Emdr ile Sosyal Fobinizi Geçmişte Bırakabilirsiniz
Topluluk önünde bir konuşma yaparken aniden söyleyeceklerinizi unuttuğunuz, kendinize güveninizi kaybettiğiniz ve bayılacak gibi olduğunuz oldu mu?
Sosyal yaşamınızda ya da iş yaşamınızın herhangi bir anında kendinizi yetersiz hissettiğiniz ve sanki herkesin aklınızdan geçenleri ve durumunuzu okuduklarını düşündüğünüz oldu mu?
Araştırmalar topluluk önünde konuşma yapma korkusunun ölüm korkusunun önünde olduğunu gösteriyor.
Pek çok kişinin bu korkusu olmasına rağmen insanlar bu korkularıyla konuşmaktan kaçınarak yüzleşmemeye çalışırlar. Bu korkunun kendilerini istedikleri ya da hedefledikleri bir amacı yapmalarına engel olduğunda, konuşma yapmaları zorunlu olduğunda ise yardım arayışına girerler. Bu duygular, çoğu zaman hep varmış gibi hissettirebilirler. Ancak, anı ağında bu duyguyu başlatan bir olay da durum, bir şey muhakkak vardır, kişi şu ana kadar herhangi bir bağlantı kuramamış olsa bile.
Bir işle ilgili ya da herhangi bir durumla ilgili performansımız, çoğu zaman bilinçdışımızın derinlerinde yer alan kendimizle ilgili çarpık inançlarımız tarafından sabote edilir ya da engellenir. Sosyal fobisi olan kişiler, kendileriyle ilgili derinden inandıkları bu olumsuz inançlarını başkalarına yansıtarak bu düşünce sanki karşıdaki kişiler düşünüyormuş gibi davranırlar. Halbuki bu düşünce ya da inanç kendilerine aittir. Bu olumsuz yargılayıcı düşünceler başkalarının değil kendilerinin düşünceleridir. Kendilerine ait değersizlik duyguları yaygın olarak gözlenir. Ayrıca, mükemmelliyetçi kişilik örüntüleri sıklıkla görülür.
Kendimizle ilgili olumsuz inançlarımız tüm beden-zihin sistemimizi etkiler.
Sosyal fobisi olan kişiler, kendilerini bir başkasının odak noktası olarak görürler. Sanki, çevrelerindeki kişiler, durmadan kendilerinin davranışlarını gözleyip yargılamaktadır. Ayrıca, dikkatleri sürekli olarak kendileri üzerindedir, bu da hata yapma olasılıklarını arttırır. Kendilerinin yaptığı en ufak hataları bile geri dönülmez, korkunç hatalar olarak algılama eğilimindedirler. Aynı hataları başkaları yaptığında ise çok önemli değildir.
Performans algısı ister gerçek isterse çarpıtılmış bir algı olsun bireyle ilgilidir. Sosyal Fobisi olan kişiler kendileriyle ilgili olumsuz inançlarını çevrelerindeki kişilere yansıtarak utanç, kaygı, korku, aşağılanma, çekingenlik duygularını harekete geçirirler ve bu şekilde kendi performanslarının düşmesine yol açarlar. Kendinizle ilgili bu algılarınız olumlu yönde değiştiğinde ise performansınız artar.
Olumlu düşünme, imajinasyon, gevşeme egzersizlerinin performans anksiyetesini ve sosyal fobiyi yönetmede ve iyileştirmede sınırlı bir yardımı vardır. Performans kaygısıyla ilgili geçmiş yaşantıları ve kök inançları çalışmadan büyük bir değişim maalesef zordur.
Sosyal Fobi geçmiş deneyimlerden kaynaklanır. EMDR Terapisi, sosyal fobinin kökenini belirlemede ve* bu kaygıya neden olan yaşantılarla çalışarak sorunun ortadan kalkmasında çok etkili bir uygulamadır.
