2007'den Bugüne 92,301 Tavsiye, 28,216 Uzman ve 19,976 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Yaşam Yorgunluğu
MAKALE #22188 © Yazan Psk.Namık ACAR | Yayın Mart 2021 | 2,323 Okuyucu
Bazen insanlar üst üste gelen ve çözülemeyip birbirine eklenen sorunlar silsilesi yüzünden psikolojik bir yoğunluk yaşarlar.Bu yoğunluğun bir sebebi yaşanan sorunlar iken ikinci sebebi o soruna çözüm bulunamaması ve sorunun ağırlığının insanın hissedişlerine yüklenmesidir.Takdir edersiniz ki insan hissederek yaşayan bir varlıktır.Sorun anlamında kendisini baskılayan hissedişler yoğunlaşırsa ve makul bir süreçte çözülmezse ortaya "yaşam yorgunluğu" çıkar.Bu yorgunluk uzun soluklu olursa da birçok psikolojik sorun ve rahatsızlığın başlangıcı olur.
Biz duygusal toplumuz deniyor.Ki bu kısmen doğru bir saptama...Ancak bu duygusallık insanlarımızın dünyaya duygu küpüyle gelmesinden değildir.Bunun asıl sebebi doğumdan sonraki öğrenmelerdir.Yani insanlar çocukluklarında yaşamın duygu odaklı olarak yönetildiği,duyguların akıl,yöntem ve bilgiden çok daha yoğun kullanıldığı bir atmosfere gözlerini açıyorlar.Bir şey ne kadar çok kullanılıyorsa o kadar çok gelişir ve yaygınlaşır.Biz toplum olarak duyguları yoğun kullanan bir atmosferde yetiştiğimiz,algılarımız duygusal duyarlılık yönünde eğitildiği için duygusal bir toplumuz.Ama bu özelliğimiz maalesef yaşamı daha zorlanarak,daha naif,daha negatife meyyal yaşamamıza sebep oluyor.
İnsan beyninde hafıza dediğimiz bir kaset vardır.Bu kaset tüm yaşanan ve hissedilenleri kaydeder ve hatırlama prosesleri vasıtasıyla çağrışım yapma yöntemiyle hatırlanır.Bu nedenle hafıza boş iken gerçekleşen çocukluktaki ilk öğrenmeler,bu öğrenmelerin sağlıklılığı,bu öğrenmelerin doğruluğu son derece önemlidir.Çünkü bu ilk öğrenmeler genelde insan hafızasına çok derinlikli yerleşmekte ve genelde etkisi ömür boyu sürmektedir.İnsanların yaşam,sorun,üzüntü,korku algılarının büyük yoğunluğu da çocukluktaki ilk öğrenmelerle şekillenir.Bu nedenle insanların nasıl bir aile ve sosyal çevrede büyüdükleri yaşam algıları yönünden oldukça önemlidir.
Her şeyin ötesinde günümüzde pandemi gibi bir sorun,yaşamın hareket kabiliyeti daha sınırlı sürmesi,virüs kapmaya dayalı kaygılar derken normal bir süreçten geçmediğimiz açık.Zaten bu tür dönemler olağanüstü dönem olarak tanımlanır.Kolay olmayan dönemlerdir.Öncelerdeki bazı psikolojik hassasiyetlerin de kolaylıkla tetiklenebilmesi mümkündür.Pandemi sürecinde biraz yaşamın daha dar alana sıkışması,biraz da belirsizliğin yarattığı kaygılar nedeniyle insanlardaki psikolojik yorgunluk,stres,anksiyete düzeylerinde gözle görülür bir artış oldu.Buna bir de insanların kendisiyle,yaşamla ve diğer insanlarla olan ilişkilerindeki sorunlar eklenirse bunun insanların üzerine karabasan gibi çökeceği aşikardır.
Yaşam yorgunluğu en çok neden oluyor diye sorulursa duygusallık,fazla hassasiyet,sorun çözme becerisi eksikliği,sorunsal birikim ve bunların bir araya gelmesiyle oluşan yaşamı taşımakta zorlanma derim.Şu açık ki aslında sorunsuz yaşam olmaz.Zaten önemli olan da sorunun olması veya olmaması değildir.Psikolojik sağlıklılık açısından önemli olan sorunların gerekli esneklikler ve sorun çözme becerileri kullanılarak çözülebilmesidir.Çünkü sorun çözmek hem insanlardaki özgüven ve öz saygıyı arttırıyor,hem de sorunun çözülmüş olmasının ferahlığı ve rahatlığı hissedişsel olarak yaşamına yansıyor.O nedenle sorunların olması olmaması değil,asıl önemli olan insanların sorunlar karşısında verdiği tepkidir.Sadece üzülme ve üzülerek sorunun altında ezilme olursa verilen tepki,bu bir yerden sonra birikir ve insanı psikolojik anlamda elbette zora sokar.
Ruh sağlığı açısından şunu unutmyalım;başlangıçta hiç bir psikolojik problem hastalık değildir.Hatta hepsi sorundur.O sorunları sorun olmaktan çıkarıp hastalığa dönüştüren ise insanların o sorununu bir türlü çözememesi,sorunun o insanın hissedişlerine yerleşmesi,algısını bozması ve zamanla psikolojik direncini de zayıflatarak çığırından çıkmasıdır.Bu arada eksikler ve fazlalardan arınmış,yoksunluğu ve aşırılığı olmayan,normaller üzerine oturtulmuş,uçlardan uzak bir yaşam algısı geliştirebilmek de son derece önemlidir.
