2007'den Bugüne 92,232 Tavsiye, 28,206 Uzman ve 19,964 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu
MAKALE #20774 © Yazan Uzm.Psk.İrem AFŞAR | Yayın Eylül 2019 | 1,512 Okuyucu
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), günümüzde fazla hareketli olan çocuklara veya dikkat dağınıklığı yaşayan çocuklara basitçe konulan bir etiket gibi olmuştur.
DEHB kısaca çocuğun yaşına uygun olmayan bir biçimde ve içinde yer aldığı ortama uygun olmayan şekilde aşırı hareketliliği veya dikkat dağınıklığı olarak tanımlanabilmektedir.
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunda bazı kişilerde hem dikkat eksikliği hem de hiperaktivite(aşırı hareketlilik) bir arada görülürken bazı durumlarda hiperaktivite ön plandayken bazı durumlarda da dikkat eksikliği ön planda olabilir. Tanı koymak için ikisinin bir arada ön planda olması gerekmez.
DEHB, okul çağı çocuklarında en sık görülen ve herkes tarafından aşina olunan bir bozukluktur. Dikkatsizlik, aşırı hareketlilik, dürtüsellik ve akademik başarısızlık ile karakterizedir. Okul çağı çocuklarında % 5-7 oranında görüldüğü bildirilmiştir. Erkeklerde kızlara göre daha sıktır.
DEHB’ nin nedenleri arasında beyinde yer alan Dorsolateral prefrontal korteks de görülen işlev sorunları bildirilmiştir. Beynin bu bölümü, problem çözme, dikkati sürdürme ve yürütücü işlevlerden sorumludur. Ayrıca beyinde yer alan Orbitofrontal korteks de görülen işlev sorunları da bu rahatsızlığa yol açabilmektedir. Beynin bu bölümü dürtüsellikten sorumludur. Bu bölümde yer alan işlev sorunları çocuğun dürtülerini kontrol edememesine yol açabilmektedir. Örnek verecek olursak sırada bekleyememek, sürekli birilerinin önüne geçmeye çalışmak, insanlara çarpmak, sürekli eşyalarını kaybetmek ve nerede olduklarını pek de hatırlayamamak gibi. Beyinde yer alan Anterior singulat korteks seçici dikkatten sorumludur. Bu bölgede görülen hasarlarda dikkat dağınıklığına yol açabilmektedir. Bununla birlikte Prefrontal motor korteks de görülen hasarlar da hiperaktiviye neden olabilmektedir.
DEHB neden olmaktadır, neden benim çocuğumun başına geldi diye merak edebilirsiniz. Bunun nedenleri arasında yüzde yetmiş beş oranında kalıtsallık gelmektedir. Yani DEHB büyük oranda genetik bir rahatsızlıktır ve genlerle aktarılmaktadır. Ayrıca doğum sırasında yaşanan sorunlar da DEHB’ye neden olabilmektedir. Annenin sigara ve alkol kullanması, stresli bir gebelik de bu rahatsızlığa yol açabilmektedir.
DEHB genellikle 7 yaş öncesi başlar. 3-4 yaş arasında daha sık gözlemlenir. Belirtiler daha küçük yaşlarda da kendini göstermektedir. Genellikle anaokullarında ve ilkokulda öğretmenler tarafından veliler bu konuda bilgilendirilmektedir. Çünkü DEHB, sosyal ve akademik işlevsellik sorunları yaratır. DEHB tanısı koyabilmek için belirtilerin hem evde hem okulda görülmesi gerekir. Belirtiler en az 6 aydır var olmalıdır. Okula yeni başlayan bir çocuğa hemen DEHB tanısı koyulmamalıdır. Çocuk en az 6 ay gözlemlenmelidir. DEHB değerlendirilmesinde kliniğe yardımcı olarak WISC-4 zeka testi kullanılmaktadır.Bu testi psikologlar uygulamaktadır. Ayrıca aile ve öğretmen görüşleri de kritik önem taşımaktadır.
