2007'den Bugüne 92,232 Tavsiye, 28,206 Uzman ve 19,964 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Feminist Bakış Açısı Hem Kadınlar Hem de Erkekler İçin Gereklidir: Feminist Terapi Nedir?
MAKALE #22034 © Yazan Psk.Dnş.Aysel KESKİN | Yayın Ocak 2021 | 1,997 Okuyucu
Kadın danışanlarımdan sıklıkla şunu işitirim: “Yeterli ve değerli hissetmek istiyorum”. Bu yetersizlik ve değersizlik duygusunun, içinde bulunulan kültür ve çevre ile doğrudan ilgisi var. Kendisini değersiz ve ikinci planda hissetmesine yol açan bir sosyal çevrede yetişen kadın, haliyle sağlıklı bir ilişki de kuramıyor ve bu çarpık sistem çocuklar vasıtasıyla sonraki nesillere aktarılıyor. Bu konuda bir farkındalık yaratması umuduyla bu yazımda size biraz feminist terapiden bahsetmek istiyorum.

Psikolojik danışmaya gelen danışanların büyük bir bölümü kadın. Hatta master düzeyindeki psikoterapi pratisyenlerinin büyük bir bölümü de kadın. Dolayısıyla kadınların düşünce sisteminden ve deneyimlerinden kaynaklanan bir kurama ihtiyaç duyulduğu açık. Psikanaliz başta olmak üzere bir çok terapi yaklaşımı Batı (Amerikan veya Avrupalı) beyaz erkek tarafından oluşturulmuştur. İşte feminist terapistler, ruh sağlığı yerinde olmayan bir bireyin özellikleri ile ilgili erkek kaynaklı sayıltılara meydan okumuşlar ve birtakım önemli sorular yöneltmişler: Neden erkeklere oranla kadınlara daha sık depresyon teşhisi konuluyor? Batı kültüründen gelen beyaz erkekler tarafından geliştirilmiş kuramlar psikolojik danışmada kadın danışanların ihtiyaçlarını karşılayabilir mi? Peki ya farklı ırklardan kadınlarınkini? Ya da baskılama ve değersizleştirme ile karşılaşan kadınlarınkini?

Feminist bakış açısı hem kadınların hem de erkeklerin kabul etmek için sosyalleştikleri rolleri anlamaya yönelik eşsiz bir yaklaşım sunması açısından önemli. Çünkü feminist terapiye göre bir kişiyi (kadın veya erkek farketmez) anlamak için o kişinin problemlerine katkıda bulunan sosyal ve kültürel unsurları göz önünde bulundurmak gerekiyor. Feminist terapinin tek bir kurucusu yok, bu terapi pek çok kişinin ortak çabaları sonucu oluşturulmuş. Jean Baker Miller, Carolyn Zerbe Enns, Olivia Espin ve Laura Brown gibi isimler feminist terapiye önemli katkılarda bulunmuşlar.

Feminist terapide iki temel kavram var. Bunlardan ilki kadınların psikolojik baskı altında bulunmaları, diğeri ise indirgendikleri sosyopolitik statünün yarattığı kısıtlılıklar. Buna göre baskın kültür kadınların itaatkar ve fedakar davranışlarını destekliyor. Feminist terapiye göre psikolojik danışma/psikoterapi karşı konulmaz bir şekilde kültüre bağlı. Terapinin başlangıcı 1960’lardaki kadın hareketlerine dayandırılıyor. Bu dönem kadınların geleneksel kadın rollerinin sınırlandırıcı doğasıyla ilgili hoşnutsuzluklarını belirtmek için birlikte seslerini yükselttikleri bir dönem. 1980’lerde ise feminist terapiyi başlı başına bir oluşum olarak tanımlama çabaları artıyor ve bireysel terapi feminist terapinin en sık uygulanan şekli haline geliyor.

Feminist terapistler toplumsal cinsiyet rolü beklentilerinin bir insanın kimliğini doğumdan itibaren derin şekilde etkilediğini ve yetişkin kişiliğinde derinlere kök saldığını vurguluyor. Cinsiyet politikaları özellikle batı toplumlarının içine işlediğinden bu politikalar kendimizi yaşamımız boyunca erkek çocukları ve kız çocukları, kadınlar ve erkekler olarak görmemize neden oluyor. “Kız çocukları tipik olarak sevimli, duyarlı ve uslu iken erkek çocukları güçlü, dayanıklı ve cesurdurlar” (Prochsaka ve Norcross, 2003).

Feminist Psikolojinin İlkeleri

Bazı feminist terapistler, feminist terapi uygulamalarının temelini oluşturan ilkeler öne sürüyor. Bu ilkeler birbiriyle ilişkili ve iç içedir:

Birey politiktir. Danışanın bireysel sorunlarının toplumsal ve politik kökenleri vardır. Problemlerin dış kaynaklarını tanımlamak beraberinde genellikle öfkeyi de getirir, öfke ise değişimin gerçekleştirilebilmesi için harekete geçme enerjisine dönüştürülebilir. Çevre, kadınların ve erkeklerin yaşamlarında önemli bir patolojik kaynaksa bireysel değişimin mümkün olması içen çevrenin zararlı özellikleri değiştirilmelidir. Amaç, hem kadınları hem de erkekleri cinsiyet rolü beklentilerince konulan kısıtlamalardan kurtaran farklı bir toplumsal organizasyon bakış açısı geliştirmektir.

