Diş Kesimsiz Tedaviler, Minimal İnvaziv Teknikler
Gün geçtikçe daha çok tedavi yönteminde “MİNİMAL İNVAZİV “ teknikler kullanılmaktadır.Diş hekimliğinde gerek diş estetiğinin temininde , gerekse çürük tedavilerinde, hatta eksik dişlerin tedavisinde “MİNİMAL İNVAZİVE” teknikler kullanılmaktadır.
Veneer ya da kron şeklinde porselen kaplamalar yapmak estetik kusurların giderilmesinde kullanılan çözüm yöntemleri olsa da, hastalar tarafından mine dokusunda bir kesim ya da törpüleme yapılması, kişi için korkutucu gelmektedir.Porselenlerin dayanıklılığı ve estetik görünümünü uzun yıllar koruması, porselenleri her ne kadar vazgeçilmez kılsa da “KOMPOZİTE” malzemesinin gün geçtikçe gelişmesi , dayanıklılığının artması,kompozitin mineye kesim yapmadan yapışabilmesi ve yapışmanın dayanıklılığının gün geçtikçe artması ve bu tedavileri yaptıranların arasında memnuniyetin sosyal medya aracılığıyla duyurulması , gün geçtikçe “KOMPOZİTE LAMİNA “ Ve “BONDİNG” denilen tedavi yöntemlerinin yapılmasını yaygınlaştırmaktadır.
Üstelik bu tedavilerin bir günde birkaç saat, hatta birkaç yarım saat içinde yapılması “GÜNÜMÜZÜN HIZLI HAYATINDA” beklemeye zamanı olmayanlar için vazgeçilmez bir tedavi konsepti haline getirmiştir.
Bazı hastalar uzun süreli bir tedavi süreci geçirmeye hazırlıklı değildir.Bazı kişiler ise bir tedavi için uzun süreyi göze alır ama dişlerinde asla kesim işlemi istemez.Hem kendi orijinal dişlerini kullanmak ister hem de diş görünümlerinin uzun yıllar kullanacakları şekilde değişmesini isterler.
Bu nedenle “MİNİMAL İNVAZİV “ tekniklerin destekleyicisi olarak ortodontik tedaviler diş hekimliğinin vazgeçilmez uygulamaları arasına girmiştir.Porselen braketler, yani görülmeyen tellerin yerine telsiz plaklar ile yapılan ortodontik tedaviler uygulanmaya başlandı.
Ortodontik tedavi erişkinlerde, dişlerin çapraşıklığını elbette düzeltti.Ama bu sefer şu sorun ortaya çıktı: Çapraşıklık düzelince dişlerdeki biçim problemleri yani küçük dişler yada dişin ucunda daha önceden mevcut olan kırık, çatlak, daha çok dikkat çeker hale geldi.
Estetik tedavilerde dental teknolojiyi , mineye dokunmayan tedavilere doğru yönlendiren, kişilerin dişlerini ömür boyu ağızda tutma isteğidir.Yani “Yaşlanmadan yaş almak.”Bu nedenle dişler artık ömür boyu ağızda kalacak ve kalması gereken organlar olarak görülmektedir.
Kişi yaşlandıkça, dişine mutlaka estetik görünümü korumak amaçlı restorasyonlar yapmak zorunludur. Dental estetik hemen hemen tüm ülkelerde belirli bir sosyoekonomik seviyedeki bireyler arasında giderek daha çok önem kazanmaktadır.Bireylerin estetik farkındalıkları ve beklentileri anlamlı bir şekilde artarken tedaviye adapte olup olamayacağı ya da tedavi yapıldıktan sonra alışıp alışamayacağı kişide “MÜTHİŞ BİR KAYGI “oluşturmaktadır.Her ne kadar dişler yapılıp bittiğinde neye benzeyeceğini gösteren bir çok “DİJİTAL TEKNİK” varsa da kişinin yüzünde oluşturacağı etkiyi anlaması, estetik tedaviye bir giriş yapması yani “DENİZE GİRER İKEN” ayakları yavaş yavaş suya sokması açısından “MİNİMAL İNVAZİVE “ teknikler oldukça güvenli yöntemlerdir.