Dikkatsizlik tanı kriterleri DSM-5(tanı kitabı) na göre şunlardır:
- Ayrıntılara dikkatini veremez, okul ödevlerinde, işlerinde veya aktivitelerinde dikkatsizce hatalar yaparlar.
-Görevlerinde ya oyunlarında dikkatlerini sürdürmekte zorlanırlar
-Kendisiyle konuşulduğunda dinlemiyormuş gibi gözükürler.
- Ödevlerini, günlük işlerini ya da iş yerlerindeki görevlerini bitirmekte ya da gerekli talimatları takip etmekte başarısızlardır.
- İşlerini ve aktivitelerini organize etmekte zorlanırlar.
- Ödev gibi zihinsel efor gerektiren görevlerden kaçınırlar ya hoşlanmazlar.
- Kalem, kitap, oyuncak gibi temel görevlerde veya aktivitelerde gerekli eşyaları kaybederler.
- Dış uyaran tarafından kolayca dikkati dağılır.
-Günlük aktivitelerinde genellikle unutkandır.
Bu kriterlerden hepsinin değil altı belirtinin görülmesi tanı koymak için yeterlidir.
Hiperaktivite tanı kriterleri DSM-5(tanı kitabı) na göre şunlardır:
- Elleri ve ayakları kıpır kıpırdır, koltukta rahat oturamaz.
- Sınıfta ya da benzer bir ortamda oturması beklenen durumda yerinden kalkar.
- Uygun olmayan ortamlarda koşar, tırmanır.
- Oyunlarda yersiz şekilde gürültücüdür.
- Boş vakitlerinde sakince vakit geçiremez.
- Aşırı motor aktivitesi vardır.
Bu belirtilerden üç tanesinin varlığı tanı koymak için yeterlidir.
Dürtüsellik içinse aşağıdaki belirtilerden bir tanesinin varlığı tanı koymak için yeterlidir. Bunlar;
- Soru bitmeden cevabını yapıştırır.
- Oyunlarda, grup aktivitelerinde sırasını beklemekte güçlük çeker.
- Başkalarının sözünü keser, araya girer.
- Uygun olmayan ortamlarda çok konuşur.
DEHB tedavi edilmezse ergenlikte depresyona, kaygı bozukluğuna, takıntı bozukluklarına, madde kullanım bozukluğuna, tik bozukluklarına yol açabilir.
Çocuk büyüdükçe bu çocuklara ilerde bir baltaya sap olamamış, alkolik, uyuşturucu bağımlısı, psikolojik rahatsız gibi halk arasında söylenen tabirler kullanılmaktadır. Bu çocuklar aile, öğretmenler ve arkadaşları yüzünden sık sık dışlandıkları ve aşağılandıkları için depresyona girebilmektedirler. Bu da alkol ve madde bağımlılığına da yol açabilir. Bu çocuklar sık sık sigara ve alkol kullanmaktadır dışlanmışlık hissinden kurtulabilmek için.
Dikkatsizlik belirtileri de hiperaktivite belirtilerine göre daha kalıcıdır. Erken dönemde DEHB ile birlikte davranım bozukluğu bulunması kötü gidişatın en önemli göstergesidir. Davranış bozukluğu insanlara ve hayvanlara zarar verme, sürekli agresyon, mala zarar verme vb ile karakterize bir rahatsızlıktır.
Ana tedavi ilaç tedavisidir. Bununla birlikte çocuklar çocuk ve ergen psikoloğundan psikoterapi almalıdır. Tek başına ilaç tedavisi genellikle işe yaramaz. Genellikle aileler ilaç tedavisine yan etkilerinden dolayı sıcak bakmamaktadırlar. İyi bir psikiyatr tarafından verilecek uygun dozda bir ilaçtan korkulmaması gerekir. Çünkü hepimiz grip olduğumuzda, ateşimiz çıktığında ilaç kullanmaktayız. O ilaçlarında psikiyatrik ilaçlar kadar yan etkisi vardır. Psikiyatrik ilaçlara da farklı gözle bakılmaması gerekir. Tedavi de gerçekten gerekliyse ilaç tedavisi doktor kontrolünde sürmelidir. Aileler bir süre kullanıp kafasına göre ilacı keserlerse belirtiler daha ağır bir şekilde geri dönebilmektedir. Bu nedenle doktora danışıp ilaca devam veya ilaç kesme işlemi yapılmalıdır.
