2007'den Bugüne 92,309 Tavsiye, 28,219 Uzman ve 19,977 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Histerik Kişilik Bozukluğu, Etiyolojisi, Epidemiyolojisi, Tedavisi
MAKALE #20074 © Yazan Uzm.Psk.Tutku Damla TOPALOĞLU | Yayın Kasım 2018 | 3,396 Okuyucu
HİSTERİK KİŞİLİK BOZUKLUĞU
Histerik kişilik bozukluğuna sahip bireyler rol yaparak karşısındakine duygusal ve pozitif izlenimler verme çabası içinde olan, oldukça eğlenceli, sürekli dikkatleri üzerinde toplamaya çabalayan ve çevresindekileri etkilemek için abartılı davranışlar sergileyen kişilerdir (Şengül & Bayat, 2012). Hipokrat tarafından tanımlandığından beri histeri sözcüğü, tıp ve psikiyatrinin çok fazla tartışılan konularından biri olmuştur (Özel Kızıl & Çevik, 2003). 19.yüzyılda Charcot ve Janet konversiyon ve histeri arasında bir bağlantı olduğunu belirtmiştir (Şengül & Bayat, 2012). Charcot’tan önce 19.yüzyılın sonuna kadar histerik danışanların belirtileri bilerek yaptığına ya da doğa üstü güçlerin sebep olduğuna inanılmaktaydı (Sayın & Aslan, 2005). Charcot, Salpetriere Hastanesi’ne şiddet, tecavüz ve işkence yüzünden sığınan kadınlar üzerinde histerik belirtilerin nedenlerini açıklamaya çalışmış, topluluklara histeri ile alakalı sunumlar yapmıştır (Herman, 2011). Ayrıca bilimsel olmayan histeri tanımlarına karşın tıbbi açıdan ele alınmasına önderlik etmiştir (Herman, 2011). Fakat Charcot, histerik hastaların belirtilerine odaklanırken ruhsal durumlarının üzerinde durmamıştır, Charcot’un sonrasında histeri konusunda en fazla araştırma yapan Fransız Pierre Janet, Viyana’da ise Josef Breuer ve Sigmund Freud’tur. Freud ile Janet; Charcot’un bilimsel alana kattığı çalışmalardan yararlanarak histerinin sebeplerini açıklamayı hedeflemiştir (Ellenberger, 1970).
19.yüzyıl sonlarında Freud ile Janet birbirlerinden bağımsız çalışmalarına rağmen benzer nitelikte çıkarımlar yapmış ve travmatik olaylar karşısında gösterilen duygusal reaksiyonların bilinç durumunu etkileyerek değişen bilinç durumu sonucunda histerik belirtilerin meydana geldiğini savunmuşlar ve Janet bu durumu ‘’çözülme’’ olarak isimlendirirken Freud ve Breuer ise ‘’ikili bilinç’’ olarak ele almıştır (Ellenberger, 1970). Histerinin geçmiş yaşanmış kötü olaylar sonucunda meydana gelen bir durum olduğunu savunan Janet ve Freud, travmatik anıları ve o an hissedilen duyguları kelimeye dökerek histerik belirtilerin azaldığını gözlemlerine dayanarak ortaya koymuştur (Ellenberger, 1970). Travmatik duyguları ifade ederek belirtileri neredeyse ortadan kaldıracak kadar azaltan bu tedavi yöntemini; Janet ‘’psikolojik analiz’’ olarak adlandırırken, Freud ve Breuer ‘’katharsis’’olarak adlandırmıştır (Ellenberger, 1970). Sonradan Freud tarafından ‘’psikanaliz’’ diye adlandırılan bu tedavi yöntemi günümüzdeki psikoterapi yöntemlerinin de gelişmesine öncü olmuştur (Ellenberger, 1970).