Üstelik artık biliniyor ve anlaşılıyor ki, ömür boyu kullanım amacıyla yapılan porselen kaplamalar her ne kadar bu dayanıklılığa sahiplerse de zaman ile kaplamaların altında oluşabilecek olan çürüklerin oluşumunaçevre dişeti dokularının değişimi sebep olabilmektedir.Yani diş sert dokuları devamlılığını korusa da yumuşak doku değişimi diş sert dokularını etkilemektedir.
Ayrıca geçmişte yapılan diş tedavilerinde belirli standartları oturtturmak mümkündü.Çünkü bireylerin kendine özgü yapılmasını istedikleri uygulamalarda bilinci çok gelişmemişti.Kişi cep telefonu kamerasıyla kendini her yönden görebilmekte ve kendi yüzü , gülümsemesi hakkında fikir sahibi olup değişim konusunda da kendine özel istekleri olmaktadır.Bu isteklerin bazen sınırı yoktur, bu kişiye özel tanımlamaların yapılmasında minimal invaziv bize “KİŞİYE ÖZEL “ tedavi teknikleri sunabilme konusunda yeterlidir.Bu nedenle “MİNİMAL İNVAZİV TEKNİKLER” “ KİŞİYE ÖZEL” tedavilerde güvenli bir yol sunar.
Bilimsel araştırmalar , yeni teknolojiler, yeni malzemeler, diş çürüğünün tedavisinde de “MİNİMAL İNVAZİV” yaklaşıma yardımcı olmaktadır.
Özellikle ortodontik tedavi sonrası oluşan beyaz lezyonlarda yani kolaylıkla çürüğe dönebilecek başlangıç çürüklerinin tedavisinde diş mine yapısına dokunmadan diş minesini güçlendiren tedaviler sunar. Dişlerde ki minik çürüklerin tespitinde ağız kameraları ve çürük tespit eden cihazların yanı sıra 3D scannerlarda çok faydalıdır.Ağzın tamamının taranarak hem hasta hem diş hekimi tarafından kolaylıkla görülmesini sağlayan tarayıcılar, aynı zamanda güven oluşturmaktadır.
Bu tekniklerin kolaylıkla uygulanmasında diş hekiminin;
Bilgi, beceri ve akademik yapısı
Teknolojik alet ve malzeme kullanımının yanı sıra
Hastanın;
Diş tedavisi ve ağız sağlığı konusunda bilinçli olması gerekir.Dişlerin ömür boyu ağızda kalması konusunda istekli ve bilinçli olması şarttır.
MİNİMAL İNVAZİVE TEKNİKLERİN DİŞHEKİMLİĞİNDE estetik uygulamalarında kullanımı sadece sert dokulara yapılan bir uygulama değildir.Aynı zamanda dişetlerine yapılan küçük müdahaleler , bir dişte çirkin görünüme neden olan bölgesel dişeti çekilmesine yapılan dişetinin tekrar eski görünümüne kavuşturulması da estetik diş hekimliğinin konusudur.
Ayrıca bir dişin diş etinin diğerinden kısa olması, oraya yapılan küçük bir müdahaleyle dişlerin seviyelerinde eşitlenmeye neden olarak güzel bir görünüm sağlar.
Bütün bu tedavilerde de gerek dişetine yapılan uygulamalarda gerekse dişe yapılan uygulamalarda , hekimin sanatsal el beceri ile tekniği uygulama zorunluluğu vardır.Günümüz hızlı dünyasında gün geçtikçe daha çok kişi bu tedavi yöntemlerini talep etmektedir.Kişiler dişlerinin ve gülümsemelerinin daha güzel olmasını istemekte hem de bunun sağlanması için fazla maliyetlere , uzun süreli tedavilerden kaçınmakta ve bu tedaviler yapılırken günlük hayatlarının seyrinden vazgeçmek istememektedirler.Bu nedenle MİNİMAL İNVAZİVE teknikler diş hekimliği uygulamalarının vazgeçilmezi haline gelmektedir. Tıpkı diğer tıp dallarında olduğu gibi.
