2007'den Bugüne 92,260 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Freud’a Göre İnsan Ruhsal Yapısını Oluşturan Bileşenler: Id, Ego, Süperego
MAKALE #21106 © Yazan Dr.Mehmet TEKNECİ | Yayın Şubat 2020 | 5,540 Okuyucu
ID:Ruhsal Yapının İlk Bileşeni

“Dinamik yapıya göre ID vücutta yeri belirlenemeyen, afakî bir şekilde tanımlanamayan içgüdülerimizin ve dürtülerimizin kaynağı olarak tanımlanan insanoğlunun ilk ruhsal bileşeni olarak tasavvur edilir.” (Özakkaş, 2016). ID’ de zaman ve mekân yoktur. ID’ de zamanın olmayacağını ve mekânın da inşa edilemeyeceğini bilmemiz gerekir. Mekân insanoğlunun egosu vasıtasıyla oluşturduğu sanal bir yanılsamadır. ID’ de ahlak ve mantık da yoktur. Ahlak kimlik ya da toplum tarafından sonradan üretilmiş medeniyetin devamı için gerekli olan kurallar bütünüdür. ID’ de mantığın olmayışına şu taraftan da bakabiliriz; dünyaya gelen çocuğun mantıklı davranmasını bekleyemeyiz. Burada ceza diye bir kavram da yoktur. Kendisinin ihtiyacı olan dürtüyü deşarj ettiğinde sonuç olarak ceza gerektirmediğinden bu kavram da oluşmaz (Özakkaş, 2016).
İçgüdüsel dürtüler kaynaklarını bedenden alırken ruhsal anlatımlarını ilk olarak altbenlikte bulurlar. Altbenlikte haz ilkesi geçerli bir etmendir; tek amaç boşalma, doyum ve haz sağlanmasıdır. Bekletme ve istekleri erteleme ihtimal dahili değildir ve karşıt dürtüler yan yana bulunurlar (Öztürk & Uluşahin, 2016).
“Bilinçdışında yerleşmiş tüm içgüdülerin (açlık, cinsellik, kıskançlık, hırs, nefret ama aynı zamanda sevgi ve güven) depolandığı bölüm. ID, mantık ve ahlak tanımaz; sadece kendi menfaatini ve haz arayışını gözetir.” (Merter, 2014).
“Alt benlik, alt bilincin özelliklerini taşır. Ruhsal aygıtın doğuştan gelen bölümüdür. Dürtüler, alt benliğin temel öğeleridir. Alt benlik bu özelliği ile bitmez bir güç kaynağıdır.” (Odağ, 1999). Alt benlik eyleme geçmeyi zorlar ve ilkeseldir. Benlik, alt benliğin doyumu ve boşalımı için denge sağlar. Alt benliğin enerjisi nesneye bağlanmaz, tutarlı değildir ve doyum nesnesi her an değişebilir. Doyum ve boşalım alt benlik için mekân, zaman ve düşünce yoktur.
“Freud saldırgan ve cinsel dürtülerden kaynaklanan iki değişik enerjinin bulunduğunu ileri sürmüştür.” (Odağ, 1999). Libido adını verdiği cinsel dürtüler itkisel nitelikte olup o kişiyi eyleme zorlar çünkü amaç boşalım ve doyumdur. Agresif dürtüler ise yıkma, bozma, yok etme, ayrılma, ayrımlaşma ve uzaklaşma şeklinde eyleme zorlayan bir enerjidir.
“ID, ilkel dürtülerin, içgüdülerin bilinçdışı dağarcığıdır. ID’ e birincil süreç düşünme biçimi ve haz ilkesi egemendir.” (Köroğlu, 2004). ID hem insanda hem de hayvanda değişik biçimde yer alır. ID’ in öğeleri vardır; eros, thanatus, hemeostasis ve libidodur. Eros yaşama içgüdüsüdür. Thanatus saldırgan ve yıkıcı olan anlamındadır. Hemeostasis gerçeklik ve dürtülerin çatışmasında denge sağlayan taraftadır. Libido ise içgüdülerden köken alan enerji olarak kullanılan terimdir. Libido ID için rezervuar görevi görmektedir (Köroğlu, 2004).
