2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,222 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Yetişkinlikte Kaygının Hayal Kurma Üzerindeki Etkisi
MAKALE #20637 © Yazan Psk.Dnş.Sedat RAHAT | Yayın Temmuz 2019 | 2,471 Okuyucu
Yetişkinlik, çocukluk ve ergenlikten sonra gelen uzun bir dönemi kapsamaktadır. Yetişkinlik kendi içersin de üç döneme ayrılmaktadır: Bunlar genç yetişkinlik, orta yetişkinlik ve ileri yetişkinlik(yaşlılık) evrelerinden oluşmaktadır. Yetişkinlik dönemi kişide oluşturduğu güdüler, ihtiyaçlar ve beklentiler dönemler göre değişmektedir. Genç yetişkinlik döneminde meslek edinme, bir şeyleri başarma, eş bulma, aile kurma, evi idare etme, çocuk yetiştirme, sosyal gruplara katılma ve vatandaşlık görevlerini yerine getirme görülür. Orta yetişkinlikte ise, bireyde artan ev sorumluluğunu üstlenme, ekonomik geliri standart olmasını sağlama, boş zamanlarını değerlendirme ve orta yaşın getirdiği bedensel ve zihinsel yorgunluğa uyum sağlama görülmektedir. İleri yetişkinlikte(yaşlılık) ise, bedensel ve zihinsel yorgunlukları kabullenme, yakın yaş grupları ile zaman geçirme, kaybedilen yakınları düşünme davranışları görülür(Bacanlı ve Terzi,1995).
Erikson’ a göre genç yetişkinlikte bireyler çevrelerindekiler ile yakın ve anlamlı ilişkiler kurmak isterler, bunu yapamazlarsa içe kapanık bireyler olurlar. Orta yetişkinlikte ise, yetişkinliğin getirdiği sorumlulukları üstlenme ve sonraki nesilleri yetiştirmeye yönelir, bunları gerçekleştiremeyen bireyler içe dönük, durgun ve zayıf bir kişilikte olurlar. İleri yetişkinlikte(yaşlılık) ise, yaşadıkları hayat bir anlam yükleyebiliyorsa, pişmanlık duymuyorsa umutsuzluk yaşamayacaktır(Akt. İnanç, Bilgin ve Atıcı, 2009).
Yetişkinlik döneminde, yapılması gereken bir meslek edinme, aile kurma, sosyal gruplara katılma, azalan bedensel ve zihinsel yeterlilikten dolayı toplumun ondan beklediği istek ve ihtiyaçları yerine getirememesi bireylerde sıkıntı, kaygı ve bunalım gibi psikolojik sorunların oluşmasına sebep olmaktadır(Erkin, 2014).
Yetişkinlikte, evli olan bireylerin, evli olmayandan daha fazla kaygılı olduğu sonucuna varılmıştır. Evli olan kişilerin ise, çocuk sahibi olması olmayana göre kaygı düzeyi yüksektir. Ekonomik geliri yüksek olan bireylerin, düşük gelirli olan bireylere göre daha az kaygılanmaktadırlar(Uzun, 2015).
Dindarlık düşüncesine sahip olan bireylerde ölüm kaygısı düşük orandadır. Dindar kişilerin, inançlarına sarılması ile kendini mutlu ve huzurlu hissetmesinden dolayı ölüm kaygısı azalmaktadırlar(Mutlu, 2013).

