2007'den Bugüne 92,227 Tavsiye, 28,206 Uzman ve 19,962 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Borderline (Sınırda) Kişilik Bozukluğu
MAKALE #20077 © Yazan Uzm.Psk.Tutku Damla TOPALOĞLU | Yayın Kasım 2018 | 3,026 Okuyucu
Sınırda kişilik bozukluğu (BPD), bireyin erken yetişkinlik döneminde başlayıp, dürtü kontrolü,bireyler arasındaki ilişkiler, benlik algısını ve duygu durumunda değişkenlik gibi sorunların bulunduğu bir psikopatolojidir (ANÇEL, DURMUŞ, & DOĞANER, 2010). Sınırda kişilik bozukluğu, ağır işlev bozukluklarına sebep olması ve yüksek intihar riski bulundurması sebebi ile oldukça ciddi ve anlaşılması güç olan bir ruhsal bozukluktur (Aydemir, ve ark., 2006). Birinci ve ikinci eksen ruhsal bozukluklar ile birlikte seyretmesi göz önünde bulundurulduğunda, sınırdurum kişilik bozukluğunun tanı süreci oldukça güçtür (Skodol, ve ark., 2002).
1938 yılında, ilk olarak Stern tarafından, nevroz ile psikoz arası oluşan olguların tarifi için (Bayat & Şengül, 2003), borderline terimi kullanılmış, ancak borderline kişilik örgütlemesinin tanılanması, sınıflandırılması ve terapisiyle yapılan ilk çalışmalar Kernberg ile başlamıştır (Skodol, ve ark., 2002).Birinci ve ikinci eksen ruhsal bozukluklar ile birlikte seyretmesi göz önünde bulundurulduğunda, sınır durum kişilik bozukluğunun tanı süreci oldukça güçtür (Skodol, ve ark., 2002). Kety’nin şizofreni yelpazesi bozukluklarından, şizotürü kişilik tanımlaması ile birlikte sınırda kişilik bozukluğuna da az da olsa açıklık getirmiştir (Kety, 1985). Tarihte pek çok kişi sınır durum kişilik bozukluğu hakkında farklı görüş ve tanımlamalarda bulunmuştur, ancak ilk kez karakter bozukluğu olarak ele alan kişi Melitta Schmiderberg olmuştur (Bayat & Şengül, 2003). Araştırmacılar, sınır durum kişilik bozukluğuna sahip olan bireylerin endişeli, bağımlı, reddedilmeye karşı duyarlı olduklarını ve panik bozukluk ve agorafobi görülme sıklığının oldukça yaygın olduğunu belirtmişlerdir (Ceylan, Yazan, & Demirergi, 2000).
Sınır durum kişilik bozukluğuna sahip bireyler, ilişkilerinde, duygularında, benlik imgesinde tutarlı ve dengeli değildirler. Belirtiler tıpkı duygu durum ya da davranış bozuklukları, madde kullanımı, gelişim bozuklukları ya da psikotik bozukluklar ile benzerlik gösterebilmektedir. Sürekli boşlukta hissederler ve hayatları sanki hep bir girdap içerisindedir. Diğer bireylerle ilişkilerinde hangi mesafede durmaları gerektiği konusunda kararsızdırlar. Çevresindeki kişiler tarafından tutarsız ve dengesiz olarak nitelendirilirler (Bayat & Şengül, 2003). Bu bozuklukta, madde ve/ve ya alkol bağımlılığına sıkça rastlanır (Bayat & Şengül, 2003).


Sınır durum kişilik bozukluğu olan bireylerin egoları güçsüzdür, bu sebeple kaygı bozukluğunu kendileri gideremezler, bu bozuklukta ebeveynlerin erken kaybı ya da ani travmatik ayrılıklar oldukça önem arz etmektedir (Bayat & Şengül, 2003).
Yapılan araştırmalara göre, sınır durum kişilik bozukluğuna sahip bireylerin toplumdışı, şizotürü, histerik ve özsever kişilik bozukluklarına da aynı zamanda rastlanabildiği görülmüştür (Yüksel, 2006). Ayrıca tanı koyarken sınır durum kişilik bozukluğu, major depresyon ya da şizofreni izlenimi verebilir, ancak kendine has belirtileri ve belirtilerin şiddeti ile kolaylıkla ayırt edilebilir, örneğin; uzun süren psikotik epidozlar ve düşünce bozuklukları da diğer şizofreni belirtileri de sınır durum kişilik bozukluğunda görülmez (Bayat & Şengül, 2003). Ancak sınır durum kişilik bozukluğuna sahip bireylerde kısa psikotik epizodlar, özkıyım girişimleri ve yakın ilişkilerine olan bağımlılık görülmesi sebebi ile histerik ve antisosyal kişilik bozukluğu olan hastalardan ayırt edilmesi oldukça güçtür (Bayat & Şengül, 2003). Sınır durum kişilik bozukluğu olan bireylerde gözlenmiş özkıyım (intihar) oranı %5-10 oranında olduğu belirtilmiştir
Sınırda kişilik bozukluğu ile birlikte seyreden duygu durum bozukluğu, maddeye bağlı bozukluklar, yeme bozuklukları (Özellikle; Bulimia Nervoza), travma sonrası stres bozukluğu (PTSD), dikkat eksikliği- hiperaktivite bozukluğu v.b, eksen 1 bozukluklar birlikte görülebilir ve ayırıcı tanı esnasında her bir durum değerlendirilmelidir (Linehan, 1993).


