Gece Yeme Bozukluğu ve Uykuda Yeme Bozukluğu
GECE YEME BOZUKLUĞU VE UYKUDA YEME BOZUKLUĞU
AYDA DALİ
ÖZET
Uyuma ile bağlantılı yeme bozukluğu, uyku esnasında ortaya çıkan, istemeden yemek yeme ya da bir şeyler içme durumudur. Acıkmak, uyanıklık esnasında gerçekleşen bir dürtüdür. Açlık ve uyku birbirleri ile ilişkili unsurlardır. Bu ikili arasındaki ilişki bazı hormonların salgılanmasıyla değerlendirilmektedir. Uyku esnasında oluşan anormal yeme tutumu farklı konulara dayandırılabilir. Yeme bozukluğu son yıllarda ilgi odağı olan bir konudur. Özellikle psikiyatri alanının ilgisini çeken bu konu birçok çalışmada ele alınmıştır. Farklı yeme bozuklukları ortaya atılmakta ve bu konu gün geçtikçe genişlemektedir. Farklı nedenlere bağlanan yeme bozukluklarının alt başlıkları birçok faktöre bağlanabilir. Bazı yeme bozuklukları bilinçli bir şekilde oluşmasına rağmen bir süre sonra kişinin elinde ve bilincinde olmadan olumsuz yönde ilerleme göstermektedir ve bu olumsuz yönde oluşan ilerleme farklı hastalıklara yol açmaktadır. Bununla birlikte kronik hastalığı olan insanlarda yeme bozukluğuyla oluşan farklı komplikasyonlar yaşanabilir ve hastalık ilerleyebilir. Uykuyla alakalı yeme bozukluğu ile gece yeme bozuklukları aynı kategoride mi olmalı yoksa farklı kategoride mi yer almalı konusu halen tartışılan bir konudur. Bu derlemede yeme bozukluğunun tanımı, gece yeme bozukluğuyla uykuda yeme bozukluğu aralarındaki benzerlikler araştırılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Gece Yeme Sendromu, Uykuda Yeme bozukluğu, Yeme Bozukluğu, Uyku Bozukluğu, İlişkilendirme
GİRİŞ
Yeme bozukluğu son yıllarda çok fazla artan psikiyatri konuları ve araştırmalarında yer alan hastalıklardır. Birçok alt başlığı olan yeme bozukluğunun birçok sebebi vardır. Bu alt başlıklar arasında anoreksiyanervoza, bulimiyanervoza, tıkanırcasına yeme bozukluğu, pika, tanımlanmış ve tanımlanmamış yeme bozuklukları vb. gibi hastalıklar yer almaktadır. Yeme bozukluğunun biyolojik yatkınlık olduğu düşünülmektedir. Ancak bu yeme bozukluğunun sadece biyolojik yatkınlıktan kaynaklandığı anlamına gelmez. Ayrıca yeme bozukluğunda sosyal çevrenin etkilerinin çok fazla olduğu düşünülmektedir.
Anoreksiyanervoza 1873’de William Gull tarafından tanımı yapılmış yeme bozukluğunun bir alt başlığıdır. İştah eksikliği ağırlık kaybı şikayetleri ile devam eden bir bozukluktur. Bulimiyanervoza 1979 tarihinde Rusell tarafından tanımı yapılmış bir yeme bozukluğu şeklidir. Bulimiyanervoza kendi bedeninden memnun olmayan insanların telafi edici davranışlarla kendi bedenlerinden memnun olduklarını düşündükleri bir bozukluktur (Maner, 2007). Bu yeme bozukluklarının tanımlarının halen yetersiz olduğu düşünülmektedir ve sahip oldukları kategori değişmektedir (Kaya ve Çilli, 1997).
Anoreksiyanervoza bozukluğu vücut ağırlığının normal ağırlık sınırlarının altında olması durumudur. Ayrıca anoreksiyanervoza hastaları her ne kadar zayıf olsalar da kilo almaktan korkmakta ve sürekli kilolu olduklarını düşünmektedirler. Bulimiyanervoza hastalarının değerlendirilmeleri aynı şekilde tanımlanmaktadır. Fakat bulimiyanervoza hastaları bu kilo kaybını telafi edici davranışlarla sağlamaktadırlar.
