Tv Karşısında Yemek Yemesi Sakıncalı. Peki Neden ?
Çocuğumuza yemek yedirmek biz annelerin en büyük arzularından birisi. Bu sebeple ek gıda döneminden başlayarak araştırmaya başlıyoruz. Ne yedirelim , ne kadar ve nasıl yedirelim? Hevesle ek gıda vermeye başladığımızda hayallerimiz ve gerçekler biraz farklı olabiliyor. Biz hazırladığımız sağlıklı yiyecekleri bebeğin iştahla yemesini umarken bebek reddedebiliyor. Buna bir süre sabreden ebeveynler bir süre sonra bunu görmezden gelmekte zorlanabiliyorlar. Bu süreçte devreye nasıl yedirmeliyim ? soruları giriyor. Çocukları konusunda oldukça yaratıcı olan ebeveynler bu konuda da çeşitli yöntemler deneyebiliyor. Restoranlarda da sıklıkla karşılaşılan tablo çocuğun bir medya aracı ile yemek yemesi oluyor. Bu bazen tablet ve telefonken , bazende Tv olabiliyor. Uzmanlar TV karşısında yemek yemenin sakıncalı olduğunu her fırsatta dile getiriyorlar. Buna karşılık annelerin bazıları bunu yanlış olduğunu bildiği halde yapıyor, bazıları bu konuyu umursamıyor, bir kısım ‘ Nasıl yedirelim yani , yemiyor napayım ? ‘ diye tepkili yaklaşırken, bir kısım ise uygulamayı tercih edip memnun olduğunu ifade ediyor.
PEKİ NEDEN YEDİRMEYELİM ?
Malum olan şey çocuğun ne yediğinin farkında olması gerektiğidir, çünkü yeme faaliyeti açlık dürtüsünden sonra gelip yeme ile sonuçlanıp doyduğu zaman ise son bulması gerekir. Tv karşısında ne olur ? Çocuk ne yediğinin farkında olmadığı gibi , ne kadar yediğini de bilemediğinden obeziteden tutun, yemek sonrası kusmaya kadar giden tablolar ortaya çıkabilir.
PEKİ BİR ANNE NEDEN , DOKTORU AKSİNİ ÖNERMEDİKÇE, ÇOCUĞUNUN REDDECEĞİ YİYECEĞİ ONA YEDİRMEK İSTER ?
İşte burada bir çok faktör söz konusu. Bunların başında toplumdaki tombul çocuk sağlıklıdır düşüncesi gelir. Eğer bebeğin görüntüsü normal ya da zayıf ise bebeği / çocuğu yemediği takdirde bunu kabul eden anne bunun rahatsızlığını duyar, bir şeylerin yanlış olduğunu hisseder. Anne bunu farketmese bile aslında bu rahatsızlık dile getirilen bu söylemler sonucu ortaya çıkar. Farkında olmadan bu söylemler nedeniyle alt bir yargı sistemi oluşturmuş anne, çocuğu yemediğinde kendini rahat hissedemez. Eğer bir de anne çalışan bir anne ise , çocuğu ile daha fazla vakit geçirememekten kaynaklanan vicdan azabı ile bu durum katlanır, ‘ iyi bir anne ‘ olmak için çocuğuna ne olursa olsun yedirmesi gerektiğini düşünür. Sanki çocuğu yemediğinde yeterince uğraşmaz ve yedirmezse, onunla ilgilenemediği gibi bir de ilgisiz ve yetersiz bir anne olacaktır. Bu duygular bir annenin hissetmek isteyeceği son duygulardır.
Bir diğer sebep ebeveynlerin çocuklarına bir şeyler yedirmeyi görevleriymiş gibi üstlerine almasıdır . Bir çoğunuzun ‘ Nasıl yani bizim görevimiz değil mi ? ‘ dediğini duyar gibiyim. Aslında çocukların açlık hissetiklerinde karınlarını doyurmak kendi sorumluluklarında olan bir şey olması gerekirken, bizlerin asıl görevi onlara sağlıklı gıdalar sunarak dengeli beslenmelerine teşvik etmektir. Çocuğun ne yiyeceğine ve nerede yiyeceğine ebeveyn karar verirken, ne kadar yiyeceğine çocuk karar vermelidir.Olması gereken çocuk yemeyi tabak yarımken bırakmışsa, o tabağı muhafaza edip, aralarda atıştırmalıkları keserek çocuğun açlık hissetmesi sağlanmalı , çocuk acıktığını söylediğinde saklanmış tabak ona tekrar sunulmalıdır.
