2007'den Bugüne 92,301 Tavsiye, 28,216 Uzman ve 19,976 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Sosyal Fobi-Utangaçlık-Çekingenlik
MAKALE #19990 © Yazan Uzm.Psk.İ.Nil BİREYŞOĞLU ÖZEN | Yayın Kasım 2018 | 2,992 Okuyucu
Sosyal Fobi

Sosyal fobi kavramı ilk defa diğer insanların önünde titreme, yeme içme, kızarma, konuşma ya da kusma korkusu olarak tanımlanmış ve ayırıcı özelliği olarak da bireyin diğer insanların gözünde gülünç duruma düşme korkusu olduğu vurgulanmıştır. Son yıllarda sosyal fobi yerine daha sıklıkla sosyal anksiyete bozukluğu (SAB) terimi kullanılmaktadır. Sosyal fobi; kişinin diğer insanlar tarafından yargılanacağı birden çok durumdan sürekli korkma; utanç duyacağı, aşağılanacağı veya gülünecek duruma düşecek şekilde davranacağından korkma hali şeklinde tanımlanmıştır. Sosyal Fobi, Sosyal Anksiyete Bozukluğu (SAB) olarak da tanımlanmaktadır (Kulaksızoğlu, 2009). Anksiyete sözcüğü Latince' de "dar geçit" anlamına gelen "angustiae"sözcüğünden kaynaklanır ve kaygı, korku, sıkıntı (bunaltı) duygularını barındıran bir anlamı ifade eder (Aybay, 2009). İlk kez 1903’te Janet, (phobies des situationssociales); piyano çalarken, konuşurken ya da yazarken başkalarınca izlenme korkusu yaşayan hastaları tanımlamak amacıyla sosyal fobi kavramını kullanmış ve 1966’da Marks ve Gelder’in tanımlamasına rağmen ilk kez Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı’nın 3. Baskısında (DSM III) yer almıştır (Dilbaz, 1997). DSM-V' te (Amerikan Psikiyatri Birliği, 2013) tanı ölçütlerinde sosyal fobi, tanımadık insanlarla karşılaşma, başka insanların gözünün kendi üstünde olabileceği, bir ya da birden fazla toplumsal ortamda veya bir hareketi gerçekleştirdiği herhangi bir durumdan belirgin ve sürekli korku duyma hali şeklinde tanımlanmaktadır. DSMV-TR (Amerikan Psikiyatri Birliği, 2013) tanı kıstaslarına göre, sosyal fobiye sahip birey kendisi için yüksek kaygı oluşturan toplumsal ortamlardan kaçınır, kaçınmadığı pozisyonlarda ise yoğun bir sıkıntı ve kaygı ile bunlara katlanır. Sosyal fobilerin, kişinin dikkat merkezi olmaya veya farklı bir birey veya bireyler tarafından değersiz bulunmaya karşı gerçekleştirilen abartılmış korkuları ile ilgili olduğu düşünülmektedir (Öztürk, 2011).

Utangaçlık

Yakın tarihlere kadar insanoğlunun sahip olduğu önemli özelliklerden biri olan utangaçlık, günümüzde bireylerarası yaşantılara olumsuz tesirde bulunan etkenlerdendir. Utangaçlık, “herhangi bir ortamda başkalarının da bulunması halinde yaşanan tedirginlik ve kısıtlanma duygusu” olarak tanımlanmaktadır. Zimbardo’ya göre toplumsallaşma esnasında oluşan utangaçlık, özellikle taze olaylar, yeni özneler ve nesnelerle karşılaştığında kişide meydana gelen kaygı ve isteksizlik olarak tanımlanmıştır (Yılmaz, 2011).

Utangaçlığın birçok tanımı yapılmıştır. Son yıllarda yapılan araştırmalar ve incelemeler sonucunda utangaçlık, toplumsallaşma sorunu yaşayan bireylerde herhangi bir ortamda aklından geçenleri söyleyememenin sıkıntı yaratması durumudur. Çoğu kişilerde utangaçlığın yarattığı sıkıntılı durumlar fiziksel görünümlerine de yansımaktadır (Yüksel, 2002; Yüksel, 2005).

Cardduci ve Zimbardo 1975-1995 yıllar arasındaki utangaçlıkla ilgili yapılan çalışmaları değerlendirerek, utangaçlığın neden ve sonuçlarını, kişi üzerinde yarattığı etkileri ve bu etkilerin sonuçlarını aşağıdaki gibi özetlemektedirler (Akt., Yılmaz, 2011).

