2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,222 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Depremden Güçlü Çıkabilmek
MAKALE #21925 © Yazan Uzm.Psk.Dnş.Hasan DAĞ | Yayın Kasım 2020 | 1,223 Okuyucu
İzmir de 6.9 şiddetindeki deprem sadece yer kabuğunu ve binaları sarsmadı. Üzerinde yaşayan insanların yaşamını, duygularını, düşüncelerini de büyük oranda sarstı. Dünyaya yaşama dair güvende olduğumuz, yaşamın kontrol altında olduğu inancını da sarstı. Covid 19 salgınının travması devam ederken, travma üstüne travma oldu. Pandemi sürecinde insanların yaşadığı korku duygusu, belirsizlik ve kontrol kaybı düşünceleri depremde de tekrarlanarak insanların geleceğe dair güvensizliklerini artırdı.


Depremden sonraki gün İzmir körfezinde martıların, pelikanların yaşamı günlük rutininde devam ediyordu. Doğada insan dışındaki ve insandan bağımsız yaşayan canlılar depremde sarsılmış görünmüyorlardı.



Depremler dünyanın oluşumundan beri ola geliyordu, yeni ve anormal bir durum değildi. Doğanın kendi olağan döngüsündeki dengelenmesiydi. Doğa, kendi fiziksel yasasının olağanlığını yaşıyordu. İnsanların yaşamını altüst eden deprem diğer canlıların hayatını altüst etmiyordu. O halde sorun depremde değildi. Diğer canlıların hayatını altüst etmeyen depremin insan türüne bir kastı olamazdı. Sorun; doğanın fizik, kimya yasalarıyla uyumlu olmayan, bu yasalara kör kalan insan bilincinin çarpıklığının kentsel yaşama yansımasıydı.



Bu bilinci körelten sosyal, siyasal, ekonomik pek çok sebep elbette vardır. Bu bilinç tek tek bireylerin bilincinden çok daha fazlasını içinde barındırıyor. Çoğu birey istemediği evlerde özellikle ekonomik sebeplerden kaynaklı, istemeden oturmak zorunda kalıyor. Bu zor ve sarsıcı süreçte insanların yaşam koşullarıyla ilişkili olabilecek durumları yargılamadan, desekleyici yaklaşmak kendilerine daha iyi gelecektir. İnsanların iylik hallerini sağlam tutmak için bireyin içinde yaşadığı bütün sistemlere dair gerçekçi işlevsel bilişlere sahip olması gerekiyor. Algıyı gerçekçi oluşturmazsa bireyin süreci anlamlandırması çarpık olabilir. Yeni zorlu yaşam olaylarında, ümidi olmayan birey baş edilmesi daha zor ruhsal sıkıntılar yaşayabilir.



İnsan bilinci ait olmakla kendisini yaşamda kurgular, aidiyetleri üzerinde yaşamla bağ kurar, kendini konumlandırır, var eder. Kendisine, mesleğiyle, diniyle ve diğer tüm değer sistemi ile bir aidiyet bilinci oluşturur. Bedenin adresi ise mekandır. Mekan, varlık formuna zemin olarak bedenin varlığını pekiştirir. Beden mekanla varolur. Bedenin kendisini var etme şekli bir mekanla ilişkilendirilmesi, konumlanması ve oraya ait hissetmesiyle oluşur. Beden; eve, mahalleye, kente, ülkeye, dünyaya ve yere ait hissederek kendini var eder. Bedenin altındaki bu yer sarsılınca kişi kontrol duygusunu kaybeder, boşluk oluşur, varlığını hissedemeyip panikleyebilir. Kişi tutunacağı her şeyin kaybedilme tehdidi altında olduğunu düşünebilir. Kişideki panik, gerçeklikten kaçışa ve kendi öznel dünyasına hapsolmaya yöneltir. Gerçeklik algısını kaybetmiş birey, günlük yaşam görevlerini yerine getiremeyecek bir ruh haline girer.


Depremde ya donup kalırsın ya da kendini balkondan atarak kaçarsın, o an savaşma ,baş etme seçeneği pek yoktur. Baş etme süreci hayatta kalmayı garantiledikten sonra gelecek olan süreçtir. Donmanın çözülmesi için öncelikle kendinle ve dış dünyayla (yerle) ilişkiye geçmelisin. Yani yaşamının kontrolünü ele geçirebilmen için önce beden güvenliğini sağlamalısın. Ardından bedeninle ilişki kurabilmelisin. Bedenin iyi nefes alması ve hareket kabiliyetine kavuşması gerekiyor. Sonra biliş düzeyinde dış yaşamla iletişim kurulmalı. Bu iletişim sürecinde temel fizyolojik ve sosyal ihtiyaçları karşılamak odak noktasını oluşturmalı. Bu ihtiyaçları karşılama çabası bedene de iyi gelir. Sonraki süreçte iyileşmenin kendini tamamlaması için kişi kendi anlam dünyasındaki değerlerle bağlantı kurmalı ve yeniden yaptığı değerlendirmelerle duygularını anlayıp düzenleyebilmeli.