Yetişkinlikte sosyal gruplara katılmama, sosyal yaşamda başarısız olma ya da başarısız olma korkusu, duygularını bastırma ve de duygusal yoksulluk kişide kaygı düzeyini artırmaktadır. Kişi bir sosyal gruba dâhil olamama ve ya dâhil olduğu gurupta kendini iyi hissetmemesi kaygısını artıracaktır(Ceylan, 2011).
Birey, günün ilerleyen saatlerinde bedensel ve zihinsel olarak artan ve azalan ihtiyaçlardan dolayı kaygı durumu değişmektedir. Günün ilerleyen saatlerinde kişide oluşan bedensel ve zihinsel yorgunluk kaygı durumunu artırmaktadır(Dinçer, 2010).
Bireylerin içinde yaşadığı toplumun, ona yüklediği sorumlulukları yerine getirememe ve toplumsal rolleri (ebeveynlik, öğretmenlik, patronluk…) gerçekleştirememesi kaygı düzeyini artırmaktadır(Gönül, 2008).
Kaygı, bireylerin yaşadığı üzüntü, başarısızlıklar, tedirginlikler ve korkular gibi ruhsal bir durumdur. Kaygı genelde korku ile karıştırılsa da şu üç özelikten dolayı bir birlerinden farklı olduğu görülmekte. Bunlardan ilki, kaynak meselesi: korku duygusunda korkulan nesne ve ya durum tam olarak beli iken, kaygı duygusunda kaynağı belirsizdir. İkincisi, şiddettir: korku duygusu kaygıya göre daha şiddetli hissedilir. Üçüncü ayrım, süresi: korku, kaygıya göre daha kısa süren bir durumdur(Cüceloğlu, 2004).
Kaygı, bireyde endişe, korku ve istenmeyen bir durum karşısında ortaya çıkan duygudur. Kaygı, zihin ve beden üzerinde bazı değişimleri artırmakta ya da azaltmaktadır. Bunlar kaygılı olan bireylerin ruh hallerinde gerginlik, karar vermede zorlanma, dikkati toplayamam, tekrarlanan düşünceler ve belirsiz bir iç halini oluşturmaktadır. Bedensel olarak, terleme, kontrolsüz hareketler, yüz ifadelerinde solgunluk gibi fizyolojik belirtilerle ortaya çıkmaktadır. Kaygı, altı farklı gruba ayrılır: bunlardan ilki, panik bozukluğu: aniden oluşan ve nöbetler şeklinde devam eden, aşırı derecede kaygı ve korku durumudur. İkincisi, Obsesif-kompulsif bozukluğu: bireylerde kontrolsüz bir şekilde tekrarlana davranış(kapıyı, muslukları ve elbiselerini kontrol etmek gibi) ve düşüncelerdir. Üçüncüsü, sosyal kaygı bozukluğu: sosyal ortamlarda aldığı ve ya yaşayacağı düşündüğü olumsuz cevaplar ve davranışlar nedeni ile yaşadığı kaygı durumudur. Dördüncüsü, yaygın kaygı bozukluğu: olumsuz bir durum olmaması bile kişide olumsuz bir şeylerin olacağını düşünmesi, sürekli tedirgin ve kaygılı olma durumdur. Beşincisi, Travma sonrası stres: kişilerin yaşadığı deprem, şiddet, tecavüz gibi kişide oluşturduğu derin kaygı durumudur.


Altıncısı ise, spesifik fobik(çok özel) bozukluk: genelde arı, yükseklik, böcek gibi canlı ya da nesleler karşı duyulan korkudur. Kişi bu korkunu gereksiz olduğunu bilir fakat davranışlarını kontrol edemez(Yorulmaz ve Altan, 2007).
Kaygı, insanın bulunduğu durumda olumsuz sonuçların oluşacağın hissetme duygusudur. Nesne ve olaylar karşısında oluşan belirsizlik durumunun kişide sıkıntı, korku, dengesiz bir iç haline oluşmasına sebep olan duygudur(Kurz, 1991).
Bireylerin, iç ve dış sorunlarından dolayı gerçek hayata gerçekleştiremedikleri istek ve arzularını hayal dünyalarında gerçekleştirmektedirler. Bireylerin hayal kurmaktaki amacı, oluşan sıkıntı verici duygudan uzaklaşmaktır( Kaya, 1998).
Freud’a göre, bireylerin kaygı ve iç çelişkileri azaltmak için savunma mekanizmasına başvurmaktadırlar. Savunma mekanizması bireyi rahatsız eden durumdan kurtulmak için zihnin yaptığı bir çaptırmadır. Hayal kurmak, kendini olduğu gibi değil olmasını istediği gibi düşlemesi, olumsuz gerçekler yerine hayal kurarak olumlu durumlar yaratmasıdır(Akt. Plotink, 2009).
Bireylerin yaşadığı sorunların zihinde oluşturduğu çözümler ya da kurgular gerçek hayata eşlenmemesi, somut olmaması kişiyi gerçeklikten uzaklaştıran bir hayal dünyasını oluşturmaktadır(Güleç, 2006).
Kişilerin, sorunları gerçek hayata çözememesi iç dünyasında bu sorunlara yönelmesine sebep olmakta. Bu düşünceler hayata yapılamayan istek ve arzuların elde etmek için başvurduğu yöntemdir. Bu hayaller insanın kendisini rahatlatması için yaptığı düşüncelerdir(Sorlin, 2004).
Kaygı kişiden ve çevreden oluşan istenmeyen sorunlar karşısında duyulan içsel bir düşünme, düşüncelerin farklılaşmasına sebep olan duygudur(Kurz, 1991).
Hayal yaşanan anın farkında olmadan, dış uyarılara kendini kısıtlayarak oluşturduğu düşünce ve imgeler halidir. Bu tam bir bilinçsizlik hali olmasa da ona yakın bir durumdur. Kişi azalan bu bilinçlilik halin de kabullenmediği, korktuğu ve ya yapmak istediği ihtiyaç ve dürtüler üzerine oluşturduğu soyut düşüncelerdir(Budak, 2009).
Hayal kurma zihni yormasına, olaylar üzerine tekrar tekrar düşünmesine ve somutluktan uzaklaşmasına sebep olsa da bireylerde içsel bir rahatlama sağlamaktadır (Manav, 2011).