EGO:
ID’ imiz dürtüleri ve arzuları temel alıp hazza ulaşmaya çalışırken; egomuz, gerçeklik ilkesini temel alarak var olur. Ego insan ruhunun gerçeklik yönünü temsil eden parçasıdır. Ego, ID’in kontrol mekanizmasının oluşturduğu bir yapıdır. ID dürtülerinin deşarjını hiçbir gerçeklik ilkesine uyup uymadığına bakmaksızın yapmak istemesini ego düzenler. Birinci ve en önemli görevi budur çünkü bireyin yaşamını devam ettirebilmesi ve sosyal varlığını sürdürebilmesi için ego dengeyi sağlayan yerdedir. Ego’nun ikinci görevi ise gerçek olana uyum sağlayıp dünya ve çevresindeki ile olan ilişkiyi iyi tutmak, gerçekliğe uymak ve fiziksel şartlarının sınırlarını bilerek ona göre davranmaktır. Üçüncü görevi ise süper egoyu hoşnut tutmaktır. ID ve süper egonun arasındaki dengeye sağlamaya çalışan egonun güçlü olması gerekir, deneyimli olması gerekir ve gelişimsel açıdan da sağlıklı bir şekilde tamamlanmış olması gerekir (Özakkaş, 2016).
Freud ‘gerçek dış dünyanın etkisi altına alt benliğin bir parçasının özel bir gelişme’ gösterdiğini, ‘dış uyaranları algılayan ve aşırı uyaranlara karşı ruhsal yapıyı koruyan bir dış tabakadan’, giderek, özel bir yapı geliştiğini ve bu yapının ‘alt benlik ile dış dünya arasında bir arabulucu görevini yüklendiğini ileri sürdü ve gelişen bu yapıya benlik (ego) adını verdi (Öztürk & Uluşahin, 2016). Benlik ruhsal yapının dengeleyicisi, düzenleyicisi ve uyum sağlayıcısıdır. Bir yandan organizmanın acıdan korunmasını diğer bir yandan da doyuma ulaşmasını sağlamaya çalışır. Böylece bir taraftan karar verme, bekletebilme, erteleyebilme gücünü de kazanmış olur.
Ego/ben: “birincil olarak bedensel kökenli hisler tarafından oluşturulmuş, ID ile gerçeklik arasındaki “ yarı opak” ara alan.” Özdeşleşmeler vasıtasıyla oluşur. Ego dil kullanma yeteneği ile güçlenir, bilinçli hayatın getirdiği görsel ve işitsel hafıza ile beslenir. En önemli işlevi, ID’ den kaynaklanan içsel güdüleri denetlemeye çalışmasıdır. Bu amaç uğruna, bir yandan bazı güdüleri bilinçdışına gerisin geriye bastırır, bir yandan da bir kısmını ‘süblimasyon’ yolu ile dış dünyaya aktarır ve yeni hedefler oluşturur (Merter, 2014).
“Gerçeği değerlendirme, savunma ve ilişki kurma gibi işlevlerin biçimi aynı zamanda benliğin yapısal özelliklerini ortaya koyar.” (Odağ, 1999). Ego ayağını yere basan yaptıklarını önemseyen, dikkati toplamaya yarayan, düşünceye yön veren, dürtüsel isteklere zaman, mekan ve mantık katan ve kendi bütünlüğümüzden yararlanabilen bir sisteme sahiptir. Çünkü bu durum egoyu yararlı, etkin, sorumluluk getiren bir sonuca götürdüğü için onun gelişmesini sağlar. Benliğin sağladığı dikkat, algılama, gerileme, bastırma, konuşma, özümseme gibi gerekli olan işlevleri sağlar. “Freud’a göre benlik, birbirlerini tamamlayan kurgusal bir işlevler dizgesidir.” (Odağ, 1999). Briner benliğin işlevlerini şu şekilde özetlemiştir; 1. bilinç, 2. duyuların algılanması, 3. iç uyaranların algılanması, 4. düşünme, 5. motor kontrol, 6. bellek, 7. konuşma, 8. savunma düzenekleri, 9. dürtü kontrolü, dürtü enerjisinin nesnelere yatırımı ve kontrolü, 10. bütünlülük ve uyumluluk, 11. gerçeğin değerlendirmesi, 12. gerileme. Bu yukarıdakilere arabuluculuk ve ilişki kurma işlevleri yöneten de diyebiliriz.
“Ego, kişiliğin dış dünya ile karşılaşan ve etkileşen parçasıdır; kişiliğin “bütünleyicisi” ya da “aracısıdır”.” (Köroğlu, 2004). Ego ID’ in alttan gelen isteklerini dengeleyen ve dış dünya ile ilişkisini yürüten yerdedir. Bilinç, ön bilinç ve bilinç dışı evrelerin her birinde ego işlev görür. En önemli işlevi ise dürtüden gelen anksiyeteye uyum sağlama ve savunma oluşturmadır. Ego bir taraftan kişiliğin yöneticisi işlevini görürken, bir taraftan da ebeveynleri üzerinden özdeşim kurarak ego idealini oluşturan bölümdür (Köroğlu, 2004).
