2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,222 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Cinsellik Kavramı
MAKALE #22870 © Yazan Adalet SEVİM | Yayın Aralık 2022 | 834 Okuyucu
Cinsellik bireyin çevresiyle olan ilişkisi, yaşam koşulları gibi fizyolojik, kültürel ve psikolojik faktörlerin karşılıklı etkileşimleri sonucu şekillenmektedir. İnsanın ayrılmaz bir parçası olarak görülmektedir. Hemen hemen bütün kültürlerde, insan sağlığı için oldukça büyük bir önem taşımaktadır

Eski zamanlardan günümüze kadar toplumsal yapıların da etkisiyle, cinsel hayat ile ilgili türlü yoğun baskılara maruz kalınılmaktadır. Ancak günümüzde bu baskılar insan haklarının da rolüyle yerini zaman zaman hoşgörü ve saygıya bıraksa da; cinselliğe dair hala daha görülmekte olan bir baskı söz konusu olmaktadır. Cinsellik bastırılması gereken bir alan olarak görülmektedir.

Doğal yaşamın bir parçası olan cinselliğe dair ilk kapsamlı araştırmalar ise 1938-1952 yılları arasında, cinsiyet araştırmalarının neredeyse yasak olduğu bir dönemde Kinsey ve arkadaşları tarafından yapılmıştır Kinsey yaptığı araştırmalar ve yayınladığı kitaplarıyla büyük yankı uyandırarak cinsellik alanındaki bilimsel çalışmaların öncüsü olmaktadır. Kinsey ve arkadaşları yaptığı bu çalışmalarla bireylerin cinsel davranışlarını, cinselliği yaşayış biçimlerinde etkili olan faktörleri, cinsel davranışlarının toplumsal ve bireysel yaşamlarıyla olan etkileşimini ortaya koymaktadır . Bununla birlikte Kinsey, cinsel davranışı araştırdığı bu çalışmaları nesnel ve bilimsel olarak incelemek adına bireylerle doğrudan doğruya görüşerek yapmıştır. O güne kadar konuşulmaktan çekinilen ve tabulaşan cinselliğe, cinsel sorunlara ve cinsel davranışlara yönelik anlayış hızla değişmiş, bilimsel bir gerçeklik kazanmış ve araştırılabilir bir niteliğe sahip olmuştur.

Geçmişe bakıldığında, cinsellik ve cinsel sorunlar ile ilgili yapılan çoğu çalışmaya, 1954 yılında Washington Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde W. H. Masters ve V. E. Johnson tarafından yapılan bireylerin cinselliği ve cinsel tepkilerine dair olan çalışmaları hız kazandırmıştır . Masters ve Johnson cinsel uyarılma sırasında gerçekleşen fizyolojik tüm değişimleri laboratuvar ortamında gözlemleyerek araştırmışlardır . Bu çalışmada cinsel tepkinin anatomisi ve fizyolojisi ortaya konularak cinsel yanıt döngüsünün evreleri ele alınmaktadır. Masters ve Johnson’ın günümüze kadar gelen bu tanımlayıcı cinsel yanıt modeli cinsel işlev bozukluklarına dair bütün çalışmalarda kaynak olarak kullanılmaktadır.

Cinsellik, yakın ilişki, cinsel işlev bozuklukları ve cinsel terapi gibi konuları ele alan; Masters ve Johnson’ın çalışmalarını temel alarak cinsellik alanına ciddi katkılarda bulunan Helen Singer Kaplan ise bu cinsel tepki evrelerini yeniden değerlendirerek bu evrelere cinsel istek kavramını eklemektedir (İncesu, 2004). Kaplan (1979)’e göre, cinsel tepki döngüsü kadınlar ve erkekler için de üç ayrı evrede gerçekleşmektedir: uyarılma, plato ve orgazm. Bu aşamalar da iki ayrı bölümden oluşmaktadır. Uyarılma ve plato evreleri ilk bölüm olarak genel metabolizmayı yavaşlatan parasempatik sistem tarafından; orgazm evresi olan ikinci bölüm ise genel metabolizmayı hızlandıran sempatik sistem tarafından gerçekleşmektedir. Kadınlarda da erkeklerde de bu iki ayrı bölüm, farklı fizyolojik bölgeleri etkilemekte ve yaş, fiziksel travma gibi faktörlere göre değişen ölçülerde hassasiyet göstermektedir. Cinsel işlev bozuklukları da bu üç evrenin bozulmasıyla meydana gelen farklı sendromlar olarak tanımlanmaktadır

