2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,222 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Öfkenin İfade Edilişi
MAKALE #21225 © Yazan Uzm.Psk.Zehra BİNİCİ | Yayın Mart 2020 | 2,371 Okuyucu
Kişilerin öfkelenmesine neden olan olaylar nasıl farklılık gösteriyorsa; bu olaylara verilen öfke tepkileri de farklılık göstermektedir. Öfkenin nasıl yaşanacağı kişinin kendi tercihidir. Öfkesini daha içe dönük yaşayanlar; öfkelerini ifade etmekte zorlanabilirler. Bu kişiler öfke tepkilerini genellikle surat asarak, küsüp-susarak daha içe dönük tepkiler verirler. Öfkesini daha dışa dönük yaşayanlar; öfke duygularını kontrolsüz ve saldırganca yaşarlar. Genelde bu öfkeli hallerindn dolayı bulundukları sosyal gurupta dışlanırlar. Öfkesini daha saldırganca yaşayanlar; vurup bağırarak, kızarak, etrafındaki eşyaları kırarak ya da duvarları yumruklayarak yani saldırganca davranışlarda bulunarak tepkisini gösterir. Öfkesini daha konrollü yaşayanlar; öfke duygularını sözel olarak ifade edebilirler.

ÖFKENİN SONUÇLARI
Öfke Durumunda Vücut Tepkileri
Öfke duygularımızı harekete geçirir. Öfke diğer duygular gibi fizyolojik ve biyolojik değişmelerle birlikte hissedilir. Kişi vücudunu dinlemeyi biliyorsa; vücudunun ona öfkeli olduğunu fısıldadığını duyacaktır. Öfkenin birtakım fiziksel belirtileri vardır. Öfkeye verilen fizyolojik tepkiler; kan şekerinin yükselmesi , nabzın ve kan basıncının artması ,sık sık ve zor nefes alma, baş ağrısı, sırt-boyun-kas ağrıları, adrenalin düzeyinde artış, yorgunluk hali, psikosomatik rahatsızlıklardır. Öfkenin zihinsel tepkileri; konsantrasyon bozukluğu, düşük performans, unutkanlık, uyku ve iştah düzensizlikleri, dikkatsizlik ve motivasyon eksikliğidir. Öfkenin duygusal tepkileri; , depresyon, anksiyete bozuklukluları, gerginlik halidir. Öfkenin davranışsal tepkileri; sigara-alkol-uyuşturucu bağımlılığı, yeme bozuklukları, saldırganlık, şiddet, zorbalık, davranış bozuklukları, huzursuzluk, aceleciliktir.

ÖFKELENDİĞİMİZDE NELER YAPARIZ?
Öfke yaşatan olayı unutmaya çalışırız, olayı bastırmaya ihtiyaç duyarız, gerginlik yaşar, pasif agresif ya da aşırı tepkiler göstererek ağlama krizlerine girebilir, bazen hedef değiştirmeye çalışır bazen de direkt yüzleşmeyi tercih ederiz ya da aldatılmışlık hissi yaşar, korkar, kaybetme korkusuna kapılır, suçlama ya da suçluluğa kapılır, kırgınlık yaşar, umursanmama hissine kapılabilir ya da ağlama nöbetleri yaşayabiliriz.

ÖFKEYLE BAŞA ÇIKMADA ETKİLİ YOLLAR
Fizyolojik uygulama olarak; nefes egzersizleri, spor yapma, kas gevşetme çalışmaları
Zihinsel uygulama olarak; öfkelendiren düşünceleri zihinden uzaklaştırma, olumlu düşünme gücünden yararlanma, hissedilen olumlu ya da olumsuz duyguları çevredekilerle paylaşarak sosyal destek gücünden yararlanma
Davranışsal uygulama olarak; zamanı verimli kullanma, etkili iletişim gücünden yararlanma, empati, duygularını ifade edebilme becerisi

Öfke türlerinden bahsedecek olursak bastırılan öfke, öğrenilen öfke, heyecanlandıran öfke, ani öfke, durumsal öfke, sürekli öfkedir.

