2007'den Bugüne 92,865 Tavsiye, 28,331 Uzman ve 20,033 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Tek Eşliliğin Sonu mu Geliyor?
MAKALE #21408 © Yazan Uzm.Psk.Dnş.Ümran ÖRKÜN | Yayın Mayıs 2020 | 1,909 Okuyucu
Tek eşlilik sona mı eriyor? Bu insanlara neler oluyor? Neden herkes birden fazla insanı aynı anda takip edip seçeneklerini fazla tutmaya çalışıyor? Artık evlilik diye bir kurum yok mu?


Tek eşlilik boşanmalar arttığından beri bilim insanları tarafından ciddi şekilde ele alınmaya başlandı. Çok uzun süre de tartışılacağa benzer. Amacımız bu konuyu konuşulmamış yönleri ile konuşmak. Sorulmaktan kaçılanları sormak istiyoruz.
Evrimsel açıklamaya göre dişi kendisine erkekler içinden çocuk yapabileceği en güçlü adayı seçiyor ve yavrusunun gelişim sürecinde bakım ve diğer ihtiyaçlar için erkeği yuvada tutuyor. Korunma, gelişme ve türün devamı için kadının evliliğe ihtiyacı var. Erkek ise çiftleşme dönemlerinde mümkün mertebe çok sayıda dişi üzerinden dölünü dünyaya yayarak türünün devamlılığını bolca sağlamış oluyor. Yani erkeğin evliliğe ihtiyacı yok. Zaten hayvanlar âlemine baktığınızda kuğular, penguenler, kurtlar gibi örnekleri istisna sayan bilim insanları orada tek eşlilikten bahsedilemeyeceğini söylüyorlar. Kadın ve erkeğin evrimsel olarak farklı amaçlar gütmeleri erkekleri aldatabilen ve mazur görülen yapıyor. Ama bu kavram çocuk yapıp başka eş isteyen kadını anlatamadığı gibi en güçlüsünü değil kötü çocuğun cazibesi ile seçim yapan dişiyi de açıklayamıyor.
Konunun o kadar fazla yönü var ki insanın saatlerce tartışası geliyor. Sadece bu konuda yazılmış Adam Phıllıps’ın tek eşlilik adlı bir kitabı ve izlemek isterseniz aynı isimle belgeseller var.



Aşkın başlangıcı ve bitişini düşünün birazdan söylediklerim tanıdık gelecek size. . Örneğim Adam Phılıps insanlarda aşık olduğumuz özellikler ile sonradan gözümüze batan ve aşkı körelten özelliklerin aynı olduğunu söylüyor. Bunu yaşadığınız olmuştur sanırım. Aşkın biyokimyasal bir karışımla hayatımıza giriş yapan bir şey olduğunu hepimiz biliyoruz artık ve o sırada aşk bize her şeyi olduğundan bambaşka gösteren hastalıklı bir ruh elbisesi giydiriyor. Bir terapist olarak gördüğüm ve çokça da gözlemlediğim kadarı ile deli gibi aşık olan birinin o esnada başka birini düşünmesi çok mümkün değil. Aşk böyle bir şey; göz bebeğinizi büyüten bir kimyasal damlatırlarsa etkisi geçene dek görüntüler sağlıksız ve gerçek dışıdır. Aşk da böyle bir kimyasal işte, olmayanı olduruyor.



Sevgiye dönüştüğünde, o öldürücü etkisi geçtiğinde yani neler oluyor peki? Tartışma kısmı burada başlıyor. Bir insanı çok sevseniz de güzel/yakışıklı birini görüp beğenmemeniz mümkün mü? Ya da asla ve kata başka birini arzulamamanız? Bunu aldatma gayesi, meyli olsun olmasın iki kesim de çok farklı cevaplıyor. Bir partneri olan ve sevgi ilişkisi içindeki bir kişi bile bunun mümkün olamayacağını söylerken, olması gerektiği konusunda çok katı görüşte olan insanlar da var. Sanırım bir grup aşka ve tek eşliliğe sıkı sıkıya bağlı.