Uykuda yeme bozukluğu ile gece yeme bozukluğu birbirlerine çok benzediklerinden dolayı bazen farklı kategorilere ayrılıp ayrılmaması konusunda tartışmalara sebebiyet vermektedir. Uyku ile bağlantılı yeme bozukluğu, uyku esnasında ortaya çıkan istemeden meydana gelen yemek yeme ya da içme isteğinin oluşmasıdır. Bu bozukluk Schenk ve arkadaşları tarafından 1911 yılında tanımlanmıştır. Ve uykuda yeme bozukluğu 2007 yılında uyku bozuklukları kategorisinde incelenmeye başlanmıştır. Genelde NRem uykusunda ortaya çıkmaktadır. Ayrıca bu uyku durumda kişiler uyanık hale gelemediklerinden dolayı sabah uykudan uyandıklarında gece ne yaptıklarını hatırlayamamaktadırlar (Oktan ve Arkadaşları, 2015).
Uyku ile ilişkili yeme bozukluğunun tanımlanmasında birincil etmen gece yemek yeme sendromunun var olmasıdır. Uyku da yemek yeme bozukluğunda ilginç yiyecekleri yeme durumu söz konusu değildir. Yani bu bozukluğa sahip kişilerde bu faktör aranmamaktadır. Ayrıca yapılan araştırmalar değerlendirilip incelendiğinde bu kişilerin uykuda yeme bozukluğuna sahip olmalarında yatma zamanının hiçbir etkisi olmadığı görülmüştür (Oktan ve Arkadaşları, 2015).
Gece yeme sendromu 1955’te ilk olarak Stunkard tarafından tanımlanmıştır. Gece yeme bozukluğu sabah olan anoreksi ile ilişkilendirilmektedir. Ve tanımda bu ikisi ilişkilendirilmektedir. Kişiler sabah yemelerini ve enerji alımlarını baskılayıp kısıtlarken ters orantılı şekilde gece ve akşam yemeleri artmaktadır. Gece yeme bozukluğu ilk tanımlandığından bu yana farklı tanı ölçütleriyle tanımlanmıştır. Fakat en yaygın kullanılan tanı ölçütü ilk tanımlandığı döneme aittir. Farklı tanı ölçütlerinin kullanılmasından kaynaklı yapılan çalışmaların karşılaştırılmaları zor olmuştur (Atasoy ve Arkadaşları, 2014).
Uyku esnasında oluşan normal olmayan yeme tutumu farklı nedenlerle ilişkilendirilmektedir. Gece yeme tutumu uykuyla alakalı yeme bozuklukları son dönemde çok ilgi çekmiş ve çalışmalarda ele alınmış konulardır.
Gece yeme bozukluğuyla alakalı çalışmaların büyük çoğunluğu ABD’de yapılmıştır.
Gece yeme sendromunun uykuya yakın dönemde gerçekleşmesi ve uykuyla ilişkili olması diğer yeme bozukluklarından farklılaşmasını sağlamaktadır(Orhan ve Tuncel, 2009).Uykuyla ilişkili yeme bozukluğunda yüksek kalorili besinler tercih edilmektedir. Ayrıca uykuyla ilişkili yeme bozukluklarında aşırı bir açlık hissi yoktur. Uyku esnasında seçilmiş olunan yiyecekler gündüz seçilen yiyeceklerden farklıdır.
Uykuyla ilişki yeme bozukluğunda kişilerin uyku halinde yürüyerek buzdolabındaki yiyecekleri doğradıkları ve pişirdikleri saptanmıştır. Ve bunu farkında olmadan yaptıklarından dolayı sabah uyandıklarında mutfakta geceden kalma malzemeleri görebilmeler, ağızlarında yemek kalıntılarının olması olası bir durumdur. Uyku esnasında yenilen yiyecekler yağ ve kalori bazında zengin yiyecekler olarak tercih edilmektedir. Ayrıca uyku esnasında çok garip yiyeceklerin yenmesi çok olasıdır. Bu olası olarak görülen yiyecekler çiğ tavuk, et, pişirilmeden yenilen yiyecekler, avuç dolusu şeker, çikolatalarla yapılan sandviçler olarak belgelenmiştir. Bu hastaların uyku halinde yemek bulamadıklarında köpek maması, kedi maması, temizlik ürünleri, kuş yemi, bakım kremleri gibi şeyleri yedikleri görülmüştür (Orhan ve Tuncel, 2009).
