2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,222 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Okul Fobisi
MAKALE #2249 © Yazan Uzm.Psk.Aysun AKTAŞ | Yayın Ocak 2009 | 5,995 Okuyucu
Can, genç yaşta evlenip çocuk sahibi olmuş Sibel Hanım’la Ömer Bey’in oğluydu.

Can, aynı zamanda ailenin ilk torunuydu ve bir dediği iki edilmemişti. Can her istediğini hemen elde etmeye alışmıştı; istediği olmadığında da tutturuyor, anne-babasına vurabiliyordu. Ailenin uygulamaya çalıştığı cezalar da pek sonuç vermemişti.

Derken Can 1. sınıfa başladı. Annesi o gün işten izin aldı, oğlunu okula götürdü. Sınıf öğretmeniyle tanıştılar; annesi sınıf öğretmenine ayaküstü Can’la ilgili bir sürü şey anlatmaya başladı. Ancak, Can, annesinden ayrılmak ve sınıf arkadaşlarıyla birlikte bahçede sıraya girmek istemiyordu. Öğretmeni, annesinin onun yanında kalmasına izin verdi. Bayrak töreninden sonra, arkadaşları sınıfa girdikleri halde, Can annesinin elini bırakmıyor, ağlıyor, tepiniyordu. Annesi ise işe dönmek zorunda olduğu için çok telaşlanıyordu ve Can’a karşı sabrı tükenmeye başlamıştı. Sonunda, annesi kısa bir süre için işe uğramak üzere okuldan ayrıldı.

Döndüğünde, Can bahçede ağlıyor, onunla ilgilenmeye çalışan öğretmene tekmeler atıyordu. Annesini görünce koşarak yanına geldi ve onu okuldan dışarı sürüklemeye çalıştı. "Bir daha beni buraya getirme. Ben okula gitmeyeceğim. Burayı hiç sevmedim!" diyerek bağırmaya başladı. Gerçekten de ertesi sabah, annesi Can’ı yatağından kaldıramadı. Can, karın ağrısından şikayet ediyordu.

Sibel Hanım, Can’ın okuldan soğumaması için evde kalmasına izin verdi. O gün Can, babaannesiyle sakin bir gün geçirdi ve televizyon seyretti. Ertesi gün de okula gitmeye hiç niyeti yoktu. Can’ın ailesini bir düşüncedir aldı; böyle giderse Can okuldan iyice geri kalacak, okuma-yazma öğrenemeyecekti. Ancak Can, okul konusu açılınca ağlıyor ve hemen karnı ağrımaya başlıyordu.

Birkaç gün sonra bir gazetede bu konuyla ilgili bir uzman görüşü okudu Sibel Hanım ve hemen bir psikoloğa başvurmaya karar verdi.

Okul Reddi ve Okul Fobisi

Çocuğun okula gitme konusunda isteksiz olması veya okula gitmeyi tamamen reddetmesi durumudur.

Bu durum, genellikle iki şekilde görülür:

Birinci durumda, çocuk okula gider, ancak isteksiz ve protesto eder bir haldedir.
Ikinci durumda ise, çocuk okula gitmeyi tümden reddeder, evde oturmayı ister.
Çocuk okula gitme konusundaki isteksizliğini doğrudan belirtebileceği gibi, değisik yollarla da ifade edebilir. Örneğin: Karın ağrısı, Baş Ağrısı gibi temeli olmayan somatik belirtiler, öğrenme problemleri, okul otoritesine başkaldırma, aileye aşırı bağlılık, ayrılma kaygısının yükselmesi.

Okul fobisi genellikle 6-10 yaşları arasında ortaya çıkar. Bu dönemde gerektiği şekilde ele alınmazsa, çocuğun eğitim yaşamının olumsuz bir şekilde etkilenmesi söz konusudur. Bu durum gençlik çağında ortaya çıktığında bir karşı gelme bozukluğu veya daha ciddi sorunlar akla gelir.

Okula yeni başlayan veya geçici bir zorlukla karşılaşan çocuklarda kısa bir dönem okula gitmekte isteksizlik görülebilir. Bu durum, birkaç hafta sürdüğünde ve çocuğun okuldan soğumasına yol açtığında, evde uygulanan yöntemlerden hiçbir sonuç alınamadığında, bir uzmana başvurmak gerekir.