1975’ten 1995’e kadar geçen sürede utangaçlık oranı %40’tan %48’e çıkarak %8’lik bir artış göstermiştir. Bu sonuca göre, utangaçlığın 20 yılda arttığı bulunmuştur. Ergenlerde görülen utangaçlığın çoğu gizlidir; genelde kişi utangaç olduğunun farkında değildir veya farkında olup bunu gizlemektedir. Kişide görülen utangaçlık hastalık derecesine gelindiğinde ortaya çıkmaktadır. Çalışmalar utangaçlığın kalıtsal olmadığını, sadece bazı kişilerin buna yatkın olarak doğduğunu göstermektedir. Bireyin yaşadığı kötü yaşam koşulları ve olumsuz yaşam deneyimleri utangaçlık özelliğinin oluşmasını sağlamaktadır. Utangaçlığın her ülkede görülme oranı farklı olup bu durumun en az görüldüğü ülkenin İsrail olduğu öne sürülmüştür (Akt., Yılmaz, 2011; Eldeleklioğlu ve Vural-Batık, 2013).

Gard’a (2000) göre, utangaç olan insan, ilk kez bulunduğu sosyal ortamlarda kaygılı olup çekimser davranır. Başkalarının dikkatini çekebilecek herhangi bir toplulukta birey onlarla birlikte olmak ister, fakat yaşadığı içsel korku ve kaygıdan dolayı yapamaz ve bundan dolayı istemediği halde yalnız olmayı yeğler. Gard, utangaçlığın belirtilerini şöyle özetlemiştir (Akt., Yüksel, 2005): Kalabalık ortamlardan uzaklaşmak, yeni bir arkadaş edinmede sıkıntı yaşamak, zamanın çoğunu bilgisayar başında sosyal medyada geçirmek, başkaları ile iletişime geçmekte sıkıntı yaşamak, bir ortama girerken tüm bireylerin ona göz diktiğine inanarak endişelenip kaygılanmak; nasıl davranacağını bilmemek ve insanlarla iletişime geçememektir. Bireyin utangaç olması, onun olumsuz bir kişiliğe ve kötü özelliklere sahip olduğu anlamına gelmez (Akt.Yılmaz, 2011; Eldeleklioğlu ve Vural-Batık, 2013).

Utangaç bir birey başkasıyla olan iletişiminde ve ilişkisinde güçlük yaşar. Aslında birçoğumuz için düşündüklerini endişelenmeden rahatça söylemek normal bir davranışken, utangaç biri için bu oldukça zor bir durumdur. Utangaç insanlar doğaları gereği görüşlerini rahatlıkla söyleyemez, karşısındaki kişiyle göz ilişkisi kuramaz ve rahat bir duruş gösteremezler (Durmuş, 2007; Yılmaz, 2011).

Henderson ve Zimbardo (1998), utangaçlığın belirtilerini üç başlık altında göstermişlerdir. Utangaçlığın belirtisi olan geri gitme ve edilgen olma davranışsal bir belirtinin, bireyde meydana gelen hızlı kalp atımları fizyolojik belirtiye ve bunu fark edip acı çekme ise duygusal belirtilerin göstergesidir.

Çekingenlik

Çekingenlik; tanımadığı kişilerle girdiği sosyal etkileşimlerde geride durma, bu ortamlarda rahat hissetmeme ve mütenasip bir şekilde ortama dahil olamama olarak kendini göstermektedir. Diğerleriyle ilişki kurarken dikkatli ve kontrollü davranması çekingen kişilerin en belirgin özellikleridir. Bu kişiler, birilerinin onları olumsuz değerlendireceğine inandıkları için tek başına yapılan etkinliklere katılmaktan imtina eder ve korkarlar (Zimbardo ve Henderson, 2000).

Zimbardo ve Henderson’ın (2000) araştırma raporlarında çekingenlik ile ilgili farklı bilim insanları tarafından saptanmış özellikler aktarılmıştır:

Buss: Bireyin çekingenliğine çoğunlukla korkaklık da eşlik etmektedir.
Pilkonis: Çoğunlukla sosyal görünen insanların dahi, gözle görünmeyen bir çekingenlikleri olabilmektedir. Zimbardo, sosyal etkileşime girmeyen ve yalnızlığı tercih eden, diğer insanlarla gönülsüz iletişim kuran ve sosyal yetersizlik yaşayan ve düşük özgüven duygusuna sahip olan (sosyal rollerin getirdiği sorumlulukları karşılayamamaktan ve diğer insanların beklentilerini karşılayamamaktan korkan) kişilerin de çekingenlik yaşıyor olabileceklerini ifade etmiştir.