Yapılan araştırmalar sonucunda uykuyla ilişkili yeme bozuklukları hastalarında uyku esnasında en az bir defa genellikle üç atağın olduğu saptanmıştır. Bu ataklar esnasında kişi yaralanabilmekte ve bunun farkına varmamaktadırlar. Uykuda oluşan ataklar sabah kahvaltıda iştahsızlığa neden olmaktadır. Ayrıca uykuyla ilişkili yeme bozukluğunun başka hastalıklara sebep olduğu görülmüştür. Kişi gece ne yediğini bilmediği için aşırı şeker tüketebilmekte buda diş ağrılarına neden olabilmektedir. Mide, bağırsak ağrılarının da oluşmasına neden olan uykuyla ilişkili yeme bozukluğu kilo artışına da neden olabilmektedir. Sabah oluşan uykusuzluk hali, gece oluşan horlama, uyku esnasında oluşan nefes alımında zorlanma ve nefes durması uykuyla ilişkili yeme bozukluğuyla ilişkilendirilmektedir (Oktan ve Arkadaşları, 2015).
Sonuç
Sonuç olarak yapılan çalışmaların tümü derlenip incelendiğinde gece yeme sendromu yemek yemenin zamanlamasında gecikmeler yaşandığı gözlemlenmiştir. ABD’de yapılan bir çalışma incelenip değerlendirildiğinde siyah kızların beyaz kızlara oranla daha fazla gece yeme alışkanlıkları olduğu saptanmıştır (Orhan ve Tuncel, 2009).
Gece yeme sendromu ile uykuyla ilişkili yeme bozukluğu arasındaki fark çok belirgin olmasa da hastanın gece yeme sendromunda bir nevi bilincinin açık olmasıdır. Uykuyla ilişkili yeme bozukluğunda kişi he ne kadar uykudan kalkıp yemek yapıp yese de sabah bunları hatırlamamaktadır. Yaralanıp kendine zarar verse de ancak sabah uyandığında bunun farkına varabilmektedir.
Tıkınırcasına yeme bozukluğuyla ilişkilendirilen gece yeme bozukluğu açlık hissi oluşmadan kişinin yemek yeme dürtüsünün oluşmasından kaynaklanmaktadır. Gece yeme sendromu ve uykuyla ilişkili yeme bozukluğu obeziteye de neden olmaktadırlar. Ve bu iki hastalık mide rahatsızlığı, bağırsak hastalıkları, diş ağrıları gibi hastalıklara da neden olabilmektedir.
Bu hastalıklar kişinin psikolojik açıdan etkilenmesine de neden olmaktadır. Kişi sabah uyandığında gece yaptıklarından ve bunları hatırlayamadığından duyduğu utançla psikolojisini bozabilmektedir. Ve bu psikolojik bozukluk daha sonra depresyon gibi daha farklı ruhsal hastalıklara yol açabilmektedir.
Gece yeme bozukluğu ile uykuyla ilişkili yeme bozukluklarının bir bütün mü yoksa farklı olgular mı olduğu hala tartışılagelen bir konudur. Daha farklı hastalıklara sebep olan bu iki konu ele alındığında diğer hastalıkların tedavi edilmesine bir ışık olabilmekte ve hastalıkların tam teşhisi ile tedavilerin daha hızlı etki göstermesine neden olabilmektedir.
Kaynakça
Atasoy, N., Saraçlı, Ö., Konuk, N., Ankaralı, H., Guriz, O., Aydemir, A., Sevinçer, G. & Atik, L. (2014). Gece yeme anketi-Türkçe formunun psikiyatrik ayaktan hasta popülasyonunda geçerlilik ve güvenirlik çalışma. Anadolu Psikiyatri Dergisi, 15, 238-247.
Kuruoğlu, A. (2000). Yeme bozukluklarında genetik etkenler. Klinik Psikofarmoloji Bülteni, 10, 32-37
Maner, F. (2007). Yeme bozuklukları. Psikiyatride Olgular ve Varsayımlar, 1, 21-28.
Oktan, B., Kısabay, A. & Yılmaz, H. (2015). Uyku ile ilişkili yeme bozukluğu. Türkiye Klinikleri, 23(4).
Orhan, F. & Tuncel, D. (2009). Gece yeme bozuklukları. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar, 1, 132-154.
