Tecavüzü Ölümden Beter Görme Yanılgısı Üzerine
Değerli okurlar,
Son birkaç aydır insanlara sorduğum bir soru var: “Tecavüz kurbanı olmanın mı yoksa cinayet kurbanı olmanın mı daha kötü olduğunu düşünüyorsunuz?” ya da “Birisini öldürmeden tecavüz etmenin mi yoksa tecavüz etmeden öldürmenin mi daha kötü bir suç olduğunu düşünüyorsunuz?” şeklinde. Avukat arkadaşlarımdan öğrendiğim kadarıyla yasalarımızca cinsel taciz veya tecavüz suçlarının cezası, kasten adam öldürme cezalarından daha hafif. Ancak toplumumuzdaki algı biraz daha farklı. Ne zaman yukarıda sözünü ettiğim iki sorudan birini bir topluluğa soracak olsam, aldığım cevapların %90’ı tecavüze uğramanın, ölümden daha kötü olduğu oluyor. Zaten toplum olarak cinayet vakalarına gösterdiğimiz reaksiyonla, tecavüz vakalarına gösterdiğimiz reaksiyonun tecavüz lehine çok daha şiddetli oluşu da bunu gösteriyor. Bu ülkenin dinmeden kanayan yarası “namus cinayetleri” de bunu özetliyor.
Kesinlikle Çok Kötü Bir Deneyim, Ama Ölmekten Kötü Değil
Peki toplum olarak böyle bir algıya sahip olmanın, kadınlarımıza nasıl mesajlar verdiğinin ve tecavüz mağduru kadınların daha kötü olmasından başka bir işe yaramadığının farkında mıyız? Tecavüz özellikle kadınlar tarafından tahayyül edilebilecek en ağır nefret suçu olarak görülüyor. Şüphesiz ki tecavüz, ciddi bir suç ama ölümden daha ciddi değil. Ölümün insan üzerindeki reel etkisi, yaşamı sonsuza dek kaybetmektir. Peki, tecavüzün bir kadın ya da erkek üzerindeki reel etkileri nedir?
Tecavüz gerçekte fiziksel olarak bir kadının hayatına kaldığı yerden devam edemeyeceği etkiler bırakmaz. Kadının kaldığı yerden hayatına devam edememesinin nedenini hep psikolojik etkilere bağlarız. Eminim ki kime sorsak, bir kadın için dünyanın en ağır travması olduğu, hayatı boyunca unutamayacağı ve asla geçmeyecek psikolojik hasarlar bıraktığı yanıtını alırız. Evet ben de kabul ediyorum tecavüzün fiziksel etkisinden çok psikolojik etkilerinin bu eylemi en korkunç hale getirdiğini. Ancak o psikolojik etkileri bizim yarattığımızın farkına varmamızı ve bunun değişmesi için adımlar atmamızın gerekli olduğunu düşünüyorum.
Tecavüze Uğrayacağına Öl Daha İyi
Bakın şimdi tecavüzün birçok feminist tarafından bile en büyük insanlık suçu, en travmatik olay, bir kadının başına gelebilecek en kötü şey veya ölümden beter olarak algılanması kadına şöyle bir mesaj veriyor: Tecavüze uğrayacağına öl daha iyi. Tecavüz o kadar kötü ki kadınlar bu yükün altında yaşayamayacağına karar verip intihar ediyor. Peki onları intihara kadar sürükleyen şey ne? Gerçekte taşıdıkları yükle algılanan yük arasında bir fark var mı? Şüphesiz ki tecavüz mağdurları intihar ediyor çünkü biz tecavüze uğramayı, intiharı gerekçelendiren bir suç olarak algılıyoruz. Ölümden beter olduğunu söyleyerek, “Birisi zorla penisini senin vajinanın içine soktu, bence bu dünyanın en kötü şeyi, söyle bakalım ne yapacaksın şimdi?” diyerek kadınları aslında girmek zorunda olmadıkları hatta girmemeleri gereken bir psikolojik yıkımın altına sokuyoruz.