Çocuk veya ergen psikoloğu tarafından yapılabilecek davranışçı terapiler de tedavi de oldukça işe yaramaktadır. Mutlaka çocuk ve ergen psikoloğuna da başvurulmalıdır. Aile ve arkadaş ilişkileri de psikoterapiler sayesinde düzelebilmektedir. Okul için davranışsal müdahalelerden bazıları şunlardır;
-Ön sırada oturma, öğretmen tarafından daha az yoğunlukta ödev verilmesi, ders çalışırken mola verme, ders çalışırken dikkat dağıtıcı nesnelerden uzak durma, bunun için tavsiyem odanın sade bir şekilde dekore edilmesidir. Bununla birlikte paketli gıdalar da hiperaktivite yapmaktadır. Pakette satılan marketlerdeki gıdalardan uzak durulması, mümkün olduğunca çocukların ev yemeği yemesi de tavsiyemdir.
Burada özellikle çocukların ve gençlerin ailelerine de düşen önemli görevler vardır.
Bu görevler ise şunlardır:
-Çocuğun günlük yapacağı program mümkün olduğunca değiştirilmemeli, değiştirildiyse de çocuğa önceden bildirilmeli ve önceden çocuğa açık ve net biçimde programı anlatılmalıdır.
-Kalabalık çocuğun aşırı hareketliliğini arttırabileceği için kalabalık ortamlardan kaçınılmalıdır. Bu nedenle aileler bazen benim çocuğum kalabalıkta bir başka oluyor diyebilmektedir,
-Aileler disiplin kurallarında tutarlı olmalıdır. Anne ve baba hemfikir olmalıdır. Birinin A dediğine diğeri B dememelidir. Ayrıca sert ve katı disiplin kurallarından, dayaktan, cezalardan kaçınılmalıdır. Bu dönemde çocuğun en önemli ihtiyacı sevgidir. Sevginin aşırısı zarar vermez ama disiplinin aşırısı zarar verir.
- Çok rahatsız olduğunuzda ona sırtınızı dönerek kayıtsız kalmak daha etkili bir ceza olacaktır.
- Çok heyecanlı ve hareketli olduğunda başka aktivitiye yönlendirilmeli ve dikkati başka yöne çekilmelidir.
- Çevresine yönelik tekmeleme gibi zarar verici davranışları varsa sakinleşene kadar bir süre yalnız bırakılmalıdır. Sakinleştikten sonra davranışı onunla tartışılıp davranışlarının sonuçlarını anlaması sağlanabilir.
- Okul hakkında sürekli soru sorulup onu sıkmamak gerekir. Anlatmaya değer bir şey olduğunda kendisi anlatır.
- Yapılması gereken en önemli şey yaşamını eğlenceli hale getirmektir. Aile bu durumda çocuğuyla yeteri kadar ilgilenmelidir. İşten geldiklerinde bir köşede oturup çocuğu başıboş bırakmak çocuğun tedavisine olumsuz etkide bulunmaktadır. Çocuğun yaşadığı her gün için memnuniyet duyması sağlanmalıdır.

UZMAN KLİNİK PSİKOLOG İREM AFŞAR
ÇOCUK VE ERGEN PSİKOTERAPİSTİ
Yazan
Uzm.Psk.İrem AFŞAR
 
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.İrem AFŞAR'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.İrem AFŞAR'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     2 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Uzm.Psk.İrem AFŞAR
Uzman Klinik Psikolog
 
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.İrem AFŞAR'ın Yazıları
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,964 uzman makalesi arasında 'Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu' başlığıyla benzeşen toplam 19 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
◊ Çocuklarda Saç Yeme Ekim 2019
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


11:53
Top