AYDA DALİ
ÖZET
Uyuma ile bağlantılı yeme bozukluğu, uyku esnasında ortaya çıkan, istemeden yemek yeme ya da bir şeyler içme durumudur. Acıkmak, uyanıklık esnasında gerçekleşen bir dürtüdür. Açlık ve uyku birbirleri ile ilişkili unsurlardır. Bu ikili arasındaki ilişki bazı hormonların salgılanmasıyla değerlendirilmektedir. Uyku esnasında oluşan anormal yeme tutumu farklı konulara dayandırılabilir. Yeme bozukluğu son yıllarda ilgi odağı olan bir konudur. Özellikle psikiyatri alanının ilgisini çeken bu konu birçok çalışmada ele alınmıştır. Farklı yeme bozuklukları ortaya atılmakta ve bu konu gün geçtikçe genişlemektedir. Farklı nedenlere bağlanan yeme bozukluklarının alt başlıkları birçok faktöre bağlanabilir. Bazı yeme bozuklukları bilinçli bir şekilde oluşmasına rağmen bir süre sonra kişinin elinde ve bilincinde olmadan olumsuz yönde ilerleme göstermektedir ve bu olumsuz yönde oluşan ilerleme farklı hastalıklara yol açmaktadır. Bununla birlikte kronik hastalığı olan insanlarda yeme bozukluğuyla oluşan farklı komplikasyonlar yaşanabilir ve hastalık ilerleyebilir. Uykuyla alakalı yeme bozukluğu ile gece yeme bozuklukları aynı kategoride mi olmalı yoksa farklı kategoride mi yer almalı konusu halen tartışılan bir konudur. Bu derlemede yeme bozukluğunun tanımı, gece yeme bozukluğuyla uykuda yeme bozukluğu aralarındaki benzerlikler araştırılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Gece Yeme Sendromu, Uykuda Yeme bozukluğu, Yeme Bozukluğu, Uyku Bozukluğu, İlişkilendirme
GİRİŞ
Yeme bozukluğu son yıllarda çok fazla artan psikiyatri konuları ve araştırmalarında yer alan hastalıklardır. Birçok alt başlığı olan yeme bozukluğunun birçok sebebi vardır. Bu alt başlıklar arasında anoreksiyanervoza, bulimiyanervoza, tıkanırcasına yeme bozukluğu, pika, tanımlanmış ve tanımlanmamış yeme bozuklukları vb. gibi hastalıklar yer almaktadır. Yeme bozukluğunun biyolojik yatkınlık olduğu düşünülmektedir. Ancak bu yeme bozukluğunun sadece biyolojik yatkınlıktan kaynaklandığı anlamına gelmez. Ayrıca yeme bozukluğunda sosyal çevrenin etkilerinin çok fazla olduğu düşünülmektedir.
Anoreksiyanervoza 1873’de William Gull tarafından tanımı yapılmış yeme bozukluğunun bir alt başlığıdır. İştah eksikliği ağırlık kaybı şikayetleri ile devam eden bir bozukluktur. Bulimiyanervoza 1979 tarihinde Rusell tarafından tanımı yapılmış bir yeme bozukluğu şeklidir. Bulimiyanervoza kendi bedeninden memnun olmayan insanların telafi edici davranışlarla kendi bedenlerinden memnun olduklarını düşündükleri bir bozukluktur (Maner, 2007). Bu yeme bozukluklarının tanımlarının halen yetersiz olduğu düşünülmektedir ve sahip oldukları kategori değişmektedir (Kaya ve Çilli, 1997).
Anoreksiyanervoza bozukluğu vücut ağırlığının normal ağırlık sınırlarının altında olması durumudur. Ayrıca anoreksiyanervoza hastaları her ne kadar zayıf olsalar da kilo almaktan korkmakta ve sürekli kilolu olduklarını düşünmektedirler. Bulimiyanervoza hastalarının değerlendirilmeleri aynı şekilde tanımlanmaktadır. Fakat bulimiyanervoza hastaları bu kilo kaybını telafi edici davranışlarla sağlamaktadırlar.