Cinsel Tepki Evreleri

Cinsel uyarana karşı verilen cinsel tepkiler, sistematik bir sıralamayla gerçekleşerek insanların bedenini cinsel birleşmeye hazırlamaktadır. Bu tepkiler, bireylerin bedenlerinde meydana gelen birtakım yoğun kimyasal ve fizyolojik değişimler gibi adaptasyon süreçlerini içermektedir.

Masters ve Johnson (1966) tarafından geliştirilen cinsel tepki modeli birbirini izleyen dört evreye ayrılmaktadır. Bu evreler; uyarılma evresi, plato evresi, orgazm evresi ve çözülme evresi olarak adlandırılmaktadır.

İstek / Uyarılma Evresi

Herhangi bir bedensel ya da psikolojik uyaranla cinsel duygu ve düşüncelerin ortaya çıkarak erkeklerde ereksiyonun, kadınlarda vajinal lubrikasyonun (vajina bölgesindeki salgı bezleriyle vajinanın ıslanması) gerçekleşme hali olarak tanımlanmaktadır. Cinsel gerilim sırasında erkeklerde penil ereksiyon yaşanmaktayken; kadınlarda ise vazokonjesyon (vajina ve diğer cinsel organlarda damarların aşırı kanla dolması) ve miyotoniden (kasların kasılması) oluşan bir bedensel tepki gerçekleşmektedir. Bununla birlikte bu aşamada solunum hızında, kalp atış hızında ve kan basıncında artış meydana gelmektedir. Cinsel uyaranın süresine, yoğunluğuna ve bireye fiziksel ya da psikolojik açıdan uygun olup olmamasına göre cinsel tepkinin şiddeti değişebilmektedir. Buna bağlı olarak da bu evrenin süre ve yoğunluğu kişiden kişiye farklılık göstermektedir.

Plato Evresi

Haz duygusunun ve cinsel gerilim düzeyinin en yüksek olduğu plato evresi sırasında, her iki cinsiyetin de genital organında lokal bir vazokonjesyon gerçekleşmektedir. Erkeklerde, penis kanla dolup şişmekte ve tam bir ereksiyon meydana gelmektedir. Kadınlarda, vajina girişinde ve alt genital bölgede şişkin ve kanla dolmuş ‘orgazmik platform’ adı verilen bir doku oluşumu gerçekleşmektedir. Orgazm aşamasına giriş niteliğinde olan bu süreç bireyin orgazma geçişine kadar devam edebilmektedir.

Orgazm Evresi

Süre bakımından diğer evrelerden daha kısa sürmesine rağmen, cinsel duyumlar arasında en yoğun hazzın yaşandığı orgazmın gerçekleştiği evre olmaktadır. Orgazmın şiddeti ve alınan haz kişiden kişiye farklılık göstermektedir. Erkek orgazmında penil üretranın, penil tabanı kaslarının ve perineal kaslarının düzenli kasılması ile boşalma gerçekleşmektedir. Kadın orgazmı ise perineal kaslar ve vajina çevresindeki kaslar ile vazokonjesyon sonucunda kanla dolan, şişen dokuların ritmik kasılmalarıyla tanımlanmaktadır.

