2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,222 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Sağlıklı Bir Aile İçi İletişim Nasıl Olmalıdır?
MAKALE #20983 © Yazan Psk.Dnş.Banu BEKÇİ AYTEKİN | Yayın Aralık 2019 | 2,060 Okuyucu
Bireyin gelişiminde ve eğitiminde önemli bir yeri olan aile, iletişim bakımında da önemlidir. Çocukların iyi bir gelişim gösterebilmeleri anne-baba ve çocuklar arasında etkili bir iletişim kurulmasına bağlıdır. İletişim denince de pek çok kişinin aklına karşılıklı konuşma ve diyaloglar gelmektedir. Oysa iletişim, ne söylendiği, nasıl söylendiği, niçin söylendiği, ne zaman söylendiği, hatta ne söylenmediğidir.

İletişim ağızdan çıkanlar kadar bir şeyi söylerkenki;
• yüz ifadesinin,
• jest ve mimiklerin (el, kol hareketleri ve yüzdeki ifade),
• bedenin duruşunun,
• ses tonunun ve
• o andaki duygunun ne olduğunu kapsamaktadır.

Yani başkalarıyla kurulan iletişim, sözlü mesajları olduğu kadar sözsüz mesajları da içerir. Her türlü aile iletişiminde sözlü ve sözsüz mesajlar sürekli olarak kullanılmaktadır.

İletişimin en sağlıklı şekli, söylenmek isteneni imalarda bulunmadan, karşıdakinin kişiliğine saldırmadan, kendi açısından canını sıkanın ne olduğunu anlatarak kurulan, doğrudan, net ve dürüst iletişimdir.

Sağlıklı iletişim yapısına sahip aileler nasıl olurlar:
 Birlikte zaman geçirmeye önem verirler.
 Birbirlerinin iyi ve kötü el ihtiyaçlarına ve isteklerine saygı duyarlar.
 Sürekli birbirlerinin hatalarını bulmaya çalışmazlar.
 Aralarındaki çatışmaları olumlu bir şekilde çözmeye gayret ederler.
 Birbirlerini dinlerler.
 Birbirlerinin söylediklerini duymak kadar, sözsüz mesajlarını ve beden dillerini de okumaya gayret ederler.
 Aralarındaki küskünlükleri fazla uzatmazlar.
 Yemek saatleri ailenin bir arada olduğu en kıymetli saatlerdir. Yemek masasında iletişim her zaman pozitif tutulmalı, asla tartışmalara müsaade edilmemelidir.
Sofranın bu adabı ev içerisindeki iletişime de etki eder. Ayrıca yemek sofrası tatsız konuların konuşulacağı veya çocukların disipline edileceği bir mekân değildir

Ebeveyn- Çocuk İletişimi Nasıl Olmalıdır?

Sağlıklı bir ebeveyn-çocuk iletişimde en önemli koşul çocuğu dinlemekten geçmektedir. Etkin bir dinleme için göz teması kurmak, pozitif bir tutum takınmak, beden duruşumuz önemlidir.
• Çocuğunuzla her gün sohbet etmek için mutlaka zaman ayırın.
 Size anlatmak istediği bir şeyler olduğunda ertelemeyin, onu dinleyin.
 Onu dinlerken başka işlerle meşgul olmayın.
 Konuşurken gözlerinin içine bakın.
 Konuşurken söylemeye çekindiği, sakladığı duyguları olup olmadığını anlamaya çalışın.
 Beden dili mesajlarına dikkat edin.
 Konudan konuya atlamayın, sözünü kesmeyin, konuyu değiştirmeyin.
 Çocuğunuzun anlattıklarına saygı gösterin, onu eleştirmeyin, onunla alay etmeyin.

Çatışmaları Önleyen Formül: Ben Dili

Aile üyelerinden herhangi birisiyle tartışmadan konuşmayı başaramıyor musunuz?
Tartışmak istemiyorsunuz ama aranızdaki konuşma eninde sonunda tartışmayla mı sonuçlanıyor?

Bir de bakıyorsunuz öfkelenmişsiniz ya da karşınızdakini öfkelendirmişsiniz. Üstelik nasıl bu noktaya geliverdiğinizi anlayamıyorsunuz bile.