Performansı bozan tetikleyiciler ve bu tetikleyicilerin oluşmasına neden olan geçmiş deneyimler ve anılar EMDR ile çalışıldığında bu tetikleyici unsurlar azalır ya da çözümlenir.
Otto Rank, doğumun kendisinin bir travma olduğunu iddia etmiş ve hatta bazı uzmanlar, doğum esnasında yaşanan deneyimlerle sonraki bazı yaşam deneyimleri ve zorlukları arasında bağlantı olduğunu ifade etmişlerdir. Sıklıkla, yaşadığımız sorunun ya da semptomun nedeni görünenin çok ötesindedir.
Derinlerdeki yaralarımızla EMDR terapisi aracılığıyla karşılaşarak yüzleşmemiz ve bunların üstesinden gelmemiz bizi daha güçlü ve daha dingin hale getirir.
Sosyal fobi ya da özgüven sorunlarının tamamı çocukluğa ait değildir. Bazı travmalar; trafik kazası ya da herhangi bir kaza, sevilen birinin ölümü ya da önemli bir ameliyat sonrası gibi nedenlerle erişkin dönemde de oluşabilir. Ancak, çoğunlukla neden; erken yaş dönemine ait yaşantıların içindedir
Topluluk önünde konuşma yapmaktan korkan ve kendini ifade etmekte zorlanan kişilere neden EMDR Terapisi uygularız?
Çünkü, bu korkuların ve zorluğun nedeni, çoğunlukla, erken çocukluk dönemindeki olumsuz yaşantılar ve bozucu anılardır. Topluluk önünde sahnede olmak; eleştiren, pek çok şeye karışan ve hatta belki de fiziksel gücünü kullanan bir ebeveynin karşısında olmak gibi bir şeydir! Bazen de neden; ilkokul ya da lise döneminde, sınıfta konuşma esnasında ya da yanlış bir cevap verildiğinde arkadaşlarının ya da öğretmenin alayına maruz kalma, aşağılanma ve utanç hissetmeye ait bir yaşantıdır. Bu utanç hissi kişi de halen çok canlıdır. Kişi, kaygılandığı ya da utandığı zaman, bellekte kaygı ve utançla ilgili var olan anılar harekete geçer ve bu duygular daha da yoğunlaşır. Oluşan bu kaygı ya da utançla baş edebilmek için olumsuz yaşantıları duygusal ve nörofizyolojik olarak yeniden işlemlemek gerekir.
EMDR terapisi ile yapılan şey; sosyal fobiye neden olan yaşantıları bulup bu anılara duyarsızlaştırmak, bu yaşantıları yeniden işlemek, gerçekçi olmayan düşünceleri gerçek olanlarla değiştirmek, sosyal ortamda ortaya çıkan kalbin yerinden fırlayacak gibi olması, terleme, kızarma gibi beden duyumlarının nötr hale gelmesi ve işlenmesi, sosyal fobiyi tetikleyen durumlara duyarsızlaşmak ve zihinde gelecekle ilgili korkutucu gelen hayaller ya da imgelere nötr hale gelinmesidir.
EMDR terapisi sonrasında, bireyler, sosyal fobi ve performans anksiyetesiyle ilgili duygusal, bedensel ve düşünsel boyutta rahat ve gerçekçi tavırlar alabilir hale gelir; toplum içerisinde kendilerini rahatça ifade edebilirler.
EMDR, sosyal fobiden kurtulmak için çok etkili ve güçlü bir yöntemdir. Terapi ile oluşan değişimler ve kazanılan beceriler kalıcıdır.
EMDR terapisi alarak sosyal fobinizden kurtulabilir ve kendinize yepyeni bir kendilik ve yaşam inşaa edebilirsiniz.
Üstelik, bunu yapmak için yüz yüze ya da aynı şehirde olmak da gerekmiyor. EMDR Terapisi, Online (uzaktan) da uygulanabilir. Yurt dışı dahil her nerede yaşıyor olursanız olun, Online EMDR ile sosyal fobinizi geçmişte bırakabilir; özgürleşerek yeni bir 'ben'e dönüşebilirsiniz.
