2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,222 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Dijitalleşen Yas
MAKALE #22500 © Yazan Psk.Emre ŞENGÜR | Yayın Eylül 2021 | 1,438 Okuyucu
Yas; hayatımızda yer alan, değer verdiğimiz bir varlığın kaybı sonucu oluşan tepki sürecidir. Yas, kayıp sonrasında yaşanması gereken olağan ve normal bir süreçtir. Yas; yaşanmasının sağlıklı olduğu, dönemin getirilerinin yaşanmadığı takdirde sağlıksız olan bir süreçtir. Yas, özellikle bir insan kaybı sonrasında gündeme gelse de sadece insan kaybı sonrası dönem için düşünülmemelidir. Literatürde yasa dair birçok çalışma ve kuram bulunmaktadır. Bu modellerden ikisi en çok atıf alanlardır. İlki Kübler Ross’ un Süreç Temelli Yas Modelidir. İkinci ise Worden’ ın Yas Görevleri Modelidir. İlk model yas döneminin süreçsel ilerleyişine atıf yaparken, ikinci model sürecin yanı sıra yas dönemi içerisinde gerçekleştirilmesi gereken bir nevi görevlere atıf yapmaktadır. Bu noktada iki model de yas sürecini ele almada oldukça işlevsel ve birbirini tamamlayıcıdır. Bir diğer yazımda özellikle bu iki model ve etkileşimleri üzerine yazmıştım. Bu yazımın temel konusu ise mevcut modeller ışığında günümüzde yasını tuttuğumuz kişilerin dijitalleşen taraflarını da görebilmek üzerine olacak. Bundan çok değil, yaklaşık yirmi sene önce hayatımızda bir değişiklik meydana gelmeye başladı. Meydana gelen değişiklik, kendilik kurulumumuzun dijital mecralarda da gerçekleşir hale gelmiş olmasıydı. Ki bu kendilik inşası gerçek yaşamdan sonra ve manipülasyona izin verecek ölçüde kontrol edebildiğimiz, yönlendirebildiğimiz bir süreç barındırıyordu. Günümüz dünyası bu kısa tarih içerisinde günlük hayatta gördüğümüz kişileri görebileceğimiz yeni bir mecra yaratmış oldu. Hepimizin bildiği üzere sosyal medya evreni diyebiliriz bu mecraya. Sosyal medya ile günlük hayattaki kendimiz dahil olmak üzere, birinci derece yakınlarımız, öğretmenimiz ve belki de çok az muhatap olduğumuz bir iş arkadaşı ile bile sosyal medya ile yeni bir etkileşim ortamı kurmuş olduk. Böylece günlük hayatın yanına sosyal medyadaki hayat da eklenmiş oldu. Kaybın ve yasın gerçekleştiği günlük hayatın yanı sıra, etkileşimin kurulduğu yeni sosyal mecrada da bu süreçten kendi payını alması gerekirdi ki aldı. Günümüzde artık birçok alt mecraya sahip olan sosyal medyada her birimizin en az bir aktif sosyal medya hesabı var. Aktif hesapların yanı sıra pasif durumda olan veya sildiğimiz hesaplar da elbette ki bulunmakta. Günlük hayat içerisinde birinin evladı, bir iş yerinde personel, birinin akrabası, bir diğerinin arkadaşı olan bizler bir yandan da sosyal medyanın kullanıcı isimlerine sahip dijital ayak izleri olan kimselere dönüştük. Peki; mevcut dijitalleşmeden ölüm, kayıp ve yas sürecinin etkilenmemesi mümkün mü?

Aklıma mevcut konu ile ilgili fikirler geldiğinde birkaç ölmüş kimsenin ölmeden önce kullandığı aktif sosyal medya hesaplarının şu anki haline bakmak geldi. Üç hesabı inceleme fırsatı buldum. Üç hesap da toplumun çeşitli vasıtalar ile tanıdığı kimselerdi. Ölüm tarihleri ise bir ve on yıl arasında farklılık göstermekteydi. Gördüklerim şunlardı: İlk iki hesap son kullanıldığı tarihteki gibi durmaktaydı. Diğer bir hesap ise “Anıtlaştırılmış Hesap” haline dönüştürülmüştü. Her üç hesap da takip edilmeye devam edilmekteydi. Diğer kullanıcılar ölümün gerçekleştiği tarihten itibaren mevcut hesaplarda dua ve dileklerini sunmaktaydılar. Ki bu dua ve dilek sunma eylemi sadece ölüm gününde değil, çeşitli aralıklarla bir hatırlama ve yad etme şeklinde devam etmekteydi. Karşılaştıklarım sonrası günlük hayatın yanında kendiliğimizi yeniden kurduğumuz sosyal medyayı ölüm ile nasıl bir imtihan bekliyor buna cevaplar oluşturmaya çalıştım?

Sosyal Medya Kullanıcısı İçin:

Bireyler için sosyal medya kendiliğin kurulduğu ve yansıtıldığı ikinci bir ortam oluşturmakta. Ölüm ise olacak olanın bir gün gerçekleşmesi. Her birimizin olacağını bildiği ama hastalık veya bir yakınımızın kaybı gibi sebepler dışında üstünü örttüğümüz bir gerçeklik. Ve bu gerçeklik bir gün bizi bulmakta. Böylece günlük hayattaki kendiliğimiz somut bir beden olan tarafı, düşünce ve inanç şekillerimize göre tören ile gündelik hayattan arınmakta. Manevi tarafımız ise zihinlerde kaldığı kadar varlığını devam ettirmekte. Maddi ve manevi tarafımız böyle bir değişikliğe uğrarken özellikle son yirmi yılda kendiliğimizi kurduğumuz sosyal medya, ölüm sonrası nasıl bir akıbete sahip olacak? Sosyal medya üreticileri kullanıcılarına bu noktada nasıl bir imkan sunmaktadır?