Uykuda yeme bozukluğu ile gece yeme bozukluğu birbirlerine çok benzediklerinden dolayı bazen farklı kategorilere ayrılıp ayrılmaması konusunda tartışmalara sebebiyet vermektedir. Uyku ile bağlantılı yeme bozukluğu, uyku esnasında ortaya çıkan istemeden meydana gelen yemek yeme ya da içme isteğinin oluşmasıdır. Bu bozukluk Schenk ve arkadaşları tarafından 1911 yılında tanımlanmıştır. Ve uykuda yeme bozukluğu 2007 yılında uyku bozuklukları kategorisinde incelenmeye başlanmıştır. Genelde NRem uykusunda ortaya çıkmaktadır. Ayrıca bu uyku durumda kişiler uyanık hale gelemediklerinden dolayı sabah uykudan uyandıklarında gece ne yaptıklarını hatırlayamamaktadırlar (Oktan ve Arkadaşları, 2015).
Uyku ile ilişkili yeme bozukluğunun tanımlanmasında birincil etmen gece yemek yeme sendromunun var olmasıdır. Uyku da yemek yeme bozukluğunda ilginç yiyecekleri yeme durumu söz konusu değildir. Yani bu bozukluğa sahip kişilerde bu faktör aranmamaktadır. Ayrıca yapılan araştırmalar değerlendirilip incelendiğinde bu kişilerin uykuda yeme bozukluğuna sahip olmalarında yatma zamanının hiçbir etkisi olmadığı görülmüştür (Oktan ve Arkadaşları, 2015).
Gece yeme sendromu 1955’te ilk olarak Stunkard tarafından tanımlanmıştır. Gece yeme bozukluğu sabah olan anoreksi ile ilişkilendirilmektedir. Ve tanımda bu ikisi ilişkilendirilmektedir. Kişiler sabah yemelerini ve enerji alımlarını baskılayıp kısıtlarken ters orantılı şekilde gece ve akşam yemeleri artmaktadır. Gece yeme bozukluğu ilk tanımlandığından bu yana farklı tanı ölçütleriyle tanımlanmıştır. Fakat en yaygın kullanılan tanı ölçütü ilk tanımlandığı döneme aittir. Farklı tanı ölçütlerinin kullanılmasından kaynaklı yapılan çalışmaların karşılaştırılmaları zor olmuştur (Atasoy ve Arkadaşları, 2014).
Uyku esnasında oluşan normal olmayan yeme tutumu farklı nedenlerle ilişkilendirilmektedir. Gece yeme tutumu uykuyla alakalı yeme bozuklukları son dönemde çok ilgi çekmiş ve çalışmalarda ele alınmış konulardır.
Gece yeme bozukluğuyla alakalı çalışmaların büyük çoğunluğu ABD’de yapılmıştır.
Gece yeme sendromunun uykuya yakın dönemde gerçekleşmesi ve uykuyla ilişkili olması diğer yeme bozukluklarından farklılaşmasını sağlamaktadır(Orhan ve Tuncel, 2009).Uykuyla ilişkili yeme bozukluğunda yüksek kalorili besinler tercih edilmektedir. Ayrıca uykuyla ilişkili yeme bozukluklarında aşırı bir açlık hissi yoktur. Uyku esnasında seçilmiş olunan yiyecekler gündüz seçilen yiyeceklerden farklıdır.
Uykuyla ilişki yeme bozukluğunda kişilerin uyku halinde yürüyerek buzdolabındaki yiyecekleri doğradıkları ve pişirdikleri saptanmıştır. Ve bunu farkında olmadan yaptıklarından dolayı sabah uyandıklarında mutfakta geceden kalma malzemeleri görebilmeler, ağızlarında yemek kalıntılarının olması olası bir durumdur. Uyku esnasında yenilen yiyecekler yağ ve kalori bazında zengin yiyecekler olarak tercih edilmektedir. Ayrıca uyku esnasında çok garip yiyeceklerin yenmesi çok olasıdır. Bu olası olarak görülen yiyecekler çiğ tavuk, et, pişirilmeden yenilen yiyecekler, avuç dolusu şeker, çikolatalarla yapılan sandviçler olarak belgelenmiştir. Bu hastaların uyku halinde yemek bulamadıklarında köpek maması, kedi maması, temizlik ürünleri, kuş yemi, bakım kremleri gibi şeyleri yedikleri görülmüştür (Orhan ve Tuncel, 2009).
