Psikoterapi Ne Kadar Sürer?
Psikoterapi/Danışma Ne Kadar Sürer?
Bir psikologa gittiğiniz. Sorunlarınızı çözmek ve bir an önce sıkıntıdan kurtulmak istiyorsunuz. Peki bunun için ne kadar süre gidip geleceksiniz?
Aslında bu sorunun ne yazık ki tek bir cevabı yok. Tamamen kişiye, farkındalığına, istekliliğine, direncine, öğrenme süreçlerine, bilişsel kapasitesine, psikologun kullandığı ve eğitiminin aldığı ve tekniklerini kullandığı ekole, travma gibi sorunun doğası gereği yaşanan zorluklara, sorunun karmaşıklığına, diğer yaşam olaylarına ve bunlar gibi bir çok değişkene bağlıdır. Psikologunuz da en az sizin kadar bir an önce sizin sorunlarınızdan kurtulmanızı, özgürlüğünüze kavuşmanızı istemektedir. Bu yüzden elinden geleni yapacaktır. Maddi açıdan da yaşanan zorlukların farkındadır. Sosyal güvenlik kurumları çoğu ülkede olduğu gibi ülkemizde de bu önemli ihtiyacı ne yazık ki karşılamamaktadır. Bu da her iki taraf için de sorun teşkil etmekte, ihtiyacı olan çoğu kişi yardım alamamaktadır. Meslek yasasının çıkması ve danışanların korunması amacıyla hukuksal mücadeleler devam etmekte de olsa şu an için bu durum her iki taraf için de sorun olmaktadır.
Psikologlar da bu sorunların farkında olduğundan sizi mümkün olduğunca az seansta maksimum faydayı sağlamaya ama bilimsel anlamda kültüre uyarlanmış, akademik anlamda randomize kontrollü klinik araştırma ve meta-analiz çalışmalarla desteklenmiş, güvenirlik ve geçerliliği yapılmış yöntem ve teknikleri uygulayacaktır. Aslında bu sorun başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere dünyanın her yerinde yaşanan bir problemdir. Bu yüzden de artık uzun sürmeyen, mümkün olan en az seansta gerçekleşebilecek 3. dalga yöntemlere başvurulmaktadır. Çoğu kez yüzeysel olduğu ve sorunun kökenine inemediği gibi yönleriyle eleştirilse de şimdilik en optimize olmuş yöntemleri kullanmak her iki taraf için de en uygunu olarak kabul görmektedir.
Psikologunuz size seans süresi konusunda çok ortalama bir rakam verebilir (15-20 seans gibi) ama daha az veya fazla seans sürebileceğini bilmenizi söyleyebilirim.
Ayrıca şunu da belirtmek isterim ki, siz isteseniz bile psikologunuz sizi yıllarca (uzun süreli psikoterapi yaklaşımlarını tercih edenler hariç) psikoterapiye gelmenize izin vermeyecektir. Hatta ilk zamanlarda haftada bir kez gerçekleşen görüşmeleriniz zaman ilerledikçe daha az sıklıkla gerekleşecektir.
Psikoterapinin etkililiği konusu başka bir makalenin konusu olsa da sıklıkla danışanlarımızdan (haklı olarak) bu soruyu işitmekteyiz. Yani 20 seanstan fazla gidecek olsanız dahi hiçbir yöntemin olduğu gibi (ilaç tedavisi, EKT/Elektro Konvülsif Tedavi, tTMU/Manyetik Uyarım Tedavisi, derin TMU, Doğru akım uyarımı, ergoterapi, Neurobiofeedback/nöroterapi, fototerapi, mikro uyarım tedavileri de dahil olmak üzere hiçbir yöntem, etkililikleri çok yüksek olsalar da, aynı etkililiği bilimsel araştırmalarla desteklenmiş psikoterapiler gibi %100 garanti veremez, akademik anlamda bir karşılığı olmayan ancak kişisel gelişim kitaplarıyla varlığını sürdüren kişisel gelişim yöntemlerini de dahil etmek isterim) psikoterapinin de kesin sonuç vermeyebileceğini akılda bulundurmak gerekir. Yaygın görüşe göre en hızlı ve etkili tedavi ilaçla birlikte yürütülen psikoterapilerdir. Yani eğer gerek duyuluyorsa çalıştığınız psikiyatrist sizi klinik psikologa ya da tam tersi klinik psikolog sizi bir psikiyatriste yönlendirecek ve her ikisi de size en uygun yöntem konusunda destek verecektir.
En kısa zamanda işbirliğiyle problemlerinizle başa çıkmanızı öğrenip hayatınıza uygulamanız dileğimle.