Bu durumda, çocuğun ailesinden destek görmesi çok önemlidir. Aile, çocuğu eleştirmek ve umutsuzluğa kapılmak yerine öncelikle çocuğun okula gitmesine çok önem verdiğini ve çocuğun evde kalmasına hoşgörüyle bakmadığını çocuğa uygun bir dille anlatmalıdır. Gerekirse, çocuğun okulda bir tam gün kalması yerine, gittikçe artan sürelerde kalması da sağlanabilir.

Çocuklarla İletişimi Arttırmak için Öneriler

Kapalı uçlu sorulardan kaçının. Çocuklara sohbeti kapatıcı değil, iletişimi arttıracak sorular sormaya özen gösterin. Cevabı evet hayır yada herhangi bir cevap olan sorular iletişimi sona götürür. Çocukların tarif etmesini, açıklamasını veya fikirlerini paylaşmasını sağlayacak tarzda açık uçlu sorular diyaloğu genişletir ve zenginleştirir.

Diyaloğu genişletin. Çocuğunuzun konuşmasından bir kısmını alıp, onun söylediklerini derleyip tekrar söyleyerek ve çocuğunuzun kelimelerini kullanarak sorular sorup onun konuşmasına olan güvenini arttırabilir ve fikirlerinin değerli olduğunu gösterebilirsiniz.

Düşüncelerinizi paylaşın. Ne düşündüğünüzü çocuğunuzla paylaşın. Örneğin, evinizin dekorasyonunu nasıl yapacağınız konusunda kafanız karışıksa, çocuğunuza “Bu rafı nereye yerleştireceğimi bilmiyorum, sence bunun için neresi en iyi olur?” şeklinde sorular sorabilirsiniz.

İşaretleri gözleyin. Diyaloğu sonlandırmak için çocuktan gelecek işaretleri gözleyin. Çocuk boşluğa bakmaya başlamışsa, aptalca cevaplar veriyorsa, veya sizden söylediklerinizi tekrar etmenizi istiyorsa, muhtemelen diyaloğu bitirmenin zamanı gelmiştir.

Duygularınızı yansıtın. İyi dinleyicilerin en önemli becerileri kendilerini karşılarındakilerin yerine koyabilmeleri ve karşısındakinin düşünce ve duygularını anlamak için empatik yaklaşım göstermeleridir. Ebeveyn olarak, çocuğunuzun duygularını tekrar ederek aynalamaya çalışın. Çocuğunuzun duygusuna şöyle yaklaşabilirsiniz “Matematik öğretmenine kızmış gibi duruyorsun”. Onların duygularını tekrarlamak, yeniden belirtmek, güçlü duygular yaşarken gözden kaçırabilecekleri, farkında olmadıkları şeyleri fark etmelerini sağlar.

Deneyimleri netleştirmeye ve birbirleriyle ilişkilendirmeye çalışın. Dinlerken, çocuğunuzun hislerini kendi sözcüklerinizle ifade edin. Sizin daha geniş olan sözcük dağarcığınız, çocuğun kendisini daha net ve doğru ifade etmesine ve sözcük kullanımı ile ilgili daha iyi bir kavrayışa ulaşmasına yardımcı olabilir.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Okul Fobisi" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Aysun AKTAŞ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Aysun AKTAŞ'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     1 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Aysun AKTAŞ Fotoğraf
Uzm.Psk.Aysun AKTAŞ
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Uzman Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi14 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Aysun AKTAŞ'ın Makaleleri
► Okul Korkusu-Okul Fobisi Psk.Saadet ELEVLİ
► Okul Fobisi - Okul Sendromu Psk.Serap DUYGULU
► Okul Fobisi Psk.Merve KIRNA
► Okul Fobisi Psk.Dnş.Yasemin ŞAHİN
► Okul Fobisi Psk.Zehra ORGUN
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Okul Fobisi' başlığıyla benzeşen toplam 17 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Affetmek,bağışlamak Şubat 2020
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


01:33
Top