ŞİDDETİNE SAHİP ÇIK!
ŞİDDET
Şiddet; kişilerin bedensel veya ruhsal açıdan zarar görmesine neden olan, güç ve baskı uygulamalarıyla devam eden, bireysel ya da toplumsal sorundur. Sadece fiziksel değildir şiddet. Sözel ve davranışsal olmak üzere iki kategoride değerlendirebiliriz. Bağırmak, surat asmak, aşağılamak, bağırmak ya da vurmak şiddet içermektedir. Şiddet tacizdir, kasıtlı güç kullanımıdır, uzaklaştırmaktır, yalnızlıktır, gözdağı vermektir, istismardır, tacizdir, aşağılamadır, zor yolla ikna etmektir. Şiddet aslında imdat çığlığıdır. Fark edilme isteği, ben buradayım mesajıdır. Şiddet kişinin kendisine yabancılaşmasıdır, güçsüzlerin güç kaynağıdır. Şiddet hem kişiyi hem toplumu yaralayan davranıştır. Şiddet çözüm değil çözümsüzlüğü barındırır içinde. Şiddet ile sorun çözme, uzlaşma aynı anda gözlemlenemez. Şiddet istismarı, psikolojik hasarı, bedensel zararı beraberinde getirir.
Şiddet yaşamın her alanında varlığını sürdürmektedir. İnsanlık var olduğu sürece de varlığını sürdürecektir.
Şiddet bir tek sağlık çalışanlarına karşı değil ki! Evde, okulda, sınıfta, otobüste, kafede, hastanede, yolda, mağazada… Kısacası her yerde!… Her birimiz etrafımızdan anlayış ve güler yüz bekler; asık surat ve asık suratlı ya da ilgisiz kişilere tahammül edemeyiz. Kimse değersiz hissetmeye tahammül edemez. Tahammülsüzlüğün olduğu yerde öfke kolay alevlenir. Böylesi durumda öfkenin saldırgan tavıra ya da şiddete yeni bırakma ihtimali çok yüksektir. Değersizleştirici yaklaşımların şiddet olarak geri döneceği unutulmamalıdır.
Öfke, şiddet ve saldırganlığı birbirinden ayırmak lazım öncelikle. Öfke bir duygu iken şiddet bir davranış şeklidir. Öfke olumlu kullanıldığında insanı güçlü kılan insanı hayatta tutan, duygudur. Şiddet ise öfkenin en olumsuz ifade ediliş biçimidir. Öfkeden şiddete varan süreçte öfke yaşatan duruma verilen tepkileri düşünceler ve duygular belirleyici olmaktadır. Öfkeden şiddete varan sürece kin, korku, endişe, nefret, düşmanlık vb. duygular eşlik etmektedir. Şiddet, öfke ve şiddetin dışa yönelik olarak ifade edilme şekillerinden birisidir.
Şiddet nedenleri arasında; iletişim eksikliği, öfke kontrolünün kaybedilmesi, bağımlılıklar, kişilik bozuklukları, bağımlı kişilik bozukluğu, psikolojik sorunlar, merhametsizlik, kişisel farklılıklar, genetik ve kültürel farklılıklar, eğitim düzeyi

ŞİDDET NEDEN TERCİH EDİLİR?
• Kişinin öfke yönetimini ve nasıl gevşeyeceğini bilememesi şiddet nedenleri arasındadır. Ayrıca kişi şiddete maruz kalarak bir çocukluk geçirdiyse yani şiddet uygulayan birini görerek büyüdüyse şiddeti zorlandıkları an devreye sokar, sorun çözme aracı olarak görmeye başlar, normalleştirir.
• Öz güveni eksik olan kişiler birçok noktada yetersizlik duygusu yaşar ve dürtülerini kontrol edemeyerek şiddete başvurur. Bu kişiler kendini daha güçlü hissetmek için kendinden güçsüzleri seçer ve zor kullanır. Kendini yetersiz gören kişiler, güçlü hissetmek için etrafındakileri sürekli eleştirir, eksik görür, kendini şiddet dışında ifade edemeyebilir ve birçok alanda kendini başarısız görür.
• Şiddete yatkın kişilerde beynin ön bölümün iyi çalışmadığına dair araştırmalar mevcuttur. Beynin ön bölümü, bizi biz yapan; dürtü kontrolü sağlayan, gelecek planlaması yapmamıza imkân tanıyan üst düzey düşünce gibi işlevlere ev sahipliği yapan bir beyin bölümüdür.

Zehra Binici Tekin
Uzm. Klinik Psikolog & Aile Danışmanı
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Öfkenin İfade Edilişi" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Zehra BİNİCİ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Zehra BİNİCİ'nin izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Uzm.Psk.Zehra BİNİCİ
Ankara (Online hizmet de veriyor)
Uzman Klinik Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi12 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Zehra BİNİCİ'nin Makaleleri
► Öfkenin Fizyolojik Zararları Psk.Zeynep ÖZGÜVEN
► Öfkenin Temelleri ve Öfke Kontrolü Psk.Berna GÖRGÜLÜ ÇELİK
► Kendini İfade Et! Psk.Dnş.Perihan SAYIN
► Alıcı ve İfade Edici Dil Gelişimi Selma BÜYÜKÇULHACI
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Öfkenin İfade Edilişi' başlığıyla benzeşen toplam 14 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Okul ve Çocuk Ekim 2013
► İletişim ve Ben Dili Ekim 2013
► Evlilik Ekim 2013
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


02:55
Top