O zaman ya iletişim engelleriniz var ya da ben dili kullanmayı bilmiyorsunuz.
İşte size çatışmaları önleyen ben dili formülü:
………yaptığın zaman, ben…………hissediyorum. ……….istiyorum
Peki bu formülü nasıl kullanacaksınız?
Oğlunuz evde yüksek sesle müzik dinliyor. Aşağıdaki komşunuz ise bu durumdan şikâyetçi. Her karşılaştığınızda şikâyetini dile getirmesi sizi utandırıyor. Hatta son seferinde kapınıza kadar geldi.
Bu akşam bir de baktınız oğlunuz yine müziğin sesini açmış.
Nasıl bir tepki verirsiniz?
Sen dili: Kapat şu müziği! İyice serseri oldun! Sana kaç kere söyledik. Neden laftan anlamıyorsun?
“Sen” mesajıyla bir cümleye başladığınızda (“Sen şöylesin.”, “Sen böylesin.”, “Böyle yaptın.”, “Böyle söyledin”) karşınızdaki kişi kendini suçlanmış hissedebilir, kendisine değer verilmediğini düşünebilir, kendini savunma ihtiyacı duyabilir. Bu da konuşmanın karşılıklı suçlamalar ve anlayışsızlık içinde devam etmesine, sonuçta da karşılıklı öfke uyanmasına sebep olur. Üstelik esas konudan uzaklaşılır ve çatışmanın başlama nedeni çözülemediği için, bu konu ileride de sorun olmaya devam eder.
Peki ne söylemeniz lazım?
Önce formülümüzü hatırlayalım:
………yaptığın zaman, ben…………hissediyorum. ……….istiyorum.
“Müziğin sesini bu kadar açtığın zaman, aşağıdaki komşu yine yukarı çıkacak ve mahcup olacağız diye endişeleniyorum. Biraz daha kısık bir sesle dinlemeni istiyorum.”
Bu cümlede “ben dili” kullanıldığı için, kişi kendisini suçlanmış hissetmez. Böylece esas konudan uzaklaşmadan dinlemeye devam eder. Cümlenin yükünü kendi üzerinize aldığınızda (“Ben üzülüyorum.”, “Kendimi kötü hissediyorum.” vb.) karşınızdaki kendinde bu durumu düzeltmek üzere bir sorumluluk hissetmeye başlar. Üstelik son cümlede ne istediğinizi net bir şekilde söylediğiniz için, çözüme doğru bir adım atmış olursunuz.
Ben dili, bireyin karşılaştığı davranış ve durum karşısında bireysel tepkisini, kendi duygu ve düşüncelerini açıklayan ifade şeklindir. Kendimizi “ben”li cümlelerle anlattığımız zaman karşımızdakini incitmemiş, fakat kendi mesajlarımızı da vermiş oluruz.

İletişim Engelleri

Kişinin kendinden yada karşıdaki kişiden kaynaklanan, iletişim kurmayı engelleyen yada iletişimi bozan tutum ve davranışlardır.
Belli başlı iletişim engelleri şunlardır:
Emir vermek, yönlendirmek: Çocuğa emir vererek bir şey yapmasını söylemek.
“Şimdi odana git, yat uyu”
Uyarmak, göz dağı vermek: İstemediğiniz şeyi yaparsa, çıkacak sonucu çocuğa söylemek.
“Bir kelime daha söylersen dışarı atarım”
Ahlak dersi vermek: Çocuğa yapması gerekenleri söylemek.
“Büyüklerine karşı her zaman saygılı davranmalısın”
Öğretmek, nutuk çekmek, mantıklı düşünceler önermek: Çocuğu gerçeklerle, bilgi,, mantık ve kendi görüşlerimizle etkilemeye çalışmak.
“Ben senin yaşındayken iki katını yapardım”
Yargılamak, eleştirmek, suçlamak, aynı düşüncede olmamak: Çocuğu değerlendirmek ve olumsuz yargılamak.
“Yani bu yaptığına inanamıyorum. Aklı başında bir insan asla senin gibi davranmaz.”
Ad takmak, alay etmek: Çocuğu utandırarak, kendisisini değersiz hissettirmek.
“Tembel.Sen tam bir dalgacı Mahmutsun”
Oyalamak, konuyu saptırmak: Çocuğu sorunundan uzaklaştırmaya çalışmak.
“Haydi gel, daha güzel şeylerden konuşalım”
Yorumlamak, analiz etmek, tanı koymak: Çocuğun davranışının nedenlerini anlatmak, ona koyduğumuz tanıyı iletmek.
“Okulda durumun iyi olmadığı için böyle düşünüyorsun”