Crozier ve Hostettler’e göre çekingen özellik gösteren bireylerde dikkate değer bir biçimde konuşmaya başlarken isteksizlik, verilen vücut tepkilerinde gecikme ve diğer insanların sorularına yanıtlarken geç cevap verme söz konusudur (2003).

"Çekingenlik"; kişinin haklarına saldırıldığında kendine has özellikleri olan duygu, düşünce, inançlarını korumakta ve karşı gelmekte yetersiz kalması olarak, "Saldırganlık" ise kendine has özelliklerini başkalarının haklarını gasp ederek ve namüsait yollarla ifade etme biçimi olarak tanımlanmaktadır. Bu iki davranış da toplumca onaylanmayan ve maladaptif davranış biçimleridir. (Erdoğdu ve Oto, 2004).

Literatürde “çekingenlik” olarak da tanımlanan “atılgan olmama”, atılganlığın tam tersidir ve atılgan tarzda davranma becerisindeki eksikliklere işaret etmektedir. Şöyle ki; atılgan olmayan kişi gerçek duygularını ifade etmeyi becerememekte, uygunsuz istekleri reddetmeyi başaramamakta ve meşru haklarını savunamamaktadır. Daha baskın kişiler tarafından sık sık sömürülen bu tip bireylerin, kişilik değerleri ve benlik saygıları düşük düzeydedir. Hemen hemen bütün sosyal durumlarda rahatsız edici şekilde anksiyeteli oldukları gözlenmektedir (Aksakal, 1997).

Çekingen kişiler kendilerini ortaya koymaktan geri duran, karar ve seçimlerini diğerlerine bırakan, ilişkilerinde pasifize kişiler oldukları için istismar edilir ve genellikle amaçladıkları sonuca ulaşamazlar(Kasatura,1998).

Çekingen davranışların kişiyi tatmin etme düzeyi girişken davranışlara göre düşüktür ve istenmeyen türde davranışlardır. (Wilson ve Gallois, 1993).
Kişinin kendisiyle ilgili özellikleri göstermekte zorlanması, kendini ve haklarını koruyamaması çekingenliğin göstergesidir. Bu kişiler diğerlerine zıt düşmemek ve onları sakinleştirmek amacıyla hareket ederler. Duygularının ve kendilerinin önemsiz olduğuyla ilgili alt anlamlar taşıyan davranışlarda bulunurlar (Bal, 2006).

Atılgan olmayan kişiler çoğunlukla kırgın ve kaygılı, başkalarının kendisi için seçim yapmasına izin verebilen ve amaçlarına azınlıkla ulaşabilen kişilerdir (Alberti ve Emmons (2002). Benlik saygısını düşüren etkenlerden sayılan kabullenici davranışların sonucunda kişi kendini kabul etmekte zorlanır ve öfke patlamaları ortaya çıkabileceği gibi kişiye kendini değersiz de hissettirebilir, kişiyi depresyona da sokabilir. (Alberti ve Emmons, 2002; Rugancı, 2001).
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Sosyal Fobi-Utangaçlık-Çekingenlik" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.İ.Nil BİREYŞOĞLU ÖZEN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.İ.Nil BİREYŞOĞLU ÖZEN'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
İ.Nil BİREYŞOĞLU ÖZEN Fotoğraf
Uzm.Psk.İ.Nil BİREYŞOĞLU ÖZEN
Hatay (Online hizmet de veriyor)
Uzman Klinik Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi11 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.İ.Nil BİREYŞOĞLU ÖZEN'in Makaleleri
► Utangaçlık ve Sosyal Fobi Psk.Dnş.Nuray ÖZBEN AVŞAR
► Sosyal Fobi mi Çekingenlik mi? Psk.Gül ÇELİK
► Sosyal Kaygı ve Çekingenlik Psk.İclal ESKİOĞLU AYDIN
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,976 uzman makalesi arasında 'Sosyal Fobi-Utangaçlık-Çekingenlik' başlığıyla benzeşen toplam 23 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Mutluluk Kuramları Kasım 2018
► Mutluluk Kasım 2018
► Sosyal Kaygı Kasım 2018
► Kaygı ve Sosyal Kaygı Kasım 2018
► Uyku Nisan 2017
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


11:42
Top