Freud’un (1896) ‘’Histeri’nin Etiyolojisi -The Aetiology of Hysteria-’’ adlı makalesinde 18 histeri olgusunu gözlemleyerek hasta yorumlarını yayınlamıştır ve O’na göre, tüm histeri vakalarının geçmişinde erken cinsellik deneyimi yer almaktadır ve bu yaşantıyla başa çıkmakta zorluk çeken kadınlarda belirtiler meydana gelmektedir. Yayınladığı bu makalenin özellikle Viyana’daki aristokrat kesimi rahatsız etmesi sebebi ile başka bir makale kaleme alarak bir önceki hipotezinin doğruluğunun olmadığını, histerik olguların anlattığı çocukluk cinsel istismar öykülerinin yalan olduğunu tespit ettiğini ve olguların doğruyu değil yalnızca hastaların cinsel fantezileri olduğundan söz etmiştir (Green, Lindy, & Grace, 1985). Buna sonuç olarak 19.yüzyılda tıbbi açıdan açıklanmaya başlanan histeri tanımının durgunluğa uğradığı bilinmektedir (Green, Lindy, & Grace, 1985).
Chodoff ve Lyons (1958), histerik kişilik bozukluğunun daha çok kadınlarda gözlendiğini ve nedeninin toplumda var olan cinsiyet rollerinden dolayı olduğunu kaydetmiştir (Ceylan, Yazan, & Demirergi, 2000). Zamanla ‘’histerik kişilik’’ kavramının kadın ile ilişkilendirilmiş olması sebebiyle ve herhangi bir kişiye damga vurmamak adına tanı ölçütlerinde ‘’histriyonik kişilik’’olarak yerini almıştır (Özel Kızıl & Çevik, 2003). Fakat hala psikanalitik kuramcılar ‘’sağlıklı olgun-histerik ve sağlıksız-infantil histerik-histriyonik kişilik biçiminde iki farklı tanım yapmaktadır (Özel Kızıl & Çevik, 2003). Aynı zamanda konversiyon bozukluk, disosiyatif bozukluk ve somatizasyon bozukluğu başlıkları altında da görebildiğimiz histerik kişilik ve histeri terimlerinin de artık kullanılmaması gerektiği bir tartışma konusudur (Özel Kızıl & Çevik, 2003).
Chodoff araştırmalarında histerik hastaların birden bire yalancı içebakış geliştirebilmelerine de değinmiş, fakat bahsettiği içebakış geçicidir, daimi etkisi çok azdır; bunun sebebini bilişsel anlamda bulanıklığa ve unutmaya meyilli olmalarına ve de psikiyatrisin ya da psikologun gözüne girmek istemelerine bağlamıştır (Ceylan, Yazan, & Demirergi, 2000). Histerikler dış uyaranlara göre davranış sergiler, bu sebeple yönelimleri detaylı, hızlıca gelip geçen, ne şekilde etkilenecekler ise ona göre şekillenen ve dağınık biçimde ilgi gösterişlerine yol açar (Ceylan, Yazan, & Demirergi, 2000).



DSM-5’TE HİSTERİK KİŞİLİK BOZUKLUĞU TANI ÖLÇÜTLERİ
Belirtilenlerin beşi -ya da fazlasıyla- belirli, erken yetişkinlikte başlayan ve farklı bağlamlarda meydana gelen, aşırı duygusal olma hali ve ilgi toplama arayışı ile seyreden yaygın örüntü:
1. İlgiyi üzerine çekemediğinde, odak noktası kendisi olmadığı durumlarda rahatsızlık duyar,
2. Diğer kişiler ile olan ilişkileri, cinsel açıdan, ayartıcı, baştan çıkarıcı ya da kışkırtmaya yönelik, uygunsuz davranışlar ile belirlidir.
3. Aniden değişen, derinlikten uzak duygular sergiler.
4. İlgi toplamak amacıyla devamlı olarak dış görüntüsünü ön plana çıkarır.
5. Gereksiz etkilemeye yönelik ve ayrıntıdan yoksun konuşma biçimine sahiptir.
6. Yapay davranışlar sergiler, hava atmayı sever ve duygularını abartılı gösterir.
7. Kolayca tesir altında kalır.
8. İlişkilerin, çok daha yakın olması gerektiğini düşünür.

Histerik kişilik bozukluğu olan bireyler, dikkat çekme isteklerinin bir sonucu olarak genellikle renkli giyinirler ve kendilerini teşhir etmeyi severler, yaşadıkları bir olayı aşırı abartma ya da dramatize etme ve aşırı duygusal tepkiler (örneğin; kahkahalarla gülme ya da çok yüksek sesle konuşma gibi) sergilerler . Düşünceleri, duyguları ve inançları sıklıkla değişir ve fark etmeden karşısındaki kişileri taklit edebilmektedirler, yaratıcı fikirler üretirler ve hayal dünyaları geniştir . Hayal kırıklığı, engellenme ve reddedilme karşısında kolayca tahrik olabilirler, yardımsever ve arkadaş canlısı gibi bir imaj sergilerler . Cinsel açıdan kışkırtıcı olmayı severler; histerik kişiliğe sahip erkekler; başkalarını övmeyi sever, her fırsatta baştan çıkartıcı davranışlar sergiler, kadınlar ise; baştan çıkarıcı ve cilveli davranırlar . Romantik ilişkilerinde iyi olsalar dahi hisleri derinlikten uzak ve geçicidir, kendilerini çevreleri ile ilişkileri ya da karşısındaki insanlar üzerinde bıraktıkları izlenimlere göre tanımlarlar, görev üstlenmekten ve içebakış yapmaktan kaçınırlar, bu kişiler; yalnızca dış dünyaya önem verdikleri için iç dünyaları gelişmemiştir .

Histerik kişilik bozukluğu ile borderline kişilik bozukluğunun tanı koyarken ayırt edilmeleri zordur. Kısa psikotik bozukluk ve disosiyatif bozukluk bir arada bulunan danışanlara histerik kişilik bozukluğu tanısı koymak daha kolaydır (Şengül & Bayat, 2012). Yapılan bir çalışmada bipolar bozukluğu olan danışanlarda %47.7 oranında en az bir kişilik bozukluğu saptanmıştır ve bu kişilik bozukluklarından en yaygın olanları obsesif-kompulsif bozukluk ve histerik kişilik bozukluğudur .