Sosyal yaşamınızda ya da iş yaşamınızın herhangi bir anında kendinizi yetersiz hissettiğiniz ve sanki herkesin aklınızdan geçenleri ve durumunuzu okuduklarını düşündüğünüz oldu mu?
Araştırmalar topluluk önünde konuşma yapma korkusunun ölüm korkusunun önünde olduğunu gösteriyor.
Pek çok kişinin bu korkusu olmasına rağmen insanlar bu korkularıyla konuşmaktan kaçınarak yüzleşmemeye çalışırlar. Bu korkunun kendilerini istedikleri ya da hedefledikleri bir amacı yapmalarına engel olduğunda, konuşma yapmaları zorunlu olduğunda ise yardım arayışına girerler. Bu duygular, çoğu zaman hep varmış gibi hissettirebilirler. Ancak, anı ağında bu duyguyu başlatan bir olay da durum, bir şey muhakkak vardır, kişi şu ana kadar herhangi bir bağlantı kuramamış olsa bile.
Bir işle ilgili ya da herhangi bir durumla ilgili performansımız, çoğu zaman bilinçdışımızın derinlerinde yer alan kendimizle ilgili çarpık inançlarımız tarafından sabote edilir ya da engellenir. Sosyal fobisi olan kişiler, kendileriyle ilgili derinden inandıkları bu olumsuz inançlarını başkalarına yansıtarak bu düşünce sanki karşıdaki kişiler düşünüyormuş gibi davranırlar. Halbuki bu düşünce ya da inanç kendilerine aittir. Bu olumsuz yargılayıcı düşünceler başkalarının değil kendilerinin düşünceleridir. Kendilerine ait değersizlik duyguları yaygın olarak gözlenir. Ayrıca, mükemmelliyetçi kişilik örüntüleri sıklıkla görülür.
Kendimizle ilgili olumsuz inançlarımız tüm beden-zihin sistemimizi etkiler.
Sosyal fobisi olan kişiler, kendilerini bir başkasının odak noktası olarak görürler. Sanki, çevrelerindeki kişiler, durmadan kendilerinin davranışlarını gözleyip yargılamaktadır. Ayrıca, dikkatleri sürekli olarak kendileri üzerindedir, bu da hata yapma olasılıklarını arttırır. Kendilerinin yaptığı en ufak hataları bile geri dönülmez, korkunç hatalar olarak algılama eğilimindedirler. Aynı hataları başkaları yaptığında ise çok önemli değildir.
Performans algısı ister gerçek isterse çarpıtılmış bir algı olsun bireyle ilgilidir. Sosyal Fobisi olan kişiler kendileriyle ilgili olumsuz inançlarını çevrelerindeki kişilere yansıtarak utanç, kaygı, korku, aşağılanma, çekingenlik duygularını harekete geçirirler ve bu şekilde kendi performanslarının düşmesine yol açarlar. Kendinizle ilgili bu algılarınız olumlu yönde değiştiğinde ise performansınız artar.
Olumlu düşünme, imajinasyon, gevşeme egzersizlerinin performans anksiyetesini ve sosyal fobiyi yönetmede ve iyileştirmede sınırlı bir yardımı vardır. Performans kaygısıyla ilgili geçmiş yaşantıları ve kök inançları çalışmadan büyük bir değişim maalesef zordur.
Sosyal Fobi geçmiş deneyimlerden kaynaklanır. EMDR Terapisi, sosyal fobinin kökenini belirlemede ve* bu kaygıya neden olan yaşantılarla çalışarak sorunun ortadan kalkmasında çok etkili bir uygulamadır.
Performansı bozan tetikleyiciler ve bu tetikleyicilerin oluşmasına neden olan geçmiş deneyimler ve anılar EMDR ile çalışıldığında bu tetikleyici unsurlar azalır ya da çözümlenir.