Çözülme Evresi

Bu aşamanın süresi cinsiyete, orgazmın yaşanıp yaşanmamasına, orgazm yoğunluğuna ve cinsel uyaranın sürüp sürmemesine göre değişmektedir. Cinsel yanıt döngüsünün son evresi olan çözülme evresi, bütün önceki aşamalarda gerçekleşmiş olan lokal fizyolojik değişimlerin yine aynı sırayla kaybolması olarak karakterize edilmektedir. Cinsel uyarana verilen tepkiler hafifleyerek azalmaktadır. Kadınlar bu evrede, cinsel uyaranın yeniden başlaması halinde tekrar orgazm olabilmekteyken; erkekler orgazm sonrasında belli bir süre cinsel uyarıma yanıt verememektedirler . Bu nedenle, erkeklerde cinsel tepki döngüsü yalnızca tek tip olmasına rağmen; kadınlarda farklılık gösterebilmektedir.

Türkiye’de Cinselliğe Bakış

Her toplum cinsellik tanımını, cinselliğe dair değer yargılarını ve kurallarım zaman içerisinde kendisi oluşturmaktadır. Bu nedenle her toplumun cinsellik ile ilgili
tanımlamaları ve bununla birlikte tutumları da farklı olmaktadır. Türkiye’nin doğu ve batı arasındaki konumu dolayısıyla, Avrupa ve Asya kültürlerinin, dinlerinin etkisinde altında olduğu söylenebilmektedir. Bu bağlamda toplumsal yapı içerisinde bu farklı değer yargılarının çatıştığını da görülebilmektedir. Cinselliğin hem ayıplandığını hem de yüceltildiğini görebilmek mümkün olmaktadır. Buna rağmen genel olarak cinsellik günümüzde, bazı çevreler haricinde, yoruma kapalı olmakta ve hala bir ‘tabu’ olarak görülmektedir. Ülkemizde, cinsellikle ilgili yapılan çalışma ve araştırmalar zor cevap alınan bir konu olmaktadır. Bu bağlamda kadın cinselliği ve kadın cinselliğiyle ilgili bekaret gibi diğer tüm konular da tartışmaya kapalı olmakta; tıbbi makalelerin dışında yeteri kadar incelenmemektedir. Kadın-erkek ilişkilerinde ise en çok evlilik, bekaret ve özgürlük kavramlarının vurgulandığı saptanmaktadır.

Türkiye’de kadın cinselliğine dair en çok dikkat çeken olgu ise bekaret konusu olmaktadır. Ülke genelinde çoğunlukla, kadınlar aksine, erkekler evlenmeden önce hiç cinsel birliktelik yaşamamalarına dair bir utanç duyulmakta ve buna bağlı olarak da ilk seksüel yaşantıları ailelerinden, yakın çevrelerinden birisinin önayak olmasıyla gerçekleşmektedir. Kadınlar için ise cinselliklerinin kontrolü olarak bekârete ayrı önem verilmektedir . Kadınlar evliliklerine kadar bekâretlerini korumakla yükümlü olmaktadırlar. 1997 yılında bir kız yetiştirme yurdunda kalan 4 öğrencinin yurda geç gelmeleri sonucu bekâret kontrolünden geçirilmek istenmiş ve bunun üzerine öğrenciler intihar girişiminde bulunmuştur. Ülkede bekârete verilen önemi gösteren bu olay sonucunda, bekâret muayenesi kanununun 2004 yılında değişmesine rağmen; hala daha bekaret yüzünden işlenen cinayetlere ve intiharlara tanık olunmaktadır . Eski zamanlardan bu yana gelen özellikle kırsal kesimlerde karşılaşılan, gerdek gecesi kadının bekâretinin ispatı olan çarşafın akraba ve yakınlara gösterilmesi de bakirelik konusuna verilen öneme örnek olarak gösterilebilmektedir. Bu bağlamda Türkiye’de çiftlerin özel yaşamının kadının ve erkeğin ailesinin, yakınlarının ve çevrelerinin baskısı altında olduğu da söylenebilmektedir.