Bu bağlılık bir ömür boyu aynı kişiye bağlı kalmak isteğinden mi yoksa karşılaşılacak kaostan duyulan korkudan mı sizce? Sonuçta insanoğlu elindekinden fazlasını talep etme konusunda sınır tanımayan bir canlı. Ve daha önce de tartıştığımız gibi sınırsızlık ve kuralsızlık korku getirir. İşte tek eşliliğin tartışmaya açılmasının sebebi bu. Tüm sınırların yıkılıp herkesin mutsuzluğa ve tatminsizliğe sürüklendiği bir anarşi ortamından korkuyoruz. Adam Phıllıps “Yabancılık heyecan vericidir ama düzenimizi bozmakla tehdit eder; rutin rahatlık vericidir ama bizi uyutmakla tehdit eder” diyor


Tek eşli olamıyorum diyen birisi zihninizde nasıl birisi olarak canlanır? Yani bir insan biri ile süreğen bir ilişki yaşayamıyorsa illaki birden fazla insanla ayrı ayrı ya da aynı anda kaotik ilişkiler mi yaşıyordur sizce? Tek eşli değilse çok eşlidir öyle mi? Marjinal ilişkiler yaşanıyor olabilir ama her zaman böyle değil. Kimi zaman kişiler bağlanma korkusuyla, herhangi bir söz vermedikleri ve kısa süreli ilişik halleri yaşayabiliyor. Evet ilişki değil “ilişik”. O durumlarda illa aynı anda birden fazla insanla marjinal ilişkiye giren insan tanımına uymuyor değil mi? Ama bu kimse de tek eşli değil. Hatta sık sık eş değiştirenler için kullanılan bir kavramı karşılıyor bu kimseler. Seri tek eşli.
Peki bir eşten diğerine aldatmadan ve bağlanmadan geçen kişi çok eşli değildir diyeceğiz de onu nereye koyacağız? İnsan söz konusu olduğunda her konuda milyonlarca ihtimal var değil mi?


Benim derdim tek eşlilikle değil evlilikle diyenler var bir de. Belgeseldeki* tek eşlilik bölümünde çok çarpıcı bir kısım var tam da buraya işaret ediyor. Aşk, sevgi bir duygudur, evlilik ise bir sözleşmedir hem de şartları çok ağır bir sözleşme diyor. 20 yıl birlikte olduğunuz bir insan vardır. Bağlı kalmış üzerinize düşeni yapmışsınızdır ve onca yıl sonunda bir mesaj geri dönülmez bir biçimde tüm sistemi alaşağı eder. Gerçekten de şartları çok ağır bir sözleşme gibi geliyor böyle söyleyince değil mi?
Biliyorsunuz 20. yy başına dek günümüz anlamında aile yoktu. Aile sanayi devrimi ile bugünkü anlamında üretilen bir kavram aslında. Fabrikalar, iş gücü, kadınların da emek düzeni içine girmesi ile çocukların bakımı, sistemin yürütülmesi için “aile” olmazsa olmaz bir sorunluluk haline geldi. Sanayi devrimi ile İngiltere’de olmazsa olmaz haline gelen “aile” kavramının çekici hale gelmesi gerekliydi. Aranan çözüm özgür kıta ABD’den geldi. Hollywood ve daha sonra diğer ülkelerin film endüstrilerine sıçrayacak “ruh eşi” kavramı. Birine âşık olursun, bu ruh eşindir ve aşk sonsuzda dek sürecektir ama sonucunda mutlaka ve mutlaka evlenmeniz gerekir. Bir ruh eşi olduğuna inanan, dünyanın bir yerinde kendisini bütünlemesi ve hikâyesini tamamlaması için ruh eşini bekleyen pek çok insan var. Belgesele soracak olursanız bu bize dayatılan bir pazarlama kampanyası sonucu geliştirdiğimiz yönlendirilmiş çıktı.



Böyle mi cidden? Sadece bu yayında bir kitap ve bir bölüm belgesel başlı başına bu başlığa ayrılmıştı. Artık her bilgi açık, kaynaklar ulaşılabilir. Daha çok bilgiye maruz kalıyor olabiliriz ama yönlendirmeye daha kapalı yapıyor bu bizi. Artık pazarlama ürünü duygular kolay değil. Yönlendirilmiş duygularla evliliğe yürümediğimiz gibi tam aksine evlilikten soğutuluyor bile olabiliriz.