Süper Ego:
Ruhsal aygıtın üçüncü parçasıdır. Çocuğun gelişim evrelerinin her bir döneme tekabül ettiğini düşündüğümüzde süper ego da 3 yaşlarına yaklaşan çocuğun döneminde gelişmeye başlar. Süper ego anne babanın çocuktan beklediği, süper ego, gerçekliğin de ötesinde anne babanın örtülü olarak çocuktan beklediği davranış kalıpları ya da doğru ve yanlışların çocuk tarafından içselleştirilmiş olmasıdır. Bu değer yargılarının; örf, adet, gelenek, din ve kültürün yükleniş olması iç dünyamızda süper egomuza yapılan yatırımdır. Diğer bir açıdan da baktığımızda süper ego kontrol eder ve yönetir (Özakkaş, 2016).
Benliğin önemli bir parçası olan üstbenliğin gelişimi çocukluğun ilk yıllarına tekabül eder. Yanlışla doğruyu, iyi ile kötüyü ayırt edebilme olgunluğuna ulaştıktan sonra üstbenlik için de olgunluk sağlanmış olur. Çocuğun gerçekleştirdiği davranışları onun için önemli olan kişilerden (anne, baba) neyi onayladıklarını neyi beğendiklerini neyi sevmediklerini ve neyi tasdiklemediklerini ve istenilmediğinin yapılmadığında gelebilecek olan acıyı ya da sevgisizliği ya da azarlanmayı sezebilmesidir. “Korku ve utanç duyguları üst benlik gelişiminin öncüleridir.” (Öztürk & Uluşahin, 2016)
ID’ in çılgın isteklerine karşı oluşmuş, aile ve toplum kökenli ahlaki denetim sistemi. Vicdan ve ben ideali adların altında iki kısma ayrılır. Çocuğun fallik dönem sonrası anne baba, yakın çevre ve toplumsal kurallardan devraldığı ahlaki iç muhasebe organıdır (Merter, 2014).
Üst benlik ahlakı ve idealizasyonu (ülküleştirmeyi) simgeler. Davranışların bu çerçeveye uyup uymadığını denetler. Şayet sapmalar oluşursa cezalandırır ve kendi içinde de örgütlenmiş bir dizgedir. Ayrıca değişen meydana gelecek olan duygu durum değişikliklerinden sorumludur. Sahip olduğumuz değerlilik ya da değersizlik duygularını yönetir. Son olarak da ruhsal yapının bütünleşmesine de katkısı oldukça büyüktür. Freud bu benliğe daha önceden vicdan adını vermiştir fakat sonradan değiştirip üst benlik olarak tanımlamıştır. Burada ikiye ayrılan bir yapı vardır; “ülküsel benlik (ego ideali)” ve üst benlik. Üst benlik ahlaki, etik ve ülküsel değerler dikkat eden, irdeleyen, eleştiren ve cezalandırandır (Odağ, 1999).
Süper ego kişiliğin sansürleyici gücüdür. Bireyin ahlak anlayışından, törelerinden, değerlerinden ve değer yargılarından oluşur. Büyük ölçüde anne babanın aşıladıklarından köken alır. “Süper egonun diğer bir adı ise vicdan olarak tanımlanmaktadır ve bilinç durumlarının (ön bilinç, bilinç, bilinç dışı) her birinde işlev görür.” (Köroğlu, 2004). Ego süper egonun benimsediği kurallar bütününü bozmayı tasarlasa bile anksiyete ortaya çıkar. Yaşanan duygu ise suçluluktur. Süper egonun gelişimi yaşamın ikinci yılında başlar 4-5 yaşlarında belirginleşmiş olur. Süper egonun cezalandırıcı yönü ise öz eleştiri, suçluluk ve yasaklamalarla sınır koyar. Cezalandırmayan tarafı ise ego ideali olarak adlandırılır. Süper egonun katı ve aşırı derecede esnek olmayan, mutsuz ve kompulsif yönünü açar.
MEHMET TEKNECİ;MD.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Freud’a Göre İnsan Ruhsal Yapısını Oluşturan Bileşenler: Id, Ego, Süperego" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dr.Mehmet TEKNECİ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dr.Mehmet TEKNECİ'nin izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Mehmet TEKNECİ Fotoğraf
Dr.Mehmet TEKNECİ
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Psikoterapist
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi157 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Dr.Mehmet TEKNECİ'nin Makaleleri
► Kuramlara Göre İnsan Modeli Psk.Bahar TURUNÇ
► Ruhsal Olarak Sağlıklı İnsan Nasıl Olur? Psk.Rüveyda ÇELENK YILMAZ
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Freud’a Göre İnsan Ruhsal Yapısını Oluşturan Bileşenler: Id, Ego, Süperego' başlığıyla benzeşen toplam 34 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Aktarım Karşı Aktarım Aralık 2019
► Grup Psikoterapisi Ekim 2019
► Depresyonu Anlamak Eylül 2019
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


20:43
Top