Anne-Baba Tutumları

Baskılı ve Otoriter Tutum: Çocuk üzerinde baskı kuran, suçlayan, denetleyen, cezalandıran tutumdur. Bu tutumda anne-baba katı bir disiplin uygular. Çocuk, her kurala uymak zorunda kalır. Anne babadan birisi yada her ikisinin baskısı altında olan çocuk, sessiz, uslu, nazik ve dikkatli olmasına karşılık küskün, silik, çekingen, aşırı hassas bir yapıya sahip olabilir. Böyle bir ortamda yetişen çocuk dıştan denetimli bir kişilik oluşturur. Çünkü içinden geldiği gibi davranmak yerine olması gerektiği gibi davranmak şeklinde koşullandırılır.
Koruyucu Tutum: Tüm yaşamını çocuk odaklı sürdüren tutumdur. Anne-babanın aşırı koruması, çocuğa gerektiğinden fazla kontrol ve özen göstermesi anlamına gelmektedir. Bunun sonucu olarak çocuk, diğer kimselere aşırı bağımlı, güvensiz, duygusal kırıklıkları olan bir kişi olabilir.
İhmalkar Tutum: Çocuğunu yalnız bırakan görmezlikten gelen ilgi ve ihtiyaçlarına cevap vermeyen anne baba tutumudur. Duygusal istismara yol açan böyle bir ortamda anne-baba-çocuk arasında iletişim kopukluğu gözlenir.
Mükemmelliyetçi Tutum: Anne-Babanın çocuğun kapasitesi üzerinde bir beklenti içine girmesi ve bu amaçla çocuğunu zorlaması söz konusudur.
Demokratik Tutum: Anne baba tutumları içerisinde en sağlıklı olanıdır.
Peki demokratik tutuma sahip olan ebeveynler çocuklarına nasıl davranırlar?
 Çocuğa söz hakkı verirler.
 Özgür bir ortam sağlarlar. Çocuğun davranışlarını sınırlandırmak yerine onlara farklı seçenekler sunarlar. Ancak unutulmamalıdır ki özgürlük sınırsızlık değildir.
 Çocuklarına karşı hoşgörülüdürler.
 Çocuklarını cesaretlendirirler.
 Çocukların ihtiyaçlarına karşı duyarlıdır.
 Disiplini dengeli kullanır.
 Aşırı beklenti içinde olmazlar. Beklentilerinin ölçüsü çocuğun kapasitesi ve bireysel özellikleriyle sınırlıdır.
 Davranışlarında tutarlıdır.
Son olarak diyebiliriz ki iyi anne-baba olmak; çocuğun her istediğini yerine getirmek, onu oyuncaklara boğmak, tıka basa doyurmak, elinde tabakla peşinde dolaşmak, yeterince büyüdüğü hâlde onun yerine ayakkabısını bağlamak, kıyafetlerini giydirmek vb. değildir. Böyle bir yaklaşım ancak çocuğunuzun kişilik gelişimini zedelemenize sebep olur.

Yararlanılan Kaynaklar:
Canel, A.N.(2012) Aile Yaşam Becerileri. Aile Eğitim Programı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı. İstanbul.
Yavuzer, H. (2000) Ana-Baba ve Çocuk. Remzi Kitabevi. İstanbul.

Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Sağlıklı Bir Aile İçi İletişim Nasıl Olmalıdır?" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Dnş.Banu BEKÇİ AYTEKİN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Dnş.Banu BEKÇİ AYTEKİN'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Banu BEKÇİ AYTEKİN Fotoğraf
Psk.Dnş.Banu BEKÇİ AYTEKİN
İstanbul
Psikolojik Danışman
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi4 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Dnş.Banu BEKÇİ AYTEKİN'in Makaleleri
► Aile İçi İletişim Nasıl Olmalıdır? Psk.Dnş.Alaaddin DEBGİCİ
► Aile İçi Sağlıklı İletişim Psk.Dnş.Ertuğrul AKBAŞ
► Sağlıklı Aile Nasıl Oluşturulur? ÇOK OKUNUYOR Psk.Dnş.Büşra UYSAL
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Sağlıklı Bir Aile İçi İletişim Nasıl Olmalıdır?' başlığıyla benzeşen toplam 34 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Sadakatsizlik ve Aldatma Nisan 2014
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


15:33
Top