HİSTERİK KİŞİLİK BOZUKLUĞUNUN ETİYOLOJİSİ
Genellikle baba mesafeli ve hoşgörüsüz, annenin ise kışkırtıcı davranış örüntüsüne sahip olması yaygın rastlanan bir durumdur. Psikolojik temelli bir durum olarak kabul edilir. Bir araştırmada, MMPI histriyonik özellikler baz alınarak yapılmış ve genetik faktörlerin etkisinin oldukça düşük olduğu bulunmuştur. Yıllardır yapılan tüm araştırmalardan yola çıkarak; psikanalitik çalışmalarda genellikle histerik kişilik bozukluğunun nedeni olarak çocukluk dönemi gelişimleri ve psikodinamiklerinin etkisi açıkça görülmektedir.

HİSTERİK KİŞİLİK BOZUKLUĞUNUN EPİDEMİYOLOJİSİ
DSM-IV ele alınarak yapılan araştırmalar sonucunda, histerik kişilik bozukluğunun görülme sıklığının %2-3 oranında görüldüğü belirtilmektedir. Erkekler ile kadınlar baz alınarak bakıldığında, histerik kişilik bozukluğunun kadınlarda daha sık görüldüğü bilinmektedir

HİSTERİK KİŞİLİK BOZUKLUĞUNUN TEDAVİSİ
Histerik kişilik bozukluğunun tedavisinde bireysel olarak analitik yönelimli psikoterapi tavsiye edilir .
HİSTERİK KİŞİLİK BİÇİMİ İLE BOZUKLUĞU ARASINDAKİ FARKLAR

• Histerik kişilik biçimi; kendisine ilgi gösterilmesinden ve övülmekten zevk alırlar. Histerik kişilik bozukluğu’nda ise; devamlı olarak bir garanticilik ve onaylanma beklentisi içindedirler, övülmek isterler.

• Histerik kişilik biçimi; göz alıcı ve çekicidirler, fiziksel görüntüleri ve davranışları ile uygun bir şekilde baştan çıkarıcı davranırlar. Histerik kişilik bozukluğu’nda ise; fiziksel görüntüleri ve davranışları ile uygunsuz bir biçimde cinsel bakımdan baştan çıkarıcı ve ayartıcıdırlar.

• Histerik kişilik biçimi; fiziksel görünüşlerine ve kişisel bakımlarına düşkün, giysilerine özen gösteren ve toplumun beğenisine göre giyinmeye dikkat ederler. Histerik kişilik bozukluğu’nda ise; fiziksel görünüşlerinin fazlaca ayartıcı olmasıyla aşırı ilgilenirler.

• Histerik kişilik biçimi; neşeli ve eğlenmeyi seven kişilerdir, çoğu kez dürtülerine göre davransalar da zevk almayı geciktirebilirler. Histerik kişilik bozukluğu’nda ise; duygularını aşırı abartılı şekilde gösterirler, bencildirler ve zevk alamamaya katlanamazlar.

• Histerik kişilik biçimi; ilgi odağı olmak hoşlarına gider, tüm gözler üzerlerinde olduğunda bu durumu en iyi şekilde değerlendirirler. Histerik kişilik bozukluğu’nda ise; ilgi odağı kendileri olmadığı zamanlarda oldukça rahatsızlık duyarlar.

• Histerik kişilik biçimi; duyguları ile hareket ederler, duygularını göstermeyi sever, sevgi gösterisinde bulunurlar, tepkileri duygusaldır ancak durum ile uyumludur. Histerik kişilik bozukluğu’nda ise; duygudurumu aniden değişiklik gösterir ve yüzeyseldir.

• Histerik kişilik biçimi; ortama uygun gelecek şekilde özel bir konuşma tarzları vardır. Histerik kişilik bozukluğu’nda ise; karşısındaki kişiyi etkisi altına almaya yönelik ve detaylardan yoksun bir konuşma tarzına sahiptirler.[/right]
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Histerik Kişilik Bozukluğu, Etiyolojisi, Epidemiyolojisi, Tedavisi" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Tutku Damla TOPALOĞLU'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Tutku Damla TOPALOĞLU'nun izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Tutku Damla TOPALOĞLU Fotoğraf
Uzm.Psk.Tutku Damla TOPALOĞLU
İzmir (Online hizmet de veriyor)
Uzman Klinik Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Tutku Damla TOPALOĞLU'nun Yazıları
► Histerik Kişilik Bozukluğu Psk.Damla ARAZ
► Histerik Kişilik Bozukluğu Psk.Beniz YILMAZ
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,977 uzman makalesi arasında 'Histerik Kişilik Bozukluğu, Etiyolojisi, Epidemiyolojisi, Tedavisi' başlığıyla benzeşen toplam 27 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Alkolizm Nedir? Kasım 2018
◊ Alkolizm Nedir? Kasım 2018
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


21:32
Top