Uzman Klinik Psikolog Buse ÇAKMAK
Bir psikologa gittiğiniz. Sorunlarınızı çözmek ve bir an önce sıkıntıdan kurtulmak istiyorsunuz. Peki bunun için ne kadar süre gidip geleceksiniz?
Aslında bu sorunun ne yazık ki tek bir cevabı yok. Tamamen kişiye, farkındalığına, istekliliğine, direncine, öğrenme süreçlerine, bilişsel kapasitesine, psikologun kullandığı ve eğitiminin aldığı ve tekniklerini kullandığı ekole, travma gibi sorunun doğası gereği yaşanan zorluklara, sorunun karmaşıklığına, diğer yaşam olaylarına ve bunlar gibi bir çok değişkene bağlıdır. Psikologunuz da en az sizin kadar bir an önce sizin sorunlarınızdan kurtulmanızı, özgürlüğünüze kavuşmanızı istemektedir. Bu yüzden elinden geleni yapacaktır. Maddi açıdan da yaşanan zorlukların farkındadır. Sosyal güvenlik kurumları çoğu ülkede olduğu gibi ülkemizde de bu önemli ihtiyacı ne yazık ki karşılamamaktadır. Bu da her iki taraf için de sorun teşkil etmekte, ihtiyacı olan çoğu kişi yardım alamamaktadır. Meslek yasasının çıkması ve danışanların korunması amacıyla hukuksal mücadeleler devam etmekte de olsa şu an için bu durum her iki taraf için de sorun olmaktadır.
Psikologlar da bu sorunların farkında olduğundan sizi mümkün olduğunca az seansta maksimum faydayı sağlamaya ama bilimsel anlamda kültüre uyarlanmış, akademik anlamda randomize kontrollü klinik araştırma ve meta-analiz çalışmalarla desteklenmiş, güvenirlik ve geçerliliği yapılmış yöntem ve teknikleri uygulayacaktır. Aslında bu sorun başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere dünyanın her yerinde yaşanan bir problemdir. Bu yüzden de artık uzun sürmeyen, mümkün olan en az seansta gerçekleşebilecek 3. dalga yöntemlere başvurulmaktadır. Çoğu kez yüzeysel olduğu ve sorunun kökenine inemediği gibi yönleriyle eleştirilse de şimdilik en optimize olmuş yöntemleri kullanmak her iki taraf için de en uygunu olarak kabul görmektedir.
Psikologunuz size seans süresi konusunda çok ortalama bir rakam verebilir (15-20 seans gibi) ama daha az veya fazla seans sürebileceğini bilmenizi söyleyebilirim.
Ayrıca şunu da belirtmek isterim ki, siz isteseniz bile psikologunuz sizi yıllarca (uzun süreli psikoterapi yaklaşımlarını tercih edenler hariç) psikoterapiye gelmenize izin vermeyecektir. Hatta ilk zamanlarda haftada bir kez gerçekleşen görüşmeleriniz zaman ilerledikçe daha az sıklıkla gerekleşecektir.
Psikoterapinin etkililiği konusu başka bir makalenin konusu olsa da sıklıkla danışanlarımızdan (haklı olarak) bu soruyu işitmekteyiz. Yani 20 seanstan fazla gidecek olsanız dahi hiçbir yöntemin olduğu gibi (ilaç tedavisi, EKT/Elektro Konvülsif Tedavi, tTMU/Manyetik Uyarım Tedavisi, derin TMU, Doğru akım uyarımı, ergoterapi, Neurobiofeedback/nöroterapi, fototerapi, mikro uyarım tedavileri de dahil olmak üzere hiçbir yöntem, etkililikleri çok yüksek olsalar da, aynı etkililiği bilimsel araştırmalarla desteklenmiş psikoterapiler gibi %100 garanti veremez, akademik anlamda bir karşılığı olmayan ancak kişisel gelişim kitaplarıyla varlığını sürdüren kişisel gelişim yöntemlerini de dahil etmek isterim) psikoterapinin de kesin sonuç vermeyebileceğini akılda bulundurmak gerekir. Yaygın görüşe göre en hızlı ve etkili tedavi ilaçla birlikte yürütülen psikoterapilerdir. Yani eğer gerek duyuluyorsa çalıştığınız psikiyatrist sizi klinik psikologa ya da tam tersi klinik psikolog sizi bir psikiyatriste yönlendirecek ve her ikisi de size en uygun yöntem konusunda destek verecektir.
En kısa zamanda işbirliğiyle problemlerinizle başa çıkmanızı öğrenip hayatınıza uygulamanız dileğimle.
Uzman Klinik Psikolog Buse ÇAKMAK
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Psikoterapi Ne Kadar Sürer?" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Buse ÇAKMAK'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Buse ÇAKMAK'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
2 Beğeni
Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.