Tüm bunların yanında içinde yaşanan kültür,o kültürün insana yüklediği yaşam biçimi ve algısı da çok belirleyicidir.Ülkemizde geleneksel kültür eğlenen,keyifli,neşeli insanı değil de fedakar,katlanmacı,çilekeş insanı sanki çok iyi bir şeymiş gibi daha çok taltif eder.Öyle çok da talep sahibi olmayı öğretmez.O nedenle insan gelişimi açısından belirli zayıflıkları maalesef olan bir kültürüz.Oysa insan yaşamdan aldığı keyiften beslenen,o şekilde moral bulan bir varlıktır.Fedakarlık çoğunlukla devamlı bir alıcıya devamlı bir verici olmak şeklinde yaşanır bizim kültürümüzde.Hatta bu bir süre sonra alışkanlık yaratır ve göreve dönüşür.O nedenle ben yıllara dayalı uzmanlık tecrübemle bizim toplumda dayanışmadan çok alma-verme yani kullanma kültürünün yaygın olduğunu gördüm.Bu toplumun hem merhametli hem de üretken insanlarının üzerine yakın çevresinin çökmesi demektir ki bizim ülkemizde maalesef çok görülür.Mutlu olma direktir.Mutlu etme üzerinden mutlu olma kendi için bir şey yapmama,başkaları için yaptıkları üzerinden avunma demektir.Kimse bunu bir ömür taşıyamaz ve bir yerden sonra yorulma kaçınılmazdır.
Yaşam yorgunluklarında bir kendini doyuracak keyiflilikte yaşayamama,bir de çözülmediği için biriken sorunların yaşama yapışmasının insandaki hassasiyetle buluşarak yarattığı psikolojik yorgunluk ön plandadır.Aslında gerektiği kadar esnek bakılsa yaşamda çözümsüz sorun neredeyse yoktur.Beklenti de her istediğimize ulaşmak değil makul bir tatmin eşiğini yakalamak ve bununla yetinmesini bilmek olmalıdır.Her abartı insan yaşamına bir zorlanma getirecektir.Öte yandan ulaşabilir olduğumuz güzellikleri ağız tadıyla yaşamayı,oradan beslenmeyi becerebilirsek bundan psikolojik direncimiz de beslenecektir.Bu nedenle ruh sağlığında en faydalı yaklaşım tedavi edici değil de koruyucu ruh sağlığı desteğidir.Bunun da en etkili yolu psikoterapidir.Çünkü psikoterapi konu sorun iken ve henüz hastalığa dönüşmemişken çözmekte oldukça etkili ve faydalıdır.
Sorun odaklı değil çözüm odaklı yaşamanız,mıknatıs gibi olumsuzlukları üzerinize çekmek yerine olumlu bakmayı öğrenmeniz ve yaşadığınız yaşamdan beslenebilmeniz son derece önemlidir.Bunun olabilmesi için ise bir mucizeye filan ihtiyaç yok.İstemek,yönelimlerini bu yönde geliştirmek ve buna alışmak yeterli olacaktır.Ben size iyiye,doğruya,olumluya doğru adım atmanızı değil attığınız adıma devamlılık kazandırmanızı ve bu sayede onu yaşamınızın bir parçası yapmanızı öneriyorum.
29. yıla girmiş bir mesleki deneyimle ben insanlara esnek,talepkar olmaları,sorun çözme becerilerini geliştirmelerini,yaşamda ulaşılabilir keyifler oluşturarak bunlardan beslenmelerini,hiç bir şeyi vazgeçilmez görmemelerini,ilişkilerini karşılıklılık esasıyla kurmalarını tavsiye ediyorum.Yaşam sizi yormasın istiyorsanız bu tavsiyemi doğru hayata geçirmeniz yetecektir.Bir şekilde öncesinde oluşmuş bir birikim ve yaşam yorgunluğu var ise beklemede kalırsanız bunun sonu depresyon olacaktır.Bir an önce harekete geçmenizi ve bir uzmandan psikolojik destek almanızı tavsiye ederim.Gerek ofisimizden gerekse online olarak verdiğimizi psikoterapi ve çift terapileriyle yanınızdayız efendim.Pandeminin bir an önce bittiği,güzelliklerin paylaşıldığı günlere ulaşmanızı dilerim.Sevgiyle...
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Yaşam Yorgunluğu" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Namık ACAR'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Namık ACAR'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     4 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Namık ACAR Fotoğraf
Psk.Namık ACAR
Kocaeli (Online hizmet de veriyor)
Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi13 kez tavsiye edildi
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Namık ACAR'ın Makaleleri
► İlişki Yorgunluğu Psk.Namık ACAR
► Zoom Yorgunluğu Psk.Dnş.Hatice DALAK
► Bahar Yorgunluğu Psk.Dnş.F.Nur AYDOĞAN
► Sorun ve Üzüntü Yorgunluğu Psk.Namık ACAR
► Evlilikte İlişki Yorgunluğu Psk.Namık ACAR
► Yaşam Değişim Dönemleri - Yaşam Döngüsü Psk.Dnş.Filiz OKUŞ TEZEL
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,976 uzman makalesi arasında 'Yaşam Yorgunluğu' başlığıyla benzeşen toplam 46 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Evlilik Bilinci Şubat 2024
► Psikolojik Sağlamlık Ocak 2024
► Kötümserlik Sendromu ÇOK OKUNUYOR Eylül 2022
► İlişki Yorgunluğu Ağustos 2022
► İlişkilerde Uyum Sağlayıcı Esneklik ÇOK OKUNUYOR Temmuz 2022
► Evlilik Öncesi Desteği ÇOK OKUNUYOR Temmuz 2022
► Çözüm Odaklı Olma Şubat 2022
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


18:34
Top