkadaşı, inceledikleri araştırmaların da ‘yaşın’ ergenlik ve çocuklarda ölüm durumsalını kavramalarında önemli faktör olduğunu ortaya koymuştur. Bunun yanında sadece yaş olgusalının içinde varsayılan kültürün de ölüm üzerindeki etkisi üzerinde durulması gereken önemli bir konudur.
Ölümle karşılaşılması ile çocukların zihninde farklı sorular belirir ve bu sorulara verilecek sözlü, sözsüz cevaplar ile çocukta ölüm kavramı şeması oluşur. Çocuklar ölüm nedir, ölen insana ne olur, öldükten sonra geri dönüş var mıdır gibi sorular sormaktadırlar. Çocukların bu sorularına cevap verebilmek için öncelikle çocuklardaki ölüm kavramının algılanma sürecinin yetişkinlerden farklı olduğunu idrak etmek gerekmektedir. Burada da dikkat edilmesi gereken nokta ölüm gibi soyut bir konunun somut işlemler dönemindeki çocuğa izah edilme biçimidir. Örneğin; evcil hayvanların üzerinden bahsederek ölüm kavramını somutlaştırmak çocukların bu süreci daha doğru anlamalarına katkı sağlayacaktır. Anlatılacak konunun detaylandırılması ise çocukta daha karmaşık bir yapının oluşmasına zemin hazırlayacaktır o yüzden ölüm konusunun olabildiğince sade ve yalın bir biçimde ele alınması gerekir.

Ebeveynler, eğitimciler, psikologlar, psikolojik danışmanlar çocuklara ölümün nasıl anlatılması gerektiği noktasında tavsiye için birilerine başvurmaktadır. Çocuklarla çalışan tüm profesyoneller ölüm kavramı hakkında doğru bilgi ihtiyacına gereksinim duymakta ve çocuğa yaklaşım konusu üzerinde düşünmektedirler. Ölümün çocuğa ne ifade ettiğini anlamak için çocuğun durumdan nasıl etkilendiğine bakmak gerekir. Bu durum çocuğun ölüm kavramı hakkındaki yanılgılarını ve yanlış anlamalarını düzeltmek için gereklidir. Bu konuda Tümlü(2013)’nün ‘5-12 Yaş Aralığındaki Çocukların Ölüm Algısını İfade Biçimlerinin İncelenmesi’ konulu yüksek lisans tezi ile ülkemizde çocukların ölümü ifade ediş şekilleri ile ilgili güncel bir araştırma yapılmıştır. Bu makalede bu araştırmadan elde edilen verilere de yer verilecektir.

Çocukların ölümü anlamaları içinde bulundukları bilişsel ve duygusal süreçlerle bağlantılıdır. Çocuklar ölümü soyut bir kavram olması nedeniyle çok fazla kavramsallaştıramazlar. Bunun nedeni ise çocukların algılamalarında oluşabilecek farklıların olmasıdır. Çocukların gözünde ölüm seyahate çıkma, cezalandırılma, hastalık, derin uyku gibi anlamlara gelmektedir. Bunun yanı sıra ölüm algısının oluşmasında bazı aşamalar vardır ;
1-Geri Dönülmezlik (Son) : Bu aşamada çocuk ölümden sonra hayata geri dönülmeyeceğini anlar, ölümü bir son olarak görür.
2-Evrensellik(kaçınılmazlık): Çocuk ölümün tabiattaki bütün canlıların başına geleceğini bilir.
3-İşlevsizlik: Çocuk ölümün vücudun işlevselliğini yitirmesi olduğunu anlar.
4-Nedensellik: Bu aşamada çocuk vücudun yaşamsal fonksiyonları yerine getirmediğini bilir.

Çocukların ölüme yükledikleri anlam bu aşamaları algılama ve kabul etmeleriyle ilişkilidir. Çocuklarda ölüm kavramı yaş dönemlerine göre 3 basamakta incelenmektedir
Çocukların ölüme ilişkin anlamlandırmaları anne, baba ve yakınlarının tutumlarına göre de değişiklik göstermektedir. Anne ve baba, çocuğun ölümle ilişkili sorular sormasıyla sinirli ve gergin bir ruh haline bürünürse çocuk soru sormamayı ve sorularını kendine saklamayı öğrenir. Aynı zamanda ölüm kavramı çocuğun dünyasında korkutucu bir yer edinebilir. Çocuklar dört yaşın başlangıcında dil gelişiminin de hızlanması ile ölümü daha iyi algılamaya başlarlar. Beş yaşından itibaren ölümün geri dönülemez bir olgu, kalıcı bir ayrılık olduğunu anlarlar.

Nagy, yapmış olduğu araştırmalar sonucunda 0-5 yaş arasında kesin ve kati bir ölüm düşüncesinin olmadığına, ölümün ayrılık olarak kabul edildiğine ya da tamamen inkar edildiğine ulaşmıştır. Çocuklar ölen kişilerin farklı bir yaşantıları olduğunu düşünürler, ölenlerin hayatının sınırlı olduğunun farkındadırlar.

Yapılan araştırmaları özetlersek, 2-6 yaş arasında ölüm kavramı çocukların yaş ve yaşantılarına, ailenin yapmış olduğu açıklamaklara bağlı olarak farklı anlamlar ifade etmektedir. Çocukların ölümü anlamlandırmasında pek çok faktör etkilidir. Küçük çocuklar hayal güçleri ile ölümden kaçınabileceklerini düşünürler aynı zamanda ölen kişinin uyku da ya da uzak bir yerde olduğuna inanırlar. Evcil hayvanlarının ölümü gibi karşılaştıkları durumlarda da ölümün canlılığın devam etmemesi, sınırlanması olduğunu düşünürler. Beş yaşından itibaren ise ölümün kalıcı bir ayrılık ve sonu ifade ettiğini anlamaya başlarlar.
     4 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler  
► Çocuklarda Ölüm ve Yas Süreci Psk.Aysun AKTAŞ
► Çocuklarda Ölüm Kavramı ve Yas Psk.Dnş.Filiz OKUŞ TEZEL
► Çocuklarda Ölüm Kavramı Psk.Nilüfer ŞİŞMAN
► Çocuklarda Okul Korkusu Psk.Bilge Kağan BÜYÜKKELEŞ
► Çocuklarda Okul Korkusu ve Çözüm Yolları Dr.Psk.Hale Nur KILIÇ MEMUR
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,962 uzman makalesi arasında 'Çocuklarda Ölüm Korkusu' başlığıyla benzeşen toplam 20 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
 
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


05:18
Top