2007'den Bugüne 92,312 Tavsiye, 28,221 Uzman ve 19,979 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Duyguların Geçmişi
MAKALE #20642 © Yazan Psk.Dnş.Fatih FİDAN | Yayın Temmuz 2019 | 2,459 Okuyucu
Sevgi, keder ve öfke gibi kaygı ve korkularımızda önemli duygularımızdır. Fakat korkularımızdan olabildiğince kaçmaya çalışmaktayız. Halbuki korku, gelebilecek tehlikelere karşı tedbirler almamızı sağlamaktadır. Düşünün; dişlerini açmış ve ağzından salyalar akıtarak size doğru koşan bir köpek karşısında ki korku duygusu, devreye girip tedbir almamızı sağlayacaktır. Bu tedbir bir fino köpeği için değil de size saldırıda bulunup zarar verecek cinsten olanlara karşı tedbirdir. Bu duygular hepimizde zaman zaman olur. Bunlar belirli durumlara ve karşı karşıya kaldığımız insanlara verilen doğal tepkilerdir ve çok da yararlıdır. Fakat birçok kişide kaygı ve korku gerçekliğe rağmen orantısız şekilde büyür ve mantıksız olmayan şeylerle, durumlarla ve faaliyetlerle ilişkilendirilir. Köpek fobisi olan insanın her cinsten köpeğe aynı korku ve kaygı ile tepki vermesi gibi. Depremi yaşayan insanın evinin önünden kamyon geçerken, evin sallanmasına deprem oluyor gibi tepki vermesi gibi. Trafik kazası yaşayan kişinin artık hiçbir arabaya binememesi gibi. Taciz esnasında koluna dokunulmasından sonra koluna kim dokunursa dokunsun taciz esnasında ki bedensel ve zihinsel tepkileri yaşaması gibi.







Yersiz korkular yaşayan bir çok insan vardır. Bunların hepsi de terapiye gidemiyordur. Bu kişiler yeteri kadar mutlu olmasalar da korkuları onları rahatsız eden durumlardan uzak kalmak için tedbir almalarını sağlamaktadır. Yaşamlarını da buna göre planlamaktadırlar. ABD de yapılan bir ankette topluluk karşısında konuşma korkusunun, ölüm korkusundan da önce, birinci sırada geldiğini gösterse bile, çoğu insan topluluk önünde konuşmaktan uzak durarak bu konunun kendilerine rahatsızlık vermelerine izin vermemektedirler. Ancak hedeflerine ulaşmak için topluluk önünde konuşmanın gerekli olduğu ve bu durumun onları hedeflerine ulaşmaktan alıkoyduğunda terapiye ihtiyacı olduklarını anlamaktadırlar. Gelin beraber bu kaygı ve korkuların bağlantılarını birlikte araştıralım.

14 yaşındaki Ali, ne zaman ev dışında bir yerde tuvalete gitmek istese kaygıya kapılmaktadır. Tuvalete gitse de tuvaletin temiz mi kirli mi olduğuna dikkat etmektedir. Kirlenmekten korkuyordu. Onun için nereye giderse gitsin ıslak mendil götürme ihtiyacı hissediyordu.


Birçok insan gibi Ali de kaygısının kaynağını bilmiyordu, yıllardır sürüyor ve daha da kötüye gidiyordu. Sosyal ortamlarda giyim kuşamında ki temizliğe daha dikkat eder oldu. Su içerken tişörtüne birkaç damla su dökülse değiştirmek istiyordu. Rezil olma duygusu yoğun şekilde yaşıyordu. En son rezil olma anısına yoğunlaşmasını isteyerek işleme süreci başladı. Ortaya çıkan ise; ilkokul 1. Sınıfta iken normalde çişini yapmakta sorun yaşamadığı fakat ilk defa okul tuvaletine kakasını yaparken ayağının kayması ile üzerine kaka bulaştığı, kirlendiğini ve dışarı nasıl çıkacağını, çıksa da ona iğrenerek bakacaklarını ve çevresindekilerin ondan uzaklaşacağını düşünerek ağladığı anısı aklına gelmiştir. Tuvalette ağlamasını duyan arkadaşları öğretmene haber veriyor ve öğretmen de Ali’yi tuvaletten çıkarıp ailesine haber veriyor, üzerindeki kakaların görünmemesi için ailesi gelene kadar örtü gibi bir şey örtülüyor ve anne-babası gelene kadar 30 dakika kadar okul bahçesinde çaresizlik içerisinde bekliyor. Sonraki zamanlarda Ali dışarı çıkarken kıyafetlerindeki temizliğe dikkat etmeye, kirlendiği zamanda başkaları kirli dememeleri içinde kıyafet değişikliği yapar oldu. Sosyal ortamda iken de hep kendisini kontrol eden davranışlar sergilemeye başlamıştır. Ayrıca temizlenmek için de ıslak mendil bulundurmaya dikkat etmektedir. Çaresizlik yaşamamak için tedbir davranışları artmıştır. Sadece bu anı işlendikten sonra Ali’nin semptomları kaybolmuştur.


Anne ve babası Ali’yi 14 yaşında iken terapiye getirdiği için şanslıydı. Maalesef ki bir çok insan çeşitli sebeplerden dolayı korku ve endişe duyarak gereksiz yere acı çekmeye devam etmektedir. Bazen duygular özel koşularla bağlantılıdır. Nedeni ne olursa olsun belleğimizde depoladığımız bir anı şimdi hayatımızda semptomların başlangıcıdır.