Yapılan araştırmalar sonucunda uykuyla ilişkili yeme bozuklukları hastalarında uyku esnasında en az bir defa genellikle üç atağın olduğu saptanmıştır. Bu ataklar esnasında kişi yaralanabilmekte ve bunun farkına varmamaktadırlar. Uykuda oluşan ataklar sabah kahvaltıda iştahsızlığa neden olmaktadır. Ayrıca uykuyla ilişkili yeme bozukluğunun başka hastalıklara sebep olduğu görülmüştür. Kişi gece ne yediğini bilmediği için aşırı şeker tüketebilmekte buda diş ağrılarına neden olabilmektedir. Mide, bağırsak ağrılarının da oluşmasına neden olan uykuyla ilişkili yeme bozukluğu kilo artışına da neden olabilmektedir. Sabah oluşan uykusuzluk hali, gece oluşan horlama, uyku esnasında oluşan nefes alımında zorlanma ve nefes durması uykuyla ilişkili yeme bozukluğuyla ilişkilendirilmektedir (Oktan ve Arkadaşları, 2015).
Sonuç
Sonuç olarak yapılan çalışmaların tümü derlenip incelendiğinde gece yeme sendromu yemek yemenin zamanlamasında gecikmeler yaşandığı gözlemlenmiştir. ABD’de yapılan bir çalışma incelenip değerlendirildiğinde siyah kızların beyaz kızlara oranla daha fazla gece yeme alışkanlıkları olduğu saptanmıştır (Orhan ve Tuncel, 2009).
Gece yeme sendromu ile uykuyla ilişkili yeme bozukluğu arasındaki fark çok belirgin olmasa da hastanın gece yeme sendromunda bir nevi bilincinin açık olmasıdır. Uykuyla ilişkili yeme bozukluğunda kişi he ne kadar uykudan kalkıp yemek yapıp yese de sabah bunları hatırlamamaktadır. Yaralanıp kendine zarar verse de ancak sabah uyandığında bunun farkına varabilmektedir.
Tıkınırcasına yeme bozukluğuyla ilişkilendirilen gece yeme bozukluğu açlık hissi oluşmadan kişinin yemek yeme dürtüsünün oluşmasından kaynaklanmaktadır. Gece yeme sendromu ve uykuyla ilişkili yeme bozukluğu obeziteye de neden olmaktadırlar. Ve bu iki hastalık mide rahatsızlığı, bağırsak hastalıkları, diş ağrıları gibi hastalıklara da neden olabilmektedir.
Bu hastalıklar kişinin psikolojik açıdan etkilenmesine de neden olmaktadır. Kişi sabah uyandığında gece yaptıklarından ve bunları hatırlayamadığından duyduğu utançla psikolojisini bozabilmektedir. Ve bu psikolojik bozukluk daha sonra depresyon gibi daha farklı ruhsal hastalıklara yol açabilmektedir.
Gece yeme bozukluğu ile uykuyla ilişkili yeme bozukluklarının bir bütün mü yoksa farklı olgular mı olduğu hala tartışılagelen bir konudur. Daha farklı hastalıklara sebep olan bu iki konu ele alındığında diğer hastalıkların tedavi edilmesine bir ışık olabilmekte ve hastalıkların tam teşhisi ile tedavilerin daha hızlı etki göstermesine neden olabilmektedir.
Kaynakça
Atasoy, N., Saraçlı, Ö., Konuk, N., Ankaralı, H., Guriz, O., Aydemir, A., Sevinçer, G. & Atik, L. (2014). Gece yeme anketi-Türkçe formunun psikiyatrik ayaktan hasta popülasyonunda geçerlilik ve güvenirlik çalışma. Anadolu Psikiyatri Dergisi, 15, 238-247.
Kuruoğlu, A. (2000). Yeme bozukluklarında genetik etkenler. Klinik Psikofarmoloji Bülteni, 10, 32-37
Maner, F. (2007). Yeme bozuklukları. Psikiyatride Olgular ve Varsayımlar, 1, 21-28.
Oktan, B., Kısabay, A. & Yılmaz, H. (2015). Uyku ile ilişkili yeme bozukluğu. Türkiye Klinikleri, 23(4).
Orhan, F. & Tuncel, D. (2009). Gece yeme bozuklukları. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar, 1, 132-154.
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Gece Yeme Bozukluğu ve Uykuda Yeme Bozukluğu" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Ayda DALİ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Ayda DALİ'nin izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
Beğenin
Yazan Uzman
|
Makale Kütüphanemizden |
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.