En sık yapılan hatalardan birisi ise annenin çocuğunu başka çocuklarla kıyaslayarak, adeta en çok sebze yiyen , en dengeli beslenen çocuk yarışına girilmesidir. her konuda olduğu gibi bu konuda da çocukları kıyaslamak doğru değildir. Her çocuğun kendi düzeni ve kişiliği, zevkleri vardır.
PEKİ NEDEN YEDİRMEYELİM ?
Malum olan şey çocuğun ne yediğinin farkında olması gerektiğidir, çünkü yeme faaliyeti açlık dürtüsünden sonra gelip yeme ile sonuçlanıp doyduğu zaman ise son bulması gerekir. Tv karşısında ne olur ? Çocuk ne yediğinin farkında olmadığı gibi , ne kadar yediğini de bilemediğinden obeziteden tutun, yemek sonrası kusmaya kadar giden tablolar ortaya çıkabilir.
PEKİ BİR ANNE NEDEN , DOKTORU AKSİNİ ÖNERMEDİKÇE, ÇOCUĞUNUN REDDECEĞİ YİYECEĞİ ONA YEDİRMEK İSTER ?
İşte burada bir çok faktör söz konusu. Bunların başında toplumdaki tombul çocuk sağlıklıdır düşüncesi gelir. Eğer bebeğin görüntüsü normal ya da zayıf ise bebeği / çocuğu yemediği takdirde bunu kabul eden anne bunun rahatsızlığını duyar, bir şeylerin yanlış olduğunu hisseder. Anne bunu farketmese bile aslında bu rahatsızlık dile getirilen bu söylemler sonucu ortaya çıkar. Farkında olmadan bu söylemler nedeniyle alt bir yargı sistemi oluşturmuş anne, çocuğu yemediğinde kendini rahat hissedemez. Eğer bir de anne çalışan bir anne ise , çocuğu ile daha fazla vakit geçirememekten kaynaklanan vicdan azabı ile bu durum katlanır, ‘ iyi bir anne ‘ olmak için çocuğuna ne olursa olsun yedirmesi gerektiğini düşünür. Sanki çocuğu yemediğinde yeterince uğraşmaz ve yedirmezse, onunla ilgilenemediği gibi bir de ilgisiz ve yetersiz bir anne olacaktır. Bu duygular bir annenin hissetmek isteyeceği son duygulardır.
Bir diğer sebep ebeveynlerin çocuklarına bir şeyler yedirmeyi görevleriymiş gibi üstlerine almasıdır . Bir çoğunuzun ‘ Nasıl yani bizim görevimiz değil mi ? ‘ dediğini duyar gibiyim. Aslında çocukların açlık hissetiklerinde karınlarını doyurmak kendi sorumluluklarında olan bir şey olması gerekirken, bizlerin asıl görevi onlara sağlıklı gıdalar sunarak dengeli beslenmelerine teşvik etmektir. Çocuğun ne yiyeceğine ve nerede yiyeceğine ebeveyn karar verirken, ne kadar yiyeceğine çocuk karar vermelidir.Olması gereken çocuk yemeyi tabak yarımken bırakmışsa, o tabağı muhafaza edip, aralarda atıştırmalıkları keserek çocuğun açlık hissetmesi sağlanmalı , çocuk acıktığını söylediğinde saklanmış tabak ona tekrar sunulmalıdır.
En sık yapılan hatalardan birisi ise annenin çocuğunu başka çocuklarla kıyaslayarak, adeta en çok sebze yiyen , en dengeli beslenen çocuk yarışına girilmesidir. her konuda olduğu gibi bu konuda da çocukları kıyaslamak doğru değildir. Her çocuğun kendi düzeni ve kişiliği, zevkleri vardır.
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Tv Karşısında Yemek Yemesi Sakıncalı. Peki Neden ?" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Hülya SOĞUCAK DENİZ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Hülya SOĞUCAK DENİZ'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |






Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.