Otto Rank, doğumun kendisinin bir travma olduğunu iddia etmiş ve hatta bazı uzmanlar, doğum esnasında yaşanan deneyimlerle sonraki bazı yaşam deneyimleri ve zorlukları arasında bağlantı olduğunu ifade etmişlerdir. Sıklıkla, yaşadığımız sorunun ya da semptomun nedeni görünenin çok ötesindedir.
Derinlerdeki yaralarımızla EMDR terapisi aracılığıyla karşılaşarak yüzleşmemiz ve bunların üstesinden gelmemiz bizi daha güçlü ve daha dingin hale getirir.
Sosyal fobi ya da özgüven sorunlarının tamamı çocukluğa ait değildir. Bazı travmalar; trafik kazası ya da herhangi bir kaza, sevilen birinin ölümü ya da önemli bir ameliyat sonrası gibi nedenlerle erişkin dönemde de oluşabilir. Ancak, çoğunlukla neden; erken yaş dönemine ait yaşantıların içindedir
Topluluk önünde konuşma yapmaktan korkan ve kendini ifade etmekte zorlanan kişilere neden EMDR Terapisi uygularız?
Çünkü, bu korkuların ve zorluğun nedeni, çoğunlukla, erken çocukluk dönemindeki olumsuz yaşantılar ve bozucu anılardır. Topluluk önünde sahnede olmak; eleştiren, pek çok şeye karışan ve hatta belki de fiziksel gücünü kullanan bir ebeveynin karşısında olmak gibi bir şeydir! Bazen de neden; ilkokul ya da lise döneminde, sınıfta konuşma esnasında ya da yanlış bir cevap verildiğinde arkadaşlarının ya da öğretmenin alayına maruz kalma, aşağılanma ve utanç hissetmeye ait bir yaşantıdır. Bu utanç hissi kişi de halen çok canlıdır. Kişi, kaygılandığı ya da utandığı zaman, bellekte kaygı ve utançla ilgili var olan anılar harekete geçer ve bu duygular daha da yoğunlaşır. Oluşan bu kaygı ya da utançla baş edebilmek için olumsuz yaşantıları duygusal ve nörofizyolojik olarak yeniden işlemlemek gerekir.
EMDR terapisi ile yapılan şey; sosyal fobiye neden olan yaşantıları bulup bu anılara duyarsızlaştırmak, bu yaşantıları yeniden işlemek, gerçekçi olmayan düşünceleri gerçek olanlarla değiştirmek, sosyal ortamda ortaya çıkan kalbin yerinden fırlayacak gibi olması, terleme, kızarma gibi beden duyumlarının nötr hale gelmesi ve işlenmesi, sosyal fobiyi tetikleyen durumlara duyarsızlaşmak ve zihinde gelecekle ilgili korkutucu gelen hayaller ya da imgelere nötr hale gelinmesidir.
EMDR terapisi sonrasında, bireyler, sosyal fobi ve performans anksiyetesiyle ilgili duygusal, bedensel ve düşünsel boyutta rahat ve gerçekçi tavırlar alabilir hale gelir; toplum içerisinde kendilerini rahatça ifade edebilirler.
EMDR, sosyal fobiden kurtulmak için çok etkili ve güçlü bir yöntemdir. Terapi ile oluşan değişimler ve kazanılan beceriler kalıcıdır.
EMDR terapisi alarak sosyal fobinizden kurtulabilir ve kendinize yepyeni bir kendilik ve yaşam inşaa edebilirsiniz.
Üstelik, bunu yapmak için yüz yüze ya da aynı şehirde olmak da gerekmiyor. EMDR Terapisi, Online (uzaktan) da uygulanabilir. Yurt dışı dahil her nerede yaşıyor olursanız olun, Online EMDR ile sosyal fobinizi geçmişte bırakabilir; özgürleşerek yeni bir 'ben'e dönüşebilirsiniz.
|
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Emdr ile Sosyal Fobinizi Geçmişte Bırakabilirsiniz" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Serap BİLGEN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Serap BİLGEN'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
Beğenin 
Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.