Tecavüzle Mücadele İçin En Ağır Suç Olarak Görülmesini Anlıyorum
Toplumun, tecavüz faillerinin hak eden cezaları alması için bunun ne kadar yıkıcı bir suç olduğunu vurgulamasını anlıyorum. Ülkemizde maalesef ki faillerin “tahrik oldum.”, “kırmızı ruj sürmüştü” ya da “mini etek giymişti” gibi ifadeleri hakimler tarafından ceza indirimiyle ödüllendiriliyor. Hal böyle olunca farkındalık yaratmak ve bu faillerin en ağır cezaları alabilmesini sağlamak için, tecavüzün en ağır suç olduğu her fırsatta vurgulanıyor. Evet, çok doğru. Yasaların ve hakimlerin kurbanın yanında olması için çaba gösterilmeli ancak bunu yaparken tecavüze maruz kalmış veya kalma potansiyeli olan tüm kadınları düşünmeliyiz. Örneğin tecavüze uğrayan kadının ömür boyu bir yük altında olacağı anlayışını değiştirmek bile, tecavüzün psikolojik etkileri üzerinde belirgin değişimler yaratacaktır. Kadınlara, hayal edebilecekleri en kötü olayı deneyimlemedikleri, hala hayatta oldukları, namussuz olmadıkları, suçlu olmadıkları, kirlenmiş olmadıkları, ölecek kadar kötü olmaları gerekmediği ve sağlıklı bir yaşam sürmelerini engelleyecek şekilde, ellerinden hiçbir şeyin alınmadığını fark ettirmemiz gerekiyor. Bizler insanız. Maddeler dünyasındaki gibi etkiye tepki ilkesiyle yaşamak zorunda değiliz. Tecavüzün bir kadın için en kötü deneyim olduğu varsayımını kabul etmek zorunda değiliz. Tecavüz kadını ölümden beter eder, çünkü biz ölümden beter olduğunu düşünürüz. Bunu değiştirmek gerek.
Son birkaç aydır insanlara sorduğum bir soru var: “Tecavüz kurbanı olmanın mı yoksa cinayet kurbanı olmanın mı daha kötü olduğunu düşünüyorsunuz?” ya da “Birisini öldürmeden tecavüz etmenin mi yoksa tecavüz etmeden öldürmenin mi daha kötü bir suç olduğunu düşünüyorsunuz?” şeklinde. Avukat arkadaşlarımdan öğrendiğim kadarıyla yasalarımızca cinsel taciz veya tecavüz suçlarının cezası, kasten adam öldürme cezalarından daha hafif. Ancak toplumumuzdaki algı biraz daha farklı. Ne zaman yukarıda sözünü ettiğim iki sorudan birini bir topluluğa soracak olsam, aldığım cevapların %90’ı tecavüze uğramanın, ölümden daha kötü olduğu oluyor. Zaten toplum olarak cinayet vakalarına gösterdiğimiz reaksiyonla, tecavüz vakalarına gösterdiğimiz reaksiyonun tecavüz lehine çok daha şiddetli oluşu da bunu gösteriyor. Bu ülkenin dinmeden kanayan yarası “namus cinayetleri” de bunu özetliyor.
Kesinlikle Çok Kötü Bir Deneyim, Ama Ölmekten Kötü Değil
Peki toplum olarak böyle bir algıya sahip olmanın, kadınlarımıza nasıl mesajlar verdiğinin ve tecavüz mağduru kadınların daha kötü olmasından başka bir işe yaramadığının farkında mıyız? Tecavüz özellikle kadınlar tarafından tahayyül edilebilecek en ağır nefret suçu olarak görülüyor. Şüphesiz ki tecavüz, ciddi bir suç ama ölümden daha ciddi değil. Ölümün insan üzerindeki reel etkisi, yaşamı sonsuza dek kaybetmektir. Peki, tecavüzün bir kadın ya da erkek üzerindeki reel etkileri nedir?