Dt. Güzin KIRSAÇLIOĞLU
Veneer ya da kron şeklinde porselen kaplamalar yapmak estetik kusurların giderilmesinde kullanılan çözüm yöntemleri olsa da, hastalar tarafından mine dokusunda bir kesim ya da törpüleme yapılması, kişi için korkutucu gelmektedir.Porselenlerin dayanıklılığı ve estetik görünümünü uzun yıllar koruması, porselenleri her ne kadar vazgeçilmez kılsa da “KOMPOZİTE” malzemesinin gün geçtikçe gelişmesi , dayanıklılığının artması,kompozitin mineye kesim yapmadan yapışabilmesi ve yapışmanın dayanıklılığının gün geçtikçe artması ve bu tedavileri yaptıranların arasında memnuniyetin sosyal medya aracılığıyla duyurulması , gün geçtikçe “KOMPOZİTE LAMİNA “ Ve “BONDİNG” denilen tedavi yöntemlerinin yapılmasını yaygınlaştırmaktadır.
Üstelik bu tedavilerin bir günde birkaç saat, hatta birkaç yarım saat içinde yapılması “GÜNÜMÜZÜN HIZLI HAYATINDA” beklemeye zamanı olmayanlar için vazgeçilmez bir tedavi konsepti haline getirmiştir.
Bazı hastalar uzun süreli bir tedavi süreci geçirmeye hazırlıklı değildir.Bazı kişiler ise bir tedavi için uzun süreyi göze alır ama dişlerinde asla kesim işlemi istemez.Hem kendi orijinal dişlerini kullanmak ister hem de diş görünümlerinin uzun yıllar kullanacakları şekilde değişmesini isterler.
Bu nedenle “MİNİMAL İNVAZİV “ tekniklerin destekleyicisi olarak ortodontik tedaviler diş hekimliğinin vazgeçilmez uygulamaları arasına girmiştir.Porselen braketler, yani görülmeyen tellerin yerine telsiz plaklar ile yapılan ortodontik tedaviler uygulanmaya başlandı.
Ortodontik tedavi erişkinlerde, dişlerin çapraşıklığını elbette düzeltti.Ama bu sefer şu sorun ortaya çıktı: Çapraşıklık düzelince dişlerdeki biçim problemleri yani küçük dişler yada dişin ucunda daha önceden mevcut olan kırık, çatlak, daha çok dikkat çeker hale geldi.
Estetik tedavilerde dental teknolojiyi , mineye dokunmayan tedavilere doğru yönlendiren, kişilerin dişlerini ömür boyu ağızda tutma isteğidir.Yani “Yaşlanmadan yaş almak.”Bu nedenle dişler artık ömür boyu ağızda kalacak ve kalması gereken organlar olarak görülmektedir.
Kişi yaşlandıkça, dişine mutlaka estetik görünümü korumak amaçlı restorasyonlar yapmak zorunludur. Dental estetik hemen hemen tüm ülkelerde belirli bir sosyoekonomik seviyedeki bireyler arasında giderek daha çok önem kazanmaktadır.Bireylerin estetik farkındalıkları ve beklentileri anlamlı bir şekilde artarken tedaviye adapte olup olamayacağı ya da tedavi yapıldıktan sonra alışıp alışamayacağı kişide “MÜTHİŞ BİR KAYGI “oluşturmaktadır.Her ne kadar dişler yapılıp bittiğinde neye benzeyeceğini gösteren bir çok “DİJİTAL TEKNİK” varsa da kişinin yüzünde oluşturacağı etkiyi anlaması, estetik tedaviye bir giriş yapması yani “DENİZE GİRER İKEN” ayakları yavaş yavaş suya sokması açısından “MİNİMAL İNVAZİVE “ teknikler oldukça güvenli yöntemlerdir.
Üstelik artık biliniyor ve anlaşılıyor ki, ömür boyu kullanım amacıyla yapılan porselen kaplamalar her ne kadar bu dayanıklılığa sahiplerse de zaman ile kaplamaların altında oluşabilecek olan çürüklerin oluşumunaçevre dişeti dokularının değişimi sebep olabilmektedir.Yani diş sert dokuları devamlılığını korusa da yumuşak doku değişimi diş sert dokularını etkilemektedir.