Özet
Yetişkinlik döneminde, bireylerin sorumluluklarını, rollerini ve isteklerini yerine getirememesi bireylerde kaygı duygusunu oluşturmaktadır. Bireylerdeki kaygı durumu evli olup olmaması, gelir durumu, çocuk sahibi olması, sosyal hayata katılması, inançlı olması, artan ev sorumlulukları ve kaybedilen yakınlar gibi durular kaygı düzeyi üzerinde etkilidir. Bireylerde oluşan kaygı durunu yerine getiremeyen istekler, roller ve karşılaşılan olumsuz durumlardandır. Bireyin bu sorunları gerçek hayata yapamaması, bireyin bu istek ve ihtiyaçları hayal dünyalarında gerçekleştirerek bir iç rahatlama oluşturmaktadırlar. Bireylerde kaygı durumu artması, bireyin iç rahatlama isteğinden dolayı hayal kurma oranı artmaktadır.

Kaynakça

Budak, S.( 2009). Psikolojik Sözlüğü. Ankara: Bilim ve Sanat Yayınları.
Ceylan, H.( 2011).Üniversite Öğrencilerinin Sosyal Kaygı Düzeylerinin Yordanması. Ege Üniversitesi, İzmir.
Cüceloğlu, D.( 2004). İnsan ve Davranış( 13. baskı).İstanbul: Remzi Kitabevi.
Dinçer, E. D.( 2010). Biyolojik Saat ve Kaygının Temel Bilişsel İşlevler Üzerindeki Etkileri. Hacettepe Üniversitesi, Ankara.
Erkin, Ü.( 2014). Üniversite Öğrencilerinde Ruh Sağlığı, Sağlık Kaygısı ve Sağlık Davranışları Arasındaki İlişkiler. Okan Üniversitesi, İstanbul.
Gönül, E.( 2008). Kimlik Statülerinin 22-30 Yaşlar Arasındaki Genç Yetişkinlerin Yaşadığı Kaygı Düzeyi İle İlişkisi. Maltepe Üniversitesi, İstanbul.
Güleç, C. ( 2006). Düş ve Gizemcilik. İçinde G. Nesipoğlu (Ed.). Fikir Mimarları-6(s.203).İstanbul: Ayrıntı Yayınları.
Kaya, A. ( 1998).Ruh Sağlığı ve Davranış Bozukluğu. Ankara: Turhan Kitabevi.
Kurz, H.( 1991).Kaygının Antropolojisi Üzerine. İçinde H. V. Ditfurth(Ed.). Korku ve Kaygı( s.48-73).İstanbul: Metis Yayınları.
Manav, F.( 2011).Kaygı Kavramı. Toplum Bilimleri Dergisi.5(9), 201-211
Mutlu, M.( 2013).İç Güdümlü ve Dış Güdümlü Dindarlık İle Ölüm Kaygısı Arasındaki İlişki. Üniversite Öğrencileri İle Bir Çalışma. Arel Üniversitesi, İstanbul.
Bacanlı, H. ve Terzi, Ş. (Ed.).(1995). Yetişkinlik ve Yaşlılık, Gelişim ve Psikolojisi. İstanbul: Açılım Yayınevi.
Plotink, R.( 2009). Psikolojiye Giriş. İstanbul: Kaknüs Yayıncılık.
Sorlin, P.( 2004). Düş Söylemleri. İstanbul: Ayrıntı Yayınları.
Uzun, B.( 2015).25-30 Yaşlar Arası Evli Erkeklerle Evli Olmayan Erkeklerde, Kaygı Düzeyinin Bazı Değişkenler Açsında İncelenmesi. Baykent Üniversitesi, İstanbul.
Yorulmaz, O. ve Altan, M.( 2007). Yetişkinlik Dönemi Psikolojik Sorunlar ve Çözüm Önerileri. İçinde N, Karancı, F, Gençöz ve Ö, Bozo ( Ed.). Psikolojik Sağlığımızı Nasıl Koruruz? II(s. 33-40). Ankara: ODTÜ Yayıncılık.
İnanç, B.Y., Bilgin, M. ve Atıcı, M.K. (2009). Gelişim Psikolojisi, Çocuk ve Ergen Psikolojisi(5. baskı).Ankara: Pegem Akademi.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Yetişkinlikte Kaygının Hayal Kurma Üzerindeki Etkisi" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Dnş.Sedat RAHAT'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Dnş.Sedat RAHAT'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Sedat RAHAT Fotoğraf
Psk.Dnş.Sedat RAHAT
İzmir
Psikolojik Danışman
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi2 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Dnş.Sedat RAHAT'ın Makaleleri
► Boşanmanın Çocuklar Üzerindeki Etkisi Psk.Ebru ÖZKURT TOPÇU
► Boşanmanın Çocuklar Üzerindeki Etkisi Psk.Dnş.Sümeyra YAPICI AYDIN
► Boşanmanın Çocuk Üzerindeki Etkisi Psk.Elif Y. ÇAVUŞOĞLU
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Yetişkinlikte Kaygının Hayal Kurma Üzerindeki Etkisi' başlığıyla benzeşen toplam 19 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
--
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


17:12
Top