KERNBERG’İN SINIRDA KİŞİLİK ORGANİZASYONUNU ÖLÇÜTLERİ
1. Ego yetersizliği (yapısal eksiklik) sebebi ile kaygı bozukluklarını tolere edemez,
2. Stres anında birincil düşünceler (psikotik gerileme) sergiler,
3. İlkel savunma mekanizmaları (bölme ve yansıtmalı özdeşim)




KULLANILAN SAVUNMA MEKANİZMALARI
1. Bölme; iki karşıt davranış sergileme ve kişileri ‘’tamamen kötüleme’’ (iki zıt özelliği bir arada barındırma)
2. Yansıtmalı özdeşim; kişi karşısındaki kişiyi çok fazla yansıtma yapar ki kişiyi büyük ölçüde çarpıtır (aşırı büyütmek ya da aşırı küçültmek).


DSM-V ‘E GÖRE SINIRDA KİŞİLİK BOZUKLUĞU TANI ÖLÇÜTLERİ;
Belirtilerin beş tanesi (veya daha fazlası) olması ile belirli, genç yetişkinlik döneminde baş gösteren ve farklı koşullar altında meydana gelen, bireyler arasındaki ilişkilerde, benlik algısı ve duygulanımda tutarsızlık ve belirgin dürtüsellikle seyreden;
1. Gerçek ya da hayali terk edilmeden kaçınmak için çılgınca çabalar sarf etme,
2. Göklere çıkarma ve yerin dibine geçirme uçları arasında gelip giden, gergin ve tutarsız ilişkilerin olması,
3. Kimlik karmaşası yaşama; belirgin olarak ve devamlı bir şekilde tutarsız benlik algısı veya benlik duyumu,
4. Kendine zarar verebileceği en az iki alanda dürtüsellik (para israfı, cinsellik, madde kullanımı, güvensiz araba kullanımı vb.)
5. Tekrarlayan özkıyım davranışları, girişimleri, tehditleri veya kendine zarar verme davranışları,
6. Duygu durumda belirgin tepkisellik olmasına karşın duygulanımda tutarsızlık,
7. Sürekli bir boşluk duygusu içinde bulunma,
8. Uygun olmayan, yoğun bir öfke ya da öfke kontrolünde zorluk yaşama,
9. Stresle ilişkili, gelip geçen paranoid düşünceler veya ağır disosiyatif semptomlar.





SINIRDA KİŞİLİK BOZUKLUĞUNUN ETİYOLOJİSİ
Tüm kişilik bozukluklarında olduğu gibi sınır durum kişilik bozukluğunda da kalıtımsal etkenler ve çocukluk döneminde yaşanan travmatik olaylar bozukluğun oluşum nedenleri arasında yer almaktadır (Öztürk & Uluşahin, 2016). Günümüze göre en geçerli kabul edilen Kernberg’in öne çıkardığı hipoteze göre; psiko-seksüel gelişimin erken döneminde çocuğun, anne figürünü hem bakım sağlayan ve ilgilenen kişi olarak, hem de cezalandırıcı ve otorite oluşturan kişi olarak algılayarak annenin iki yönünü birleştirememesinden kaynaklandığı kabul edilir (Kernberg, 1967). Doğum esnasında oluşan kafa travmaları, beyin hasarı ya da beyin rahatsızlıkları geçirmiş kişilerde sınır durum kişilik bozukluğuna sık rastlandığı gözlemlenmiştir (Yüksel, 2006). Araştırmalara bakıldığında, çocukluk çağında yaşanan fiziksel, cinsel ve duygusal kötü muamele öyküsü yer aldığı bilinmektedir (Jhonson, Bromley, & McGeoch, 2005).

SINIRDA KİŞİLİK BOZUKLUĞUNUN EPİDEMİYOLOJİSİ
Literatüre bakıldığında, sınır durum kişilik bozukluğunun yaygınlığı ve görülme sıklığı ile ilgili yeterli bir çalışma mevcut değildir. Yapılan farklı çalışmalara bakıldığında görülme sıklığı % 2-4 olarak belirtilmiştir, ancak %90 orana sahip olguların başka bir psikiyatrik tanısı daha mevcuttur (Bayat & Şengül, 2003).