*Hesabın silinmesi: Ayarlar kısmında belirlediğimiz bir süre ile o süre bandında hesaba giriş yapılmaması durumunda hesabın otomatik silinmesi

*Hesabın başkası tarafından silinmesi: Ölüme dair sosyal medya sitesine resmi bir belge ibrazı sonrası hesabın silinmesi

*Hesap Varisi Belirlemek: Ayarlar kısmından belirlenen hesap varisi ile ölüm sonrası hesap kullanımının varise kısıtlı şekilde (Yeni paylaşım yapamamak gibi) geçişi

*Anıtlaştırılmış Hesap: Kişi ölüm sonrası hesabının silinmesini ayarlar kısmında tercih etmediyse, ölümü sonrası ölümünü belgelendiren bir başvuru ile hesabın statüsünün “Anıtlaştırılmış Hesap” haline gelmesi ve sayfaya giriş yapıldığında “Anısına” yazısıyla karşılaşma imkanı sunmakta

Özetle sosyal medya hesaplarımız için ölüm sonrası (belirleyeceğimiz bir giriş yapılmayan süre veya ölüm belgelendirmesi) hesabın silinmesini veya ölüm sonrası bir varis hesap kullanıcısı seçme hakkına sahibiz. Varis hesap kullanıcısı, kısıtlı olarak ölüm sonrası hesabı yönetebiliyor ve hesabı anıtlaştırılmış hesap haline getirebiliyor. Eğer ayarlarda böyle bir değişiklik yapmadıysak ölüm durumumuz belgelendiği takdirde hesabımız anıtlaştırılmış hesap haline gelebiliyor.

Kişilerin ölüm sonrası törenleri ve kalan eşyaları ile ilgili tercih ve vasiyette bulunma “hak ve özgürlükleri” benzer şekilde sosyal medya hesaplarının varlığı hakkında karar vermede de geçerliliğini korumakta.

Yakınları için:

Yazının başında kaybın tanımı, yas süreci ve yas sürecini elen temel iki modele değinmiştik. Peki, iki modeli düşündüğümüzde kaybı yaşayan ve yas dönemi içerisinde olan yakınlar için nasıl bir süreç olacaktır:

Worden’ın modeline göre kayıp sonrası kabullenmeye giden süreçte gerçekleştirmemiz gereken bir nevi görevler vardır. Bunlardan biri de Ölen Kişi İle Bağın Yeniden Şekillenmesi”dir. Kayıp sonrasında, ölen kişinin sosyal medya hesabıyla da yeniden şekillenmesi gereken bir bağ meydana gelir. Kişiler, ölüm sonrasında kişinin sosyal medya hesabında özellikle son gönderisi altına dua ve dileklerini ileten mesajlar yazmaktadır. Böylece gündelik hayattaki taziye merasimini, sosyal medyada gerçekleştirmekte ve böylece kabullenmeye giden süreci başlatmaktadırlar. Ölüm yıl dönümlerinde ve zaman zaman kişinin yad edilmesinin istendiği zamanlarda ise sosyal medya hesabı ikinci bir mezar taşı ve ziyaretgah haline gelmektedir. Bu durum da sağlıklı kabullenme ve yad etmenin dijitalleşmiş halidir. Sağlıksız olan ve kabullenme sürecinin oluşmasını engelleyen durumlar ise şunlardır: Sosyal medya hesabına ölüm sonrasında hiç bakmamak, ölüm sonrasında sosyal medya hesabına çok sık bakmak, geçmiş gönderilere yeni anlamlar biçmeye çalışmak, geçmiş gönderiler üzerinden kişisel pişmanlıklar ve keşkeler üretmek. Bu gibi durumlar Kübler Ross’ un modelinde inkar, öfke, pazarlık ve depresyon aşamalarının göstergeleri olup kabullenmeye giden süreçte bir engeldir. Worden’ın modeli açısından ise kayıp ile kurulması gereken yeni bağın kurulmasını engelleyen adımlar olduğunu söyleyebiliriz. Kayıp sonrasında sosyal medya hesabını dijital bir taziye mekanı ve yad etmek için bir anıt haline getiriyorsak; Worden’ ın tanımladığı şu görevleri gerçekleştirmiş oluruz: Ölümü kabullenme, ölüm sonrası oluşan olumsuz duyguları ifade etme, ölen kişi ile bağın yeniden şekillenmesi. Ayrıca Kübler Ross’ un modeline göre de kabullenme aşamasına doğru ilerlememiz ve yas sürecini dijital manada da sağlıklı bir hale getirmiş olmamız olasıdır.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Dijitalleşen Yas" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Emre ŞENGÜR'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Emre ŞENGÜR'ün izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     26 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Emre ŞENGÜR'ün Yazıları
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Dijitalleşen Yas' başlığıyla eşleşen başka makale bulunamadı.
► Kanserin 5 Aşaması Haziran 2022
► Kanser ve Psikoloji ÇOK OKUNUYOR Haziran 2022
◊ Psikoterapi ve Sohbet Eylül 2021
◊ İstisna Davranış Mayıs 2021
◊ Dönüşüm Nisan 2021
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


01:21
Top