Travma sonrası kendi duygusal, düşünsel ve davranışsal değerlendirmemizi yapabilirsek yaşamla yeniden ve daha da büyümüş olarak bağ kurabiliriz. Yeni yaşam perspektifi bağlamında yaşamla bağ kurmak bizim iyileşme sürecimizi devam ettirecektir. Bu bağ kurmanın içinde başkalarına yardım etmek, günlük yaşamın rutinlerine odaklanmak, belirsizlikten çıkmak için kişiye yardımcı olur. Yaşam görevlerini basit düzeyde yerine getirmeye başlamak kişisel sosyal uyumun oluşmasını kolaylaştırır. Ayrıca yaşadığımız korku duygusunu inkar edip bastırmak yerine kabul etmek, normalleştirmeye yardımcı olur. Korku bize yol gösterici olabilir ve depremler öncesi ve sonrası için önlemler almamızın motivasyon kaynağı olabilir.


Sakin ve tehdit altında olmayan normal bir bilinç, deprem sırasında yaptıklarımızdan, yapamadıklarımızdan kaynaklı suçluluk duygularımızı tetikleyebilir. Oysa deprem anında karar veren çoğunlukla bilinç değil korunma güdüsü ve hayatta kalma refleksleridir. Deprem anında kararlarımızı çoğu zaman sağlıklı bir bilişle vermediğimiz gerçeğini bilmek önemlidir.


Depremin oluşturacağı ruhsal etkilerde korunmak, kurtulmak, iyileşmek ve güçlü çıkmak için bazı pratik öneriler şu şekilde olabilir.



-Oyun oynamak: Deprem sonrası hem çocukların hem de yetişkinlerin oyun oymaları desteklenmelidir. Çünkü oyun aracılığıyla bedende oluşan kitlenmeyi açmak kolaylaşır ve böylelikle zihin yeniden bedenle bağ kurabilir ve normalleşmeye yardımcı olabilir.
-Sürekli olumsuzluklara odaklanmamak, bakış açısını değiştirmek, ilgi odaklarını değiştirmek yararlı olacaktır.
-Spor, eksersiz ve sağlıklı beslenmeyle beden sağlığını korunması önemlidir.Spor bedeni, beden zihni, zihin ruhu iyleştirir.
-Güçlü yanlarımıza odaklanmak, yaşamımızda iyi ki var dediğimiz bize iyi gelen her türlü imkanımıza odaklanmak.
-İzole yaşamamak eş ve dostla iletişim kurmak sohbet etmek ,dertleşmek, yardım etmek ve yardım istemek. Sosyal deteklere açık olmak.
-Yaşadıklarımızla ilgili ,duygu düşünceleri yazmak.
-Bu zor süreçte bir süreliğine yaşamımızla ilgili önemli konularda önemli kararları ertelemek.
-Depremle ilgili görüntülere aşırı maruz kalmamak.
-Aile içinde yakın ilişkileri güçlendirmek birbirimizi değerli hissettirmek.
-Depremle ilgili önlemler almak ve planlar yapmak.
-Çocukların güçlü yönlerini pekiştirmek, çocuklardan günlük sorumluluklarını onları zorlamadan, yerine getirmelerini beklemek ve aile içinde herkese inisiyatif vermek. İnisiyatif almak, kaybolmuş kontrol duygusunun yeniden kazanılmasına yardımcı olacaktır.
-Ailenin bir arada kalmasını sağlamak, mümkün oldukça ayrı yerlerde kalmamaya çalışmak.
-Birbirimizin deprem öykülerinde olumlu yönler bulmak.
Bütün her şeye rağmen normal yaşama dönme konusunda sorun yaşanması durumunda ruh sağlığı uzmanlarından destek istenmelidir.
Deprem hikayelerinin iyi tarafı şu ki; bu travmayı yaşayanların büyük çoğunluğu kendiliğinden iyileşmesini tamamlayacaktır.

Hasan DAĞ
Uz. Psk. Danışman

Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Depremden Güçlü Çıkabilmek" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Dnş.Hasan DAĞ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Dnş.Hasan DAĞ'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     2 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Hasan DAĞ Fotoğraf
Uzm.Psk.Dnş.Hasan DAĞ
İzmir (Online hizmet de veriyor)
Uzman Psikolojik Danışman
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi14 kez tavsiye edildi
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Dnş.Hasan DAĞ'ın Yazıları
► Güçlü Bir Anestetik Madde:Öfke Psk.Burcu KIVRAK GÜÇER
► Ağlama: Bebeklerin En Güçlü Silahı Psk.Dnş.Onur AKKOCA
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Depremden Güçlü Çıkabilmek' başlığıyla benzeşen toplam 15 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Duygu Odaklı Terapi Şubat 2020
◊ Duygu Odaklı Terapi Ocak 2020
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


14:00
Top