İnsanların sürekli korku ve kaygı yaşamalarına bir başka sebepte çocukluk yıllarında bakım veren ebeveynlerinin güvenli bağlanmaya izin verememelerinden de kaynaklanmaktadır. Ne yazık ki, emniyet ve güvenlik duygularının eksikliği çocuk olarak yeterince değerli olup korunduğumuzu hissetmediğimiz olgusuna dayanabilir. Çocukken bize yeterince iyi olmadığımız hissettirilmiş ve başkalarının hakkımızda olumsuz değerlendirme yapacağı endişesi duymaya başlamışızdır.


Bazen bu duygular tetiklenerek harekete geçmeye başlar ve semptomlar ortaya çıkar. Örneğin; Ayşe üniversiteye gidip geldikten sonra eskisi gibi ailesine yakınlık duyamıyordu. Anılar işlemeye başlanılınca şimdiki zamanda eleştiren bir anne, yaptığı hiçbir şeyi beğenmeyen bir anne anlattı. Üniversite de kendisini tam olarak ifade edemeyen, arkadaşlarının zorbalıklarına boyun eğen ve şirin görünmeye çalışan birisi olduğu anılarını anlattı. Şimdi annesinden uzak durmaya ve sosyal ortamlara girmemeye dikkat ettiği görülmektedir. Annesi ve çevresi onun zayıf olduğunu hissettirmekteydi. Çocukluk yılları ile bağlantısını kurmaya başladığında akranlarının kendisi ile dalga geçtiğinde çaresizce içine kapandığı, kendisini ifade edemediği, annesinin ve babasının da eleştirilerinden dolayı isteklerine cevap veremediğini hatırlayarak yetersizlik ve eksiklik duygularını yaşadı. Anılar tek tek ele alınarak çalışıldı ve duygular işlenerek semptomlar kaybolmuştur.


Gördüğümüz şimdide bir duygu ve düşüncemiz var ise bunun da bir başlangıcı vardır. Çoğu vakada korku ve kaygı tepkisini doğuran belirli bir şey olur ve bu deneyim işlenmeden kalır- böylece benzer bir duruma girmek, hatta topluluk önünde konuşmak veya yılanlar gibi belirli şeyleri düşünmek olumsuz duyguları ve fiziksel duyumsamaları canlandırır. Bazen şimdiki zamanda bir olaya verdiğimiz duygusal ve bedensel tepki aslında geçmiş zamanda yaşanılan travmatik olay ile birebir aynı olabilmektedir. Sadece olaylar farklı fakat olayların içerisindeki ve sonucundaki düşüncelerimiz ve duygularımız aynıdır. Özgürleşmek için bize ağır gelen dayanılması zor anılar ve şimdiki zamanda tetikleyiciler çalışılmalıdır. Özgürleşmek geçmişte saklıdır sözünü unutmayalım. Yerli atasözü derki “İçindekinden kaçamazsın” . Nerede olursak olalım, nereye gidersek gidelim, korku ve kaygı belek ağlarımızda tetiklenmeyi bekleyerek kalır.
Bu geçmişten gelen duygular ile terapide bazı yöntemler kullanılmaktadır. Bunlardan biriside; kişinin korktuğu nesne veya durumlarla yüzleşmesi için “açığa çıkarma terapisi” ya da “davranışsal terapi” kullanılır ya da kaygısı yatışana kadar durumun tehlikesi hakkında olumsuz inançlarına bakılarak kişinin bu inançlarının o anda kendisine ne kadar zarar verip vermediği değerlendirilir. Bir başka yöntem de korkunun başlamasına sebep olan ana anı ağlarına ulaşmak ve işlenmesidir.Başka bir ifade ile direkt kaynağa gitmektir.

KAYNAKLAR: Acı Anıları Silmek; Dr. Francıne SHAPIRO, Kuraldışı yayınları 9. baskı

Hazırlayan:
Uzman Klinik Psikolog
Fatih FİDAN

Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Duyguların Geçmişi" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Dnş.Fatih FİDAN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Dnş.Fatih FİDAN'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     1 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Fatih FİDAN Fotoğraf
Psk.Dnş.Fatih FİDAN
Antalya (Online hizmet de veriyor)
Psikolojik Danışman
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi24 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Dnş.Fatih FİDAN'ın Makaleleri
► Emdr ile Geçmişi Yeniden İnşa Etmek Psk.Dnş.Seren BELECİ
► Duygu ve Duyguların Özellikleri Psk.Emin KOMŞAL
► Olumsuz Duyguların Kontrolü Psk.Hasan ARSLAN
► Duyguların Farkında Olma Psk.Dnş.Özkan KENARLI
► Duyguların Dili ve Psikiyatri Psk.İzzet GÜLLÜ
► Duyguların Altındaki Duygular Psk.Canan SAYIOĞLU
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,979 uzman makalesi arasında 'Duyguların Geçmişi' başlığıyla benzeşen toplam 14 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Şizoid Kişilik Bozukluğu Aralık 2019
► Panik Atak Ekim 2019
► Yetişkin Çocuklar Temmuz 2019
► Evde Şehvet Bitti Ekim 2018
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


01:15
Top