Kişisel ve sosyal kimlik birbirleriyle bağlantılıdır. Danışanların en iyi şekilde anlaşılması onların sosyokültürel çevrelerini anlamakla olanaklıdır. Danışanların sorunlarını kültürel bir bağlamda çerçevelemek güçlendirmeye yol açar, bu da sadece sosyal değişimle olanaklıdır. Asıl hedef, işlevsel olmayan sosyopolitik çevremizde değişimi getirecek şekilde müdahale edebilmektir.

Stres ve “ruh sağlığı” kavramları yeniden formüle edilmiştir. Feminist terapi ruhsal hastalığın “hastalık modelini” reddeder. Psikolojik stres bir hastalık olarak değil, adil olmayan sistemler hakkındaki bir iletişim biçimidir. Acı çekmek bir noksanlık veya kusur değil, direnç ve yaşama becerisi ve isteğidir.

Feminist terapist bütünleştirilmiş bir şekilde bastırılmışlığın analizini gerçekleştirir. Feminist terapistler hem kadınların hem de erkeklerin cinsiyetlere farklı ayrıcalıklar tanınan bir kültürde yetişmiş olmaktan etkilendiklerini belirtirler. Kırılganlığın bir zayıflık olduğunu öğrenen erkekler duygularını gerek terapötik ilişki esnasında gerekse bu ilişki haricinde ifade etmekte zorlanabilirler. Ailesine bakmak için kendi isteklerinden vazgeçmeyi öğrenen kadınlar terapiden ne beklediklerini tarif etmekte ve buna değer vermekte zorlanabilirler. Feminist terapi sadece kadınlara yönelik baskılamaya değil her türlü sosyal baskılamaya karşı çıkar.

Psikolojik danışma süreci eşit düzeyde ilişki ilkesine dayanır. Feminist terapiye göre danışanlar kendilerinin ve hayatlarının uzmanıdır. Terapötik ilişki danışanların kendilerini yeniden tanımlamada etkin katılımcılar olarak görüldükleri işbirliğine dayalı bir süreçtir. Danışanlarla gücü paylaşmak ve terapinin gizemini çözmek için yöntemler geliştirmek gereklidir çünkü feminist terapistler tüm ilişkilerin eşitlik, hatta daha da iyisi, karşılıklılık (danışan ve psikolojik danışman arasında gerçek bir ilişki hali) için çabalanması gerektiğine inanırlar.

Kadınların bakış açısı değerlidir. Kadınların bakış açıları onların karşılaştıkları güçlükleri anlamakta son derece önemlidir.

Feminist terapistler DSM (Mental Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı) sınıflandırma sistemini sert şekilde eleştirmişlerdir. Günümüzde bir çok feminist terapist teşhis tanımlarını kullanmıyor ya da isteksiz bir şekilde kullanıyorlar. Çünkü onlara göre teşhis tanımlarını kullanmak ciddi şekilde sınırlandırıcı. Teşhis koymanın neden sınırlandırıcı olduğunu da şu sebeplere bağlıyorlar:

Teşhis tanımları, işlevsel olmayan davranışa neden olan sosyal faktörlere değil bireyin belirtilerine odaklanır.

Bu tanım ve sınıflandırmalar büyük ölçüde beyaz erkek psikiyatristler tarafından geliştirilen bir sistemin parçası olarak bir baskılama aracıdır.

Özellikle kişilik bozuklukları cinsiyet rolü stereotiplerini destekler ve statüko normlarına uyumu teşvik eder.

Teşhis tanımları gücün terapötik ilişkide uygunsuz kullanımını yansıtabilir.

Teşhis koymak sosyal değişim yerine bireysel çözümlere aşırı önem verilmesine yol açar.

Birine teşhis koymanın, insanların o kişiye olan saygısını azaltma potansiyeli vardır.

Tüm bu nedenlerden dolayı feminist terapi, pek çok belirtinin patolojinin (hastalık, bozukluk) kanıtı olmadığını, bu belirtilerin bir tür başa çıkma veya yaşama stratejisi olduğunu söylüyor. Ne kadar işlevsiz ve zorlayıcı görünürse görünsün, her belirtinin altında bir hayatta kalma çabası vardır. İşlevsiz bir yaşama stratejisine “hastalık” teşhisi koymak kişiyi etiketlediği gibi sorunu da mühürlüyor. Mühürlenen bir şeyi çözmek daha da zorlaşıyor. İşte feminist terapinin teşhis odaklı olmayan bakış açısı, hem bireyin hem de toplumun iyi oluşu açısından çok önemli.

AYSEL KESKİN
PSİKOLOJİK DANIŞMAN


Kaynaklar:

Corey, G. (2008). Psikolojik Danışma Kuram ve Uygulamaları (T. Ergene, Çeviren). Ankara: Mentis Yayıncılık.

Prochaska, J. O., ve Norcross, J. C. (2003). Systems of psychotherapy: A trans theoretical analysis (5th ed.). Pacific Grove, CA: Brooks/Cole.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Feminist Bakış Açısı Hem Kadınlar Hem de Erkekler İçin Gereklidir: Feminist Terapi Nedir?" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Dnş.Aysel KESKİN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Dnş.Aysel KESKİN'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     1 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Aysel KESKİN Fotoğraf
Psk.Dnş.Aysel KESKİN
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Psikolojik Danışman
Psikoterapist
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi9 kez tavsiye edildiTavsiyeEdiyorum.com'u sıkça ziyaret ediyor.
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Dnş.Aysel KESKİN'in Yazıları
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,964 uzman makalesi arasında 'Feminist Bakış Açısı Hem Kadınlar Hem de Erkekler İçin Gereklidir: Feminist Terapi Nedir?' başlığıyla benzeşen toplam 31 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


16:59
Top