Türkiye’de kadınlara ergenliğe girene kadar çocuk gibi davranılmaktayken; manstrüasyon döngüleri başlayıp ergenliğe adım attıkları andan itibaren bu genç kadınlarla ilgili, hareketlerinden kuşku duyulması ve cinsiyeti nedeniyle kontrol altında tutulması, izlenilmesi gereken bir durum ortaya çıkmaktadır. Cinsel organların geliştiği, cinsel dürtülerin arttığı ergenlik yıllarında ailelerinden ve çevrelerinden de gelen cinselliğin ayıp, kötü, kirli bir şey olduğuyla ilgili söylemler; bununla birlikte cinsel eğitimin yetersizliği, genç bireylerde cinsel disfonksiyonların gelişmesinde etkili olmaktadır. Bu bireyler hayatları boyunca cinselliğin utanılması gereken bir olgu olduğuna inanabilmektedirler. Bu bağlamda kadınlar cinsel dürtülerini, ilgilerini ve hazlarını ifade etmeyi ayıp olarak nitelendirerek cinsellikte birtakım sorunlar yaşayabilmektedirler. Cinselliğin özgürce, sağlıklı bir şekilde yaşanmasını engelleyen ve cinsel davranışlara olumsuz bir bakış açısı geliştirilmesine neden olan kalıplaşmış birtakım yargılar oluşmasını sağlamaktadır. Bu tür yargı ve algıların önüne geçebilmek adına cinsel eğitim ülkemizde daha da önem kazanmaktadır.

Bunların yanı sıra cinsel problemleri ve cinselliğe dair konuları, Türkiye’de genel olarak pek çok partner kendi arasında konuşamamaktadır.ebeveynlerin çocuklarını yetiştirirken yaptıkları hataların, cinsellikle ilgili oluşan toplumsal baskıların ve gerçekdışı beklentilerin partnerlerin cinsel hayatlarını etkilediğini savunmaktadır. Bu noktada cinsel eğitim önemli bir hal almaktadır.

Ülkemizde cinsel eğitim araçları, basılı materyaller sayıca yetersiz kalmaktadır. Sungur (1998), bireylerin hayatları boyunca devam edecek cinsel eğitimlerinin aktarılmasında ilk olarak ebeveynlerin, öğretmenlerin ve sağlık çalışanlarının rolünün olduğunu; bununla birlikte bilginin doğru bir şekilde aktarılması adına önce onların da cinsel eğitim almaları gerektiğini belirtmektedir.

Türkiye’de vajinismus teşhisi almış kadınlarda cinsel bilgi, evlilik özellikleri, cinsel işlev ve doyumunun değerlendirilmesi üzerine yapılan bir klinik çalışmada vajinismuslu kadınların cinselliğe dair bilgi düzeylerinin yetersiz olduğu sonucuna varılmaktadır. Kontrol grubuyla karşılaştırılan bu kadınların büyük bir kesiminin ev kadını ve geleneksel ahlak kuralların yoğun görüldüğü köy/kasaba doğumlu olmalarının cinsel bilgilerinin yetersizliğinde etkili olduğu belirtilmektedir .

Bu bağlamda, cinsel bilgi yetersizliğine dayalı olarak cinsellikle ilgili doğru bilinen yanlış bilgiler, bir diğer adıyla cinsel mitler, toplum içinde daha da yaygınlaşmaktadır.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Cinsellik Kavramı" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Adalet SEVİM'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Adalet SEVİM'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Adalet SEVİM Fotoğraf
Adalet SEVİM
Kayseri (Online hizmet de veriyor)
Psikoterapist
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi47 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Adalet SEVİM'in Makaleleri
► Cinsellik Kavramı ve Cinsel Sağlık Psk.Dnş.Sibel DEMİR SARIOĞLU
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Cinsellik Kavramı' başlığıyla benzeşen toplam 23 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


11:13
Top