Nasıl oldu bu? Tek eşlilik ve evlilik arasındaki savaş nasıl oldu da bir anda “aile kavramı” aleyhine döndü. Aslında her alanda olduğu gibi bu alanda da sorun “dayatmada sanırım. Toplum bir süre için evlenmeyen çiftlere alıştı ama o süre aşıldığında ahlak ve mahalle baskısı dayatması geliyor. Evlilik başarı ile tamamlanması gereken bir görev ve aksi gayri ahlaki malum. Onca emek verdiği ilişkisi ahlaksızlaştırılan ve anlamsızlaştırılan kişi zamanla uzun süreli ve tek eşli ilişkiden uzaklaşıyor olamaz mı?. Evlilikle sonlanmayacaksa bu kadar emek vermek neden, uğraşmaya değmez düşüncesi yayılıyor gitgide.



Böyle gitmesi mümkün mü peki? Seçenekler ne kadar çok olursa olsun kısa süreli ya da tek gecelik ilişkilerle karşılanmayacak derin duygusal ihtiyaçlar ne olacak? Evet seçenekleri çok olması sorunu var. Giderek daha çok insan ilişkilerin sorumluluğundan uzaklaşıyor ve bu yeni bir topluluk meydana getiriyor. Sanal topluluklar da cabası. Birçok farklı uygulama programında bugün insanlar bir günde onlarca kişi ile karşılaşıp pek çoğu ile yazışabiliyor. Üstelik bizim gibi ülkelerde internetten düzgün bir ilişki yaşayabileceğine inanların sayısı az. Peki bu çelişki değil mi? Nerden çıkıyor bu çelişki? Profillerde çok şey vadeden gerçek dışı biyografiler var ve insanlar inanıyor. Yani mesaj şu: düzgün ilişki yaşayabileceğin mecra burası değil ama buradaki seçenekler de dışarıda yok. Birini bulacaksın ama ondan çok daha fazlası var üstelik çok daha iyiler…
Peki ya yüz yüze ve gerçek ilişkiler ne olacak? Sadece tensel temas için bir araya gelirsek kendimizi kötü hissettiğimizde neler olacak? Yapılan araştırmalara göre biri espri yaptığında hoşlandığınız insana bakarak gülme eğiliminde olursunuz. Bu yüreğin sevdiği ile acıyı da tatlıyı da paylaşmak istediğine dair çarpıcı bir beden dili genellemesidir. Bu teoriye göre güldüğümüz, mutlu olduğumuz, kaygı duyduğumuz bir şey olduğunda kendimizi tutacağız sanırım.



Tek eşlilik sadece cinsellik, evrimsel açıklamalar, aldatma ekseninden tartışıla dursun birileri bizi hayvanlarla bir tutan ya da insanı içgüdü ile sınırlandıran sığ düşüncelerden uzaklaştığında gerçekten tartışıyor olacağız. Çünkü duygular ve düşüncülerin akmadığı ilişki halleri tatminsizlik yarattıkça ben bugün yaşadığımız sürecin tersine evrimleşeceğine inanıyorum. Aile, evlilik bir sorumluluk, zorunluluk, toplumsal bir sözleşme olabilir; tartışılabilir ve tartışmaya her zaman açık olacak ama duygusal ilişkiler ve “öteki”ne duyulan duygusal açlık her zaman baki kalacak…
Ne diyor güzel insan Can Yücel: “Yalnız kalmaktan korkmuyorum da ya canım ellerini tutmak isterse?” Ya isterse sevgili okuyan?
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Tek Eşliliğin Sonu mu Geliyor?" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Dnş.Ümran ÖRKÜN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Dnş.Ümran ÖRKÜN'ün izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Ümran ÖRKÜN Fotoğraf
Uzm.Psk.Dnş.Ümran ÖRKÜN
Adana (Online hizmet de veriyor)
Uzman Psikolojik Danışman
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi42 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Dnş.Ümran ÖRKÜN'ün Yazıları
► Karneler Geliyor! Psk.Elif Y. ÇAVUŞOĞLU
► Eyvah! Panik Atak Geliyor Psk.Ceren TATAR
► Yeni Bir Bebek Geliyor Ne Yapacağım!!! Psk.Dnş.İbrahim GÜLYAŞAR
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 20,033 uzman makalesi arasında 'Tek Eşliliğin Sonu mu Geliyor?' başlığıyla benzeşen toplam 26 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Hayır De! Nisan 2021
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


20:23
Top