SINIRDA KİŞİLİK BOZUKLUĞUNUN TEDAVİSİ
Sınırda kişilik bozukluğunun analizi oldukça zordur ve psikoterapist yardımcı ego olarak işlev görür, hastanın dürtü kontrolü, öfke, eleştiri ya da reddedilme gibi durumlar karşısında duyarlılığını azaltmak hedeflenir, yoğun psikoterapi sonrasında hastalar genellikle iyi olurlar (Bayat & Şengül, 2003). İlaç tedavisi tercihine, belirtilerin izlenmesi ardından bir psikiyatr tarafından karar verilir (Bayat & Şengül, 2003). Sınır durum kişilik bozukluğunun tedavisi için duygu durumun kontrol edilmesi ve dürtü denetimi sağlamak açısından ilaç ile tedavi yöntemine başvurulabilir (Köroğlu, 2007). Sınırda kişilik bozukluğunun tedavisinde, transferans olan terapiler, şema terapi, düşük seviye BKB’de farmakoterapi, ve hipnoz etkili olan tedavi yöntemleri arasında sayılabilir (Keskin, 2014).
Dinamik Yönelimli Destekleyici Psikoterapi, sınır durum kişilik bozukluğuna sahip hastalarının tedavisinde üç farklı yol izlenir. Birinci yeğin depresyon, yemek problemleri ve kendine yönelik yıkıcı davranışlar gibi bu hastalarda akut krizler en iyi destekleyici şekilde tedavi edilirler. İkinci, bir grup sınır durum kişilik bozukluğu (BKB) hastası muhtemelen ilk aşamada destekleyici yaklaşımla başlayarak sonrasında irdeleyici yaklaşımla başlayıp sonrasında irdeleyici geçiş yapılan model için daha kullanışlıdır. Üçüncüsü ise, BKB hastalarının büyük çoğunluğu dinamik yönelimli destekleyici yaklaşım ile en iyi şekilde tedavi edilebilmektedir (Bateman & Fonagy, 1999).

SINIRDA KİŞİLİK BİÇİMİ İLE SINIRDA KİŞİLİK BOZUKLUĞU ARASINDAKİ FARKLAR
• Sınırdakişilik biçimi; tüm ilişkilerinde ihtiraslı, hayatındaki kişiye odaklı bir bağlılık hali gösterirler, ilişkiyi her yönden fazlasıyla önemserler. Sınırda kişilik bozukluğu; gözünde fazlaca büyütme ve yerin dibine sokma uçları arasında gidip gelen, tutarlılığı olmayan, derin ilişkilere sahiptirler.
• Sınırda kişilik biçimi; duygusal yönden aktif ve tepkiseldirler, her konuda duygularını belli edebilir, her şeyi yürekten yaparlar. Sınırda kişilik bozukluğu; kendilerine zarar verecek minimum iki farklı alanda dürtüleri ile davranışlar sergilerler (para israfı, cinsellik, madde kullanımı, özkıyım girişimleri v.b.).
• Sınırda kişilik biçimi; çekinmeyen, gözü kara, kafasına göre davranan ve eğlenceye meraklı olma gibi özelliklere sahiptirler. Sınırda kişilik bozukluğu; çalkantılı duyguları vardır, genelde birkaç saat kadar, bazen de birkaç gün ya da daha uzun sürebilen, çökkün, agresif ya da endişeli oldukları dönemleri vardır.
• Sınırda kişilik biçimi; yaratıcı, neşeli, dinamik ve çekici olabilirler. Sınırda kişilik bozukluğu; uygun olmayan, aşırı öfke patlamaları yaşarlar veya öfke kontrolü sağlayamazlar. Devamlı boşluk duygusu içerisindedirler.
• Sınırda kişilik biçimi; geniş hayal gücüne sahip ve farklı kültür veya değerler ile tanışma merakları vardır. Sınırda kişilik bozukluğu; devamlı bir kimlik bozukluğu mevcuttur, benlik algısı, cinsel tercih, ileriye yönelik gayesi veya meslek tercihi, arkadaş seçimi veya değerleri konularından en az iki tanesinde belirsizlik yaşarlar.
• Sınırda kişilik biçimi; yalnızca bir kişiyle, yoğun bir bağlılık ile sevgili olma arzuları vardır. Sınırda kişilik bozukluğu; gerçek ya da hayali bir terk edilme kaygısı yaşadıkları için bu durumdan kaçınmak için çılgınlar gibi uğraş sarf ederler (Köroğlu, 2007).
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Borderline (Sınırda) Kişilik Bozukluğu" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Tutku Damla TOPALOĞLU'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Tutku Damla TOPALOĞLU'nun izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Tutku Damla TOPALOĞLU Fotoğraf
Uzm.Psk.Tutku Damla TOPALOĞLU
İzmir (Online hizmet de veriyor)
Uzman Klinik Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Tutku Damla TOPALOĞLU'nun Yazıları
► Borderline (Sınırda) Kişilik Bozukluğu Psk.Elçin KAYA KARATAŞ
► Borderline Kişilik Bozukluğu Psk.Berivan ŞENTÜRK
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,962 uzman makalesi arasında 'Borderline (Sınırda) Kişilik Bozukluğu' başlığıyla benzeşen toplam 15 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Alkolizm Nedir? Kasım 2018
◊ Alkolizm Nedir? Kasım 2018
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


04:59
Top