Tecavüz gerçekte fiziksel olarak bir kadının hayatına kaldığı yerden devam edemeyeceği etkiler bırakmaz. Kadının kaldığı yerden hayatına devam edememesinin nedenini hep psikolojik etkilere bağlarız. Eminim ki kime sorsak, bir kadın için dünyanın en ağır travması olduğu, hayatı boyunca unutamayacağı ve asla geçmeyecek psikolojik hasarlar bıraktığı yanıtını alırız. Evet ben de kabul ediyorum tecavüzün fiziksel etkisinden çok psikolojik etkilerinin bu eylemi en korkunç hale getirdiğini. Ancak o psikolojik etkileri bizim yarattığımızın farkına varmamızı ve bunun değişmesi için adımlar atmamızın gerekli olduğunu düşünüyorum.
Tecavüze Uğrayacağına Öl Daha İyi
Bakın şimdi tecavüzün birçok feminist tarafından bile en büyük insanlık suçu, en travmatik olay, bir kadının başına gelebilecek en kötü şey veya ölümden beter olarak algılanması kadına şöyle bir mesaj veriyor: Tecavüze uğrayacağına öl daha iyi. Tecavüz o kadar kötü ki kadınlar bu yükün altında yaşayamayacağına karar verip intihar ediyor. Peki onları intihara kadar sürükleyen şey ne? Gerçekte taşıdıkları yükle algılanan yük arasında bir fark var mı? Şüphesiz ki tecavüz mağdurları intihar ediyor çünkü biz tecavüze uğramayı, intiharı gerekçelendiren bir suç olarak algılıyoruz. Ölümden beter olduğunu söyleyerek, “Birisi zorla penisini senin vajinanın içine soktu, bence bu dünyanın en kötü şeyi, söyle bakalım ne yapacaksın şimdi?” diyerek kadınları aslında girmek zorunda olmadıkları hatta girmemeleri gereken bir psikolojik yıkımın altına sokuyoruz.
Tecavüzle Mücadele İçin En Ağır Suç Olarak Görülmesini Anlıyorum
Toplumun, tecavüz faillerinin hak eden cezaları alması için bunun ne kadar yıkıcı bir suç olduğunu vurgulamasını anlıyorum. Ülkemizde maalesef ki faillerin “tahrik oldum.”, “kırmızı ruj sürmüştü” ya da “mini etek giymişti” gibi ifadeleri hakimler tarafından ceza indirimiyle ödüllendiriliyor. Hal böyle olunca farkındalık yaratmak ve bu faillerin en ağır cezaları alabilmesini sağlamak için, tecavüzün en ağır suç olduğu her fırsatta vurgulanıyor. Evet, çok doğru. Yasaların ve hakimlerin kurbanın yanında olması için çaba gösterilmeli ancak bunu yaparken tecavüze maruz kalmış veya kalma potansiyeli olan tüm kadınları düşünmeliyiz. Örneğin tecavüze uğrayan kadının ömür boyu bir yük altında olacağı anlayışını değiştirmek bile, tecavüzün psikolojik etkileri üzerinde belirgin değişimler yaratacaktır. Kadınlara, hayal edebilecekleri en kötü olayı deneyimlemedikleri, hala hayatta oldukları, namussuz olmadıkları, suçlu olmadıkları, kirlenmiş olmadıkları, ölecek kadar kötü olmaları gerekmediği ve sağlıklı bir yaşam sürmelerini engelleyecek şekilde, ellerinden hiçbir şeyin alınmadığını fark ettirmemiz gerekiyor. Bizler insanız. Maddeler dünyasındaki gibi etkiye tepki ilkesiyle yaşamak zorunda değiliz. Tecavüzün bir kadın için en kötü deneyim olduğu varsayımını kabul etmek zorunda değiliz. Tecavüz kadını ölümden beter eder, çünkü biz ölümden beter olduğunu düşünürüz. Bunu değiştirmek gerek.
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Tecavüzü Ölümden Beter Görme Yanılgısı Üzerine" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Dnş.İsa Özgür ÖZER'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Dnş.İsa Özgür ÖZER'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |






Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.