Ayrıca geçmişte yapılan diş tedavilerinde belirli standartları oturtturmak mümkündü.Çünkü bireylerin kendine özgü yapılmasını istedikleri uygulamalarda bilinci çok gelişmemişti.Kişi cep telefonu kamerasıyla kendini her yönden görebilmekte ve kendi yüzü , gülümsemesi hakkında fikir sahibi olup değişim konusunda da kendine özel istekleri olmaktadır.Bu isteklerin bazen sınırı yoktur, bu kişiye özel tanımlamaların yapılmasında minimal invaziv bize “KİŞİYE ÖZEL “ tedavi teknikleri sunabilme konusunda yeterlidir.Bu nedenle “MİNİMAL İNVAZİV TEKNİKLER” “ KİŞİYE ÖZEL” tedavilerde güvenli bir yol sunar.
Bilimsel araştırmalar , yeni teknolojiler, yeni malzemeler, diş çürüğünün tedavisinde de “MİNİMAL İNVAZİV” yaklaşıma yardımcı olmaktadır.
Özellikle ortodontik tedavi sonrası oluşan beyaz lezyonlarda yani kolaylıkla çürüğe dönebilecek başlangıç çürüklerinin tedavisinde diş mine yapısına dokunmadan diş minesini güçlendiren tedaviler sunar. Dişlerde ki minik çürüklerin tespitinde ağız kameraları ve çürük tespit eden cihazların yanı sıra 3D scannerlarda çok faydalıdır.Ağzın tamamının taranarak hem hasta hem diş hekimi tarafından kolaylıkla görülmesini sağlayan tarayıcılar, aynı zamanda güven oluşturmaktadır.
Bu tekniklerin kolaylıkla uygulanmasında diş hekiminin;
Bilgi, beceri ve akademik yapısı
Teknolojik alet ve malzeme kullanımının yanı sıra
Hastanın;
Diş tedavisi ve ağız sağlığı konusunda bilinçli olması gerekir.Dişlerin ömür boyu ağızda kalması konusunda istekli ve bilinçli olması şarttır.
MİNİMAL İNVAZİVE TEKNİKLERİN DİŞHEKİMLİĞİNDE estetik uygulamalarında kullanımı sadece sert dokulara yapılan bir uygulama değildir.Aynı zamanda dişetlerine yapılan küçük müdahaleler , bir dişte çirkin görünüme neden olan bölgesel dişeti çekilmesine yapılan dişetinin tekrar eski görünümüne kavuşturulması da estetik diş hekimliğinin konusudur.
Ayrıca bir dişin diş etinin diğerinden kısa olması, oraya yapılan küçük bir müdahaleyle dişlerin seviyelerinde eşitlenmeye neden olarak güzel bir görünüm sağlar.
Bütün bu tedavilerde de gerek dişetine yapılan uygulamalarda gerekse dişe yapılan uygulamalarda , hekimin sanatsal el beceri ile tekniği uygulama zorunluluğu vardır.Günümüz hızlı dünyasında gün geçtikçe daha çok kişi bu tedavi yöntemlerini talep etmektedir.Kişiler dişlerinin ve gülümsemelerinin daha güzel olmasını istemekte hem de bunun sağlanması için fazla maliyetlere , uzun süreli tedavilerden kaçınmakta ve bu tedaviler yapılırken günlük hayatlarının seyrinden vazgeçmek istememektedirler.Bu nedenle MİNİMAL İNVAZİVE teknikler diş hekimliği uygulamalarının vazgeçilmezi haline gelmektedir. Tıpkı diğer tıp dallarında olduğu gibi.
Dt. Güzin KIRSAÇLIOĞLU
|
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Diş Kesimsiz Tedaviler, Minimal İnvaziv Teknikler" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dt.Güzin KIRSAÇLIOĞLU'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dt.Güzin KIRSAÇLIOĞLU'nun izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
Beğenin 
Yazan Uzman
|
| Makale Kütüphanemizden | ||||
|
diş kesimsiz tedaviler, minimal invaziv teknikler, kompozit lamine, kişiye özel diş, kişiye özel tedaviler
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.
